53. Bölüm

Aynı şeyi severken 20. kısım

Öykü yıldırım
oykuden

O akşam türlü yemek ve mezelerle donatılmış sofrada beş kişi oturuyorlardı. Hikmet her zamanki gibi baş köşeye oturmuş ve yemeğine odaklanmıştı. Yemek yerken sadece yemek yemeyi severdi. Başka şeylerle uğraşmaz, televizyon izlemez ya da aile sohbetlerine katılmazdı. Zaten hiçbiri güzel bir yemek kadar haz vermezdi.

Yanında oturan Gökhan için iki üç işi birlikte yapmak sorun değildi. O hem yemeğin tadını çıkarabilir, hem konuşabilir diğer yandan da türlü kurnazlıklar düşünebilirdi. Ancak bugün çapraz karşısında oturan abisinin ateş püsküren bakışları altında, kafasını öne eğmiş, bıyık altından sırıtarak yiyordu yemeğini. Elbette yanında oturan Sudeyle dürtükleşerek iletişim kurmayı da ihmal etmiyordu. Gözlerini ondan bir saniye olsun ayırmayan abisi ise çatalla, önünde duran patlıcanı kurcalıyordu.

Masada tek konuşan Kıymet’ti. Sude ise konuya ayak uyduran tek kişiydi. Kıymet günle ilgili analizlerini anlatıyordu. Melis’i hoş ve nazik bulmuştu. Çok hanım hanımcık olduğunu söylüyordu.

- Bir kere giyiminden kuşamından belli, zarif kız. Gayet kendine yakışan şeyler giymiş böyle taşıyor yani.

Bu taş sürekli bol giyinen ve rüküşlük paçalarından akan Defne’yeydi. Kıymet bir yolunu bulup Defne'nin giyimine laf çatmayı becerirdi. Bununla birlikte Gökhan, çatalı ağzına götürmek üzereyken dondu. Kafasını oynatmadan bakışlarını annesine doğru kaldırdı ve kıkırdayan Sude’nin bacağını, bacağıyla itti.

- Tabi Defne’ye de bir şey dediğimiz yok. Hele o evi gördükten sonra. Ay ne zevksiz insanlaaar. Bir de övünmez mi koltuk takımım marka diye, devam etti Kıymet. İstemeden sonra sık sık dünürleri hakkında konuşur olmuştu. Masadaki herkes bu tekrarlayan konudan sıkılmıştı artık. Sude, kimin kardeşi olduğunu göstermek istercesine ortalığı kızıştıracak olan o cümleyi söyledi;

- Yalnız anne Melis de biraz dağınık sanki.

Gökhan, dudaklarını birbirine bastırarak kahkahasını tutmayı başardı, üzerindeki keskin bakışlar bir anlığına yanındaki genç kıza yönelmişti. Genç kız Emre’nin bakışlarını sezdi ve ağzını sıkıca kapatıp gözlerini tavana doğru kaldırdı.

 

- Aman canım, abin çok mu titiz sanki? Bak kadın eve geliyor, mis gibi de yapıyor evi. O önemli değil. Yeter ki bir an önce torun olsun.

 

Elinde salladığı çatalı tabağına düşüren Emre, duyduklarına karşın hayretle yanındaki kadına bakmaya başladı;

- Ne canım torun istiyoruz, yalan mı söyleyeyim. Babanız da istiyor. Öyle değil mi Hikmet?

Hikmet dikkatini tabağından ayırmadan, kafasını hafifçe aşağı yukarı sallayarak homurdandı. Bu onayı alır almaz Kıymet sözüne devam etti:

- Bakın yalnız o kız kolay doğurur zaten. Kalçası geniş. Öyle Defne gibi kuru…

Cümleyi tamamlamadan masadaki üç adam birden geriye doğru kafalarını kaldırıp

- Aaa, diyeyerek isyan etti.

 

Kadın bu uyarıyı dikkate aldı ve konuyu kapattı. Sandalyesinde biraz kıpırdandıktan sonra;

 

- Amaaan neyse canım, aranız nasıl Emre? Bak sevdik biz bu kızı?

- Bilmem ki nasıl? Gökhan’a soralım mı nasıl? Sahi Gökhan bizim aramız nasıl?

Gökhan, elindekileri sakince bıraktı. Son lokmasını da yuttuktan sonra, yavaş yavaş konuşmaya başladı:

- Şimdi… Şöyle Abi… Ben ufak bir pot kırmış olabilirim.

- Ufak?

- Ufak yani. Ama düşünüyorum da,

- Hıı?

