Melis bugün yaşananları kafasından atamıyordu. Çizgi film açmış kakaonun huzurla uyumasını seyrederken içindeki korku onu yokluyordu. Ara ara
Zorro, diyerek kedinin tepkilerini ölçmeye çalışıyordu. Kedi bazen hiç oralı olmasa da bazen hoplayarak yanına geliyor ve kendini sevdiriyordu.
Farklı isimlerle de çağırmayı denedi. Hiçbirine Zorro kadar tepki vermedi. Sonra Kakao’yu denedi aynı “ Zorro” ismine verdiği tepkileri verdi.
Emre’nin muhtemelen doğru söylediğini düşünmeye başlamıştı. Kaçtı dediği tarihlerde kedi yaralı bir şekilde ona gelmişti. Ama onun öncesinde akşamları nerede kalıyor bilmiyordu. Her zaman bakımlı bir kilolu bir kediydi. Peki, ama neden kaçıyordu? Ya da yaralandığında neden sahibine değil de ona gelmişti? Belki de adam iyi bakamıyordu kediye. Hatta zarar veriyor olabilirdi. Bu düşünceden hiç hoşlanmadı. Ne Kakao’un eziyet görmüş olma ihtimali, ne de Emre’nin psikopat olma ihtimali hoşuna gitmemişti.
Kakao’dan ayrılmak istemiyordu. İşin gerçeği o, onun tek arkadaşı olmuştu. Sevdiği hiçbir şeyden uzak kalmak istemiyordu. Artık olmazdı.
Bu düşünceler zihninde dolaşırken telefonun mesaj sesini duydu.
“ Zorro nerede?”
Bu soru kalbini sızlatmıştı, ancak yazan kişi ile ilgili aynı şeyleri söyleyemiyordu. Kediye bakıp cevap yazdı;
-Bilmem.
-Melis. Kedi nerede?
-Ha Kakao mu diyorsun? Benimle tabi ki
-Sen nerdesin?
- Kakao ile ben evimizdeyiz.
- Evin adresini ver.
Yok artık eve mi gelecekti? Saate baktı 21.30’u geçiyordu. “Bu saatte hem de?” diye düşündü. İşin gerçeği adamın eve gelme ihtimalinden biraz heyecanlanmış olabilirdi.
-Ne münasebet.
-Yahu kedimi özledim. Haftalardır onu arıyorum.
-Aramaya devam et. Benim kedime salça olma.
-Melis ev adresini ver.
Yok öyle bir dünya. Sana iyi GECEler.
Özellikle “gece ” kısmını büyük harflerle yazmıştı ki saati vurgulayabilsin.
-Eğer sen vermezsen, ben bulurum. Ver şu adresi.
Bir süre öfke ve heyecan karışımı bir duygu ile ekrana baktı. Bulabilir miydi gerçekten? O halde yapabileceği bir şey yoktu. Tabi ki adresini vermeyecekti. Dudakları yana doğru kıvrıldı ve cevap olarak yalnızca onay emojisi koydu.
Kendince onu ciddiye almadığını anlatmak istiyordu. Karşıdaki adamın buna sinir olacağını biliyordu ama kendinden taviz vermeye hiç niyeti yoktu. Ayrıca bu sinirlendirme işi biraz hoşuna gitmiş de olabilirdi. Bir süre sonra telefonu yine öttü;
“ İyi, peki. Sen bilirsin”
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
6.91k Okunma |
906 Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |