Emre, kapıyı açmak için anahtarı sadece bir defa çevirdi.
- Kapıyı kitlemeyi unutmuşsun, dedi Melis.
- Alışkanlık, derken omzunu silkerek içeri girdi. Kapıyı misafiri için tutarken;
- Olur da ben yokken evde bir sorun çıkarsa, isteyen girebilsin diye.
- Bir hırsızın girme ihtimalinden daha küçük bir ihtimal gibi geldi, dedi Melis kıkırdayarak. Emre parmağını kadının hala önünde duran kediye doğru uzatarak;
- Onun başına bir şey gelmesinden daha tercih edilebilir bir ihtimal, dedi.
Cevapla birlikte kadın sanki yeni hatırlamış gibi uzun süredir kucağında olan kediyi hemen yere bıraktı. Kedi ise patileri yere değer değmez, hiç tereddüt etmeden kapının bitişiğindeki salona daldı. Mama kabının olduğu yere gidip miyavlamaya başladı. Eski sahibi yemek ve su koymak için kediye doğru yürürken evine ilk kez gelen kadına seslendi;
- Koridorun tam karşısı banyo. Onun bitişiğindeki odada giyinebilirsin.
Bu cümleyle birlikte Melis ne kadar yorgun olduğunu hatırladı. Üzerindeki soğuk, nemli kıyafetlerin ve ayağındaki ıslaklığın rahatsızlığını fark etti. Sırt çantasıyla birlikte koridorun ucundaki kapıya doğru yöneldi. Banyo kapısından girmeden gözü bitişikteki odaya kaydı. İnsan yaşayan bir ev için yatak odası fazla düzenliydi. Hatta temiz kokuyordu. Çarşaflar yeni serilmiş ve etrafta tek bir kıyafet dahi yoktu. Banyoda üzerini değiştirirken, banyonun da fazla düzenli olduğunu fark etti. Hatta salon da öyleydi. “Bir obsesifle mi birlikteyim?” diye geçirdi aklından. Sonra nedense “obsesif” kelimesi üzerine değil de “birlikte” kelimesine takılıverdi aklı. Bir yandan da çantasına tıktığı kıyafetleri tek tek çıkardı ama ne yazık ki çorap almayı unutmuştu. Kirlilerini bir poşete koyup, diğerleriyle birlikte çantaya attı ve çıplak ayaklarıyla banyodan dışarı çıktı.
Emre üzerini değiştirip salona döndüğünde Melis’in kucağına bir çift çorap atıp mutfak tarafına yöneldi. Bir çift yün çorap! Tam da ihtiyacı olan şeydi. Hemen ayağına geçirdi. Emre buzdolabından çıkardığı tencerenin kapağını açtı;
- Bahtımıza biber dolması çıktı. Yersin değil mi?
- Yerim, derken tedirgin bir şekilde ayağa kalkarak mutfak tarafına doğru yürümeye başladı.
- Yardım edilecek bir şey var mı?
- Baksana bir dolaba, yoğurt var mı?
Melis, dolabı açtı. Dolap neredeyse boştu. Olanlar ise oldukça nizami yerleştirilmişti. Küçük bir yoğurt çıkarttı. Yoğurdu koymak için kase istediğinde Emre bütün dolapları ve çekmeceleri hızlı hızlı kurcalamaya başladı. Nihayetinde bulduğu kaseyi uzatırken, Melis;
- Bu evi sen temizlemedin değil mi, dedi gülerek.
- Hayır. Sadece bana tahammül edebilen çalışkan bir yardımcım var.
Emre bunları gülerek söylemişti ancak karşısındaki kadının gözleri büyüdü ve koşarak çantasını kapıp telefonunu çıkardı. Samet’e yarın kafeyi açması gerektiğini yazıp hemen olumlu dönüş alınca, rahatladı.
- Yarın evi halletmem gerek. Samet’e kafe için yazdım, diyerek açıklama yaptı.
- Yardıma ihtiyacın var mı?
- Hayır, teşekkür ederim. Hallederim.
Bu cevaptan sonra tezgaha sırtını yaslamış şekilde Melis’e bakan Emre’nin tek kaşı havaya kalktı;
- İlginç. O ıslanmış koltuğu tek başına kaldıracak gibi durmuyorsun oysa, dedikten sonra devam etti.
- Çok anlamsız değil mi?
- Ney?
- Yani bir şeye ihtiyacın varken, sadece nezaket icabı teklifi reddetme durumu.
- Hayır, değil. Karşındaki nezaket icabı sana böyle bir soru sorduğunda, reddetmemek kabalık olur. Hatta karşındakini sömürmeye kadar gidebilir.
- Ama ben nezaket icabı değil samimi bir soru sormuştum.,
- Ama nezaket icabı sormuş da olabilirdin. Bu ihtimali görmezden gelemem.
- Yani nezaket kuralları olmasaydı ve herkes açık konuşsaydı, her şey daha kolay olurdu diyorsun, derken sırıtmaya başlamıştı.
- Aslında ben öyle bir şey demiyorum. Dur bir dakika, sen şu an benimle uğraşıyor olabilir misin?
- Yoo, kesinlikle, derken gülüşü daha da belirginleşmişti.
- Ne yapıyorsun şimdi o zaman?
- Nezaket kurallarını sorguluyorum.
- Güzel ama ben toplumsal eleştiri yapmak için biraz fazla açım ve sanırım şu an dolmayı yakıyorsun.
Adam panikle arkasını dönüp sessizce söverken bu defa kıs kıs gülen Melis olmuştu.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
7.11k Okunma |
907 Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |