Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm - Akademide İlk Ders

@orangewriter

Kaldığımız yerden devam ediyoruz okuyup, oylarsanız sevinirim.

 

...

 

 

 

 

Uyandığımda kendimi ember hanımın kucağında buldum. Başımın ucunda bir şeyler geveliyordu anlamadığım bir dilde, sanırım cadıca falandı, hiç soru sormaya yeltenmeden kendimi güvenilir kollara bıraktım.

 

Bir kez daha uyandığımda kimse yoktu baş ucumda. Sanırım gecenin bir vaktindeydik. Kurumuş damağımın susuzluğunu ıslatarak giderdim. Birkaç kez daha aynı şeyi tekrarladım. Uyuduğum yere doğru ilerlerken uyuduğum yerde sessizce bekledim. Çünkü yeterince uyumuştum artık uykumun gelmesi naçizaneydi. Şu an dünyada olsaydım telefonumun başında, kaç yüz kere depresyona girip çıkardım. Acaba şu an dünyada neler oluyordu. Bu düşünceler içinde beynim çalkalanırken, gözlerimi kapatıp, uyumaya çalıştım. Uyandığım vakit delta başımda beni çekiştirip uyandırdı.

 

"Kalk hadi, ya hadi bugün akedemide ilk günün nasıl bu kadar rahat olabilirsin."

 

Falezin bu heyecanı beni de cazip edip, özendirdi. İçimde ufak dahi olsa bir heyecan oluşmuştu.

 

Falezin ben kaç gündür uyukken, onların bana üniforma alması kadar hayat değişebilirdi. Umudumuzu kaybetmeyip hayata korkmadan sıkı adımlar atmalıyız, eğer sizin de umudunuz yıkıksa, benim yaşadıklarım gelsin aklınıza. Belki bir gün yaşam sizi alıp başka diyarlara götürür

 

Üniformanın üst gömleği, siyah ve alt eteği, bordo şarap rengi karışık bir renkti. Giysileri hemen üstüme geçirip, çantamı da koluma taktım. Falezle akademiye doğru yola çıktık.

 

Yolu kaplayan eşsiz dağ manzarası ve güneşin turuncu yansıması insanı motive eder derecedeydi. Aynı zamanda soğuk bir kış havası da vardı. Gerçi hangi mevsimdeydik onu bilmiyordum. Hızlı ve istikrarlı adımlarla akedemiye geldik.

Falezin ani ses çıkışmasıyla korktum

 

"Kesin geç kaldık sana hızlı ol dedim"

 

Bana suçlu gözlerle bakarak, beni tersledi hızlı, hızlı merdivenleri çıkarken beynime dünyada evimdeki son merdivenlere çıkışım geldi. İnsan bir dakikasında bile ne olacağını bilemiyor?

Sonunda merdivenlere çıkışımız bitmişti.

Koridora geçtiğimizde karanlık bir ortam karşıladı bizi önümü görmeden yürümeye devam ettik. Sonunda bir kapının önüne geldik ve falez kapıyı tıklattı.

 

"Gir" diyen kaba ve tok bir ses bizi karşıladı. Bu izni alarak falez kapıyı açmaya yeltendi. Kapıyı açınca hiç var olmayan anksiyetem tuttu. Karşımdaki talebeleri görünce hepsi gözlerini kapıya dikmiş, gelecek kişinin kim olduğunu gözlüyorlardı. Falez benim yardımcı asistanım gibi konuşmaya o girişti

 

"Efendim geç kaldığımız için özür dileriz. Yeni talebenizin kaydını yaptırdık. Kendisinin dünyadan geldiği ve bunun nasıl olduğu bilinmiyor.

 

Kaydım hangi zamanda yapılmıştı ve neden ben hatırlamıyordum.

 

Karşımdaki hocamız; yaşlı, renkli gözlü ve gözlerinde büyük gozlükleri olan uzun boylu ince belli narin bir hanımefendiye benziyordu. Beni güzelce süzdükten sonra konuşmaya devam etti.

 

"Peki kendini tanıt bakalım. Ögrenciler ve ben seni daha yakından öğrenelim. Bakalım kimsin sen?

 

Hocamız konuşurken, falez çoktan yerine geçmişti. Önden ikinci sıraya oturmuş bana "yapabilirsin!" Diye bağırıyordu sanki. Tüm gözler üzerimdeyken konuşmaya hazırlandım. İçimdeki anksiyete duygusu yavaş, yavaş hafiflemiş ve yerini başka bir duygu kaplamıştı. Fazla düşünmeden direk konuya girdim.

