@oykunehir
|
18 yıl önce. günün yorgunluğuyla derin bir uykuya dalmıştım , ta ki ruh rüyamda beni ziyaret etmeye karar verene kadar. "hazırlıklı ol ella, karnındaki o kız çocuğunun yolu diğerlerinden farklı olcak." dedi ruh "ne ? ne demek istiyorsun ?" dedim şaşkına dönerek. "o kız çocuğu benim veliahtım olacak ella" dedi ruh içimi bir keder sardığında ne diyeceğimi ne tepki vereceğimi şaşırmıştım, ruh kızımı kendine veliaht seçmişti bu demek oluyordu ki zamanı geldiğinde ondan ayrılmak zorunda kalacaktım. "peki neden o ? neden bir başkası değil?" dedim hüzünle "çünkü evladım o benim güçlerimi taşıyabilecek tek peri olcak" dedi ruh günümüz bu gün babamın krallığın yeni veliahtını seçeceği gündü ama ben o seçeneğin içinde değildim, ben zaten yıllar önce ruh tarafından seçilmiştim. benim eğitimim kardeşlerime göre daha zorlayıcıydı kurallar benim için daha katıydı, hiç bir zaman kardeşlerim kadar rahat bir çocukluk geçirememiştim. istediğim bu değildi ama bana bir seçim şansı tanınmamıştı. kapım çaldığında gitme zamanımın geldiğini anlamıştım. ayağa kalkıp aynada kendime son defa baktığımda tamamen hazırdım. kapıyı açıp odamdan çıkıp korumam owen'la beraber taht salonuna doğru ilerlemeye başladım. owen'ı hiç bir zaman korumam olarak görmemiştim o benim için korumadan çok bir arkadaş gibi olmuştu her zaman. yine de owen çizgiyi hiç bir zaman geçmiyor her zaman mesafesini koruyordu. "sence babam kimi seçecek ? " dedim hızla taht salonuna giderken "hiç bir fikrim yok prensesim" dedi "hadi ama owen bir tahminin olduğunu biliyorum" dedim şakalaşarak "aslında sanırım kız kardeşinizi seçecek prensesim" dedi owen "bende öyle düşünüyorum" dedim gülümseyerek taht odasına vardığımızda ikimizde sanki önceden anlaşmışız gibi konuşmayı kesmiştik. owen benim için taht salonunun kapısını açtığında halkım saygıyla eğilmişti. salonda toplanan herkese kısa bir bakış atıp tahttaki yerime geçmek için ilerlemeye başladım tahttaki yerime annemin yanına oturduğumda kız kardeşim violet ve abim alvin babamın karşısına geçip saygıyla eğildikten sonra babamın vereceği kararı beklemeye başlamışlardı. "saygı değer halkım" diye söz başlamıştı babam "bu gün buraya bu krallığın benden sonraki hükümdarını açıklamak için toplandık. iki veliahtımın da çok iyi birer kral kraliçe olacağına eminim. fakat sadece birini seçmek zorundayım" "şu son bir ay içinde ikisinin de yönetimini, yöntemlerini yakından takip ettim ve emin oldum ki benden sonra bu ülkeyi yönetebilecek olan kişi kızım violettir." "onun ışığı yolunuzu aydınlatsın halkım" dedi babam ve ayağa kalktı. kız kardeşime baktığımda mutluluktan gülümsüyordu. abim alvin ise mutlulukla kardeşine bakıyordu. babam elinde asayla kız kardeşimi iki omzundan kutsadığında halk bir anda alkışlamaya başlamıştı. ülkenin bir sonraki kraliçesi kız kardeşim olmuştu. onun gücü aydan geliyordu abimin ise ateşten, benim gücüm ruhtan geliyordu fazla karanlıktı bu yüzden ben bu ülkenin veliahtı olamazdım. bir süre sonra her şey bittiğinde tekrar owen'la beraber odama gelmiştim. üzerimdekileri çıkarıp kısa bir duş aldıktan sonra üzerime siyah ipek olan geceliğimi giyip saçlarımı tarayıp kurutmuştum. elime aşkın zehri adlı kitabı alıp balkona çıkmıştım. kitabı kaldığım yerden okumaya başladığımda acaba günün birinde bende aşkı bulabilecek miyim diye düşünmeden edemiyordum. sanırım bu sorumun cevabı hayırdı, sanırım ben asla aşkı bulamayacaktım. zaten aşka ayıracak bir vaktim de yoktu... bir saat kadar kitap okuduktan sonra kaldığım sayfaya ayracı yerleştirip balkondan odama geçip ışığı kapatmıştım. uyumam gerekiyordu yarın tekrar eğitimim vardı. yatağımın içine girip gözlerimi kapattığımda yorgunluğum kendini belli etmişti ve derin bir uykuya dalmıştım. |
0% |