Emre kapıyı açıp eve girer girmez, ayakkabılıkta onu bekleyen kedi üzerine atıldı.
-Zorro, dur. Tamam. Oğlum her gün de aynı şey yapılmaz ki.
Kucağında Zorro ile ışığı açıp salona geçti. Kedinin mama ve su kabını kontrol etti. Suyu bitmişti. Maması ise bitmemişti.
-Lan sen hem mamanı yemiyorsun hem de günden güne şişiyorsun. Başka sahibin olduğundan şüpheleniyorum ha, haberin olsun.
-Miyavv
Kediye su koyar koymaz, üstünü değiştirip kendisini yatağa attı. Gergin bir gün olmuştu onun için. Aslında işini seviyordu da işinin para kazandıran taraflarından pek hoşlanmıyordu. O sahte güzelliği pazarlamakla değil, gerçekten güzel olanla ilgileniyordu.
Kendisini bildi bileli uyumlu olan şeylerden hoşlanırdı. Uyumsuzluk onun için en tahammül edilemez şeydi. Ama onun uyumsuzluk algısı biraz daha farklıydı.
Mesela asistanı. Defne, kemikleri sayılacak kadar zayıftı ve her zaman kendine büyük gelen kıyafetler seçerdi. Uzaktan oldukça paspal ve dağınık görünürdü. Oysa hareketleri ve tavrıyla bir araya gelince tüm o “kötü” denecek görüntü yerini hoş bir bütünlüğe bırakırdı.
Bir şeyin bütün olarak güzel olması başka bir şeydi. Karakter ve ruh gerektirirdi. Emre’nin takıntılı olduğu şey de tam olarak buydu.
Bu konuya o kadar takıntılıydı ki; onlara ayrılmaları gerektiğini söylediğinde 12 yaşındaydı. Bunu sofrada otururlarken olduka kendinden emin bir şekilde söylemişti. Annesi “Oğlum saçmalama” dediğinde ise onlar çektiği fotoğrafları gösterip
-Siz birbirinize yakışmıyorsunuz. Eski fotoğraflarınız öyle değil. Şimdi ise aranızda uyumsuzluk var, demişti.
Annesi de babası da ayrıldıktan sonra kısa süre içinde evlendiler. Evlendikleri kişilerin ikisinin de Emre’den küçük birer oğlu vardı. Ardından ikisinin de birer kızı oldu. Emre iki ev arasında canı istedikçe gidip gelirdi. Üniversite mezuniyetinde hem annesi, hem babası eşleri ve çocukları ile birlikte törene katıldı. Bir arkadaşı habersizce onların fotoğrafını çekmişti. Fotoğraf oldukça acemice çekilmişti ancak Emre ilk defa anne ve babasıyla aynı karede güzel göründüğünü düşünmüştü.
O an güzelliğin ve uyumun; mutluluk ve aidiyetle ilişkisini anlamıştı.
Tüm bu düşüncelerle tam uykuya dalmak üzereydi ki, mesaj sesi ile irkildi. O irkilince kollarında yatan kedi de birden panikleyip göbeğine basarak yataktan fırladı.
-aaah Zerro!
Doğruldu. Telefonu açmadan ekrandaki bildirimine baktı;
“ Ses çıkmayınca merak ettim. Bir daha ne zaman buluşuyoruz”
Mesaj Pelin’den gelmişti. Kafede tanıştığı kadın. Telefonu bırakıp sırtını yatağa doğru geri attı
Offfffff.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
6.9k Okunma |
906 Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |