Yeni Üyelik
34.
Bölüm

33.BÖLÜM~VUSLAT~

@orenda

Vaziyet alın gençler!!!

Esecezzzzzzzz🤣

 

 

 

 

Asil'in kulağıma dediğiyle puta döndü etlerim. Vallahi bu adam beni buraya halvete getirmişdi ya.

 

Züleyha, kız adam bakıyo Züleyha! Gözü kör olmayasıca, pısırık karılar gibi titre bi de Züleyha. Ne varmış, onunda altından kalkarız. Hem günah bacım, sen elleşmezsen herifin nefsi başkasına mı kabarsın?

 

Tamam kabaran yerlerini keser eline veririz çok şükür emme gerek var mı böyle işe? Bak ne güzel gözünün içine bakıyo. Hem ayak yapma bana Züleyha, kızışmışlar gibi sürtünüyodun ne oldu?

 

"Denize girelim mi?"

 

"Şey... He... Tabi girek. Onun için geldik ya zaten."

 

Kız kalk git, suya gir bi serinle. Gerçi sen bu ateşle çosss diye ses getirip bizi daha bi rezil eden emme böylede halin hâl değil. Nazlıya takıldı gözüm.

 

"Nazlı elimizden kayarsa, su ağzına yüzüne dolar Asil?"

 

"Yok merak etme. Bak bunu onun için aldım. Geçirelim bacaklarını, hah suda batmaz. Sen de korkmazsın düşer diye."

 

Asilin şişirip, uzattığı bi hoşuma gitti ki.

 

"Anam kız civciv, essah civciv oldun ya. Yapma kuzum, yenmez o. Keser dişin. Kız kime diyom ben? Patlatacak ya ördeği! Sen o ağzındakilerin kurban bıçağı gibi olduğunu bilmiyon emme ben iyi biliyom boncuk hanım."

 

Asil ördekli, civciv kızımı kucağına aldı da bende kıyın kıyın takıldım peşlerine. Bi saat dil döküyom lafa gitsin diye bak yine ısırıyo ördeğin burnunu.

 

Ayaklarıma su çarptıkça pek hoşuma gitti. Köyde öz vardı, bahardan sonra suyu pek artardı. Kızlarla arada çamaşır yıkıyoz yalanına eğleşirdik. Ama o çok soğuk olurdu, bu ılık. Hem ince kumlar parmaklarımın arasını gıdıklayınca gülesim geliyo. Özün taşları ayağımızı kesmeden bırakmıyodu.

 

"Gel bakalım buraya zümrüt göz. Kızın alıştı suya, sıra sende. Kocan seni de alıştırsın."

 

Dediği nasıl hoşuma gitti. Narin narin gülecektim ama yüzümü toplayamadım ki. Kocaman bi gülüş yerleşti suratıma.

 

"Kayarsam tut emme."

 

"Gel sen, sığ burası. Tutarım karımı."

 

Mustura bak. Ne güzel karım diyo ele Züleyha?

 

Elimden tutup iyice dibine soktu beni.

 

"Elim belinde dursun da kayarsın Allah korusun."

 

He anam he, hep iyi niyetinden bunlar. Sırtıma da göğsünü yapıştırdı of ki ne of. İçim alev alacak Asil Efendi az öte git diye bağıracaktım nerdeyse.

 

Benim ömrüm sürekli bi harabenin içinde, debelenmekle geçtiğinden bana çok kıymetliydi şu anlar.

 

Vurmak için değil okşamak için kalkıyodu yanımdaki el. Saçlarımı yolmuyodu, tarar gibi parmaklarını dolaştırıyodu. Hiç hayalini bile kurmamıştım emme insanın ailesinin olması güzel şeymiş. Yirmi birimi bitirmeye üç ay kala öğrendim.

Denizde eğlendik. Sonra otele geri döndük, yemeğimizi de yiyince bende çanlar çalmaya başladı. Asilin üstüme dikilip, çekilmeyen gözleri yutkunmama neden oluyodu.

 

Hadi bakalım Züleyha, beline kuvvet bacım. Herif panzer gibi, seni ezer geçer.

