Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.bölüm

@oylesine1yazan

Helloşşş

 

Satır aralarında buluşalım mı?

 

Bölüme başlamadan oy verir misiniz???

 

 

🎶sezen aksu-ünzile

 

Sen ol da ister yar ol,ister yara

lütfun da başım üstüne,kahrın da.

~şems-i tebrizi~

 

 

Keyifli okumalar 🎀

°°°

 

Düşünüyorum da ben bu kadar mı değersizdim?

 

Bu bir soru değildi,çünkü bunun cevabı çok net bir şekilde belliydi.

 

Peki kalplerinde bana karşı birazcık bile mi sevgi yoktu?

 

Yoktu, çünkü ben sevilmeyi hak etmiyordum.

 

O yüzden yine ilk vazgeçilen ben olmuştum.

 

"Bir sürü seçenek varken berdel mi ve ablam varken ben mi?"diye sordum.

 

"O seçeneklerin arasında en önemsizi sendin ve ablan o adamdan daha iyilerine layık."konuşmamış adeta tükürmüştü.

 

Sonrasında elini olmayan saçlarına attı."ben Eşrefe ne diyeceğim şimdi?"

 

Benim artık Allah'tan başka kimseden korkum yoktu."artık ona da seni veririz. Yaşı yaşına huyu huyuna uygun, hem parası da var,sen seversin."

 

"Bana bak..."boş tehditlerini dinlememek için kalkıp odama gidecekken bir eli yine saçlarımı bir eli de çenemi tuttu."bundan sonra sözüme karşı çıkmayacak sın,ben kimle dersem onunla evlenecek sin!"

 

"Ben senin köpeğin değilim,hele senin dediğini yapacak biri hiç değilim."dedim,konuşa bildiğim kadar.

 

Ellerini üzerimden çekerken beni de iktirmişti."eşek gibi yapacaksın!hele bir yapma bak o zaman ben sana neler edeceğim."

 

"Ne dediğini yapacağım, ne de kim dersen onunla evleneceğim! Çok istiyorsan onunla da sen evlenirsin."arkamdan bağırmasını umursamayıp odaya çıkmaya başladım.

 

Kolumdan tutulduğumda yan tarafta çekildim. Karşımda ise demir mi,azad mı neyse işte o vardı.

 

"Ne işin var senin burada?"diye sordum.

 

Soruma cevap vermeyip hızlıca konuştu."rızan yoksa,yani beni..."bir kaç saniye duraksadı."beni istemiyorsan yemin ederim bu iş olmaz. Ne seni isteriz ne de evleniriz."ağzı bunları söylerken gözleri öyle bakmıyordu."şimdi söyle rızan var mı?"

 

"Bize isteyip istemediğimiz in sorulduğu nerde görülmüş ağa?hüküm verilmiş işte, ayağıma kadar gelip sormanın ne alemi var?"

 

"Benim için hüküm sen sorduğum soruya cevap verdiğinde verilecek."dedi.

 

"Benim sözümün bir anlamı yok."diye çıkıştım.

 

O ise bana tezat konuşuyordu."var,en çok senin sözünün anlamı var."

 

"Kim göre,neye göre?"gözleri dudaklarıma kaydığında kaşları çatıldı."kim yaptı bunu?"diye sordu.

 

"Seni hiç ilgilendirmez. Git artık,biri görecek."dedim.

 

Derin bir nefes verdiğinde elini ceketinin cebine attı ve küçük bir paket çıkardı."senin cevap vereceğin yok. Akşam bunu takarsan rızan var, takmazsan yok olarak anlayacağım. Tamam mı?"

 

"Ne bu?"

 

Tekrar"tamam mı?"diye sordu.

 

Ofladım."ben ömrü hayatım boyunca böyle saçma bir şey görmedim."

 

"Ne güzel işte,sana ilkleri yaşatıyorum ve bunu tamam olarak kabul ediyorum."dedi.

 

Elindeki paketi aldım."diyelim ki takmadım ne olacak?"

 

"Orasını da o zaman görürsün."

 

"İyi,git artık."dedim,sıkılmıştım.

 

Bir şey söyleyecek gibi oldu,ama söylemeden gitti. Birkaç dakika olduğum yerde kaldığımda tüm konuşma beynimin içinde tekrar etti. Yoluma devam ediyordum ki hasan abi önüme geçti.

 

Öf bıktım be senden de.

 

"Niye gelmiş bu dallama,hem ne konuştunuz onca zaman?"

 

"Sanane?burda seni ilgilendiren bir konu var mı?"diye çıkıştım.

 

"Var,beni ilgilendiren bir konu var."dedi.

 

"Kim olarak?"bir şey söylemesine izin vermeden"istediğim kişi ile görüşürüm, konuşurum. Karışma artık bana,sal beni,akbaba gibi dönme etrafımda. Niyetini biliyorum,ama seninki sadece heves."diye konuştum."ben seni bir abi,kardeş gibi görüyorum,sende beni öyle gör,zaten ilerisi de olamaz."dedim.

 

Yanından geçip gittim,zaten olması gereken bu değil miydi?

 

Odaya girdiğimde demin ki saçma olayı unutmaya çalıştım ve demirin verdiği paketi açtım.

 

°°°

 

Herşeyi baştan sona anlattığım da Dilan,"enişte bey aşık diye yorumladım."dedi.

 

Koluna bir tane sille çaktım."salak, salak konuşup sinir etme beni."çevresinde o kadar güzel kız varken bana mı aşık olacaktı?

 

"ne diye gelip isteyip istemediğini sordu o zaman?"elimdekini aldığında"sana bunu veriyor,ama bu yıllar önce satıştan kalkan ve senin çok istediğin birşey."dedi.

 

"Olabilir. Ne yani sırf gelip sordu,birde bunu verdi diye saçma sapan manalar mı çıkarayım?"haklıydım bence.

 

Bu kez"takacak mısın peki?"diye sordu.

 

"Bilmiyorum."diye cevapladım. Takmazsam benden yaşça büyük, sevmediğim bir dede ile evlenecektim,ama takarsam yine sevmediğim bir adam ile evlenecektim. Benim üzerime büyük bir kumar oynuyorlardı ve geleceğimi ortaya koymuşlardı.

 

Ben düşüncelerde boğulurken Dilan,"yakışıklı mı?"diye sordu.

 

Anlamadığım için bende"kim?"diye sordum.

 

"Dedem,nasıl yakışıklı mı?"göz devirdi."kim olacak mal?eniştem işte."

 

"Ne bileyim ben?ayrıca enişte deyip durma şuna."

 

Kapı açıldığında ablam içeri girdi ve elindeki çantayı elime tutuşturdu."babam biraz kadına benzesin dedi,bunlarda makyaj malzemeleri."

 

Çantayı kenara fırlattım."nasıl benzeniyorsa,kendi üzerinde denesin de bizde görelim."

 

Dilana çık işareti yaptı. O çıktığında ise yüzünde küçümser bir ifade oluştu."sen böyle yaptığında güçlü olduğunu falan mı düşünüyorsun?aksine tam bir zavallı gibi görünüyorsun."bu kez alayla güldü."acıyorum sana biliyor musun?"

 

Küçük bir adım atarak aramızdaki mesafeyi azalttım."neyime acıyorsun mesela abla?senin sevilen,benim koparılan saçlarıma mı?veya senin öpülen,benim tokat atılan yüzüme mi?yoksa senin sevilir iken,benim dövüldüğüm her güne mi? bende çok acıyorum,canımı istese hiç düşünmeden vereceğim ablamın bana bunları demesine."

 

"Çıkarken kapıyı kapatır sın."dediğim gibi onu arkamda bırakıp banyoya girdim. Sırtımı kapıya yasladığımda gözlerimden de yaşlar akmaya başlamıştı.

 

Onlara ne yapmıştım da benden bu kadar nefret ediyorlardı?bu öyle bir nefret ki bu; yağmurlu havada bir damla su vermezlerdi.

 

Ne kadar süre kapının arkasında oturdum bilmiyorum ama ayağa kalktığımda götümü hissetmiyordum. Kısa bir süre duş aldıktan sonra oda ya geçip giyindim, hem de en güzelini.

 

Ablamın getirdiği makyaj malzemelerini ise camdan aşağı attım,çünkü ihtiyacım yoktu. Aynadan kendime baktım,valla çokta güzel olmuştum. Aşağıdan sesler gelmeye başladığın da bende oda dan çıkarak aşağı indim.

 

Amcamlar,dayımlar,teyzemler kısaca herkes buradaydı. Üzerimdeki mükemmel,mini olan elbisemi görenlerin kaşları çatılı yordu.

 

Babam kadın gibi giyinmemi mi istemişti?bende giyinmiştim,onu kırmayı hiç istmezdim.

 

Kapıya giden esmayı durup kendim açtım,ama açmaz olaydım,köpek sürüsü gibi gelmişlerdi. Hepsi sırayla bana sevgi dolu bakışlar atarak içeri girdi.

 

Sıra ona geldiğinde kısık bir sesle"Bismillahirrahmanirrahim."diyerek sağ ayağı ile içeri girdi. Elindeki çiçeği ise bana uzatırken kulağıma yaklaşarak"çok güzel olmuşsun."diye fısıldadı.

 

Şuan gereksiz yere mideme ağrı girmişti. Geri çekildiğinde yakasını düzeltip diğerlerinin yanına gitti.

 

Mutfağa geçtiğimiz de gülleri masanın üzerine bıraktım. Dilan koşarak yanıma geldiğinde"halam yukarı çıkıp insan gibi giyinsin dedi."dedi ve masaya oturup gül buketini önüne çekti.

 

"Ne yapıyorsun?"diye sordum.

 

"Sayıyorum."diye cevapladı.

 

"Sebep?"

 

"Anlamına bakacağım,bir sus."bir kaç dakika sonra bana döndü."50 tane kırmızı,3 tane de beyaz gül var."deyip telefonunu çıkarttı ve bir şeyler yazmaya başladı.

 

Telefonu elinden alıp masanın üzerine bıraktım."gül sayısının anlamı mı olur?saçma sapan şeyler."

 

İçeri giren Esma,"kahveleri yapalım artık."dedi, cezve çıkarırken.

 

"Onca insana göt kadar şeyle mi pişireceğiz?"Diye sordum.

 

İkisi birbirine bakarken büyük bir tencere çıkardım."bununla mı yapacağız?"diye sordu Esma.

 

Kafamı salladım."siz başlayın,ben geliyorum."deyip mutfaktan çıktım. Hızlı adımlarla yukarı doğru çıkmaya başladım. Oda dan alacağımı aldım ve tekrar aşağı inmek için hareketleniyordum ki karşımda onlarla birlikte gelen sarı saçlı,yeşil gözlü yaşının küçük olduğu belli olan kız belirdi.

 

Beni baştan aşağı süzüp yüzünü buruşturdu."hayırdır?"dedim.

 

"Buraya kadar geldik diye sakın azadın seni istediğini sanma,çünkü o sadece kardeşini kurtarmak için burda. Şimdi seni isteyeceğiz,ama gece yine benim koynuma girecek,çünkü o bana aşık,beni seviyor. Seni sevmesini beklemek de saçma olurdu değil mi?sonuçta davul bile dengi dengine."dedi.

 

"İsim neydi canım?"

 

"Meryem."

 

"İnan bende abim için kabul ediyorum ve beni sevmesini beklemiyorum. Senin sevgilin umrumda bile değil,ama bir daha benimle böyle konuşursan o davulun tokmağını sana yediririm. Umarım bit kadar beynin söylediklerimi algılamış tır meryemciğim."diye karşılık verdim.

 

Onu orada bırakarak yoluma devam ettim,ama ağlamak istiyordum. Tekrar mutfağa gittiğimde kahvelerde olmuştu. Tepsiye koyduğumuzda içeri götürdük. İlk devran ağaya uzattığım da kahveyi aldı ve"eline sağlık kızım."dedi.

 

Sırayla herkese kahveleri dağıtırken sıra ona geldi."eline sağlık."dedi kahveyi alırken. Gözleri ise boynumda takılı olan verdiği kolye de idi.

 

"Zehir,zıkkım olsun ağam."diye karşılık verdim.

 

Dudakları varla yok arası kıvrılırken gidip dilan'nın yanın oturdum."ne dedi?"diye sordu."gel yan odaya geçelim dedi."diye konuştum.

 

"E geçin madem."diyerek cevap verdiğinde"salak, salak konuşma Dilan."diye çıkıştım.

 

En büyükleri olarak onun dedesi söze başladı."sebebi ziyaretimiz belli. Allah'ın emri, peygamberin kavli ile kızınız denizi torunum azada is-"babam daha cümlesini bile tamamlamasına izin vermeden"verdim gitti."dedi.

 

Hepsi şaşkın bir ifadeyle birbirine bakarken devran ağa,"e hayırlı olsun madem."dedi.

 

Yüzük takmak için yanyana geldik. Yine dedesi,"Allah utandırmasın."diyerek kurdale yi kesti.

 

Gözlerim isminin Meryem olduğunu söyleyen kıza takıldı. Gözleri dolu bir şekilde ellerimize bakıyordu.

 

Yüzük parmağımı sıkarak kangren ederken,kolye

boynumu sıkıyordu. Göz yaşlarım içime akarken,aldığım nefes bir bıçak gibi ciğerlerime batıyordu.

 

Bir an önce gitmek için hızla herkesin elini öptüm ve dışarı çıktım. Odanın yolunu tutarken boynumdaki kolyeyi de, parmağımda ki yüzüğü de çıkardım.

 

Üzerime bir pijama takımı geçirip yatağa atladım,çünkü çok yorgundum,ama bu fiziksel değil di.

 

Yavaş, yavaş uykuya dalarken saçlarımda bir el hissettim,ama bunu kimsenin yapmayacağını bildiğim için hayal olduğunu düşündüm.

 

°°°

 

Sabah uyandığımda oda da farklı bir koku, parmağımda yüzük ve boynumda kolye vardı. Tahmin ettiğim birisi vardı ama sonra sevgilisinin koynundan çıkıp bunları yapmaz diye düşündüm.

 

Dilan,"nasıl ya?"dedi şaşkınlıkla.

 

"Baya,kız sevgilisiymiş işte."dedim.

 

Yatağa oturup"sende buna inandın mı?"diye sordu.

 

"Ya kız koynuma giriyor dedi. Bana aşık,beni seviyor dedi,inanmayıp ne yapacaktım?"

 

Bu sefer de"üzüldün mü?"diye sordu.

 

"Niye üzüleyim Dilan?saçma sapan sorular sorup durma sende. Ben senin ne ima ettiğini çok iyi anlıyorum,ama 2 gündür tanıdığım adama aşık olacak kadar salak değilim. Bir daha aşık olup beni sevmeyen birini sevmek istemiyorum."dedim.

 

Soykan konağı

 

Büyük hala lütfiye hanım,"kızın bir kusuru olmasa niye babası apar topar versin."diye sordu diğerlerine.

 

meryem'in annesi Selda hanım ise,"benim sütten çıkmış ak kaşık gibi kızımı beğenmeyip ne yediğini belirsiz kızı alsınlar."diye söylendi.

 

Berivan hanım yanında oturan kocasın yaklaştı."kusurlu kıza o kadar para vermeye değer mi?kız olup olmadığı da belli değil zaten."

 

"Sen kendinle karıştırıp elin kızının günahına girme."dedi devran ağa.

 

"Niye babası öyle yaptı o vakit?ne olduğu belli olmayan kızı alacağımıza meryemi alsaydık, şimdi bunları düşünmek yerine düğünümüzü yapardık."

 

"Kardeş onlar,saçma salak konuşup sinir etme beni."

 

Azad oda dan çıktığında kapının yanında bekleyen meryemi görüp sabır diledi."ben sana demedim mi bir daha çevremde dolanma diye."

 

"Bir şey söyleyecektim sana."dedi.

 

"Söyleme."diye kestirip attı. Yoluna devam edecekken Meryem,"söyleyeceğim şey deniz hakkında."dedi.

 

Azadın adımları duraksadığın da"denize kusurlu diyorlar,sırf babası öyle hemen verdiği için. Bende böyle düşündüğüm için veya kötülük olsun diye değil,bil diye söylüyorum yanlış anlama."dedi Meryem masum olduğunu düşündüğü bir ses ile,çünkü azad'ın hala arkası dönüktü.

 

Azad hızlı adımlarla aşağı indiğinde"kim olursa olsun deniz hakkında en ufak bir söz söylediğini duyarsam yemin olsum öldürürüm!"bağırdı. Kimseden ses çıkmadı."duydunuz mu?!"

 

Lütfiye hanım,"duyduk,böğürüp durma."dedi.

 

"Hele siz hala sakın,sakın kendinizle karıştırmayın."

 

azad konaktan çıkarken amcasının karısı,"kesin büyü yaptılar oğlana."dedi. Selda hanım,"tabi, sen iyi anlarsın büyü işlerinden."

 

°°°

 

Elimizdeki saçma sapan şeyler ile Helin hanımı istemeye gelmiştik. Kapıyı açtıklarında içeri girdik,ama girmeden de isteye bilirdik. Zaten kaçmışlardı ne gerek vardı ki istemeye?

 

Hepsinin gözü üzerimdeydi. Bende şöyle bir baktım;sizin ananızı sikeyim der gibi. Neyime bakıyorlardı onu da anlamamıştım. Hayır yani açıkta bir şey mi vardı.

 

Bana yavaş,yavaş geliyorlardı,o yüzden lavabonun yerini sorduğumda gösterdiler. Elimi yüzümü yıkadım. Bir an önce burdan gitmek istiyordum.

 

Dışarı çıktığımda karşıda sigara içen onu gördüm. Bana verdiğini geri vermem gerekiyordu. Cebimde ki kolyeyi çıkardım. altın rengi ortasında gül şekli olan bir kolye idi.

 

Yanına vardığımda elimdeki kolye yi uzattım."al."elime bakmadı bile. Sigarayı söndürüp ayağa kalktığında bir adım geriye gittim.

 

Kafamı hafif geriye atıp yüzüne baktım. Koyu kahve gözleri gözlerimin tam içine bakıyordu,ama bakışları fazlası ile yorgundu."o senin."dedi sadece.

 

"Ben senin hiç bir şeyini istemiyorum."dediğimde dudağının kenarı kıvrıldı."soyadı mı alacaksın ama."

 

"Mecburiyetten o,istediğimden mi?yoksa değil soyadın saçının telini bile istemem."

 

Gözlerine anlam veremediğim bir şekilde hüzün çöktü."olsun. İsteyene kadar beklerim."

 

"Benden sana yar olmaz ağa,boşuna bekleme."

 

"İster yar ol,ister yara başım gözüm üstüne. Yeter ki sen ol."dedi.

 

Sözleri buz gibi olmuş kalbimi ısıtıyordu,ama böyle olmaması gerekiyordu. Elini tutup avucunu çevirdiğim de kolyeyi bıraktım."sen de takılı olmadıktan sonra ne yapayım ben bunu?"diye sordu.

 

Çenemle arkasını işaret ettim."sevgiline takarsın ağa,gerçi sende takacak kız bol."

 

Kalbim ağrıyordu.

 

Yanından geçip gittim."nerde kaldın?"diye sordu Dilan."işim vardı."dedim.

 

Bir kaç saniye sonra oda geldi. Kahveler dağıtıldığın da dedem söze girdi."çocuklar birbirini görüp sevmişler,bende büyükleri olarak Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızınız helini torunum bekire istiyorum."

 

Gözleri sürekli üzerimdeydi ve ben bu durumdan rahatsızdım. Gözünü dahi kırpmadan bakıyordu.

 

Devran ağanın bakışları kızını buldu."rızan varmıdır kızım?"diye sordu.

 

Bey baba salak mısın? Olmasa niye kaçsın?

 

Helin utanarak kısık bir sesle"sen ne dersen baba."dedi.

 

Bir kaç saniye sessizlik olduğunda"madem çocuklar birbirini s

evmiş,bize de hayırlı olsun demek düşer."dedi devran ağa.

 

Sırf abimin mutluluğu için neler yaşıyordum ya?

 

°°°

Bölüm sonu

 

Bölüm hakkında ki düşünceleriniz??

 

Meryem ile demir sevgili mi?

 

Diğer bölümde görüşmek üzere.

 

Öptümmm💋

 

Tiktok: oylesine1yazan

 

Instagram: oylesine1yazan

 

Loading...
0%