Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2- Bölüm

@oylesinebirokur_1

Hastanedeydik yaklaşık yarım saattir Efe'nin çıkmasını bekliyorduk Sibel'in ise serüm vermişlerdi Efe'nin o kanlı halini görmeye dayanamayıp bayılmıştı

Ben Kafamı yağız'ın omzuna koymuş ağlıyordum yağız ise duvara bakıyordu yarım saattir

O sırada doktor çıktı hızla ayağa kalkıp "doktor bey, doktor bey" Diyerek hızla yanına koştum "nasıl durumu iyi mi" Dediğim sırada doktor gülümseyip "hastanın durumu gayet iyi fakat patlama olduğu sırada ayağa biraz hasar almış bu yüzden bir kaç gün yürümesine yardım etmeniz lazım o zamana kadar her gün kontrolle gelse iyi olur" Dedi doktor ve "geçmiş olsun" Diyerek yanımızdan ayrıldı

Heyecanla yağız'a baktığımda hala boş boş duvara baktığını gördüm "yağız" Dediğim an sinirle ayağa kalkmasıyla yerimden sıçradım

"Hepsi o gerizekalıya inandığım yüzünden" Diyerek eli yumruk olmuş kıpkırmızı bir şekilde bana bakıyordu

"Ne ima etmeye çalışıyorsun" Dediğim an "tüm kararı sana sunmuşlardı sen red etmeliydin" Dediği an kaşlarım çatıldı

"Bana bak yağız ben senin o bağırıp çağıracağın kızlardan değildim sende hayır deseydın gitmeyebilirdik boş boş bana gelip patlama" Diye bağırarak hemen ordan uzaklaşmak için gidiyordumki bileğinden tuttu

"Ben özür dilerim" Dedi yağız "cidden bir an sinirle oldu" Diyerek bana baktığı sırada "sen neyin sinirinden bahsediyorsun sen benim canımı bile feda edeceğim arkadaşımdan birini ölüme terk ettiğimi benim yüzümden ölümden döndüğünü ima ettin ve gelip bir anlık sinirle mi oldu diyorsun" Diye bağırdım

"Ben özür dile-" Sözünü kesen ses benim sesimdi "yağız" Dediğim an "efendim" Dedi

"Siktir git" Diyerek bileğimi elinden kurtardım ve hızla dışarı çıktım

Affedecektim fakat şuan rahatlamam lazımdı sonuçta neler dediğini sindirmek lazımdı o görüntüyü sindirip rahatlamam lazımdı

Dışarıya çıkıp bir banka oturdum ve gökyüzüne baktım

"Rahatla" Diyordum kendi kendime "rahatla" Ard ardına bir kaç kez bunu kendime söyledim

Sibel'e bakmak için içeriye girdim ve 205 numaralı odanın kapısını çaldım ve girdim

Sibel hala yatıyordu gözleri kapalı gözlerinin altı simsiyah maskarası neydi bunun be?

Sibel'in gözlerini bir kaç kez kırpıştırdığını gördüm "kanka? " Diyerek dikleşmeye çalıştı "nerdeyim ben" Diyerek etrafa baktı ama tam ayılamadığı için anlamamıştı "hastanedesin güzelim" Dedim "hastane mi"

Aklına dank etmeli ki bana baktı direk "Efe..... Efe nasıl" Dedi ve kalkmak için yöneliyordu ki direk tuttum "kankacım sakın ol efe gayet iyi" Dedim

"Bakıcam o zaman" Diyerek kalkmak istedi fakat tuttuğum için ve tam daha ayılamadığı için haksızdı ve kalkamıyordu gücünden

"Sonra kendisini bizzat ben getiricem hatta şu yan yataktan o yatıcak" Diyerek onu birazda olsa rahatlattim

"Güzelim" Diyerek söze girdim "orda birini gördün mü biliyorum seni yormak istemiyorum ama o patlamada birini gördüğüsen hatırlıyor musun yüzünü falan"

"Gördüm" Dedi "kimi gördün nasıl biriydi yüzünü falan gördün mü" Dediğim sırada direk dikleşmeye biraz

"Yüzü görünmüyordu dumanlar yüzünden falanda değil ciddili o dumanlar olmasada yüzü görünmezdi ve de lacivert veya açık maviye yakın bir takım elbise giyiyor olabilirdi" Dedi

Biraz düşündüm "ben bunu yağıza söylemeliyim" Dedim "ikisinede söyle lütfen" Dedi

Başımla onaylayıp odadan çıktım yağızla küs olabilirdim fakat bunu söyleyip iş birliği ile bulmalıyız o adamı bulup hesabını vermeli

"Yağız" Diyerek yanına oturdum direk bana döndü "ya ben gerçekten özür dileri-" derken sözünğ kestim direk

"Onu bulmalıyız" Dedim"onu bulup bütün bu yaptıklarının hesabını vermek için işbirliği yapacaz sonra sen yoluna ben yoluma" Diyerek kalktım

"Tamam" Dedi direk şaşkınlıkla ona baktım "kimi diye neden diye sormicak misin" Dedim

"Sen benim güçlü kızımsın birşey diyorsan illa birşey olmuş çünkü sen kolay kolay üşenmeden birşey yapmazsın" Dedi yağız

"Şuan senle küs olmasaydık boynuna falan atlardım ama şuanlık tabikide haklıyım diyorum" Dedim ve Efe'yi normal odaya aldıkları için onun yanına gitmeye yöneldim

205 numaralı odadaydı oda Sibel'e beraber

Kapıyı tıklamadan içeri pat diye girdim ikiside yerinden sıçradı "gerizekalı götüm acıdı" Dedi efe "yerinde dur sende paspas kafa" Dedim

Ve Sibel'e yöneldim "güzelim iyi misin"

"Pardonda ölümden döndüm ben" Diye çıkıştı efe Sibel'e kahkaha attık

"Neyse haydi iyice dinlenin sonra gidicez" Diyerek ayağa kalktım "ben gelemem ki" Diye zırlama seviyesinde olan efe'ye baktım

"Efe niye eve gitmiyorsun" Dedim "şey pembe yıldız elmasını nasıl buluca-" Derken sözünü kestim

"Efe elmas falan umrumda değil eğer canınız tehlikedeyse o elmas umrumda falan değil" Diye öfkeyle konuştum

"Ama çok heves ettim" Diyerek masum bakışlarını atan efe'ye sinirle "o bakışlarını çek eğer istiyorsan ben ekip kurar yolarım gidip bulup getirsinler" Dedim

"Ya macera-" Diyen Sibel'in sözünü kestim "Ya Allah aşkına delirtmek falan mı istiyorsunuz beni ben sürekli sizin bu sözlerini duymak istemediğim için en sevmediğim söz kesme eylemini mi gerçekleştiricem" Diye bağırdım

Sonra derin bir nefes alıp sakın bir sesle "ben ve yağız o ekibin başında duracak" Dedim "ama siz bir yere kıpırdamıcaksınız eğer birşey olursa beni arıcaksınız" Dedim

"O zaman bozkırlar takımıyla konuşun eminim size yardımcı olucaklar" Dedi efe

"Onlarda kim" Dedi sibel "cidden kimler onlar" Dedim

Efe sırıttı

--------

Yağızla arabadan çıktık burası bozkırlar ofisinde efe bizim geliceğimizi önceden söylediler

Efe'nin dediği kadar büyük işler başarmışlardı büyük bir takımlardı

Toplamda 6 kişilik gruptu

Mert, sinan, murat, elif, Zeliha, mercan

"Demek bozkırlar burada" Dedi yağız yağıza bakıp "biliyorum" Dediğim sırada bana 'havalı olsana' bakışlarını atıyordu

Göz devirip içeri doğru yürüdüm elimden tuttu "tamam dursana kızım en havalı sensin" Diyerek koştu yanıma "ben buraya havalı olmak için gelmedim şu elmas midir nedir o saçma şeyi alıp efe ve Sibel'e vermek için geldim buraya yoksa umrumda bile kimse değil" Dedim ve zile bastım

Bir kıvırcık saçlı esmer bir kız açtı tebessüm ediyordu ve iki yanağına derin bir gamzeler çıkmıştı minnoş bir kızdı

"Merhabalar" Diyerek kapıyı bütün açtı ve içeride 5 kişi ayağa kalkmış sırasıyla dizilmiş bir şekilde duruyordu

Biri turuncu karaydı ama maşallah vardı yakışıklı uzun boylu kaslı falandı aslında bütün erkekleri öyleydi yağız ise hepsinden bir kaç santim uzun görünüyordu kendimi yer cücesi sanıcam birazdan

Bir diğeri kahverengi bok saçlı bir çocuktu, biri altın sarısı saçlarını ile mavi göze sahipti küçük sıçan gibi, diğerleri sırasıyla keskin bakışlı biriydi

Hepsinin maşallahi var ama uykum gelmişti çok umursamadan içeri girdik hepsiyle tanışmaya geçtim

"Merhabalar ben parla yıldırım bir elmas bulma macerası için sizlerleyiz arkadaşım yağız delikanlıyla" Diyerek kendim ve yağızı tanıtım

"Ben mercan" Dedi turuncu kafa "ben zeliha" dedi kesin bakışlı bir kızdı "ben sinan" Dedi küçük sıçan dediğim kişi

"Son olarak bende murat" Dedi bok saçlı çocuk "ben kaldım bende elif" Dedi minnoş bakışlı kız

"Bizler bozkırlar takımıyız efe yakından tanıdığımız dostumuz ve yaşadığı olayı anlattığında sizi beklemeyi ve sizle beraber gitmek istedik yoksa şuan oraya gidip bulmuştuk bile" Dedi zeliha

"Zelihacım orman bize yarım saatlik uzaklıkta size ise iki saatlik uzaklıkta yani biz asıl sizi beklemeye bilirdik öyle gidebildik fakat efe rica etti bende kırmadım" Diyerek ağzının payını verdim "sonuçta çocukluk arkadaşımı kırmam ben" Diyerek başımı dikleştirdim

"Çocukluk arkadaşı mısınız" Dedi gamzeli kız tebessümle "evet çocukluk arkadaşıyız" Dedim

"Efe adına sevindim ve bir kız daha vardı sibel o kızada üzüldüm geçmiş olsunlarımı iletirsiniz dimi" Dedi tatlılığı ile gülerek "tabikide iletirim" Dedim

"Bu kadar sohbet yeterli çıkalım mı artık" Dedi mert

"Çıkalım" Dedi yağız ve hepimiz arabaya doğru gittik ve anca iki arabaya sığdık

Bindiğimiz an ormanın yolunu tuttuk ve umarım buluruz bir an önce o taşı yoksa işimiz zorlaşırdı.........

-----------

Sonunda ormana gelmiştik ve yarım saattir sinan ve Murat'ın tartışmasını dinliyorduk

"Madenler taşların içine saklı olur" Dedi sinan "hayır ağaçlarda saklı olur" Dedi murat

Sayın sinan ile Murat sizin burda ne işiniz var okulda derste olmalısınız şuan ve defolun

"Arkadaşlar kavganızı izleyemem ben acıktım" Dedi turuncu kafa

"Ya tamam siz ikisine bakın biz mağaraya girelim" Dedim "biz bir takımız takım arkadaşlarımızı burda bırakamayız" Dedi zeliha

"Zelihacım takım arkadaşlarına kızarken sorun olmuyorda burda kalınca mi oluyor merak etme anladık ablalık taslıyorsun ama bana işlemez" Dedim ve mağaraya girdim yağızda arkamdan geldi

"Kızım bir yavaşla" Dedi yağız "yağız şu kızdan uzak mi dursan" Dedim sırıttı "o niyeymiş" Diyerek bileğinden tuttu "çünkü gözüm tutmadı" Diyerek bileğimi kurtardım elinden

O sırada mağaranın içlerinden bir ses geldi çok büyüktü yağızın kulağıda çinlamiş olmalı ki ikimizde kulağımızı kapattık

Ses gittiğinde kulağımızı açtık bozkırlar koşarak yanımıza geldiler "noldu iyi mısınız" Dedi mercan

"İyiyiz mercan ama bir ses geldi sol taraftan" Dedi yağız

Herkes sol tarafa baktı ve yağız önden ben arkasından böyle sırayla gittik o tarafa

Oraya geldiğimizde gördüğümüz şeyle şok olduk "kim bu" Dedi mercan şokla "dedem" Dedi sinan kahkaha ile "kim bu" Dedi murat "sinan" Dedi mercan

"Şuan ciddiyiz arkadaşlar" Dedi gamzeli "gamzeli ciddiliyiz" Dedi sinan ona bakıp "o ne" Dedi murat "dedem" Diyerek kahkaha attı mercan

"Merhaba çocuklar bende sizi bekliyordum" Sesi ile herkes bu sefer ciddi oldu

Şokla o yüzü görünmeyen lacivert takım elbiseli adama baka kaldık

"Sende kimsin" Dedi mert

------------

Evet sayın okurlarım bu 2. Bölümün sonu umarım beğenmişsinizdir.

yazım yanlışlarım olduğu ise özür dilerim hikaye tamamlanınca yazım yanlışlarım düzelicek.

2. Bölüm ile ilgili düşünceleriniz nedir?

şimdilik bu kadar görüşmek üzere:)

Loading...
0%