Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Bölüm 3

@ozge24

 

Gözlerini açtığında kendini evde buldu genç kız. Neler olduğunu hatırladığında yerinden sıçrayarak ayağa kalktığında birden bire kalbini tuttu. Yaşlı kadın genç kızın uyandığını görünce

"Kızım iyi misin?" Genç kadının telaşlı halı genç kızı şaşırtmıştı.

"İyim anne." Genç kız dudağını ısırdığında sorup sormama konusunda emin değildi. En sonunda sormaya karar vererek

"O burada mı?"

"O kim? Ha o çocuk, evet burada." Genç kızın gözleri fal taşı gibi açıldı. Annesini arkada bırakıp hızlıca odadan çıktığında bacak bacak üstüne atmış genç kıza çarpık gülümsemeyle el sallayan iblis karşısında oturuyordu.

"Kızım Ateş sağ olsun seni buraya kadar getirdi. Doktor çağırıp muayene olmanı sağladı." İkiliye şaşkın şaşkın baktığında annesine yalnız kalması için izin isteyince genç kadın yalnız bıraktı.

Öfkeyle baktı genç adama. Omzundan dürterek ayağa kalkmasını istedi.

"Ne işin var senin burada, bana ne oldu?"

"Hatırlamıyor olamazsın cüce!"

"Ne hatırlamam gerekiyor?" Birden bire genç kızın belini parmaklarıyla kavradı. Kendine doğru çektiğinde genç kızın elleri genç adamın omuzlarını bulmuştu bile.

"Korktum Hazan. Sana bir şey olacak diye çok korktum." Diğer eliyle genç kızın yüzünde gezdirirken

"Sana zarar verecek şandım!" Duyduklarına inanamıyordu Hazan. Şaka olmalıydı herhalde bir iblisin ona aşık olacağını falan mı düşünüyordu? Gözlerinin içine öyle bir bakiyordu ki... Ya gerçekten hoşlanıyordu yada rolünü çok iyi yapıyordu. Kanma Hazan kanma diye kendine söylendiğinde genç adam genç kızı biranda bıraktığında

"Bunları diyeceğimi saniyorsan yanılıyorsun! Küçük bir yardım. Orada olmaman gerekirdi sonuçta seni uyardım! Seni sarayıma götürdüm lakin bunyen zayıftı. Zayıf olduğu için ya da alışkın olmadığı için seni orada tutamazdım mecbur buraya getirdim. Yaşadıklarımızı anlatmadım sadece korkudan bayıldığını vs söyledim!"

Öfkeyle baktı genç adama. Onun adına yalanlar söylemesinden nefret ediyordu. Her şey onun yüzünden başına geldi. Ne diye yardım ediyordu ki o kimdi?

"Neden? Söylesene neden? Yardımını istemedim ben şimdi nasıl açıklayacağım? Yalan söyleyemem ben. Hem girsene o kadının yanına ne diye yanımda duruyorsun hala?" Genç adam gideceği sırada son cümleyi duyar duymaz keyfi yerine gelmişti. Genç kıza doğru tekrar döndüğünde havayı kokladı.

"Ne yapıyorsun iblis?"

"Havada kıskançlık kokusu var. Nerede görsem ve hissetsem tanırım."

"Yok öyle bir şey. Ne olduğu belirsiz bir iblisi mi kıskanacağım." Genç kızın elini tuttu. Oturttu.

"Merak etme benden kurtulacaksin bir hafta yada iki hafta sonra bilemedin bir kaç güne." Genç kızın yüzündeki meraklı bakışlarla soracağı soruyu anlamıştı genç adam

"Evleniyorum. Yani büyük ihtimalle evleneceğim." Ellerini öfkeyle çekip

"Banane bundan! Kimle evleneceksen evlen iblis! İşin garip tarafı ne biliyor musun?" Ne anlamında başını iki yana salladı.

"Herkes senden korkarken ben seninle konuşuyorum. Korkmuyorum. Bilmiyorum ama senden korkmuyorum." Genç adam iç çekerek

"Haklısın seni ilgilendirmiyor sonuçta. Her neyse! Normalde herkes korkar lakin insanların içinde iyilik ve kötülük var Hazan. Aklın önemi yok kalbinde neyi beslersen o seninle akıl sadece bir araç. Neyi nasıl yapacağını icra edersin?"

Ne yani Hazan içinde kötülük beslediği için mi Hazan yanında yoksa onu kötülük yapmasını mı isteyecekti? Ya ikiside değilse bunun sonucunu nasıl öğrenecekti ki?

"Ben bunun neresindeyim? Neden yanımdasın, neden beni yalnız bırakmıyorsun?" Tebessüm etti genç adam. Elini genç kızın saçlarını bozarak sinir ettiğinde

"Belkide burada olmamı istiyorsundur cüce? Neyse benim gitmem gerek, kendine dikkat et!" Genç adam ayağa kalkıp gideceği sırada genç kız biranda

"İblis!"

"Söyle cüce."

"Boşver!"

Ne diyecekti ki ne? Gitme mi? Tabiki hayır! İblis o, Hazan ise bir insan! Nasıl bir birliktelik olabilirdi saçmalık! Hazan genç adamın dönen sırtını öfkeyle vuracağı sırada kendine hakim olup kolundan tutup kendine döndürdü.

"Neden bana böyle davranıyorsun lord bozuntusu?" Genç adam çarpık gülümsemeyle gözlerinin içine baktı.

"Çünkü başını belaya ben koydum. Savunmasız olduğun anda yakaladılar seni! Her ne kadar iblis olsamda..." Devamını getirmedi.

"O kadar önemli değil boşver. Sen kötüsün o yeter! İyi kelimesinden nefret ediyorum." Öfkeyle geriye doğru itledi genç adamı . Dusan ne olduğunu anlamadığı için genç kızın bu aşı ve sınırlı hali hoşuna gitmişti.

"Defol git! O kadında bir daha karşıma çıkmasın sende Lord bozuntusu senden nefret ediyorum!" Gozlerindeki parıltı genç adamı derinden etkiliyordu. Bir şey vardı bu kızda ama ne?

Gözlerine derinden baktığında bir yandan öfke varken bir yandan farklı bir his vardı bu kızda adını anmak istemiyordu o zehirli kelimenin. Elini tuttuğunda

"Merak etme daha öncede dedim benden kurtulacaksin yakında evleniyorum. Kimse sana bulaşmaz artık!" Hazan'ın gözlerinde biranda hüzün belirdi.

"Gözlerinde beliren o his." diye ekledi Dusan

"Ondan kurtul Hazan! Adem ve Havva nasil yasaksa bizde öyleyiz! Ben bir iblisim bunu aklından çıkarma!" Kenara çekilip gerçek formuna döndü. Yüzü doğru düzgün belli olmayan simsiyah eldivende elleri çok çirkin bir yaratıktı. Adı gibi İblisti! Dussan acımasızca

"Başına bir şey gelmesin diye yanında oldum. Kötülükleri ben yonetirim benim dışımda kimse yaptıramaz! Ayrı yeten sen kötülüklerin en büyüğünü bulaştın ve o histen kurtul! Ayrı yeten umarım bu histen kurtulacak kadar iradeli bir kızsındır. Yoksa senin gücünüde, ruhunuda sürüm sürüm süründürür."

"Nedir o his?" Genç kızın yanağında belli bile olmayan eli gezinirken Hazan bunu hissederek istemsizce gözlerini kapattı.

"Sen bulacaksın! Bulduğun anda kurtul cüce." Genç kızın yanağında ateş gibi sıcak bir öpücük bıraktı. Hazan'ın kalbi haddinden çok daha kuvvetli atıyordu. Genç adamın eli genç kızın kalbine doğru gitti. Tüm hücreleriyle hissediyordu kalp atışını.

"Göremeyeceğim seni bir daha!"

"Evet. Eğer ruhlarımız eski yaşamda bir aradaysalar o ruhlar yinede birbirini bulur güzelim. Ama şunu unutma biz Adem ile Havva gibi yasak kişileriz. Ben bir insan değilim sen bir insansın, ben gerçek bile değilim!"

Gerçekti işte Hazan görüyordu onu! Nasıl bu kadar kolay ona kapıldı ki? İblisti adı üstünde iblis kalbi nasıl vaat etti? Sanki yıllardır tanıyordu bunu, bir insanın böyle hissedilmesi normal mi?

"Bu kelimeyi kullanmayı sevmiyorum ama kendine dikkat et!"