 

Bak bak bak... Kız Züleyha, korkuyomuş gibi etme yemezler anam. Konaktaki odadan silinmedi sesin daha. Yalnız herif hastayım ne dedi ama bunun bişeyciği yok maşallah. Dua et gecede üç beş posta deyip pestilini çıkarmasın.

 

Kendi kendimi yiye yiye Nazlı kızımı yıkadım iyice. Daha banyodan çıkmadan kapanıyodu gözü.

 

Bu kız babacı Züleyha. Adamın işi görülsün diye başında oyalamadan kıçını dönüp uyudu.

 

Hadi bakalım şimdi de kendini yıka pakla, sevdiği yağından da sürün, ha minişe çaktırmadan çantana koyduğun o tül parçasını da giy. Sanki görmüyoz biz ne boklar karıştırıyon?

 

Allah'ım elim ayağım titriyo valla. Şu banyodan çıkana kadar düşüp bayılmasam ya. Ah Lalezar, ne dediysen kulağım da sesin. Ettiğini çek emi lanet karı!

 

Derin bir soluk alıp çıktım da gördüğümle kala kaldım. Anam anam anam! Asil efendi es kaza uyurum diye korkusundan soyunmuş, niyetini bağırıyo valla.

 

"Nazlı uyudu, şimdi sırada babası var Züleyha..."

 

**********************

 

                                                                      

Asil ağır adımlarla yaklaştığı kadına elini uzattı. Tuttuğu süit sayesinde Nazlı yan odadaydı ve bir bebek telsizleri vardı.

 

Züleyha inlemek isterse sesini tutmak zorunda değildi.

 

Dudakları kıvrıldı. Bu gece adını defalarca duymak istiyordu küçük ağzından. Üzerindeki siyah gecelik bedenine çok yakışmıştı. Kar beyazı teni elmas gibi parlıyordu sanki.

 

"Teninde sebep olacağım kızarıklıklar için affet. Ama olacak olandan pişman olmayacağım."

 

"Asil..."

 

"Zümrüt gözlü karım. Kurak toprağıma can suyu musun sen?"

 

Fısıldadığı sözlerle bakmaya doyamadığı hareler kapandı. Dudakları ilk alnına sonra gözlerine öpücüklerini sıraladı. Burnuyla minik burnuna sataştı. Parmağı çıldırmış gibi atan nabzın üzerinde dolaştı birkaç kez.

 

"Tadını hissettiğimden beri başka bir şey koymadın aklımda. Sana dokunmamı istiyor musun Züleyha?"

 

"..."

 

"Benimle konuşmalısın, isteklerini söylemekten çekinme. Bu bizim en özelimiz, en yakın olduğumuz hâl."

 

"İstiyom..."

 

Asil dudaklarına dudaklarını sürttü. Sonra dilinin ucuyla alt dudağını yaladı.

 

"Bana güveniyor musun?"

 

"Hı-hı..."

 

"Ne yapmak istersem izin verecek misin?"

 

Züleyha biraz ürkek bakışlarla gözlerine değdi.

 

"Ne yapacan ki?"

 

Fısıltısı hem ürkek hem meraklı nasıl kulağını okşardı? Dudakları kıvrıldı Asilin. Neler yapmak istemiyordu ki?

 

"Doyana kadar öpeceğim..."

 

Dudağı sürtünerek yanağında dolaşmaya başladı. Kulağına yakın bir yerde duraksadı.

 

"Muhtemelen doymayacağım ama."

 

Kulak memesini dişiyle kıstırdığında minik bir inleme duydu.

 

"Tüm bedenini çırıl çıplak soyup izleyeceğim..."

 

Konuştukça tenini okşayan nefesi yüzünden Züleyhanın bacakları titriyordu.

 

"Tadını deli gibi merak ettiğim bir yerin var... Dudaklarında bulduğum lezzeti orada da arayacağım."

 

"Su-sus... Tamam deme böyle şeyler."

 

Derince yutkunduğunda hareket eden boğazına bastırdı bu kez de dudaklarını. Boynunu yalayan dili daha aceleciydi artık. Bir kaç saniyesi daha boynunda oyalanmakla geçit ama sonra dudaklarını kavrar kavramaz Züleyhadan gelen inleme sesiyle mest oldu Asil. Bir anda belinden kavrayıp yan taraftaki duvara yasladı.

 

"Bütün gece vücudunda ağzımın gezmediği yer kalmayacak."

 

"Asil... Ayıp, konuşma böyle."

 

"Neden? Hoşuna gitmez mi sana ne yapmak istediğimi söylemem? Memelerini emeceğimi bilmek istemez misin? Ya da şimdiden ıslanan kadınlığında dolaşacak dilimden haberin olsa..."

 

Gözlerinin rengi daha da koyulaşan kızla bedenini bastırdı. Züleyha utansa da ona yapacaklarını duymaktan zevk alıyordu. Asil elini askıya geçirip aşağı çektiğinde sağ göğsü çıplak kalmıştı.

 

"Bak burada benim izim var. Bunu çok sevdim Züleyha. Bedeninde dudaklarımın izi olması seni daha da güzelleştirmiş."

 

"Asil... Allah'ım..."

 

"Ne istediğini söyle hadi bana."

 

"Asil..."

 

"Ağzıma almamı mı istiyorsun?"

 

Züleyha’nın zevkle örtünen gözleri ve boynunu geriye doğru atışıyla Asilin burnu narin teninde dolaşacak daha fazla alan bulmuş oldu.

 

"Hmmm..."

 

Asil'in yüzünde tehlikeli, kışkırtıcı bir gülümseyiş belirdi. Züleyha gözleri kısık bakarken göğsüne kapanan dudaklarla hızlı soluğunu alabilmişti. Bu ona çok büyük bir haz veriyordu. Adamın eliyle kavradığı sol bacağı beline dolanınca daha çok hissetti bedenine yaslanmış sertliği. Göğsünü sızlatacak ısırıklar bırakırken bir yandan da erkekliğini sürtüyor, çıldırması için her şeyi yapıyordu. Diğer eli de sağ bacağını yakalayıp kucağına kaldırdığında erkekliği şiddetle çarptı kadınlığına.

 

"Ahh..."

 

"Suların çamaşırını ıslattı mı bakalım Züleyha."

 

"Edepsiz..."

 

"Henüz değil güzel karım. İçine yerleştiğimde söylersin bunu."

 

Kucağındaki kızı ardında kalan yatağa çok da yumuşak olmayacak şekilde bıraktı Asil. Beyaz çarşafların içinde siyah, hoş bir dantelden oluşan geceliğiyle büyü gibiydi karısı. Yeşil gözleri arzudan parlıyordu. Ona böyle istek ve ihtiyaçla baktıkça erkekliği çıldıracak gibi sancılanıyordu. Elleriyle tutup, topuklarını yatağa bastırdığı ayaklarının önünde diz çöktü.

 

"Bakalım kadınlığın da ağzın kadar lezzetli mi?"

 

Şokla açılan gözler, ne yapacağını anladığında daha da irileşti. Hayır der gibi başını iki yana sallasa da yeşillerindeki o kıvılcımlar merak hissini de saklayamıyordu.

 

"Asil.. Asil napıyon, dur etme... Ahhh..."

 

Züleyha daha kendini kurtaramadan çamaşırının kenarına takılan parmağın varlığını sonra ise bir anda yapışan sıcak dudaklarla bayılacak gibi oldu. Dili, kadınlığını boydan boya yalarken başı geriye düştü. Gözünün önünde çakan şimşekleri Asil görüyor muydu acaba?

 

"Sen gerçek misin? Çok güzel kokuyorsun güzel bebeğim. Sabaha kadar bunu yapmak isteyecek kadar da lezzetlisin."

 

Konuşacak hâli kalmadığı için elinin tersini ağzına kapattı Züleyha. Çığlık atmak üzereydi. Mantığının çok minik bir kısmı, kızının uyuduğunu anımsatıyordu.

 

"Kendini tutmak, duvarlar sesi geçirmez. Ve ben kadınlığını yalarken sesini duymak istiyorum."

 

"Asil... Ölecem şimdi..."

 

"Henüz yeni başladık güzelim."

 

Dili en hassas noktalarında gezdi, çıldırması için tatlı tatlı sataştı. Adamdan çıkan sesler onun da zevk aldığının nişanı gibiydi.

 

Böyle bir şey yaşayacağını hiç düşünmemişti. Ve böyle bir şeyin, bu kadar haz verdiğini asla tahmin edemezdi. Dilinin her darbesi, karnındaki kasılmayı güçlendiriyordu. İnlemeleri arttıkça Asil'in dudakları, dili, dişleri canından can alıyordu sanki. Bu çok fazlaydı, çok çok fazlaydı...

 

Yine karnından kadınlığına akan lav topunu hissetti. Kasları kasılıp duruyor, nefesi kontrolsüz bir şekilde hızlanıyordu.

 

Asilin onu tanıştırdığı ve ne olduğunu yaşayana kadar asla bilmediği o hissin çok daha güçlüsünün yaklaştığını anlayabiliyordu.

 

"Asil... Asil, ben... Ahhh..."

 

Züleyhanın can çekişir gibi adını seslenmesiyle dilini en hassas noktasında bir kırbaç gibi kullanmaya başladı. Bacaklarındaki titreme arttıkça darbeleri de çok daha güçlü bir hâl aldı.

 

“Hadi, ağzıma gelmeni istiyorum, özünü bana ver güzel karım..."

 

Sanki kelimelerinin onu daha da çok teşvik eder gibi bir etkisi vardı. Kadınlığı ihtiyaçla sızlamaya, kanının sesi kulaklarında akmaya başladı. Bu çok daha güçlüyüdü. Önceki gece olandan çok daha şiddetli bir histi. Adamın adını seslenecekken dudaklarından çıkan çığlık ve hızlı hızlı aldığı solukların arasına "durma" diye bildi.

 

"Lütfen, lütfen durma..."

 

Bacaklarında his kaybı vardı galiba. Çünkü kıpırdatamıyordu. Elleri de uyuşuktu. Şu an delirmiş gibi atan kalbinden başka her yeri uykudaymış kadar güçsüzdü.

 

Asil üzerine doğru uzanıp Züleyhanın uykudan uyanır gibi aralanan gözlerine büyük bir hayranlıkla baktı.

 

 

"Nasıl benim olabilirsin?"

 

Sesinden akan hayret Züleyanın göz bebeğine kadar titremesini sağlamıştı.

 

"Bu kadar güzelken nasıl sana sahip olabilirim? Aklım almıyor Züleyha. Ben seni nasıl hak etmiş olabilirim?"

 

Züleyhanın eli yanağına doğru çıktı. Yüzünü okşar gibi dolaştı sakallı teninde.

 

"Asil... Ben..."

 

Azıcık dermanı olsa bir kaç kelime söylerdi. Ama her hücresinde bir titreme, adını koyamadığı bir zelzele vardı.

 

"Adımı inleyerek boşalman muazzamdı. Seni böyle darmadağınık görmek muazzam Züleyha. "

 

Asilin bacaklarının biraz daha aralayıp, kendini yerleştirmesiyle gözlerindeki sis kalkmaya başladı. Daha ne olduğunu anlayamadan üzerindeki gecelik bir çırpıda çıkarılıp atıldı. Asil üzerindeki ince eşofmanı sıyırdığında altında çamaşır olmadığını gördü.

 

Züleyha kalkıp kaçamayacak kadar şoktaydı. Bir anda karşısında duran erkekliğiyle derince yutkundu.

 

Çok... Çok büyüktü. Acıyacaktı... Çok büyüktü... Sığmazdı ki, ucu bile olmazdı...

 

Ama dokunmak da istiyordu. İlk kez bir erkek uzvuna bu kadar yakındı. Bu adam başkası değildi üstelik kocasıydı. Biraz önce onu göklere çıkaran, sonra yer yüzüne fırlatan kocası.

 

"Dokun Züleyha."

 

Titreyen eli sanki bu komutu beklermiş gibi uzandı.

 

"Parmaklarınla kavra onu. Evet... Ah... Ellerin sıcacık. Bu görüntü bile boşalmama sebep olabilir. Diğer elinle de tut."

 

Bir öğrenciymiş gibi adam ne derse yapıyordu ve oldu mu der gibi gözlerine bakıyordu. Asil eliyle yüzünü kavradı. Baş parmağı dudaklarının üzerinde dolaşmaya başladı. Aralık dudaklarının içine parmağını itti. Öylece şaşkın bakışlarıyla onu izleyen kadın delirtecekti onu. Gözlerinde yanan orman aklını kaçırmasına sebep olacaktı.

 

"Em..."

 

Ürkek dili ilk parmağının ucuna değdi. Sonra bir tur etrafında döndü ve Asil'in istediğini ona verdi.

 

"Sen çok hızlı öğreniyorsun Züleyha. Seninle denemek istediğim o kadar çok şey var ki..."

 

Göz bebeğinin siyahı yeşilini de koyultmuştu. Kendindeki arzu kadarını kadınında görmek erkeklik duygularını daha da çok kabartıyordu.

 

"İlerde bir gün, onu ağzının suyuyla ıslattığını izleyeceğim güzel karım."

 

Lafı biter bitmez parmağını çekip dudaklarına saldırdı. Dilini yakalayıp delirmişçesine bir hırsla emmeye başladı. Züleyha karşılık veremeyecek kadar güçsüzdü o anda ve Asil bunu zerre dert etmeyecek kadar yoldan çıkmıştı. Bir anda yüz üstü döndürüldüğünde ne olduğunu anlayamadı. Üzerine uzanan adam ve kalçalarının arasına kayan kalın erkeklikle kıpırdandı.

 

"Hişşşttt... Uslu dur. Bugün sırtını yeterince sevemedim. Şimdi dilediğim kadar dişlerimi üzerinde gezdireceğim."

 

Omurgasını boylu boyunca yaladığında başı geriye doğru kaykıldı Züleyhanın. Asil elini boynuna sarıp dudaklarına daha da yaklaştırdı.

 

"Seni düşünerek boşalmak bile çok zevkliyken o küçük kadınlığının içinde kaymak muazzam olacak."

 

Kalçalarına sürtündükçe Züleyha bilinçsizce karşılık veriyordu. Biraz önce iliklerine kadar tükenen o değilmiş gibi yine içi yangın yerine dönmüştü.

 

"Asil.. Bu çok... Ah..."

 

"Henüz yeni başlıyoruz zümrüt göz. Gece çok uzun..."

 

Sırtında dudaklarının gezmediği, dişlerinin tatmadığı yer bırakmadı. Kalçasını emerken dişleri de işin içine girince gecenin en şiddetli ilk çığlığını almış oldu. Bu hoşuna gitti.

 

İhtiyaçla duvarlara çarpan sesi daha çok zevk veriyordu. Yüzünü tekrar kendine çevirdiğin de bembeyaz tenin artık eskisi kadar beyaz olmadığını gördü.

 

Dudaklarının izi her yerdeydi ve bu oldukça hoş bir manzaraydı. İki yana ayırdığı bacaklarıyla gözlerindeki bakışlar erkekliğine kaydı.

 

"Bebeğim ona böyle bakmaya devam edersen içine girmeden göbeğine boşalacağım."

 

Hafif tedirginlik bulaşmış gözlerini kendinden sakınıyordu ama Asil korktuğunu anlayabiliyordu.

 

"Çok... Acır mı?"

 

Asil işaret parmağını gezdirdiği kadınlığı ıslaklığıyla alt dudağını ısırdı. Çok küçüktü... Bunu izlemek çok zevkli olacaktı...

 

"Oldukça ıslaksın, yavaş hareket edeceğim. Olabildiğine az acıyacak. Sana söz veriyorum, acını zevkle değiştirmeden bırakmayacağım."

 

Ucunu ıslaklığına bulayıp yavaş yavaş girmeye başladı. Dişlerini sıkmaktan çenesini kıracaktı. İçindeki hayvan bir an önce yuvasına kavuşmak, her yeri talan etmek istiyordu. Sakin olmak için derin nefesler aldı. Biraz daha yüklendiğinde cılız bir inleme duydu.

 

"Of... Züleyha çok güzelsin. Kahretsin dayanmak çok zor."

 

Santim santim ilerlediği dar yolda hissettiği engelle kararmış bakışları altında nefes nefese kalmış karısına döndü. Uzattıkça acı da uzayacaktı.

 

"Affet bebeğim..."

 

Bir anda aşıp geçtiği engelle bir çığlık yankılandı odada. Yüzünü boynuna gömmüş acının geçmesi için ona zaman vermek istiyordu. Canını yakmak hoşuna gitmedi.

 

"Özür dilerim, geçecek. Beklesem acın uzayacaktı, özür dilerim. Şşşşhhh... Şimdi geçecek benim güzel bebeğim."

 

"Asil... Yanıyo..."

 

Çocuk kadar masum bakan gözlerine dayanamıyordu. Dolu dolu olmuş, yapraklarına çiğ düşmüştü sanki. Dudaklarını gözlerine bastırdı. Alnına defalarca buse bıraktı.

 

"Sen benim kabul olmuş duamsın. Züleyha, mucizesin sen. Aklım oynayacak güzelliğinden. Benimsin, sadece benim..."

 

Züleyha karnında saplı kalan acının yavaş yavaş silinmesiyle kasılmaktan sızlayan bacaklarını gevşetti. Hep orada kalacak sandığı yanma hissi de yok oluyordu hafifçe.

 

"Lütfen.. Lütfen devam edebileceğimi söyle."

 

"Yavaş ol tamam mı? Acıyo biraz..."

 

"Ölürüm o gözlerine. Sen boşalmadan bitmeyeceğim."

 

Yavaş yavaş hareket edip karısı iyice alışınca bir ritim yakaladı. Gözlerini birleşme noktalarından ayıramıyordu. Çok tahrik edici bir görüntüydü bu. Gel gitleri hızlandıkça odaya dolan sesler çok erotik bir etki bırakıyordu.

 

"Bak... Bize bak Züleyha. Birlikte ne kadar güzeliz, bak..."

 

Züleyha emir gibi çıkan sese biat edip baktığında alt dudağını kavradı. Görüntü içinde deprem etkisi yaratmıştı. Ve Asil haklıydı. Beraber akıl almaz bir uyumları vardı. Canı acısa da zevk daha güçlüydü ve bunu yaşamak onu daha kadın hissettiriyordu. Ne bekleyeceğini hiç bilememişti ama ona anlatılan hikayelere göre hiç de korktuğu gibi olmamıştı.

 

"Devam et... Lütfen..."

 

"Bu gece... Bu gece sadece bununla yetineceğim. Ama iyi olduğunda, elimden kimse alamaz seni Züleyha. Tadını aldım, seni benden kimse alamaz...."

 

"Asil ben..."

 

"Geliyorsun güzelim... Ahh... Sıkıştım sanki içinde, çok güzel... Hadi gel bana, dayanamıyorum..."

 

Adamın dudaklarına doğru hıçkırır gibi bir çığlık attı. Teni alev alevdi. Titreyişleri dinmeye yakın içine akan sıcak sıvıyla tutunduğu boyundan ayrılıp yatağa yattı. Şu an dünya yansa kalkamayacak kadar tükenmişti. Karnının üstünden dolanıp beline sarılan kol onu iyice sıcak bedene çekti. Sakallarının kaşındırdığı dudaklar, omuzlarına küçük öpücükler bıraktı.

 

"Teşekkürler Züleyha... Bana gerçek bir erkek olduğumu hissettirdiğin için. Bana bu kadar güzel baktığın için. Lütfen bana öğret. Gönlüne nasıl girerim, seni hak edecek bir adam nasıl olurum? Bana öğret..."

 

Owwwwww SOĞUK SU GETİRSİN BİRİİİİİİİ!!!!

 

 

 

Loading...
0%