Ertesi gün Melis her zamankinden daha erken uyandı. Geri uyuyamayacağını anlayınca yatağından kalktı ve duşunu aldı. Dolabındaki kıyafetlere baktı. Hepsi nedense çok sıkıcı görünüyordu gözünde.
Elbise mi giyseydi acaba bugün? Belki etek?
Kıyafetlerinin birini giyip birini çıkartırken birden kendine geldi. Neden yapıyordu ki bunu? Uğraşmaması gereken bir şeyle uğraşıyordu. Tıpkı düşünmemesi gereken bir kişiyi düşünmesi gibi.
Kot pantolonunu giydi üzerine de siyah bir sweatshirt geçirdi. Saçlarını öylesine bir topuz yaptı. Aynanın karşısına geçti. Oldukça sıradandı. Sıradan bir gün gibi sıradan giyinmişti o kadar.
Bir şeyler yanlış gidiyor, dedi içinden.
Sonra eline telefonu aldı. Kendini tutamayarak instagramda “Emre Pekin” ismini arattı. “267 bin takipçi mi? Yuh. Fotoğrafçı mı? Hiç şaşırmadım.”
Profilinde yüzlerce fotoğraf vardı. Ama kendi fotoğrafının sayısı bir elin parmağını geçmiyordu. Fotoğrafların yorumlarına baktı. Kapalıydı. Kendi olduğu fotoğrafları yoruma kapatmıştı. İşte buna çok şaşırmıştı. Eğer yorumları açık olsaydı alev ve kalp emojilerinin havalarda uçuşacağına emindi.
Acaba bu Emre Bay sandığı kadar egoist olmayabilir miydi?
Yüzünde ufak bir sırıtış içinde umut kıvılcımları belirdi. Sonra fark etti ve ikisini de görmezden gelmeyi seçti.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
6.9k Okunma |
906 Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |