@oylesinebirokur_1
|
"Ya kızım anlasana milyon dolarlık kolye" Dedi sibel karşımda beni ikna etmeye çalışırken kıvranıyordu resmen "Ya cidden kız değilim ama kolyeyi ben bile istiyorum" Dedi efe "Ben yorum yapmıcam" Dedi yağız o zaten herşeye her zaman razıydı "Ya bak parla cidden o kolyeyi bulursak milyoner olucaz" Dedi sibel "Ya arkadaşlar koca ünlü şirket parmağını oynatsa bizden daha iyi direk bulur o kolyeyi" Dedim "ya bulsalardı 1 hafta önce bulurlardı o kolyeyi" Dedi efe "Bu sefer efeler katılıyorum parla" Dedi yağız başımı yere eğdim sonra hepsinin yüzüne baktım "peki kabul ediyorum bulalım o kolye midir elmas midir neyse artık" Dedim O sırada kapı zilli çaldı "gecenin bu saatinde hayırdır inşallah" Diyerek kapıya yönelicektimki "sen dur parla ben bakarım" Dedi yağız, Efe'de arkasından gitti "Ya bak herşey çok güzel olucak hem o istediğimiz Kafe'yi yaparız" Dedi sibel Hayla içimde bir kurt vardı 'vazgeç' diyordu fakat bir kere kalktım bu işe bizimkilerle bir daha vazgeçmem Efe ile yağız geldi yağızın elinde bir not vardı "o nedir" Dedim "bilmiyoruz kapının önünde duruyordu üstünde 'siz 4'lülere' yazıyordu" Dedi yağız "hadi bakalım ne varmış çatlıcam birazdan" Dedi efe hepimiz gülerek nota odaklandık yağız notu açıp okumaya başladı "Biliyorum şuan bu notu neden yazdığımı merak ediceksiniz bende size onu açıklıcam zaten" Dedi yağız ve okumaya devam etti "Sizler şirkette artık kafa tutan çocuklar olucaksınız yarın akşam size en yakın olan ormana gelin ve ben size bilinmeyen numarayla nereye geliceğinizi söylicem oraya gittiğinizde size vericeğim şeyi öğrenirsiniz haydi iyi akşamlar" Dedi yağız ve bize baktı "Buda neyin nesi" Dedi yağız hepimiz birbirimize bakıyorduk "Heyecanlandım" Dedi sibel "bende" Dedi efe "bence hiç bu işe kalkmamalıydık" Dedi yağız Bense herkese bakıyordum doğru yolda olduğumu hiç düşünmüyorum zaten fakat bir işi tamamlamamız lazım o kadar bu işe kalkıştık "Bu notu kim gönderdi" Dedim ortaya bir soru bıraktım fakat kimse cevaplamamıştı ama ben herkesin gözlerindeki o cevabı gördüm 'şirket rakibi' hepimiz yutkunduk "yarın göreceğiz" Dedim "şimdi herkes evlere dağılsın" Dediğim sırada herkes hala oturuyordu "haydi" Dediğimde ayağa kalktılar Sibel'in evinde olduğumuz için sibel hepimizi eşlik etti kapıya kadar biz aşağıya indiğimizde kapıyı kapattı hepimiz aynı mahalledeydik benim karşı apartman benim yan apartmanımda efe Efe'nin yan apartmanında yağız oturuyordu "Neyse iyi geceler hepinize" Dedim "sanada" Dediler ve herkes apartmanına girdi ben asansöre bindim hızla şuan sıcak bir duş tüm stresimi atabilirdi Anahtarı çıkartıp kapıyı açtım eve girip kapıyı kapattım direk odama girdim ve pijama seçtim sonrada banyoya girip sıcak bir duş aldım biraz sıcak suda oyalandım ama soğuk hissedince çıktım bornozu giydim ve saçlarımı kurutmadan Pijamalarımı giydim ve evi toparlayıp yemek hazırlamaya başladım sosis makarna yaptım Masaya gelişigüzel koydum hepsini ve mükemmel bir şekilde yaptığım yemeği yedim Bulaşığı yıkayıp yatağıma oturdum 'bilinmeyen kadının mektubu' kitabini okumaya başladım Zaten 50 sayfalık birşeydi kalbim buruk olmuştu okurken tabi birazda sıkıcıydı ama bittirmiştim kitapliğima koyup yatağa girdim ve gözlerimi kapadım derin bir uykuya dalmadan önce bir ses duydum "Sen ve arkadaşlarının karıştığı iş normal bir iş değil bir kere daha düşünmelisin" Diye bir ses duydum fakat gözlerimi açamadım sanki biri göz kapağımdan tutup açmamı engellemişti Göz kapaklarım serbest bırakılmıştı ama bu seferde derin bir uykuya daldım -------------- Sabah gözlerimi zar zor açtım boynum ağrıyordu o sırada kapım sertçe açıldı Uykulu gözlerle baktım bizimkilerde "ya belki müsait değildim" Dedim sinirle "ya senin 4'e kadar uyuduğunu hepimiz biliyoruz" Dedi efe ve yatağıma atladı aniden kafasına bir şamar attıp bizimkilere baktım "Haydi yola koyulacaz 15 dakikan var" Dedi yağız "15 mi bu çok az" Dedim "10" Dedi yağız "oldu haydi" Dedi yağız o sırada sibel Efe'nin kafasına vurup kolundan tutup dışarı çıkardı yağız ise bana baktı baktı ve gülerek kapıyı kapattıp çıktı Bende uykulu uykulu tuvaleti bulmaya çalıştım direk bulmuştum tabi duvara çarptığımı saymazsak Tuvalette rutin işlerimi yapıp banyodan çıktım dolabımı açtım içinden siyah kapşonlu sweatshirt çıkardım altımada gri bol şort çıkardım ve giyindim belimi ayarladım üstümü gigiydim Son olarak telefonumu şortunun cebine koyup aşağıya indim hemen "Geldim gidelim" Dedim hepsi bana bakıyordu "kızım niye bu kadar hızlı çıktın sen" Dedi sibel "hemen şu işi bitirip uyumak istiyorum" Dedim ve hemen dışarı çıktım arabaya bindim Onlarda biraz süreden sonra geldiler "ya bu kadar istemediğini bilseydik çağırmazdık uyurdun" Dedi efe Herkes efe'ye dik dik baktı çünkü ben uykuya aşık biriydim ve uyanınca zaten sınırlı oluyordum "Abartma koçum" Dedi yağız ve Efe'nin sırtına iki üç kere vurdu "Sanki boğazıma birşey kaçmış gibi ne vurup duruyorsun? " Diyeverdi efe sitemle "AMAN TANRIM" diyerek telefonuyla yerinde dikleşen sibelle herkes baktı ve telefonu herkese gösterdi önce Efe'nin sonra yağız'ın ağzı açık kaldı bana gösterdiğinde bu o kolyeydi ve şirket bulmuştu ve buda haberlere çıkmıştı "Ama nasıl" Dedi efe "bu imkansız" Dedi sibel Ben ve yağız birbirimize baktık "veya imkanlar dahilinde" Dedik aynı anda "sende benim düşündüğümü mü düşünüyorsun" Dedim yağız'a başını aşağı yukarı evet anlamında saladı "Bizede mi anlatsanız küçük dahiler" Dedi efe "tamam prenses" Dedim efe'ye dönerek "Şirket sahte kolyede koymuş olabilir" Dedim "nerden biliyo-" Sibel'in sözünü kesen ses yağızın sesiydi "sibel bu kolye daha dün gündem oldu ve şirket gündem olan şeyleri bulup elde etmek ister ve o gündemden kalkıncada o şeyi ya çöpe atar ya da geri