Melis dış kapının kapanma sesini duyduğunda bir an duraksadı. Sonra temkinli bir şekilde kapının kilidini açıp odadan dışarı çıktı. Evde dış kapının yanında oturan kediden başka birini göremedi.
Kedi, Melis’i görür görmez koşturarak arkadaki odadan içeri girip yatağa zıpladı. Sonra da patisini ona doğru uzatıp miyavladı. Bunu gören kadın açık olan ışıkları kapatıp kedinin yanına yattı. Çok geçmeden kedinin horultusu duyulmaya başlamıştı bile. Kakao’nun yumuşak tüylerinde elini dolaştırdı. Kendini kötü hissediyordu. Göğsünde bir ağırlık vardı. “Ne oldu şimdi?” dedi kendi kendine.
Sonra birden ağlamaya başladı. Neredeyse fiziksel bir acı hissediyordu. Ve içinden sadece ve sadece ağlamak geliyordu. Nedenini düşündü. Ancak bu acının ne nedenini ne de tarifini bulamamıştı. Bir tek Emre’nin gidişini düşünüyordu. Onu tedirgin ettiğini düşünerek gitmişti. Melis de bu tutumunu fazlasıyla nazik ve anlayışlı buluyordu. Ve aslında tam olarak da sorun buradaydı.
Bazı insanlar vardır, Kalbinizin daha hızlı atmasına, avuçlarınızın terlemesine neden olur. Onu görmek, hatta sadece görme ihtimali bile sizi heyecanlandırır. Ona hep yakın olmak, daha da yakın olmak istersiniz. O kişilerin her hali -hüznü, siniri, sevinci- sizin için farklıdır. İyi, kötü her yanında bir güzellik bulabilirsiniz.
Sonra bir gün gelir ve o gördüğünüz güzelliklerin karşınızdakiyle bir ilgisi olmadığını fark edersiniz. O güzellik içinizde yaşattığınız sevginizin bir yansımasıdır sadece.. Bazen çok ufak şeyler fark ettirir bunu ve karşınızdakini artık sevmek istemezsiniz.
Bazen de tam tersi olur; karşınızdakini daha net görürsünüz. Ve gördüğünüz şeyin sandığınızdan bile daha güzel olduğunu fark edersiniz. İşte o andan sonra onu sevmek istememe gibi bir seçeneğiniz yoktur. Karşınızdaki sevilmeye layıktır çünkü. Onun sevilmesi kadar doğal bir şey yoktur. Bu yüzden o sizi sevmese bile bir gün onu sevmekten vazgeçme düşüncesinden korkarsınız. Onu sevmenin bile başlı başına güzel olduğunu bilirsiniz çünkü.
İyi adamlara aşık olmak da kötü adamlara aşık olmak kadar zordur bazen. İyi bir adamın sevilecek yanını bulmak zor değildir. Bu yüzden her geçen gün daha çok sevebilirsiniz onu. Ama iyi adamlar sizi sevemezse eğer işte o zaman kızmayı, gücenmeyi bile kendinize hak göremezsiniz. Öyle ya kimse kimseyi sevmek zorunda değildir ve kimseye kendinizi zorla sevdiremezsiniz. Bunun bir formülü ya da projesi yoktur. İşte o andan sonra içinizdeki öfkenin ve elinizdeki diğer silahların tek bir hedefi kalır: kendiniz.
İşte Melis de tam bu noktadaydı aslında. Hoşlandığını biliyordu evet. Aşık olduğu gerçeğiyle ise bu gece yüzleşiyordu. İyi bir adama aşık olmanın yükünü hissediyordu omuzlarında. Ve karşılık bulamama ihtimalinin ağırlığı çökmüştü göğsünün tam ortasına. Kendini çoktan hedef tahtası yapmış, elindeki okları bir bir fırlatmaya başlamıştı bile.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
6.9k Okunma |
906 Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |