Yeni Üyelik
32.
Bölüm

32. Bölüm

@orion

 

 

Özel Bölüm

 

 

⏳️

 

 

şarkı; ben seni çok sevdim (Cem Adrian)

 

 

 

keyifli okumalarr♥︎°•♥︎•°☆•°

 

Arel Bora Eris sonunda aşık olduğu kızın adını Kara dan öğrenecekti, Karanın öğrendim deyişiyle ona yetmeyen kalbi bir kuşun kanatları gibi çarpıyordu, kelebekler adeta midesini istila etmiş gibi heycanını bir türlü dizginleyemiyordu, evet Karaya anlatığı, adını bilmeden onun içün anlamlı olan sakura yani kiraz çiçeğim adını verip sahiplenmişti ve bir saat sonra Kara onun gerçek adını hatta ona dair bir çok bilgiyi söyleyecekti...

 

 

Arel Bora Relictaya gitmek üzereyken Mert koştur koştur yanına gelip "Bora. Oğlum bi dur" diyince arkadaşının sesiyle durmuştu Arel Bora. "Mert" dedi Arel Bora biraz şaşkındıda Mertin okul çıkışı her zaman hoşlandığı kızın arkasından yürüyüp onu evine bıraktığını biliyordu ve şimdi Mertin burada olması onu biraz da olsa şaşırtmıştı.

 

 

 

En sonunda Arel Bora zihninden geçen düşüncelere dayanamayarak "oğlum hayırdır? Senin Milanın arkasından onu evine bırakman gerekmiyormuydu?" Dedi ancak Arel Bora Mertin hoşlandığı kızın, aslında aşık olduğu kızın sadece ismini biliyordu, Milanın kim olduğunu hiç bir zaman umursamamış ve de ona sevdiğin kızı bana göster bile dememişti.

 

 

 

Arel Boranın Mert için istediği tek şey Mertin hoşlandığı kızın ona karşılık vermesiydi, çünkü Mert hiç bir kızla birlikte olmamış ve ilk kez aşık olmuştu ve bu Arel Bora için yeterli bir geçerlilkti...

 

 

"bugün Aryayla tiyatroya gideceklermiş, bende düşündüm ki seninle beraber gideriz diye" tek nefeste söykemişti Mert. Arel Bora kaşlaeından birini yukarıya kaldırarak "Aryaylamı dedin sen?" Diye doğru duyup duymadığını teyit etirmek istedi. Mert dudaklarına kocaman bir tebesüm yerleştirip "evet , Karanın kız arkadaşı olan Aryayla beraber gidecekler" dedi ancak Arel Boranın yüreğine feci derecede bir korku yeeini almıştı.

 

 

 

Arel Bora, sadece kendi duyulacak bir şekilde lütfen Mertin sevdiği kız olma, lütfen kiraz çiçeğim sen Mila olma, diye tanrıya dya etmekten kendini alamamıştı. Ne yazık ki Arel Bora, aklına gelen zereleli ihtimalin bile ne kadar sikik bir durumun olduğunun farkındaydı ve sırf bir kuşkudan yıla çıkmak istemeyerek hatta umuduna sımsıkı tutunarak Merte ne hissetiğini belli etmemeye çalışarak "olur tabi birlikte gidelim" demişti lakin bir yanı korkuya kapıldığı için gitmemek için bahane arıyordu. Ama Arel Bora Eris hiç bir şeyden korkmazdı ve şimdi korktuğu ilk çeyin üzerine gidiyordu...