- Şöyle, bu sizin ilişkinizi güçlendirmek adına önemli bir…

Sözünü bitiremedi. Emre kimsenin anlayamadığı bir kızla karşı çaprazdaki adamın üstüne atlayıp onu sandalyeden düşürmüştü. Üstüne çıkıp hırpalamaya başladığı kardeşi ise “Abi” diyerek kahkahalar atıyor ve bu kahkahalar Emre’nin vuruşundaki sertliği daha da arttırıyordu. Sude, hemen telefonuna saldırıp onları kameraya çekmeye başladı.

 

- Çocuklar. Hişt durun. Hikmet! Bir şey söyle yahu. Kızım sen de çekme, ayıp.

Hikmet, yerde güreşen gençlere bakmadan elini “boşver” anlamında salladı. Sude ise kamera fazla hareket etmesin diye kahkaha atmamaya çalışıyordu.

- Ay ay yandım!

 

Kıymet’in bu nidasıyla birlikte yerde kavga eden ikili durdu ve kadına doğru baktı.

 

- Ayrılın bakayım, dedikten sonra sakince yerine oturdu. Aslında iki oğlan ne zaman dalaşsa kullandığı taktikti bu. Anlaşılan çocuklar büyüse de, numara etkisini olduğu gibi koruyordu.

 

Emre dizlerini kollarıyla kavramış yerde otururken, dudaklarını kemiriyordu. Kardeşi ise devirdiği yerden kalkmamış, hala güldüğü anlaşılmasın diye ağzını eliyle kapatıyordu. Hikmet, yemeğinden başını kaldırıp sakince onlara baktı yüzünde şaşkın ve meraklı bir ifade vardı;

- Yahu çocuklar bakın ne soracağım,

İkisi birden adama doğru dönünce devam etti;

- Neydi şu kızın adı? Hah Melis. Çağırdınız mı onu düğüne?

 

Bölüm : 02.01.2025 12:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Öykü yıldırım / BEN, KEDİM, SEVGİLİM / Aynı şeyi severken 20. kısım
Öykü yıldırım
BEN, KEDİM, SEVGİLİM

15.4k Okunma

1.53k Oy

0 Takip
65
Bölümlü Kitap
Sıradan bir günHayatıma hoş geldin (1. Kısım)Hayatıma hoş geldin 2. KısımHayatıma hoş geldin 3. KısımHayatıma hoş geldin 4. kısımHayatıma hoş geldin 5. KısımHayatıma hoş geldin 6. KısımHayatıma hoş geldin 7. KısımHayatıma hoş geldin 8. kısımHayatıma hoş geldin 9. KısımKedinin ikinci hayatı 1. kısımKedinin ikinci hayatı 2. kısımKedinin ikinci hayatı 3. kısımKedinin ikinci hayatı 4. kısımKedinin ikinci hayatı 5. kısımKedinin ikinci hayatı 6. kısımKedinin ikinci hayatı 7. kısımKedinin ikinci hayatı 8. kısımKedinin ikinci hayatı 9. kısımKedinin ikinci hayatı 10. KısımKedinin ikinci hayatı 11. kısımKedinin ikinci hayatı 12. KısımKedinin ikinci hayatı 13. KısımKedinin ikinci hayatı 14. kısımKedinin ikinci hayatı 15. kısımKedinin ikinci hayatı 16. KısımKedinin ikinci hayatı 17. kısımKedinin ikinci hayatı 18. KısımKedinin ikinci hayatı 19. kısımKedinin ikinci hayatı 20. KısımKedinin ikinci hayatı 21. kısımKedinin ikinci hayatı 22. kısımAynı şeyi severken 1. kısımAynı şeyi severken 2. KısımAynı şeyi severken 3. KısımAynı şeyi severken 4. KısımAynı şeyi severken 5. kısımDuyuruAynı şeyi severken 6. kısımAynı şeyi severken 7. kısımAynı şeyi severken 8. kısımAynı şeyi severken 9. KısımAynı şeyi severken 10. KısımAynı şeyi severken 11. KısımAynı şeyi severken 12. KısımAynı şeyi severken 13. KısımAynı şeyi severken 14. kısımAynı şeyi severken 15. kısımAynı şeyi severken 16. kısımAynı şeyi severken 17. kısımAynı şeyi severken 18. kısımAynı şeyi severken 19. kısımAynı şeyi severken 20. kısımAynı şeyi severken 21. kısımAynı şeyi severken 22. kısımAynı şeyi severken 23. kısımAynı şeyi severken 24. kısımAynı şeyi severken 25. kısımBirlikte 1. kısımBirlikte 2. kısımBirlikte 3. kısımBirlikte 4. kısımBirlikte 5. kısımBirlikte 6. kısımBirlikte 7. kısım
Hikayeyi Paylaş
Loading...