"Sende!" dediğinde camdan uçarak gitti. O sırada annesi Hande Hanım Azat'ın gidip gitmediğini sorduğunda Hazan gittiğini söyledi. Genç kız odasına geçtiğinde kendini paraşüt gibi yatağa serbest bıraktı. ​​​​​​Neden uzun süredir tanıyor gibiyim. Bu kadar kısa sürede bu hisse kapılmam imkansız! Bir şey var sende biliyorum, hissediyorum.

Sanki tanışıyor gibiyiz bunu sende hissetmemiş olamazsın. Ruhun ruhuna bağlanmış sanki. Kendi kendine söylendi. Filizle anlatsaydi aklını kaybettiğini söylerdi. Hazan yatağından kalkıp cama doğru gittiğinde gökyüzünü izledi. Dussan aynadan genç kızı izlediğinde Yasak bir aşkın meyvesini yiyemeyiz Hazan. Yanağından öptüğümde bile yanmışken ruhum ruhuna esir düşemez ve bu yüzden ikimizde uzak duracağız! Geçmişin defterini yakacağız!

Geçen süre zarfında Hazan ayağa kalktı. Sıkıntıdan patlamak üzereydi, evde neyse ki kimse yoktu.Baris Beyle Hande Hanım evlilik yol dönümü için başbaşa yemeğe gitmişlerdi. Genç kız Filiz'i aradı lakin müsait olmadığını erkek arkadaşıyla randevusu olduğunu belirtti. Hazan'da oflayarak üzerindeki gri eşofmanları çıkartıp turkuvaz rengindeki diz kapağına kadar gelen elbisesini giydi. Dusan o sırada yüzünü yıkayıp odasına geldiğinde aynada beliren alarmla hemen aynaya baktı.

Nereye gidiyor gene? Diye düşünmeden edemedi. Uzun saçlarını serbest bıraktı. Hafif makyaj yaptığında ohladı. Genç adam genç kızdan gözlerini alamazken Hazan izlendiğinin farkında bile değildi. Birden bire bir ürperme belirdi genç kızda hamin iblis kesin hakkımda konuşuyordur ​​​​​​. Dussan gülmeden edemedi bu tavra.

Hazan en sonunda dışarı çıktığında çantasını almayı ihmal etmemişti. Kollarını birbirine bağlayıp yürümeye başladı. Hava bugün ayrı bir zifiri karanlıktı ama neden? İnsanlar hep bir telaş içindeydi. Kimisi evine gitmek için, kimisi dükkanını yeni açıyordu, kimiside iş arıyordu. Genç kız en sonunda lunaparka yürüyerek gelmişti. Genç kız bilet alıp tam bineceği sırada

"Merhaba küçük kız!" Şeytani yaratık elindeki bıçağı temizler gibi yapıp genç kıza bakıyordu. Hazan şeytani görür görmez çığlık attığında bileti satan kişi genç kıza bakarak

"Hanımefendi iyi misiniz?"

"Adamı görmüyor musunuz?"

"Normal bir insan, bir problem mi var?" İblis problem olmadığını ilettiğinde parmaklarını hızlıca genç kızın belinden tutarak kendine çekti.

"Hanımefendinin bilet parasını buradan alın." Dusan öfkeyle bardağı yere fırlattı. Kim lan bu? Derdi ne bu kızla? Kendi kendine söylendiğinde kimse duymuyordu. İblis Hazan'ın kulağına

"Benim sana ne yaptığımı kimse göremez!" Şeytani sesi korkutmustu. Bunun Dusan olmadığına adı kadar emindi. Öfkeyle genç adamın elini belinden çekti.

"Bana dokunma!" Diye bağırdığında genç kıza doğru yaklaşırken Hazan hızlıca koşmaya başladı. O koşarken iblis peşinden koşuyordu. En sonunda çarpışan arabalardan birine bindiğinde iblis diğer arabaya binmişti. Karşı karşıya geldiğinde sırıtarak el salladi.

Öfkeyle arabasına vurup savrulmasini saglayinca hızlıca oradan ayrılıp tekrardan gondola bindi. Hazan bindiği sırada gondol hareket edince iblisin yetişemediğini görünce dil çıkardı. Dusan genç kıza gülerek bakarken yanındaki adamın niyeti hiç iyi değildi. Gondol durduğunda gülen iblis olmuştu. En sonunda yaptığı büyüyle genç kızın yanına gelmesini sağlayıp sıkıca belinden kavradı. Genç kız omuzlarından vurduğunda

"Bırak beni iblis!"

"Patron seni bekliyor. Yeterince yordun beni!"

"Bırak beni diyorum sana! Hem patron kim?"

"Bizim kralımız!" Dusan duyduğu kelimeyle içtiği kolayı püskürttü. Kralın Hazan'la ne derdi olabilirdi ki? Sıradan bir insandı. Genç adam aynada geçerek lunaparkta belirdi. Öfkeyle

"Bırak o kızı!" Kalın sesi belli olduğunda etraftaki insanları yok etmişti.

"Sevgili Lordum babanız!"

"Sana bırak dedim!" Genç adamın bırakmadığını gören Hazan dişlerini genç adamın omzunu ısırdığında bir şey hissetmediğini fark ettiğinde

"İblis olduğumu unuttun herhalde!" Bıkkınlıkla genç adamı itlediginde hemen Dusan'ın yanına gitti. Genç kızın yüzünü avuçların arasına alan genç adam

"İyi misin?" Diye sordu. Olumlu anlamda başını salladı.

"Ne istiyorlar benden?" Genç adam omuz silkerek bilmediğini iletti.

"Kızla aranızda ilişki olduğunu düşünüyor ve başka bir sebepten dolayı gelmesini istiyor."

"Öyle bir şey yok! Neymiş diğer sebep." Aralarındaki o bağın olmadığına emin gibi konuşurken Hazan üzgündü. Tuttuğu eli bırakacağı sırada Dusan sıkıca tuttu. İblisle konuşma bittikten sonra ikisi yalnız kalmıştı. Öfkeyle elini çektiğinde genç kız gideceği sırada bileğinden tuttu.

"Eglenmeyecek miyiz?"

"Sen eğlen! " Genç kız dönme dolaba binmeden gitmeyecekti. Dönme dolaba bindiğinde Dusan'ın söylediklerini umursamıyordu bile! Genç adam uçarak dönme dolaba bindiğinde genç kızın yanına oturdu. Söylediklerin hiçbirini duymuyordu, duymayacaktı. Dönme dolabı biranda durdurdu genç adam. Oldukça yüksektelerdi. Genç kız yüksekliği görünce korkudan genç adama sarıldı.

Dusan şaşkınlıkla genç kızın tepkisini beklemiyordu. Genç kızın omuzlarını sarmaladığında sakinleştirmeye çalıştı.

"Ssst sakin."

"Çok yüksek!" Genç adamın pelerini sıkarken Dusan'a bakmak istedi.

"İnsan formuna dönsen olur mu?" Genç kızın istediği gibi Ateş formuna dönmüştü. Genç kızın yanağından öpeceği sırada eliyle genç adamın dudağını kapattı.

"Hayır! Yakma." Olumlu anlamda başını salladı.

​​​​​"İnanır mısın bilmiyorum ama sadece sana zarar veremiyorum."

"Önemi yok bay iblis. Sen kötülüklerin en büyüğünü bana yaptın.kisa sürede nasıl yaptın bilmiyorum ama atlatırım sen rahat ol!" Dussan genç kızın yanağını okşayarak

"Güçlü kızım benim."

"Anlatsana evleneceğin kişi nasıl biri?" Şaşkınlıkla bakarak

"Lunaparkta, dönme dolabın üzerinde sana evleneceğim kadını mı anlatayım?" Olumlu anlamda başını salladı genç kız.

"Açıkçası bende bilmiyorum nasıl biri?"

"Nasıl yan?"

"Babam kraliçenin kızıyla evlenmem gerektiğini söylüyor."

"Büyük ihtimalle geçen gün bana saldıran manyakla!" Başını evet anlamında salladı genç kız ağız burun yamultarak

"Fena değil, güzel kız. Fazla kendini beğenmiş." Genç kızın burnunu sıkarak

"Küçük cüce dua et seni duymasın." Genç kız Dusan'ın elini burnundan çektiğinde

"Beni çağırmayacak misin?"

"Olmaz güzelim. Orası senin için tehlikeli bünyen kaldırmaz hem babam seni arıyor sebebini bilmiyorum açıkcası bunu öğrenmem gerek." Onayladı sadece genç kız. Genç adama sarıldığında başını göğsüne koydu. Dusan bu kızın yaptığı hareketlerde kendini çok garip hissediyordu.

"Senden nefret ediyorum iblis!" Sıkıca sarmaladı genç adam

"Biliyorum. Benden sonra hayatın daha iyi olur belki.' Bir iblise aşık olmak akıl alır gibi bir şey değildi. Adam narşistin ta kendisi! Genç kizjn çenesinden tutup başını kaldırdığında gözlerini gözlerine sabitledi. Dudağının kenarında olan bene dokunduğunda Hazan kalbini kontrol edemiyordu bir türlü.

Ona heran teslim olabilirdi. Genç kıza yaklaştığında genç adama izin verdi. Son kezde olsa öpücüğüne izin verdi. Tutkulu, o sıcacık öpücük bünyesinde hasar bırakacak kadar etkiliyken gözlerini kapattığında genç adamın eli genç kızın boynundaydı. Boynunda gördüğü kanı görünce gözleri döndü adeta. Hemen başını genç kızın boynuna koyarak boynundaki kanı emerek öptüğünde rahatlamıştı adeta. Kanında rahatlatıcı bir şey vardı. Genç kız boynunda hissettiği yoğun duyguyla garip bir şekilde tuhaf oldu. Biranda gözleri karardığında

"İblis bana bir şey oluyor."

"Beş dakikaya geçer sakin ol!" O gün ona teslim olmak istiyordu Hazan. Ama yapamadı! Varlığı olmayan bir adamın çocuğu nasıl olabilirdi. Dusan bunu hissetsede iblis bile olsa ona zarar vermedi.

Yalın Dusan ve Hazan'ı görünce öfkeden deliye döndü.

"Hazan!" diye seslendiğinde genç kız yerinden sıçrayarak kendine geldi. ​​​​​​Geldi gene aptal! Kendi kendine söylenen Dusan'a gülmüştü. Hemen Dusan'dan kendini çektiğinde büyünün etkisi bozulmuştu. Dönme dolap hareket ettiğinde en sonunda durduğunda inmislerdi.

Hazan önden giderken Dusan arkasından geliyordu.

"Selam!" diyen Yalin'a karşı Hazan tebessumle

"Selam!" dedi.

"Nasılsın? Pek keyfin yoktu anca müsait olabildim."

"Çok iyim. Ates bütün gün yanımdaydı." Genç adamın parmakları genç kadının belini kavradığında kendine çekerek

"Her zaman, her an, her dakika onunlayim." Söylendi Ateş. Yalın sinirle baktığında

"Neyse iyi olmana sevindim Hazan. Bu arada proje için kayıt almış mıydın?" Hazan dudağını ısırdığında almadığını belli etmişti. Yalın öfkeyle

"Nasıl yaparsın bunu? Fantastik konulu projeyi nasıl yapacağız şimdi!" Dusan kaşlarını çatarak

"Hey sen! O sesini alçat bu kıza kimse bağıramaz!"

"Sen kim oluyorsun?" Dusan öfkeyle genç adamın yakasını tuttuğunda Hazan panikle Dusan'ın kolundan tuttu

"Sakin ol lütfen." Genç kızın korkuya baktığını görünce sakinleşti. Hazan genç adamın gözlerinde çıkan volkanı fark etmişti. Sadece bunu demesi bile onu sakinleştirmeye yettiğine sevindi.

"Sen bu kıza dua et!"

"Ne yaparsın lan zebani?" Demesiyle arkasına döneceği sırada genç adamın yanağına yumruk attığında Hazan'ın çığlığı yer yerinden oynattı.

"Zebani olduğumu nerden bildin?" Diye alayla söylediğinde genç kızın elini tuttuğu gibi giderken Hazan arkasına bakıyordu.

"Sakin arkana bakma beni kucağıma almak zorunda bırakma!" Hazan sırıtarak

"Yapamazsın ki! Hem onu yalnız mı bırakacağız." Dusan bir elini belini bir elini bacaklarını tutarak kaldırdığında genç kız refleksle kollarını genç adamın boynuna sardı.

"Siktir et! Bir şey olmaz. Hani yapamazdım Küçük cadı."

"Yaparsın lordum. Uçur beni iblis, gökyüzüne uçmak istiyorum!" Neşeyle bağırdığında

"Seve seve!" Lunaparkta uzaklaştığında genç adam kanatlarını açarak uçmaya başladı. Gözler birbirine teslim olmuşken, ruhları cayır cayır yaniyordu. İmkansız bir aşkın meyvesiydi ikiside! Yorgun bedenlerin sancıları, yasak aşktan doğan iki ruh! En sonunda Dusan bulutların üzerinde durunca Hazan'ı yere indirdi. Genç kız sendelenince elinden anı refleksle tuttu.

"Dikkat et! Bulutların üstündeyiz." Genç kız yere baktığında korkuyla sarıldı genç adama

"Sen iyi alıştın bana sarılmaya." Hazan ağzını yamultarak

"Zevzek!" demesiyle ikiside bulutun üstüne oturdu. Gecenin zifiri karanlığı, yıldızlar çok yakındı ona.

​​"Yıldızlar çok güzel tıpkı zifiri karanlığa renk katan bembeyaz bir renk!"

"Gerçekten öyle! Ama benim rengim siyah, simsiyah Hazan!"

"Her siyahın bir beyazı vardır lordum." Genç kız ayağa kalktığında birden sendelenince

"Hazan!" Telaşla elinden tuttu

"İyim ben korkma!" Genç kız tekrar oturduğunda

"Nasıl iblissin sen? Beni hep böyle koruyacak misin?"

"Şansını fazla zorluyorsun!" Genç adama yaklaştığında gözleri gözlerine sabitledi

"Korkmak misin?" Genç kızın gözleri ve dudakları arasında mekik dokurken yutkundu.

"Eğer geri çekilmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim güzelim." Bulunduğu konumun farkina varınca hemen geri çekildi genç kız.

"Şey ben..."

"Merak etme sebebini biliyorum."

"Hey yıldız kaydı. Hadi dilek tutalım."

"Saçmalık bu!" Omuz silkti genç kız. İçinden sevdiği adamla mutlu olmayı dilerken Dusan ise genç kızı dilemişti. Kral ikilinin bu halini görünce belirmişti. Öfkeyle bağırıp Dusan derhal saraya gel, derhal! O kızı da getir! Sesindeki öfke her haliyle belli ettiğinde Hazan korkuyla

"Kimdi bu, sana bir şey yapacak?"

"Sen duydun mu? Her neyse korkma bir şey olmayacak seni güvenli bir şekilde evine götüreceğim!" Olumlu anlamda başını salladığında ayağa kalkıp kollarını açarak

"Götür beni sevgili lordum!" Genç adam tebessüm ederek ayağa kalktı.

"Emrin olur güzelim!" Genç kızı saniyesinde kucağına aldığında Hazan'ın elleri genç adamın boynuna sarmıştı bile. Kanatlarını çıkartıp uçmaya başladığında ikisininde gözleri birbieine kenetlenmişti. Kral bu çiftin bu halini böyle görünce öfkelendi bir insan ve bir iblis birlikte olmamaları gerekiyor. Bu kehanet gerçekleşmemeli! Genç adam genç kızın evin penceresinden genç kızın odasına geldiğinde yere indiler. Hazan'ı dik durmasına yardım ettikten sonra kaşlarını çattı. Hazan genç adamın bu haline gulerek

"Ne oldu bakayım?"

"Bu cam neden açık?"

"Şey unutmuş olabilirim." Diye çocuksu bir edayla söyledi. Genç kızın burnunu sıkarak

"Öyle olsun bakalım. Camı örtüyorsun ben gittikten sonra anlaştık mı?" Olumlu anlamda başını salladı. Genç adam gideceği sırada

"Hey iblis!" Sıkıca sarıldı genç kız.

"Kısa bir sürede olsa karşıma çıkmana sevindim." Duygulanmıştı Dusan şu insani özellikleri yüzünden. Bu histen nefret ediyordu! Hemen kendine gelip genç kızı kendinden çekince

"Dur bakalım! O hergeleye neden vermedin kaydı?" Bir yandan tabure gülerken bir yandan dudağını ısırdığında

"Senin ifşa olmanı istemedim."

"Bir şey olmaz. Montajladım falan dersin." Onayladığında genç adamın yanağına tutkulu bir öpücük bıraktı.

"Kendine dikkat et iblis bozuntusu." Dediğinde hüzünle karışık bir tebessüm vardı

"Sende cüce!" Dusan hızlıca Kanatlarını ortaya çıkardığı gibi camdan dışarıya uçtu. Hazan koşarak cama doğru gittiğinde gökyüzünden ona el sallayınca içinden galiba seni seviyorum iblis! Demişti. Fakat sesini bile duyuramadi. Camı örttüğünde ışığı kapatıp gökyüzünü izlemeye başladı...

 

 

 

​​

 

​​

Loading...
0%