 

 

***

 

 

Mert ve Arel Bora arbaya atlayıp tiyatroya gitmek için yol alırken Arel Bora hâlen kiraz çiçeğinin Mila olmadığını düşünüyordu, nede olsa Aryanın tek bir arkadaşı olmadı, kiraziçeğinden başka arkadaşlarıda olabilirdi anacak Arel Bora Aryanın her zaman kiraz çiçeğinin yanında olduğunu ve her şeyi birlikte yaptıklarınında bilincindeydi,

 

 

 

Arel Bora kafasında her şeyi tartaraken Mert içli bir şekilde "ahh Mila Ah, beni düşürdüğün hâlere bak" diyip Arel Boraya baktı ancak Arel Bora ona sadece göz ucuyla baktı ve içinden asla gelmeden ufak bir tebbesüm ettmişti. Mert tekrar aynı olan ses tonuyla "bakma bana şöyle, senide görecem Bora bey... bakalım senin kiraz çiçeğin nasıl süründürecek seni" diye Arel Boraya takılmadan edemedi.

 

 

 

Arel Bora içinden senin sevdiğin kız olmasında istediği kadar sürüneyeyim, bana gam etmed diye geçirdi. Bu sesizliği fırsat bulan Mert "ee öğrenemedimi Kara daha kiraz çiçeğinin adını daha?" Arel Bora kafası oldukça dolu olduğundan dolayı Mertin bakışlarındaki sinsiliği fark etmeden

 

 

 

"öğrenmiş. Bugün onun hem ismini hemde onun hakkında bir çok şeyi anlatacak bana. Seni bıraktıktan sonra Relictaya gidip Karadan her şeyi öğrenecem" dedi yumuşak bir sesle, "iyi bakalım, bitiyor artık dimi Bora?" Mertin bu sözlerinde bir çok ima vardı ancak Arel Bora onu dinlemediği içün arkadaşının bir kez daha ne yaptığını da görmedi...

 

 

her zaman her şeye dikkat eden Arel Bora, son yarım saatir hiç bir şeye odaklanamıyor, kiraz çiçeğinin Mertin sevdiği kız olan Mila olma düşüncesi haricinde herhangi bir şey düşünemyiyordu. Aşk onun için baştan aşağı artık birer cezaydı... kim bilebilirdi ki Arel Bora Eris deli gibi birne aşık olup, aşkını sırf arkadşı, dostu bildiği adam için Karayı susturup, aşkını kalbine gömesini kimse bilemezdi. Çünkü o Arel Bora Eristi istediği her şeyi alabilecek biri. Hiç bir kızın onu red etmeyeceği bir görüntüsü ve zenginliğe sahip hatta kıvarak zekalıydı. Ve şimdi gel görki aşk zekasını ve dikatini kullanamayacak hale getirmişti...

 

 

***

 

Bir saat otuz dakikanın sonunda nihayet tiyatroya varmıştılar Mert hızla arabadan binerken Arel Bora derin bir nefes alıp kendi kendine fısıldar bir şekilde "ne olır sen olma güzelim, sen Mila olma, lütfen." Dedikten sonra o da arbadan indi ve Mertin yanına geçip "hadi içeri girelim" dedi sesi soğuk ve duygusuzdu fakat kalbi yangın yeriydi.. Mert başıyla tamam anlamında onaylayıp salona doşru yürüdükten sonra Mertin kendini bekleme alanındaki koltuklardan birine atığını görünce "niye oturdu, hadi girelim" dedi Arel Bora, Mert rahat bir şekilde "onların izleyeceği oyuna 30 dakkika var şimdi onlarda gelir. Gel sen de otur" dediğinde Arel Bora hala aynı duygularla Mertin karşısında olan koltuğa kendini bıraktıktan bir süre sonra Mert heycanla ayağa kalkıp "hah geldiler. İşte şimdi doğdu güneşim" dediğinde Arel Bora gözlerini sımsıkı kapatı ve bir kez daha içinden "lütfen" dedi ve gözlerini usulca açtıksan sonra omuzunun üzerinden arkasına baktığında korktuğu başına gelmişti,

 

 

 

kiraz çiçeği, Milaymış. Arel Bora tokat gibi gerçeklerin etkisiyle bir kaç saniye donup kalmıştı ve bunu gören Mert gülümsemişti çünlü Mert, Arel Boranın Karaya anlatığı kiraz çiçeğinin tüm özeliklerinden yola çıkıp o kızın Mila olduğunu öğrenmişti. Bu yüzden arkadaşlarına asla ihanet etmeyecek olan Arel Boraya sevdiği kızı göstermişti, Mertin yaptığı tüm plan takır takır ilerlemişti...baştan aşağıya kusursuz bir palndı.

