Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6.bölüm

@oylesineyazar00

Vedalaşmak her nekadar zor olsada gidiyordum bu sefer giden bendim evet

Bu son gecemizde ablamla uyumuş

Bir yanım gitmek istemesede kalkmıştım saati konturol ettiğimde sabaha karşı beş olduğunu gördüm böyleydim stres anında ne telefona bakardım ne uyurdum ne yemek yerdim kaskatı kesilirdim

Şimdide istemsiz tek başıma o kadar zaman nasıl kalacağım endişesi hakimdi zihnimde bu endişeyi daha gitmeme var diye diye kenara itmistim ama gerçekler sindiği köşesinden bir bir çıkıyordu.

 

 

Kendi yatağıma oturdum cama bakarken parkeye yasladığım ayağımın titremesi bakışlarımı camdan ayırdı ellerim ,çenem bacaklarım .yine aynısı oluyordu işte ufak stresler bile tetikliyordu artık tedavi olmuştum ama geçmiyordu sorunum zihnimdeydi sürekli ilaçlar yazıp kullanmamı istemeleri beyhude

bir çabaydı.

 

Ayağa kalktım yürümek stresimi azaltdığı için ablamı uyandırmadan salona geçip bir ileri bir geri yürüdüm.

Bir şey yapmama gerekliydi titremelerimin üzerinde

durursam çoğalırdı

Önce kendimi ikna etmekle başladım.

 

kaygılarım korkularım benden bir yanıt bulamadığı için güvensiz hissedip benide huzursuz ediyordu kendime hatırlattım.

iş için gideceğiz, görevimiz bitince geri dönücez hem yanlız değilsin Ferit ağabeyde var bir zaman sonra alışırız hatırla en çok istediğin şeylerden biriydi kendi evine çıkmak dediğimde kendimi kandırıyordum kabul

Birincisi yanlız değil ablamla çıkmak hayalimdi iki Ferit abi Fırat abi gibi değildi ikincisi sen bir şeye alışana kadar aylar geçiyordu.

 

Yine aynı şeyi yaptım izin vermedim kafamı meşgul etmelerine mutfağa girip açma yaptım poğaçayı tutturamasamda açmada bir tık daha iyiydim biraz sakinleştim ve bizimkilerin uyanmasını bekledim.

 

Son ayarladığım çantamın içine ruhsatlı silahımı koyup kimlik gibi önemli şeylerimi kontrol ettim bu silahın ruhsatını Fırat amirim çıkartmıştı bir görevimizde devletin parasını zimmetine geçiren bir kişiyi ifşaladığımızda Ruhsat işi kolaylaşmıştı

Tabi silahın varlığından ablamın dahi haberi yoktu.

 

Araba gelmek üzereydi hemen dün aldığım cikolatayı ablamın sıklıkla kullandığı çekmeceye yazdığım notla bıraktım dışarı çıktığımda arabanın gelipte eşyalarımı almak için buraya geldiğini gördüm

"Bunlarmı abla ?"

"Evet abi onlar " bu nasıl bir diyologdu

Kapıya çıktığımda hepsi gideceğimiz ufak kamyonete bakıyordu.

 

Babamla vedalaşmak için karşısında durdum

"hakkını helal et baba."

"Helal olsun kızım bir şeye ihtiyacın olursa söyle" dediğinde

gülüp sarıldım ona.

Anneme geçtiğimde gözleri dolu doluydu

"Asinim benim güzel kızım büyümüşte başka şehire gidiyor tek başına. kendine iyi bak sabah pekmez ye tamam mı kansızsın sen azıcık kanlan ,canlan" dediğinde gülümsedim ağlasam durduramazdım biliyordum oyüzden ağlamayı erteledim.

 

Ablama geçtim arkası dönük şekilde eliyle ağzını kapayıp hıçkırıyordu

"Ablacığım"

"Ağlama nolur zaten gitmek zor yapma sende böyle."

Dediğimde kızarık ıslak gözleri değdi gözlerime bir hışımla sarıldı.

"Ne yapacağım ben sensiz he ?!"

"Bende aynını düşünüyorum ama

Sana söz ki alacağım senide yanıma." diyerek kulağına fısıldadım

O zaman hafifçe güldüğünü işittim ondan güçlükle ayrıldığımda ellerini tuttum

"Ben gittikten sonra komidinin çekmecesine bak bir şey bıraktım sana."

Tamam dercesine kırptı gözlerini.

 

Arabaya doğru ilerledim eşyalarım biz vedalaşırken yerleştirilmişti son kez dönüp baktım onlara araba çalışınca ise aslında ne kadar eşyamı alsamda bir parçamın orada kaldığını biliyor, hissediyordum

O hüzün dolu anda bile annemin arkamızdan su atması bizi güldürmüştü

Ve yola çıktık yeni bir şehir için.