yerine götürür" Diyerek direksiyona geri döndü "Yani siz demek istiyorsunuz ki şirket gündem olan şeyi bu kadar hızlı bulamaz mi? " Dedi sibel "Evet bu sonuçta kimse pembe yıldız elmaslı kolyenin nerde olduğunu bilmiyor" Diyerek başımı koltuğun yastığına yasladım "O zaman mükemmel 4'lü gidelim bakalım O ormana ve bulalım O kutuyu" Diye bağırdı efe heyecanlı bir sesle Yağız bana bakıp tebessüm etti bende ona tebessüm ettim sonra bende sibelle sığınıp uyumaya çalıştım O da bana aynı şekilde sığınıp uyumaya çalıştı --------- Gözlerimi zar zor bir şekilde açtım etrafa bakınmaya başladım ve bir aydınlanma yaşadım Kolye! Etrafa bakındım sibel uyuyordu fakat yağız ile efe yoktu direk sibelle dönüp onu dürttüm "Sibel...... Sibel...... SİBEL UYAN" dedim bağırarak yerinden sıçrayarak uyandı "ay noluyor" Dedi gözlerini ovuşturarak etrafa baktı "yağız ile efe nerde" Diyerek arkasına falanda bakarken "nerde bende bilmiyorum ceketlerinide üzerimize attıp kendileri gitmişler" Dedim sinirli bir sesle "Kalk" Dedi sibel "ne? " Dedim "Kalsana kızım" Dedi sibel "Niye kalkıyorum Allah Allah" Dediğim sırada beni yavaşça ittip kapıyı açtı bende dışarı çıktım oda diğer taraftan çıktı "Sürücüyüm hanımefendi" Dediğinde bulmamız gerektiğini anladım Bende ön tarafa oturdum o sırada araba çalıştı ve sibel ormana doğru sürmeye başladı ben ise dualar okuyordum ikisine birşey olmasın diye "Neden gidiyorlardı yani amaç ne" Dedim sitemle "Kızım dur bulucaz kulaklarından çekicez ikimizde" Diyerek bir bana bir yola bakarak söyledi bu sözleri "of koca adamlar tabikide istedikleri yere giderler ama başlarına birşey gelirse kendimi asla affetmem niye uyuyorum ben uyumamam lazımdı" Dedim öfkeyle "Kızım senin ne suçun vardı sabahtan beridir uykun var bende dün akşam hiç uyumadığım için uyandırmak istememişlerdir" Dedi sibel "Sibel biz bir takımız biz uyuyorsak insan bir bekler veya beklemek yerine uyandırır zaten geri uyucaz" Dedim "Yani aslında haklısında ama uyandırmak istememiştir ikiside bize abi gözüyle bakıyor abiler kardeşlerinin yorulmasını istemez" Dedi sibel "O zaman sen benim abımı görmemişsin abim hep der 'istediğini elde edene kadar mola verme' derdi hep bende öyle biriyim" Dedim "Abin bir yeri kaçırıyor. eğer birşeyi başarmak istiyorsan mola vermen gerekir sonuçta bir şeyi bir anda yapmak hem seni yorar hemde belki O şeye tam yaklaşmışken onu geri kaybetmek anlamında gelir" Dedi sibel "Ay hanımefendiye, bak adam yıllardır istediğini yapmadan mola vermez, banada hep böyle yapardı" Diyerek ikimizde kahkaha attık "Kanka bak şurdakiler değil mi" Dedi sibel işaret ettiği yere baktığımda kimse yoktur "Kanka burda kimse yok-" Derken Sibel'in elinin titreyip buz kesildiğini gördüğümde çok endişelendim "Kanka sen, iyi misin" Dedim tedirgince "kanka noldu birşey söylesene" Diyerek biraz dürttüm Direk başını sağa sola çevirip bana döndü "o yok oldu az önce ordaydı şimdi yok old-" Bu sefer sözünü kesen şeyi bende gördüm bize doğru elinde bıçakla koşan bir adam vardı sibel direk arabayı çalıştırdı ve ormanın dahada derinliklerine girdi "Kızım sen manyak mısın nereye gidiyoruz geri çıksana" Diye bağırdım Sibel'e doğru dönerek "Kanka gitmiyor arkaya denemedim mi sanıyorsun" Dedi sibel "ya arkaya gidicez ya da duracak" Diyerek bana kapatmam için gözüyle işaret verdi "Ya bu otomatik araba nerden bilicem şu ne bu ne Allah ne verdiğine basacam artık" Dedim Sibel'e doğru ama beni dinliyor gibi değildi Tuşlara baktım ve bir tanesini tuşladım o sırada araba anı bir fren yapıp bizi arkaya doğru sürükledi Ve biz o vahşice bize doğru koşan adamı ezip geçmiştik adam yok olmuştu "Kanka sağdan git direk" Diyerek hayla camdan dışarı bakıyordum "Kızım nasıl becerdin sen onu" Dedi sibel gözlerinde biraz rahatlamış bir hissiyat vardı "Ne bilim bir tanesine bastım ama cidden nerden kapatılıyor bu kapılae falan" Dedim "Şu kırmızı tuş" Diyerek yola geri döndü "Bu ne ya kumandanın kapatma tuşu gibi" Diyerek kahkaha attım "Kanka biz şeyi unuttuk" Diye bağırdı sibel "Neyi" Dediğimde hala neyi unuttuğumuzu hatırlamıyordum "Yağız ile efe" Dedi sibel "Ya ne oluyor" Diye arkadan ses gelince yerimizden sıçradık "cidden ama sabahtan beri car car car susun bir uyuyoruz şurda" Dedi yağız "Siz bagajda miydiniz" Dedim "he evet uyuyorduk sizdeki canda bizdeki-" Efe'nin sözünü sibel sinirle kesti "lan o kadar bağırdık duymadınız anca zürafa uzun boyundan yedi cüceleri duymaz ya biraz önce ne maceralar yaşadık haberiz var mı" Diye bağırmaya devam ettiği sırada yağıza baktım o da bana baktı 'Ne yapıyor bunlar' dedim kaşımı gözümü oynatırken 'hiç bir fikrim yok' anlamında o da kaşını gözünü oynattı "Valla yeter bunaldım" Diye bu sefer ben sitem ettim "bir kişinin daha bağırmasını çağırmasını dinleyemem" Diye bağırdım "eeee sen bağırıyorsun" Dedi efe "Efe dayak yemek istemiyorsan sus ben bu bakışı 100 metre öteden tanırım" Dedi yağız "Arkadaşlar şuraya bakın" Diyerek bağırdı sibel "kızım ne gördün ne bağırıyorsun" Dedim ve oraya baktık hepimiz Evet kutu ordaydı Bu kutuyu aramaya çıktığımızı tamamen unutmuştuk "Haydi ne bekliyoruz gidip alalım" Diyerek heyecanla bakan efe'ye göz devirdim "kızım ne göz deviriyorsun yürüsenize" Diyerek kapısını açtı efe Hepimiz kapımızı açıp çıktık ilk kutuya ulaşıp elime alıcakken yağızın sesi duyuldu "dur belki tuzaktır" Herkes etrafına baktı sonra yağıza "hiçbir ip ucu yokken nerden anladın" Dedi sibel "İşte tamda bu yüzden şüphelendim" Dedi yağız "çekil bakım" Dedi yağız ve kutuyu açtığı an arkamızda patlama yaşandı Efe'nin acı bir çığlığı koptu....... Sibel'in haykırması duyuldu........ ------------ ay hello nasılsınız sizlerle beraberiz bu bölüm baya içime sindi diğer bölümü bekleyebilirsiniz ahahahahahaha iyi geceler:)
|
0% |