Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Taşların Asıl Sahibi

@orionn_12

Duman-Melankoli

G-Eazy & Halsey- Him&I

Dolu Kadehi Ters Tut-Islansın

Taşların Asıl Sahibi-1.bölüm

Ben Ilgın;

Hayatı babasının elleri arasına karışmış...

O eller üzerinden kayıp gittiğinde ise tüm hayatı boyunca tek tabanca kalmış o kız çocuğu...

Ben ılgın;

Hikâyemize hoş geldin...

10 yıl önce

Hastanedeki beyaz ışık yüzüme tüm acımasızlığıyla vuruyor, ben ise tüm duygularım alınmışçasına hastanede ellerim dizlerimde babamın çıkmasını bekliyordum.

Babam bana doğduğum günden itibaren ışık olmuş, karanlık yollarda bile korkmamam gerektiğini çünkü onun kızı olduğumu iliklerime kadar hissettirmişti.

Ben hep onun yanında çocuk olmuştum. Başkalarına kapı duvar olan duygularım, onun yanında ortaya çıkıyor, onun yanında duygularım olduğunu hissediyordum.

Ben babamın kızıydım.

Ve bugün üvey annem çağlayla babamın kalp krizi geçirdiğini öğrenmiştik.

Evde ağlamaya başladığımda çağla ağladığım için bana kızmış ve hemen hastaneye gelmemiz gerektiğini söylemişti.

Daha 10 yaşındaydım. Ben duygularımı gizlemeyi bırak duygularımı bile yaşamayı daha yeni yeni öğrenirken nasıl saklayabilirdim?

Babamın kalp krizi geçirdiğini duyduğunda, yüzünde tek bir mimik bile oynamamış sanki her gün olan bir olaymış gibi davranmıştı.

Hastaneye geleli saatler olmuştu ve babam hala ameliyattaydı. Çağla ise hiçbir şey yokmuşçasına orada oturmuş telefonla ilgileniyordu.

"Çağla en azından biraz da olsa üzülmüş gibi yapamaz mısın?" Dediğimde kelimeler bile ağzımdan dökülmek istemiyormuş gibiydi.

Kelimeler bile yorulmuştu belki de...

Anlatmam gereken şeylere yetememekten, duygularımı cümleye dökememekten...

"Neden üzülecekmişim ılgın neden bu kadar dramatize ediyorsun?"

"Babam her gün kalp krizi geçiriyormuş gibi davranıyorsun."

"Çok büyüttün ılgın sadece kalp krizi herkesin başına gelebilir." Dediğinde oturduğu yerden kalkmış bana bağırmaya başlamıştı.

O sırada bende ayağa kalmıştım ta ki, önümde benden 4-5 yaş büyük biri kendini önüme siper edene kadar.

Babamın dışında beni bu hayatta birilerinin koruyabileceğini hiç düşünmediğim için afallamıştım.

"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" dediğinde direkt olarak sorusunu çağlaya yöneltmişti.

"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun bu kızımla benim aramda." dediğinde arkasında kaldığım yerden birkaç adım atarak yanına geçmiştim.

"Kızım kelimesini ne zamandan beri kullanır oldun çağla?" dediğimde yüzünden tiksinircesine bir ifade geçti.

Elleri elime kilitlendiğinde, bir yabancıyla el ele tutuşmama rağmen sanki ellerimiz birbirini tanımış gibiydi.

Sanki yıllardır birbirine hasret kalan iki insan gibiydi buluşmaları.

Hastanenin dışına çıktığımızda havanın soğukluğu, beni üşütmemiş aksine sarıp sarmalamış gibiydi.

"Ben akın." dediğinde elini bana uzatmıştı.

Elini sıktığımda yüzünde silik bir tebessüm belirmişti. Görülmesi çok zorda olsa görmüştüm.

"Bende ılgın, memnun oldum."

"Biraz garip bir tanışma olduğu için kusura bakma ılgın. Böyle tanışmak istemezdim, otursana." dediğinde eliyle bankı gösterdi.

İkimizde yan yana oturduğumuzda suskunluk beni esir almış gibiydi.

"O kadın senin annen miydi?"

"Maalesef üvey annem."

"Aile içi bir mesele olduğunu bilmiyordum ılgın ama seni orada öyle çaresiz görünce kendimi durduramadım."

"Emin ol o çaresiz dediğin kişi her şeyin üstesinden kendi başına geldi." Dediğimde oturduğum banktan kalktım.

Akında kalktığında "o anlamda söylememiştim kusura bakma." Dedi sesi oldukça mahcup geliyordu.

"Önemli değil yardımın için sağ ol." dediğimde adımlarım hastaneye doğru ilerledi ta ki akın yanıma gelene kadar.

Elinde tuttuğu saati bana uzattı.

"Cebinden düşmüş olmalı." Dediğinde saati elinden nazikçe aldım.

Bu saati babam bana almıştı. Hastanede bileğimden çıkartıp saatlerce bu saate baka kalmıştım. Deri kordonu ve ince yapısıyla tam bana göre bir saatti.

Babam kızını tanırdı.

Teşekkür edip hastaneye gittiğimde, yanıma gelen doktorun bakışları ölen birinin son cümleleri gibiydi. O kadar çaresiz bakıyordu ki ne olduğunu anlamıştım.

Ama içimde kendi kendime inkâr ediyordum.

Hayır ılgın öyle bir şey olmadı.

Hayır ılgın baban seni bırakmaz.