 

Kamyoncu Abinin muhabbeti sarıyor konudan konuya atlayıp konuşuyorduk

"Valla abla insanlar dalaşmak için yer arıyor yine böyle bir trafikteyiz sinirliyim bende biraz, karşıdaki adam geçmeyince

Dedim geçsene artık beyninde bir gerilememi var diye çıkıştım baktım adam sinirli sinirli inmiş yanıma doğru geliyor .

Sen geri diye banamı dedin lan dedi

bende dedim yok abi trafiğe dedim şu yeni yol çalışmasından dolayı geride kaldık ona dediğimi söyledim dayaktan kıl payı kurtuldum.

 

 

"Adam ne dedi,gittimi sonra?"

diye sordum merakla

"Sonra abla, adamda valla doğru diyon kardeş dedi tokalaştık gitti."

Dediğinde gülmüştüm.

Biraz radyodan çalan şarkı eşliğinde yolu izlerken abi arabayı sağa çekmişti sanırım sivil polislerdi

Ehliyet ruhsatını çıkarmışken pek ilgilenmiyordum tâki kapımı tıklatıp inmemi söyleyinceye kadar.

 

Çantamdaki silahı çaktırmadan belimin arkasına takmış ve inmiştim yanımdaki abiye bakınca oda bilmiyorum dercesine omuz silkmişti

"Buyrun" dediğim sıra arkamdan biri eliyle ağzımı kapamıştı hızlı davranıp silahın kabzasıyla ensesine geçirdiğimde acı bir inlemeyle yere yığılmıştı bu lanet otobanda ne bok dönüyordu

karşımda hiç görmeyi tahmin etmediğim kişiler vardı... Bizim ekip

Ayaz ,karanfil güneş, ulaaan

yerdekide bulut 'du.

 

 

"Sizin ne işiniz var burada lan ?"

"Ya bir sürpriz yapalım dedik elimize yüzümüze bulaştı." dedi karanfil

"Sözde biz seni bayıltıp arabayla gidecektik hep beraber Antalya'ya ama tam tersi oldu sen bayılttın bulutu."

dedi güneş

Ayağımla dürttüm bulutu.

 

"Uyan gerizekalı uyan senin neyine arkamdan saldırmak ....lan öldün mü ?" dediğimde güçlükle ağzından çıkardığı cümleler komik ve içtendi

"Kızım biz türküz bir ölür bin diriliriz evellalah." demişti ama tekrar baygınlık geçirmişti.

 

"Yani benimle Antalya'ya geliyorsunuz şimdi doğrumu anladım ?"

"Evet karanfil seni bugün yanlız bırakmayalım dedi Fırat amirde gidin dedi geldik bizde." dedi ayaz olan Ahmet

"İyi yaptınız da bu kadar

aksiyona gerek yoktu."

Şuan ne mi yapıyorduk ayılmış olan bulut

Öndeki abiyle derin sohbet ederken biz üstü açık kamyonetin arkasında valizler ve eşyalarla oturmuştuk.

 

Güneşin gerçekten güneşe benzer saçları Ayaz'ın yüzüne değiyor o halinden memnun ifadeyle kafasını geriye yaslayıp bizi dinliyorken bizde kız kıza bir derin sohbetin içindeydik.

Bulutla küçük bölmeden göz göze gelmiştik

"Ulan zifir Anan yanlışlıkla kız doğurdu heralde seni. bu nasıl bir el kuvveti be ölüyorum sandım bir an."

 

"Hata sende be sus. senin neyine benim arkamdan sinsi sinsi gelip bayıltmaya çalışmak pardon çalışamamak."

dediğimde biraz onu bozmuştum

Hiçte bir kere sen beni granny gibi fark etmeseydim bayıltırdım."

"He bulut inandım he." dedim onu

dahada sinirlendirmek için.

 

Karanfil didişmemize kıkırdayarak kafasını omzuma yaşlanmıştı

"Sen altıüstü bir hafta yoktun dalaşıcak birini bulamadı diye nasıl

sıkılıyordu canı."

"Yoo ne münasebet niye sıkılacakmışım

Hiçte bile kafam'ı dinledim oh miss"

"Tabi tabii." Dedi karanfil gülümseyip bende karanfilin başının üzerine başımı yasladım ve geçip gidip geride bıraktığımız yolu izledim.

 

 

"Böyle getir abi,şöyle köşeye bırakabilirsin"

Neredeyse altı saat sonra varmıştık kalacağım yere .aşağıdaki ev sahibimle konuşmuş anahtarı teslim almıştım.

Sıcak kanlı bir kadına benziyordu.

Buranın içi dışı güzel ve temizdi pek bir temizlik istemesede yinede yapacaktım krem rengi temiz koltuklar

kiremit parkeler ,

Yeşil ve beyaz karışımı halılar iç açıcıydı.

 

Herkes kendini bir koltuğa bıraktığında benle karanfil yatak odası ve diğer odalara bakıyorduk çift kişilik bir yatak temiz nevresimler aynalı makyaj masası ufak bir gardırop vs içime sinmiş hoşuma gitmişti bir kaç eksik vardı kitaplık, çalışma masası gibi onları ise en yakın zamanda alacaktım.

 

"Çok güzel ya zifirim çok sindi

içime güle güle otur."

"Sağol yavrum." diyerek gülümsemiştim bilmiyorlardıki söylemesemde yanlızlıktan ölesiye korkuyordum.

"zifir açım ben." diyen buluta

"Napim" diyince yüzünün aldığı şekli görmeniz gerekirdi.

 

Erkekleri alışverişe göndermiş geldiklerinde bizde kızlarla mutfağa girmiştik yanlız bir sorun vardı bulutda burada. nerden bulduğunu bilmediğim mutfak önlüğünü geçirmiş kısacık saçına güneşin bandanasını bağlamış kendi halinde bir şeyler yapmaya çalışıyor bizim yerimizi işgal ediyordu bu sefer kendimi tutamayıp,

"Ya çekil kenara bak çarpcam ha boşu boşuna duruyorsun bir işe yarasan neyse diyeceğim de."

"Aşk olsun zifirim bu ellerde ne marifet var. hem karanfil pilavı karıştırma görevini bana verdi bak ne güzel. "

 

"İyi yakma sakın !"

"Sen gönlünü ferah tuut bende o iş."

"Pek güvenemiyorum ama neyse."

"Kırıcısın hıh." diyerek

kafasını savurmuştu.

Yemekler hazır masayı kuruyorduk hazır mantı haşlamış onun yetmeyeceğini düşünerek tavuk pilav yapıyorduk.

 

 

Banyoya girip işlerimi hallettikten sonra kapıyı açtığımda müthiş bir yanık kokusu dolmuştu burnuma.

"Allah kahretmesin seni buluuut" diyerek nasıl mutfağa koştuğumu bir ben bir Allah birde korkuyla köşeye sinmiş bulut biliyordu.

 

"Zifir ne olur kızma." diyerek Ayaz'ın arkasına saklanmış bulutu

yanıma çekmek için.

"Tamam gel kızmıycam ne kadar yandığına bakalım. bir çözüm buluruz "

"Essahmı?"

"Evet gel." dediğimde ufak ufak yanıma gelmişken ayağımdaki terliği neresine denk gelirse yapıştırıyordum

"Ayy zifir ne olur valla bir anda yandı story çekeyim derken-"

"Gel kaçma .story değil ama çekeceğim ben senin kulağını "

 

Karanfil bizi zorla ayırmıştı kimseye yaktığı pilavdan vermemiş onun ağzına iki kaşık sokmuştum kusmuştu ama hakda etmişti yeni aldığım hiç kullanmadığım tencereyi zift karası yapmıştı.

 

Yemek Faslı bittikten sonra ne kadar ben halledebileceğimi söylesem de yardım etmek istemiş herkes bir görev almıştı ayaz toz bezini imha edecek gibi bakıyor random şekilde siliyor Güneş ona kızıp arada suya sokup yıkaması gerektiğini hatırlatıyordu.

 

 

Özgür yani Karanfil mutfağa girişmiş bir yandan silip bir yandan kolideki ıvır zıvırı yerleştiriyor bende ona yardım ediyordum neyi nereye koyacağımıza karar veriyorduk güneş yerleri siliyor buluta ise ortak kararla tuvalet ve banyoya atmıştık.

 

"Hiç adil olmadı bu ben niye tuvalet yıkıyorum ya yeto cidden."

"Çok konuşmada başla yaktığın tencereyle pilava say." dediğimde bana göz devirmişti

"Neyse iyi oldu bir yandan ,o nasıl bir pilavdıysa motorumu bozdu artık burda sıça-"

"Sus artık oğlum sus nasıl bir midesizsin sen?!" diye nazikçe uyardı ayaz onu.

 

Üç saat temizliğin ardından herkez kendini bir tarafa atıyordu ayaz koltuğa uzanmış ayaklarını koltuğun sırt kısmına uzatmış ayak ucunda karanfil oturuyor güneşte çay koymaya mutfağa gitmişti

 

"Bulut nerede bitmedimi işi ?" Diye sordu karanfil

"Gelir birazdan" dedi ayaz

"Ben bir gidip bakayım şuna düşüp kalmasın bir yerde." demiş banyoya gitmiştim aman yarabbi ne göreyim

Bulut banyo zemininde gözleri kapalı duruyordu.

 

"Ay ne oldu lan" diyip dürtüyordum

ama uyanmıyordu.

"Bir şey yok bacım çamaşır suyu çarptı geçer birazdan." dedi yarım gözlerle

"Allah cezanı vermesin ne diye yatmışsın yere mumya gibi." diyip

elinden tutup kaldırdım.

 

"Ama güzel temizlememişmiyim bir bak."

Dediğinde baktım evet gayet güzeldi hatta musluk parlamıştı ama bunu ona tabiki söylemeyecektim.

"Eh işte idare eder"

"Gıcık karı"diyip peşimden

banyodan çıkmıştı

Çaylar konmuyorken kapı çalmıştı kalkıp açtığımda şok oldum.

 

"Amirim ?"

"Zifir..."

Loading...
0%