
Bir hafta oldu tamı tamına bir hafta anneannemi vurulmasının üzerinden bir hafta geçti.
Odasının önündeki camdan ona bakıyordum halsizdi ,kötüydü en önemlisi gülmüyordu oysaki anneannem bana her zaman gülerdi ama şuan gülmüyordu daha doğrusu gülemiyordu. Hayati tehlikesi vardı 2 yerinden kurşun yemiş, doktorlar yaşaması imkansız diyorlar.
Ama biliyorum anneannem bunu yapmaz ,yapamaz bizi bırakmaz.
En azından şimdilik…
Daha fazla burada kalmam hem benim hem de bilge için kötü olurdu eve döndüm.Kapıyı açtım bilgenin yanına gittim. Hızla yanıma geldi sıkıca sarıldı 3 gün önce polisler gelmişti ifade vermiştik. Dedem birkaç kişiyi arayarak dava dosyasının açılmasına engel olmuştu.
Bilge ağlayarak dizimde uyuya kalmıştı. Uyumadan önce bir sürü soru sormuştu.
O adam kimdi?
Anneannem o adamı tanıyor muydu?
O adam babamız olabilir mi?
Anneannem olmadan ne yapıcaz?
Anneannem yaşıyacak değil mi?
Ve bir çok soru. Onu anlıyordum merak ediyordu ama onun kadar bende merak ediyordum. Çünkü bilmiyordum.
O gün dikkatimi çeken tek şey adamın boynunda ki aslan dövmesiydi. Aslan dövmesinin anlamı neydi?
İşte asıl bilmemiz gereken buydu.
Dedem, asıl ona ne oldu peki?
Konuşmadık daha doğrusu ben konuşmadım. Sadece yarın adliye de bekleyeceğini söyledi o soruya da cevap vermedim.
***
Hastahanedeydim anneannemin yanındaydım. Keşke gelmeseydim…
Anneannem komaya girmişti ne zaman uyanacaktı belli değil.
Nefes alamıyorum, sanki birisi kalbime bıçak sapladı. Şimdi ne olacaktı. Aklımda bir sürü soru var hangisine cevap bulacaktım.
O adam kimdi?
Anneannem o adamı tanıyor muydu?
O adam babamız mıydı cidden?
Anneannem olmadan ne yapacaktım?
Bacaklarım bir anlık tutmadı düşecek gibi oldum arkamdaki eller olmasaydı. Savcı Aral…
Baba yerine koyduğum birisiydi ilk hukuk fakültesi zamanlarında görmüştüm, anıtkabirde Atamın yanında arkadaşımla konuşurken hukuk okuduğumu duyup yanıma gelmişti stajı onun yanında yapabileceğimi söylemişti bende seve seve kabul etmiştim. O zamandan beri yakınız kendisi önemli bir savcı neden beni seçtiği hakkında bir fikrim yok açıkçası ama böyle güzel bir teklifi reddemezdim.
9 yıldır yakındık baba gibi hissettirmeye çalıştığının farkındaydım. Ya merhametli davranıyor ya da acıyordu.
‘’Umay’’ Sesinde hüzün vardı. ‘’İyi misin?’’
Cevap vermedim. Veremedim.
‘’Umay iyi olacak iyileşecek, O sizi bırakmaz.’’
‘’Biliyorum, ama elimde değil.’’ Gözlerine baktım acır gibi bakıyordu veya üzülüyordu algılayamıyordum.
‘’Evine götüreyim seni gel. ’’İtiraz etmedim gittim. Bilge yalnız kalmamalıydı.
***
Eve gelmiştim aral beni bırakıp gitmişti önemli işleri varmış hemen Halletmesi gerekiyormuş itiraz etmedim kendisi bilirdi çekinmesine gerek yoktu.
Terasta boş boş oturup bekliyordum ki kapı çalana kadar. İlkokuldan beri arkadaşın olan Gökçe gelmişti bir çok kez aramıştı ama cevap vermemiştim o da gelmişti. Olanları anlattım her şeyi tek tek dinledi. Bazı yerlerde yorum yaptı. En son hatırladığım şey ağlayarak Gökçe’nin dizinde uyuya kaldığım oldu.
***
Uyandığımda başucumda bilge vardı. Kahvaltı yapmam için yalvardı ama iştahım yoktu ne yapabilirim. Bilge ile konuştuktan sonra adliyeye geçtim işime geri dönmem lazımdı özellikle böyle bir olaydan sonra yıllardır yüzüne bile bakmadığım dedem ile konuşmam lazımdı.
Odama girdiğim de beklediğim gibi dedem ve Levent Albay vardı. Masamın karşısın da bulunan koltuklara oturmuş beni bekliyorlardı. Gülümsemeye çalışarak yerime oturdum.
‘’ Sıkıntı büyük anlaşılan.’’ Cevabı dedem verdi.
‘’ Sana ulaşmaması için çok çabaladım ama olmadı.’’
‘’Kim?’’
‘’Bizde bilmiyoruz fakat KA örgütünden şüpheleniyoruz.’’ Levent komutan çok şüpheli konuşuyordu.
‘’Peki benimle ne alakası var?’’ Cevabı dedem verdi.
‘’Orasını bizde bilmiyoruz. Bunu öğrenmeliyiz ama tek olmazsın.’’
Tek kaşımı kaldırdım nasıl yani der gibi baktm.
‘’Bozkurt timi yanına görevlendirildi seninle kalıcaklar özellikle Ayla ve Ülkü.’’
‘’Sonra?’’
‘’Ona sonra bakıcaz şimdilik bunlara uy yeter.’’ Derin bir nefes verdim kabul etmek dışında bir çarem kalmamıştı. Dedem, Levent ALBAY’a kaç göz yaparak çıkmasını işaret etti.
‘’Umay, bak ne olur biter bilemiyorum. Kim yaşar veya kim ölür bilemiyorum. Tek bildiğim şey seni canım pahasına koruyacağımı bil o kadar. Ve bu dosyaya bak.’’
Başka bir şey söylemeyerek odadan ağır adımlarla çıkmıştı.
***
Bugün sadece 2 davam vardı 2side gereksizdi uzun sürmediler davalar bitince hızlıca çıkarak eve gittim. Eve gittiğimde Bilge ve Gökçe vardı. Bilge uyuyor, Gökçe ise Bilge’nin başında durarak oturuyordu sadece. Hiçbir şey söylemeyerek direk odama çıktım dedemin verdiği dosyayı çalışma masasının bir köşesine fırlattım şuanlık bakmama gerek yoktu.
***
Gökçe ile sakince balkonda oturuyorduk ta ki dedem arkasında neredeyse bir ordu kadar kalabalık insanlar ile gelene kadar.
Evet Bozkurt Timi gelmişti.
Salonda ben, Gökçe, dedem, Levent ALBAY ve Bozkurt Timi Sessiz bir şekilde sadece oturuyorduk.
Konunun ana başlığı ben değilim yalnız. Bunlara ne gerek vardı.
‘’Umay kızım tim seninle birlikte kalıcak güvenliğin açısından bizde levent ile rıhtımda kalıcaz, İtiraz etmeni istemiyorum.’’
Dedem ve komutan levent evden çıkıp gitmişti.
10 dakika boyunca boş boş bakıştık. En sonunda baştaki adam söze girdi.
‘’Daha ne kadar bakışıcaz.’’
Cevabı ben verdim.’’İsminizi söyleyene kadar.’’
Yine o adam cevap verdi.’’Peki, ismim Altay ÇEVİK, yüzbaşıyım. Aynı zamanda bu timin komutanıyım.’’ Boyun 2 metreye yakındı ela gözleri ve kumral saçları göze çarpıyordu.
Yanındaki çocuk konuştu bu sefer’’Bende Toprak VURAL, Kıdemli Üsteğmenim’’ oda heybetliydi.
Hepsi kendini tanıtmaya başladı.
‘‘Tamer ALTIN.Üsteğmenim.’’ Turuncu rengi saçları vardı.
‘’Oğuz ATAKAN.Teğmenim.’’ Esmer bir çocuktu.
‘’Ayla ASLAN.Astsubay Kıdemli Başçavuşum.’’ Bal rengi gözleri tatlı ama sert bakıyordu.
‘’Ülkü AKSOY.Astsubay Kıdemli Başçavuşum.’’
‘’Barlas KURT.Astsubay Başçavuşum.’’
Sadece boş boş baktım konuşmanın manası yoktu hepsi bana bakıyordu. Gökçe bir anlık dürtünce konuşmaya başladım.
‘’Saat geç oldu ben odalarınız hazırlayım." Başka bir şey söylemeyerek odaya çıktım. Gökçe de arkamdan gelmişti.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |