Emre stüdyoya giderken sabah düştüğü rezil durumu tekrar tekrar düşünüp geriliyordu. Ancak diğer yandan Melisin şaşkın ve sevimli halleri aklına geliyor, garip bir sırıtış peydah oluyordu yüzünde. Aslında baya sıvamıştı, farkındaydı. Eğer onu tanıyan herhangi biri bu olayı bilseydi bir ömür boyu dalga geçerlerdi buna emindi. Neyse ki kimsenin o anlatmadığı sürece bunu bilme ihtimali yoktu. Yoksa var mıydı? Belki de olurdu. Bu ihtimalin hoşuna gidiyor olması ona tuhaf geliyordu. Stüdyoya girdiğinde Defne ve Gökhan onu bekliyordu.
- Hayırdır, yine Kıymet Anneden mi kaçıyorsun?
- Kardeşin senin için neler yapsın, sen kardeşinle uğraş, diyerek bilgisayarı gösterdi Gökhan.
Defne ise ekrana dikkali ve ciddi bir şekilde bakıyordu. Emre merakla;
- Bir olay mı var? Noluyor?
Senin apartmanın arka kısmına bakan apartmanlardan birinin kamerası varmış, dedi Gökhan.
- Eee?
Emre biraz paniklemiş biraz da heyecanlanmıştı.
- Bir haftadır uğraşıyorum o kamera kaydını alabilmek için. Yöneticiyi ikna edemedim. En azından para verene kadar.
- Bir sonuç var mı?
- Senin kedi apartmanın arkasındaki çınar ağacını kullanarak girip çıkıyormuş pencereden.
- Girip çıkıyormuş derken?
- Her gün, diye araya girdi Defne.
Emre iyice şaşırmıştı. Bilgisayara doğru hamle yaptı. Ekranda ustaca ağaca tırmanıp oradan hoplayarak tuvalet penceresine giren Zorro vardı.
- Nasıl yani, sürekli dışarı mı çıkıyormuş velet?
Defne ve Gökhan diyerek “hı-hı” kafalarını aşağı yukarı salladılar.
Emre önce Zorro’nun hallerine güldü. Sonra birden gerçekle yüzleşti. Her gün gidiyor ve geri geliyordu Zorro. Ama bir gün gitti ve gelmedi. Demek ki kaybolmamıştı. Başına bir şey gelmişti. İşte o an Zorro’nun geri geleceğine ya da bulunacağına dair bütün ümidini yitirmişti
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
6.9k Okunma |
906 Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |