Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm - Cadı Olma Töreni

@orangewriter

Hepinize tekrar merhaba hikayeye kaldığımız yerden devam ediyoruz, yorum yapıp oy vermeyi unutmayın!

 

 

...

 

 

 

 

Sönük sobanın verdiği ağır kokusuyla dogrulmuştum uykudan, falez ve annesinin benim hakkımda konuştuklarını hissettim. Uyuyormuş numarası yapıp, rahat konuşup devam etmelerine izin verdim.

 

"Kim bu kızım? Neyin nesi böyle?" Dedi ember hanım.

 

"Bilmiyorum anne yugarik parkında piyano çalarken yanıma geldi. Çamuranlar saldırmasın diye getirdim. Kötü mü ettim?"

 

Bu çamuranlar kimdi hala anlamıyordum. Umarım yakında onlar hakkında daha detaylı bilgi öğrenirim.

 

"Yok iyi ettin de kaç yaşında bu kız?"

 

"Of, bilmiyorum anne" diye çıkıştı falez

 

O arada kendimi doğrultup uyanık olduğumu belli ettim. Beni gördüklerinde yanıma yaklaşıp sorular sormaya başladılar.

 

"Günaydın kızım"dedi ember hanım yüzündeki yapmacık gülümsemeyle,

 

"Günaydın dedim"karşılık olarak,

 

"Nasıl dün gece rahat uyuyabildin mi?"

 

"Evet rahat uyubaldim. Çok teşekkürler bu arada beni yalnız bırakmayıp elimden tuttuğunuz için," dedim mahcup olmuş bir şekilde.

 

"Önemli değil kızım sen bunları düşünme biz darda olanı darda bırakmayız düşmanımız olsa dahi.

 

"Tekrar çok teşekkür ederim"

 

"Ne demek kızım lafı mı olur da sen kimsin be yavrum" dedi ember hanım bana endişeli gözlerle bakarak, falez de bu olanlara seyirci oluyordu gerçi bir filmin içinde gibiydik izlemesi keyifli olurdu. Diye seslendim içimden ama tekrar ember hanımın cevabına döndüm

 

" Iııı ben gerçekten bilmiyorum kim olduğumu? Ben bunca yıldır yürüyen bir ölü gibi yaşıyordum. En son ailemin baskılarından kaçıp, her zamanki gittiğim göle gittim. Ama sonra göl beni içine çekti ve kendimi burada buldum. Dolu, dolu gözlerle ember hanıma bakarak kendimi avuttum.

 

"Çok ilginç böylesini ilk defa duyuyorum" dedi ember hanım yüzünü, başını anlam veremeyerek salladı. "Peki kaç yaşındasın"bir soru daha sordu ember hanım,

 

"17"dedim dediği söze karşılık olarak.

 

"17 mi?" Dedi yüzünü birden korkunç ve endişeli bir ifade aldı o an ember hanımla birlikte bende korktum.

 

"Sen cadılık yaşını geçmişsin nolacak" dedi ember hanım yüzü hala endişeden ibaretti.

 

"Cadılık mı o nasıl oluyor ya"dedim anlam veremeyerek,

 

"Bu diyarda tüm tüm kadınlar ve erkekler 16 yaşına bastığında cadı kimliği alıp cadı olabilmek için deneyimleniyorlar. O kimliği alıp bu diyarın ismini alan sertefüs akademesine gidiyorlar. Ve akademide dövüş ve sanat dersleri görüp, kişiliklerini ön plana çıkarıyorlar. Ember hanımın bu anlattığı şeyler o kadar ilgimi çekmişti ki resmen hemen cadı olabilmek ve o akademiye gitmek istiyordum.

 

"Peki 16 yaşında cadı kimliği almayana ne oluyor" dedim

 

"Belli bir süre sonra toz yığınına dönüşüp, üzerine basılmak için kullanılıyor" dedi ember hanım tekrar endişeli telaş duygusu da eklenmiş bana kalk der gibi bakıyordu. Ve bir cümle daha yapıştırıp, ayağa kalkmama manidar oldu.

 

"O yüzden şu an hemen hazırlanıp, çikmamız gerek daha tören kuralına özel al kıyafeti alacağız hadi çabuk"

 

"Al kıyafet mi"diye söylendim.

 

Dediğini yapıp ayağa kalkıp, doğruldum.

 

ben ne giyeceğim"dedim ember hanımın suratına aptal gibi bakarak,

 

"Falezin dolabından bir şeyler giy işte" dedi kendisi de hazırlık aşamasına geçip,

 

Falez benim ellerimden tutup çekiştirdi ve dolabının önüne getirdi. Dolabın kapaklarını açıp içten bir şekilde "evet seç bakalım istediğini yalnız biraz çabuk ol annem bekletilmeyi hiç sevmez" dedi bana karşı gülümseyerek, uzun zamandır böyle iyi kalpli insanlar görmüyordum. Böyle insanlara hasret kalmıştık doğrusu.

 

Dolaptan bir üst ve bir alt giyim seçerek yakışıp yakışmadığını umursamayarak çıktık evden, yugarik parkına doğru yürüyüp, mağazaların olduğu bölüme geçtik. Parkın iç tarafına doğru baktığımda, resim çizenler ve enstrüman çalanlar vardı. Çocuklarda parkın içinde kayıp, sallanıyorlardı. Caddeye ve parka huzur veriyorlardı adeta, yaşlı çiftler ve çocuklarda onları heyecanla izliyorlardı.

 

"Falez"diye seslendim yolda yürürken,

 

"Efendim"diye cevap verdi

 

"Sizin bu dünya nasıl bu kadar mükemmel" dedim büyük bir mutlulukla,

 

Falez güldü bu dediğime "aslında daha da mükkemeldi ama topraklarımızı işgal etmden önce" dedi üzüntüye kapılıp,

 

"Anlamadım"dedim çıkışarak,

 

"Boşver dedi sonra ben sana uzun uzun anlatırım"

 

"Peki bu enstrümanların ve sanat malzemelerinin bu kadar kişide olması çok garip değil mi? Onların mı yoksa kiralık falan mı?"

 

"Hayır onların değil halkın kendi hür eşyaları, işleri bittiğinde tekrar yerine koyup, başka gün bir başkası kullanıyor.

 

Vay canına sen ne mükemmel bir dünyaymışsın be sertefüs diye bağırmak istiyordum. Allah'ım çok şükür diye iç geçirdim. Magazalardan birinin içine hızlıca girip al elbiseyi aldık ve ormanın derinliklerine doğru yürüyorduk

 

"Nereye"dedim

 

"Yüce türosun yanına sertefüsün yetkili kişisi"dedi ember hanım,

 

Yüce türos mu bu da kimdi böyle sesimizi çıkarmadan birlikte yürüyorduk. Daha sonra karşımıza bir kale çıktı onun içine girdik. Kale, uzun ve inceydi yapısı eskimiş gibi dursada sapa sağlamdı. Kapıyı tıklattı ember hanım, kapıyı uzun, kabarık saçlı bir kadın açtı. Yüzü aydınlık, makyajı karanlıktı. Bize şaşkın bir şekilde bakan kadın ne olduğunu anlamak için konuşmaya başladı.

 

"Buyrun" dedi yüksek bir sesle,

 

Ember hanım karşılık olarak "merhaba" dedi"yüce türos içeride mi?"dedi.

 

"Mazaret nedir"diye sordu kadın,

 

"17 yaşında bir kız var henüz cadı olabilme hakkını alamamış durumda, bizim kız ormanda görmüş onu"

 

Kadın yüce türosu çağırdı gayet normal karşılayarak, diyarda çok oluyordu böyle vakalar Galiba, yüce türos kaleden çıktığında durumu öğrenmiş bir şekilde bana gülümsüyordu. Ormanın ortasına gelmiştik. Üstümdeki bu al elbiseyle cadı olmayı bekliyordum. Hemen ortamı düzenleyip beni yüce türosun tam karşısına koydular. "Evet başlıyoruz"dedi

Yüce türos kısık bir sesle falez ve ember hanım yanımızda durup olanları izliyorlardı. yüce türos içinden bir şeyler söylemeye başlarken, bedenimi yukarıda buldum. Bir süre öyle kaldıktan sonra düştüm. Belime hafif bir ağrı girmişti. Yüce türos"böylesini ilk defa gördüm. Bir türlü gücüm yetmiyor. Bu kızda bir şeyler var"dedi. Ember hanım birden çıkıştı"ne var efendim ne var"dedi. Korkulu bir şekilde yüce türos da sözüne karşılık olarak bilmiyorum, bende henüz çözemedim"dedi daha yüksek bir sesle bağırmaya başladı.

 

Bedenim daha da yukarıya çıktı ve etrafımda kasırgalar dönmeye başladı. Sanırım oluyordum, gözümü dahi açamazken hissediyordum. Bu düşüncelere kapılmışken, birden yere düştüm hiç farketmeden, başım dönüyor, gözlerim açıkken önümü göremiyordum. Birkaç dakika sonra doğrulduğumu hissettim. Sanki bir savaştan çıkmışcasına yorgundum. Üzerimdeki elbise karaya dönüşmüş ve bazı noktaları da kesilmişti.

 

Herkes alkışlıyor sesleri bir yüksek birde kısık duyuyordum falez ve ember hanım önüme gelip, beni ayıltmaya çalıştı. "Tebrikler! zordu ama başardın"dedi. Ben hiç iyi hissetmiyorum kendimi diyebildim. Sadece ve gözlerim kapanıp kendimi hissizliğe bıraktım.

 

Bölüm sonu.

 

Bölüm nasıldı? Beğendiniz mi? Sizce bir sonraki bölümde neler olacak yorumlarınızı bekliyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın.

 


 

 

Loading...
0%