Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@osbaldelisiyim

---

Sahne: Osman Bey’in çadırı, gece vakti.

Ay ışığı çadırın içini hafifçe aydınlatıyor. Dışarıda hafif bir rüzgar esiyor. Osman Bey, uzun bir günün ardından yorgunlukla çadırına girmiştir. İçeride, bir süre sessizce oturur, düşünceli bir şekilde kılıcını temizler. O sırada Bala Hatun, sessizce içeri girer ve Osman’ın yorgun olduğunu hemen fark eder.Osman, gözlerinde yorgunluk olsa da Bala’nın varlığıyla huzur bulur.

 

Bala Hatun (Osman’ın yanına oturarak, yumuşak bir sesle):

"Bugün de pek çok zorluğu geride bıraktın Osman'ım. Her adımında daha da güçlü oluyorsun, lâkin dinlenmeyi de unutmayasın."

 

Osman Bey (gülümseyerek):

"Benim gücüm, senin varlığınla daimdir, Bala'm. Sen olmasan bu yolda ilerlemek çok daha zor olurdu."

 

Bala, hafif bir tebessümle Osman’ın omzuna yaslanır. Ardından cilveli bir ifadeyle doğrulur, sanki bir şey saklıyormuş gibi gözlerini kısar.

 

Bala Hatun (neşeyle):

"Bekle, sana bir şey getireyim. Belki biraz olsun zihnini dağıtır."

 

Çadırın kenarına gidip, küçük bir meyve tabağı alır ve Osman’ın yanına geri gelir. Tabağı Osman’ın önüne koyar, eline bir üzüm tanesi alarak şakacı bir şekilde Osman’a uzatır.

 

Bala Hatun (gülerek):

"Bu kadar cenkten sonra biraz tatlıyı hak ettin, beyim."

 

Osman Bey (gözlerinde şefkatle):

"Senin elinden her şey lezzetli gelir bana sultanım."

 

Osman, Bala’nın uzattığı üzümü yer ve ardından onun gözlerine sevgi dolu bir bakışla bakar. Bala da Osman'a biraz daha meyve yedirdikten sonra kendi de yemeye başlar. İkisi arasında hafif bir gülüşme ve cilveleşme yaşanır, anın huzuru ikisinin de yorgunluklarını siler.

 

Bir süre sonra Bala, Osman'ın elini tutar ve onu yataklarına yönlendirir. Yataklarına geçtiklerinde, Bala Osman’a yavaşça sokulur. Osman, Bala’nın saçlarını okşarken derin bir nefes alır, ardından duraksayıp Bala’nın yüzüne bakar.

 

Osman Bey (hafif bir hüzünle, derin duygularla):

"Bala'm… seni ilk gördüğüm günü hatırlıyorum. Şeyh Edebali’nin dergahına girdiğimde, kalbim sanki o anda durdu. O kadar zarif görünüyordun, ay gibi parlıyordun ki, gözlerimi senden alamadım. Ceylan gözlerine o vakit tutuldum."

 

Bala Hatun (yüzünde tatlı bir tebessüm):

"Hiç fark ettirmemiştin Osman'ım."

 

Bala, Osman'ın yorgun ellerini nazikçe tutar. Osman, derin bir nefes alır ve bakışlarını ona daha dikkatli yöneltir.

 

Osman Bey (gülümseyerek, hafif bir dalgınlıkla):

"Belki de o an söylemeye cesaret edemedim, amma kalbim o günden sonra hep sana yöneldi. Seninle her karşılaştığımda, içimdeki bu sevgi daha da büyüdü. Bala'm, seninle çıktığım bu yolculuk sadece devlet kurmak için değil, aynı zamanda ruhumun ihtiyacını karşılamak, kalbimin huzurunu bulmak içindi."

 

Bala Hatun, Osman’ın elini nazikçe kavrar ve gözlerinin derinliklerine bakar. İkili arasında güçlü bir sessizlik hakim olur, ama bu sessizlik aralarındaki bağın ne kadar derin olduğunu hissettirir.

 

Bala Hatun (nazik bir sesle):

"Ben de o günden beri seninle yürüdüğüm bu yolda hep aynı duyguyu taşıdım, Osman'ım. Ne olursa olsun, seninle yürüyeceğim bu yolda her daim yanı başında olacağım, hiç şüphe etmeyesin."

 

Osman, Bala’ya biraz daha sokulur ve onu sımsıkı kucaklar. İkili, birbirlerinin varlığında huzur bulurken, aralarındaki sessizlik, aşklarının derinliğini yansıtır. Bala, başını Osman’ın göğsüne yaslar ve gözlerini kapatır.

 

Osman Bey (fısıldayarak):

"Senin sevgin, benim kılıcım kadar keskin, yüreğim kadar güçlü. Bu yüzden her zaferim seninle anlam buluyor. Lâkin, girdiğim her cenkin ardından böyle huzur bulmak… İşte asıl zaferim bu."

 

Bala Hatun (gözleri yarı kapalı, huzur dolu bir sesle):

"Ben de senin kollarında uyumayı her şeyden çok severim beyim. Her geçen günün sonunda bu huzura kavuşmak, bana bu dünyanın tüm yükünü unutturur."

 

İkisi de birbirlerine derin bir minnettarlık ve sevgiyle bakarken, çadırın içindeki sessizlik, onların arasında söylenmeyen tüm duyguları dile getirir. Osman, yavaşça karısının dudaklarına bir buse kondurur ,onu yanına alarak başını omzuna yaslar. İkisi de bu anın huzurunu paylaşır, dışarıdaki dünyadan bir süreliğine koparlar. Çadırın içinde sadece iki yürek atışı duyulur. Çadırlarına girecek yeni kalp atışlarının ayak sesidir bunlar.

 

Dışarıda rüzgar hafif hafif esmeye devam eder...

 

 

---

 

 

 

Loading...
0%