 

Merhaba! Sevgili talebe arkadaşlarım ben delta 9 Ekim'de İstanbul'da doğdum.

17 yaşındayım ve buraya nasıl geldiğimi bilmiyorum.

 

"Evet sevgili delta öncelikle yeni eğitim öğretim hayatın hayırlı olsun. Sana başarılar ve bol sıhhatler diliyorum. Şimdi oturabilirsin.

 

Söylediği gibi hızlı hızlı yer bulma çalışmalarına girdim. Herkes yer vermemek için dirensede, en sonda kırık, kirli ve paslanmış sırayı gördüm. En arkada sıkışıp kalmış benim hayatım gibi ve bir umut bekliyordu. Ve ben o sıraya o umudu verecektim. Çünkü o sıra her şeyin en güzelini hak ediyordu. Çantamdaki suyu ve mendili çıkarıp sırayı temizlemeye başladım. Arkadan hocanın sesi gelsede beynim kulak vermiyordu o tarafa çünkü şu an farklı bir işle meşguldum. Sırayı ovuşturdukça kirler akıyordu. Ama bu kirler nerden ve nasıl bulaştığını hiç merak etmemişlerdi. Çünkü içlerinde kötülük vardı ve daha çok insanları kirletmeye meraklılardı. Asla şans tanınmamıştı. Kırık ve pis denip alay edilip dışlanmıştı. Ama ben o sıraya hak ettiği değeri verip, hor görmemiştim. Zaten hayatta bundan ibaretti. Bazen bir sırayı bazen bir insanı dışlarlardı yanındakiler de gülüp zevk alırlardı. Sıkaşan sırayı öndeki oturanlara karşı söylerek düzelttim.

 

Hocanın anlattığı konu ilk cadılar ve tarihleriydi. Özelliklerinden bahsedilip notlar yazdırıyordu hocamız. Keşke dünyada da cadılar ve tarihlerini işleyip özelliklerine baksak. En azından matematik gibi zor ve sıkıcı derslerden kurtulmuş olurduk. Gerçi burda da matematik var mıydı bilmiyordum. İnşallah yoktur yani umarım ki yoktur. Yoksa burda da kriz geçirip defalarca ölmek isterdim. Neden böyle bir ders vardı ve kim icat etti diye ana avrat düz giderdim. Diğer derslerde de aynı tarz şeyler işleyip akademideki dersleri bitirdik.

 

Falezle eski yolu tekrar yürüyemezdik eğer yürürsek çamuranların saldırısına uğrayabilirdik. Bu yüzden cadı süpürgesine binip, gökyüzünde kaybolduk. Muhtemelen yaptığımız yolculuk 5 dakika bile sürmeden eve gelmiştik. Ember hanıma selam verip odaya geçtim. Giysilerimi çıkarıp, kendimi yatağa attım. Günün yorgunluğunu uyuyarak geçirmek en iyi tercihti Bence.

 

Derken ne ara uyuduğumu anlam veremeden deprem hissiyle uyandım. Ne oluyordu böyle neden böyle sarsılıyorduk. Hiçbir şey anlamıyordum. Odadan çıkıp falez ve ember hanımı aramaya çalıştım. Falez ve ember hanım ayakta duvarlara tutunuyorlardı.

 

"Noluyor" dedim korkarak

 

"Hışşşş ses çıkarma toprak canavarları sertefüsü geziyor" dedi falez

 

"Ha anladım"

 

"Peki ne zaman giderler"

 

"Kız ben nerden bilim git onlara sor"dedi falez sinirli gözlerle bana bakarak.

 

"İkiniz de kesin sesinizi"dedi ember hanım ani konuşması ikimizide susturdu. Bir süre sonra hiçbir şey hissetmeyerek çamuranların gittiğini hissettik.

 

"Oh çok şükür"dedi ember hanım iç geçirerek bizde bir an sevinerek güldük falezle.

 

"O neydi öyle ya dünyanın sonunun geldiğini düşündüm bir an" dedim şükür ederek,

 

"Oho bune ki biz daha neler gördük neler" dedi falez çok bilmişler gibi.

 

Biri artık gerçeği anlatabilir mi bana? Diyerek yakındım.

 

Ember hanım ah deltacım ah otur da anlatalım bakalım o çok merak ettiğin hikayenin altında neler olduğunu...

 

Eveeeet! bir bölümün daha sonuna geldik. Diğer bölüm baya olaylı ve çamuranların kim olduğuna dair oluşan tüm gereksinimler giderilecek. Bölümü beklemekte kalın, hoşçakalın.

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%