 

 

Arel Bora sertçe yutkundu ardından Merte bakıp "Aryanın yanındaki kız mı Mila?" Diye güçlükle sordu, Mert başını evet anlamında salayıp "o benim Milam, sevdiğim, aşık olduğum hatta deli gibi taptığım kız Bora... onun için canımı bile ortaya koyabileceğim tek varlık..." diye aşkını Arel Boranın yüzüne karşı haykırıken , Arel Boranın en ufak toz kırıntısı haline gelmiş umudı uçup gittmişti. Ve yerinden kalkıp ne Aryaya ne de Milaya göz ucuyla bile bakmadan salonu terk etmişti.

 

 

Artık kiraz çiçeği onun yasaklı bölgeseydi, o topraklara adım atmayacak ve de o toprağı görmeyecekti, göz ucuyla bile olsa o tarafa bakmayacaktı. Orası onun için günah ve haram haline dönüşmüştü artık...

 

***

 

Arel Bora, nasıl bir hızla geldiğini bilmeden Relictaya gelip localarfan birinde oturan Karayı görüp yakasına yapıştı, Karanın suratına tükürücesine "lan sen biliyordun dimi? Piç kurusu Milanın o olduğunu biliyordun ve bana söylemedin lan" diyerek Karanın sol gözüne bir yumruk patlatmıştı. Kara acı içinde "biliyordum, o yüzden adını senden sakladım, sana söyleyemedim Bora. Söyleyemzdim, ikinizindr birbirinzddn haberi yokru" dedi.

 

 

Arel Bora sinirle bir kez daha karanın suratına yumruğunu patlatıp suratını Karanın suratına yakın bir mesafede bırakarak "lan Mert bugün bana Milayı gösterdi, aşık olduğum kadın bu dedi ulan, beynimden sikildim lan beynimden. Onun, Mertin sevdiği kız olduğunu öğrenince öldüm sandım ulan, öldüm sandım" diyip karadan uzaklaştı ve koltuğa oturup başını iki elinin arasına alıp "ula ben hiç bir şeyden korkmadım bu güne kadar, ben bugün çok korktum. Amına koyiyim ulan, korktuğumda geldi başıma... lan benim, annem gözümün önünde intihar etti bir gün Allaha yalvarıp onu bana geri gönder demezken ben kiraz çiçeğim ,Mila olmasın diye defalarca içimden, sesizce dua edip yalvardım"

 

 

Arel Bora ilk kezlerine bir ilk daha katılmıştı, o asla kimse için göz yaşı dökmezdi, onun son göz yaşı annesinin intihar etriği gündü ama şimdi hiç bir anısı bile olmayan kız için göz yaşı döküyordu, ve bunu ilk kez gören Kara "siktir, sen gerçektende kuzenime aşık olmuşsun" dedi Karanın seaindeki şaşkınlık elle tutulur bir şekildeydi ama Arel Bora bütün cümleden sadece "ben ona aşık değilim ulan aşık değilim. Ben onu hissediyorum anladın mı beni. Aşık olmak kadar basit bir duygu değil benimkisi" diye hüngür hüngür ağladı..

 

 

Arel Bora ağladı Kara tesseli etti, yeri geldiğinde ise dayağını da bir güzel yemişti...

 

 

 

 

Evet ballarım bu bölümde böyleydi, oy vermeyi ve yorum yapayalım finalde görüşürüzzzz

 

 

🤗🤗🌙💝

Loading...
0%