"Başınız sağ olsun." Dediğinde koridorda ilerleyen doktora baka kaldım. Uzun uzun daha sonra dizlerimi üzerine çöküp babamın verdiği saate bakakaldım. Babamın beni bırakacağı ihtimalini hiç düşünmediğim için bu gerçeklik hala doğru gelmiyordu.

Dizlerimin üzerine çöküp ağlamaya başladığımda; artık babamın saçımı okşayan, omuzlarımı sıkan, yanaklarımı sıkan, ellerini ellerime kenetleyen elleri hayatımdan kaybolmuştu.

Gözlerim yaşlarla beraber kapandığında karanlık ilk defa korkutuyordu beni.

Çünkü artık karanlığıma ışık olacak bir babam yoktu...


                                                                                     ****

Çalan telefonumun sesi kulaklarımı tırmalamaya başladığında telefonuma bakıp, arayanın o kadın olduğunu gördüm. Hayatımı babamın ellerinin aksine elindeki kor alevlerle yakmaya çalışmış, yakamayınca da o alevlerde her gün nefretini harlayan kadın.

"Efendim çağla?"

"İşte misin ılgın?"

"Ne olduğunu söylemen için süren azalıyor."

"Bu akşamki davette kameralara poz vermeyi ve röportajlarda ilgi çekici açıklamalar yapmayı unutma ılgın. Hem şirket hem de voleybol kariyerin için çok önemli babanda hayatta olsaydı bunu isterdi."

"Babamın yaşarken ne istediğini önemsediğini mi düşünüyorsun?" Dediğimde sesim içimde hissettiğim duyguların aksine çok sakin çıkıyordu.

"Ayrıca şirket benim himayemde işlere karışmayı bırak yoksa saygı seviyemden çıkmak zorunda kalacağım çağla."

Telefonu kapattığımda şirketten apar topar çıkmak zorunda kaldım. Birkaç asistanıma da haber verdiğimde asansöre bindim. Topuklularla merdiven inmek cidden çok yoruyordu, üstelik şirketin en üst katında olan odamı düşünürsek yaptığım tercihi bir kez daha içten içe haklı buldum. Akşam ki davet için siyah ve şık bir elbise giyinmeyi düşünüyordum. Önceden bu davete hazırlandığım için bu konuda oldukça rahattım.

Valenin getirdiği arabanın arka koltuğuna yerleştiğimde, felaket durumda olan mesaj kutumdan insanlara cevap vermeye başladım.

Beni sevenler ve destekleyenler de olsa, benden nefret edenler ve tehditler yağdıranlarda vardı.

'Ne kadar nefret edenin varsa o kadar şey başarmışsındır güzel kızım.'

Babamın bunu söylerken kullandığı ses tonu bile hala aklımdaydı. Sesi kulaklarıma bir bebeği uykuya daldıran ve ona huzur veren bir ninni gibi ilişmişti.

Eve vardığımızda kapıyı açan şoföre minnet dolu bir tebessümle karşılık verdim.

Onun işi o deyip insanları mesleklerinde bir kere bile takdir etmeyen insanları hiç anlayamamıştım.

Herkesin bir teşekküre ve bir sıcak gülümsemeye hakkı vardır minik kızım o teşekkür ve sıcak gülümsemenin sıklığını ise o insanlar belirler.

Evime doğru ilerlerken cidden çok yorgun hissediyordum. Bunu işlerimi hallettiğim sırada fark edemesem de evime vardığımda yorulduğumu anlayabiliyordum.

Sabah antrenmandan çıkar çıkmaz şirkette toplantılara katılıyor ve bazı müşterilerle iş yemeklerine gidiyordum.

Kapının tok sesi kulaklarıma iliştiğinde, ayakkabılarımı çıkardım eve girdim.

Ceketimi çıkardıktan sonra sert bir kahve yapmak için kahve makinasını çalıştırdım.

Telefonuma gelen mesajların arasında gezinirken o ismi görmemle duraksadım.

Akın Keskin...

Tüm dünya çapında başarıları olan ve her maçına inanılmaz bir hayranlıkla gittiğim, Akın Keskin bana mesaj atmıştı.

"Bu Akşam ki davette bana eşlik eder misin?"

"Nerede buluşuyoruz?"

"Kabul etmene sevindim ben arabamla seni alırım yazdığımda bakman yeterli kendine dikkat et görüşürüz."

"Sende dikkat et görüşürüz."

Kahvemden sert bir yudum aldığımda, artık oyunu iki kişi oynayacağımızın farkındalığı beni oldukça iyi hissettirmişti.

Oyununu bilmediğimi sanması, sadece kendi oluşturduğu ego dağından önünü görmemesinden kaynaklanıyordu.

Oyuna beni almadın Akın Keskin.

O oyunun taşları her zaman benim elimdeydi.

Sadece oyalanmanız için size ödünç vermiştim.

*************

Öncelikle her zaman arkamda olduğunu hissettiren ve doğrumla yanlışımla beni kabul eden tüm arkadaşlarıma bu yolda benimle yürüdüğünü bildiğim herkese teşekkür ederim.

Ne zaman yapamayacağımı düşünsem ne zaman yorulsam elimden tutup beni kaldırdığınız için hepinize büyük bir minnet borcum var

Kalbim kalbinizle hep yanımda olmanız dileğiyle

Birde bu durumun tersine insanlara güvenmemeyi öğreten yürüdüğüm her yolu benim için zorlaştıranlar oldu onlara da teşekkür ederim belki de bu gayretimde sizin de payınız vardır kim bilir

Öpüldünüz asklarımmmmmmmmmmmmm

Loading...
0%