@ozge24
|
Hazan neşeyle kahvaltı hazırlarken tabakları masaya koyduğunda etrafında dört dönüyordu. İçinde anlatamadığı garip bir mutluluk vardı. Sahi bu mutluluğun sebebi neydi? Hoş gerçi o bile bilmiyordu ki... Her şey hazır olduğunda ailesi mutfağa gelmişti. Fakat annesinin bakışları bir tuhaftı hoş gerçi kızından pek haz etmediği gerçeği kimse değiştiremezdi. Buna rağmen gülümsedi genç kız. Annesi sofraya birde genç kıza baktı. "Hazırlaya hazırlaya bunları mı hazırladın?" Ne yapsa umurunda olmayacaktı bunun farkındaydı. İlla günü zehir edecek bir şey bulacaktı. Babası neşe dolu sesiyle olaya el koyarak "Ellerine sağlık güzel kızım." Sevinçle rica etmişti. Annesiyle babası yerine oturduğunda bugün ne yapacağını babasına anlatıyordu. Heyecanla dinleyen yaşlı adam gülümseyerek bakıyordu. "Koskoca kız oldun bu çocuk gibi hareketlerden vazgeç!" Annesinin bu sözleri canını acıtmıştı. Fakat Hazan sadece sevdiği kişilerin yanında çocuk gibi oluyordu. Onlarda olmayınca ne anlamı vardı ki? İçindeki çocuğu öldürmeye yemin mi etmisyi herkes? Bu kirli dünyada içimizdeki çocuktan başka güzel bir şey var mıydı? Yutkunarak sessizlesti. Barış Bey en sonunda "Yeter hanım! Kız ne güzel neşeyle günü güzelleştirmeye çalışıyor, biraz saygın olsun!" Yaşlı kadın umursamayıp çayını içmeye devam etti. Hazan annesinin bakışlarına ve iğneleyici laflarına daha fazla dayanamayıp odasına çekildi. Dizlerini kendine doğru çektiğinde dışarıyı izledi. Barış Bey Hande Hanıma bakarak "Bu kıza böyle davranmayı kes!" "Çok saf, insanlara çabuk kanıyor görmüyor musun? Ya bir gün gerçeği öğrenip intikam almak isterse o zaman nasıl o öfkeye sahip olacak!" Yaşlı kadının niyetinin kötü olmadığını anlamış olsa da en azından böyle davranmamalıydı. Onu sevmediğini düşünüyordu kızı, umursamadiğını... Yaşlı adam en sonunda kızının yanına gittiğinde kapısını çaldı. Babasının sesini duyunca gelmesini istedi. Barış Bey kapıyı açıp kızının yanına geldiğinde hemen yanına oturdu. "Nasılsın küçük sincap?" İç çekti Hazan. Durumu anlayan yaşlı adam kızının omzunu tutarak "Küçük sincabım. Annen her zaman senin iyiliğini istiyor biliyorsun. Sevgisini tam olarak gösteremese bile o seni çok seviyor. Bunu sakın unutma tamam mı? O yüzden bazı sözcükleri duymamazlıktan gel." "Bazen öyle bir laf söylüyor ki canımı acıtıyor baba. Ben senin, annemin, arkadaşlarımın daha doğrusu sevdiklerimin yanında çocuk gibi olamayacaksam nerede olacağım ki?" Haklıydı kızı. Hemde sonuna kadar... İnsan sevdiklerinin yanında çocuk gibi olmalı, yaşama sevinciyle dolmali... Yaşlı adam kızıyla biraz sohbet ettikten sonra genç kız camın kenarına başını koymuş bir şekilde gökyüzünü izlerken onu izleyen gölgenin farkında bile değildi. Haklısın küçüğüm. İnsanın içindeki çocuk ölürse hayatla mutlu olması çok zor. Genç adam dayanamayıp bacadan atladığında genç kızın odasına girdiği anda Hazan çığlık atacağı sırada hızlıca genç kızın ağzını kapadı. Sakin olması gerektiğini ve ses çıkarmadığı sürece elini çekeceğini söylediğinde onayladı hemen ardından elini çekince "Naber cüce?" Dediğinde genç kız eliyle omzuna vurarak "Ödümü kopardınız. Ne işiniz vardı sizin orada hem siz o kartal kılıklı yaratık değil misiniz?" Ardı ardına sorduğu sorulardan sonra "Bitti mi?" "Ne bitti mi?" "Sorular." Onayladığında evin etrafında dönmeye başladı genç adam. Bilgisayar masasına oturduktan sonra sandalyeye oturup genç kızın yanına doğru gelmişti. "İlk önce şu sizli bizlı konuşmaları bırakalım cüce." Bu adamın cüce demesine acayip sinir oluyordu. "Bana cüce demeyi kes!" "Her neyse. Buradan geçiyordum seni gördüm küçük, ve evet o kartal kılıklı yaratık benim." İyide bu adam neden sürekli dibinde bitiyordu. Tanımıyordu bile çok saçma değil mi? Kaderin cilvesi miydi yoksa saçma sapan bir oyunu muydu bilmiyordu? Evet kadere inanırdı ama bu doğa üstü bir olay. Genç adama doğru yaklaştığında ayağa kalkmıştı Dusan. Uzun simsiyah saçları, simsiyah gözleri, Kumral teni ona has bir hafa verirken dudakları ne çok ince nede çok kalındı. Zayıftı karın kaslari ben buradayım der gibiydi adeta. Dusan gülümseyerek baktı genç kıza. Genç adamın çarpık gülümsemesi onu oldukça sinir ediyordu. Gözlerinin içine baktı genç adam "Çok dikkatli inceliyorsun cüce." Hazan kendine geldiğinde genç adama sırtını döndü. "Saçların tuhaf yanı cok uzun. Kore dizilerindeki erkekleri andirdi." Genç kızı kendine döndürüp kollarını tuttu. Neye uğradığına şaşırdı Hazan. "Hayat garip cüce! Ne diye çıktın karşıma?" Genç adamın boynunun kenarındaki yara izini görünce dokunmak için hareket ettiğinde hızlıca bileğinden tuttu genç adam. "Yaran derin mikrop kapar." "O kadar uzun boylu değil cüce. Ben hallederim." Genç adama izin vermeden elini yaraya değdirdiğinde Dusan'da genç kızın elini tutmuştu. Onun sihriyle yara biranda geçince Hazan elektrik oluştuğunu hissetti. Hemen elini çekince yaranın kaybolduğunu fark ettiğinde oldukça şaşırdı. Annesinin Hazan'a seslendiğinde panik olmuştu. Bir yandan eliyle ensesini bir yandan elleriyle oynuyordu. Hemen Dusan'ı kapının arkasına sakladığında genç adam ne olduğunu anlayamadı. Yaşlı kadın genç kızın odasına girdiğinde "İki saattir sesleniyorum kızım neden duymuyorsun?" Panik yapmamaya çalışarak "Kulaklık vardı kulağımda anne o yüzden duymadım." "Filiz geldi seni bekliyor hadi gel." Dediğinde genç kadın gider gitmez genç kız onayladı. Hemen kapıyı kapattığında Dusan hızlıca kapıyı kapattı. "Gitme! Tehlikeli orası Hazan." Genç kız şaşkınlıkla genç adama baktı. Bu adam emir mi vermişti ona daha neler! "Sebep? Hem beni takip ediyorsun, hem yanıma geliyorsun üstüne üstlük gitmemem için bana emir veriyorsun! Kimsin sen? Dün bir bugün iki?" Genç kızın belinden tutarak kendine çekti. Gözlerinin içine baktı birbirlerinden çok tuhaf bir elektrik almışlardı. Genç kızın eli genç adamın yanağına doğru gittiğinde kibarca dokundu. Genç kız bir ileri bir geri gitmeye başladı sanki. Dusan'dan hızla geri çekildiğinde genç adam ne olduğuna anlam veremiyordu. Yatağın keranrinda yere oturduğunda güçlükle yatağına tutunurken genç adam pelerini geriye savurup genç kızın elini tutarak gözlerine bakmasını sağladı "Hazan sakin ol güzelim." "Bana ne oluyor?" Merakla sorduğunda çığlık atmamak için büyük bir efor sarf etti. Bir eliyle elini diğer eliylede kalbini tuttu genç adam. Kalbini sakinleştirmeye çalışırken mırıltıyla bir şeyler söyledi. Normalde bunu yapmasına izin vermemesi gerekiyordu. Bu adama neden engel olamadı? Yüzünün her çehresini ezberlemeye çalıştığında gözlerini açarak genç kıza baktı. "İyi misin?" Başını evet anlamında salladı. "Çok tuhaftı, tuhaf tuhaf simalar belirdi gözlerimin önünde. Çok korktum." Genç adam genç kızın yüzüne dokunduğunda "sakin ol geçti hepsi." Birden bire güldü Hazan. Ne diye kafa salladiginda "Bir iblis bana yardım etti. Komik değil mi?" Genç adam gülmemek için kendini zor tuttuğunda "Hey iblislerde gülüyormuş." Hemen eski haline dönmüştü genç adam. Otoriter tavrını sergileyerek "Bugün o saçma sapan korku tüneline gitmek yok anlaşıldı mı?" Başını hayır anlamında salladı. Bu zitlasma sürekli devam ederken iblise yenik düşmeyecekti Hazan. Dusan en sonunda gitmesi gerektiğini anladığında "Dikkatli ol! Her zaman yanında olacağım." Hızlıca Kanatlarını ortaya çıkardığı gibi gittiğinde Filiz odasına girdiğinde aniden yerinden sıçradı. "Ödümü kopardın." "Eeee daha hazırlanmamışsın." Dusan'ın dedikleri aklına geldi biranda orası tehlikeli gitmemelisin Filiz'in bakışlarına yenilerek "Tamam tamam geliyorum. Beş dakikaya hazırlanırim." Seslendikten sonra üzerine koyu lacivert Jean pantolon giydiginde üstüne aynı renkte v yakalı tişört giymişti. Saçlarını açık bıraktıktan sonra odasına esen rüzgarı fark ettiğinde Dusan'ın gelme olasılığını düşünerek cami kapattı En sonunda Filizle beraber evden çıkmışlardı. Normalde okulda olması gerekirken hocasının son dakika dersin olmayacağını haber vermesiyle erkenden programa katıldılar. Eren, Yalın, Simay iki genç kızı aşağıda beklediginde en sonunda gelmişlerdi. Merhabalaştıktan sonra ilerlediklerinde Hazan geride durdu. İçinde tuhaf bir his vardı. "Gitmesek olmaz mı? Yada ilk kafeye gitsek?" Masum bir şekilde baktığında Yalın genç kızın koluna girerek "Güzelim korkma hem projemiz için önemli." Söz konusu projeydi. Mecburen yürüdüğünde Dusan her hareketini izlemeyi ihmal etmiyordu. Bir iki saat içinde o eve gelmişti. Karanlık bir ormanın içinde yapılan bir ev... Genç kız kollarını sıvazlayarak "Çok kasvetli ve üşüdüm." Dusan sinirle sakın Hazan sakın gitme! Dese bile onu duymuyordu. Genç adam öfkeyle bir ileri bir geri gidiyordu. Yalın biranda "Başlasın eğlence!" Diyerek içeri girmişlerdi. Yetkili kişilerle görüştüklerinde hepsini ayrı odalara aldi. Lakin Hazan'ı özel odaya aldıklarında kapıyı hızlıca kapattıkları sırada yerinden sıçramıştı. Her yer siyah ve kırmızı tonları ağırlıktıydı. İnsanın içini uroerten garip şeyler vardı. Hani derler ya insanın aklı olsa buraya gelmez diye aynı o moddaydı? Simsiyah kıyafetle yüzü belli olmayan biri vardı karşısında ellerinde simsiyah eldivenle ellerini açarak "Hoşgeldin küçük yılan. Çok erken tanışacağımız aklımın ucundan geçmezdi." Hazan korkuyla geriye doğru gittiğinde "Korkma zarar vermeyeceğim." Sinsice güldüğünde Hazan kacmaya başladığı sırada nereye kaçağını bilmiyordu. Hep bir labirentdeydi. Ve farklı yaratıklar üzerine doğru geldiğinde çığlık attı genç kız. Kimse duymuyordu sanki, bir odanın içinde çığlık çığlığa idi. En sonunda bir kadın yukarıdan aşağıya doğru inerken belirdi. Kırmızı eldivenler siyah pelerin ve abartılı olabilecek kadar dekolteli siyah elbise genç adam genç kadın önüne belirerek "Sevgili kraliçem." "Bu muymuş?" Genç kız bir genç adama birde genç kadına bakarken şaşkınlık içindeydi. "Bi-bi-birdakika neler oluyor burada,siz kimsiniz?" Sesindeki korkuyu belli etmemeye çalışıyordu. Eliyle susmaları için isaret yaptığında genç kadın kahkaha atarak genç kıza doğru geldiğinde Hazan geri geri kaçıyordu. "Benim olan benimdir seni budala insanoğlu!" Dusan genç kızın konuştuğu kişiyi görünce delirdi adeta öfkeyle odasından çıktığında kartal formuna görerek uçmaya başladı. Hemen genç kızın arkadaşlarının yanında insan kılığında belirerek kendini tanıttı. "Merhaba ben Ateş. Hazan benide davet etti kendisi nerede?" Herkes şaşkınca birbirine bakarken Yalın hiç hoşnut olmadı. Kavga Yalın'ın çıkartacağını hissettiğinde araya girerek "Hazan içeride henüz çıkmadı bizde çok merak ediyoruz!" "Nedemek çıkmadı?" Cevap vermelerine dahi izin vermeden öfkeyle içeri girdiğinde kapıyı nefretle açtı. Hemen eski formuna döndüğünde ayak sesleri onun geldiğini belli ediyordu. Genç adam ikilinin yanına geldiginde "Bırak kızı!" Diye öfkeyle bağırdında genç kadın kahkaha atarak "Bırakmak mi? Olmaz sevgili lordum!" Genç kadin Hazan'ı omzundan geriye doğru savurtup yere düşmesini sağladı. "Bu aptal insanoğlu için mi korumacı tavrın? Hayır Dusan sen bir iblissin!" Hazan öfkeyle "Ban aptal değilim!" Genç kadının ayağına cerme taktığında genç kadın savrulur gibi olduğunda koruması tarafından düşmesi engellenirken Dusan gülmemek için zor tutmuştu. "Seni aptal! Canın cehenneme!" Kılıcı genç kıza doğru uzattığında Dusan kılıcını çıkartarak genç kızın önüne geçtiğinde "Ona sakin zarar vermeye kalkma!" Genç kadın öfkesine yenilerek kılıç sesleri havada uçuşmaya başladı. Öfkeliydi. "Ben mi o aptal mı?" "Kes sesini!" Genç kadının korumasi kılıcını genç kızın boğazına tuttuğu sırada genç kız öfkeyle genç adamın elini ısırdığında genç adamın inlemesiyle elindeki kılıç yere düştü. Çığlık sesini duyan Dusan ve genç kadın sesin geldiği yöne baktığında kılıcı Hazan aldığını gören Ateş gururla aferim Küçük cadı. Genç adam öfkeyle baktığında nefretle "Sakin ona dokunma!" Öfkeyle bağırdı Dusan. Genç adam aldırmadan genç kızın bacağına vurduğunda dengesini kaybettirdi. Yere düştüğünde birden bire yılanlar gelmeye başladı. Genç kadın Dusan'ın dikkatini dağıttığında genç adama öfkeyle "Seni öldüreceğim!" dediği anda Dusan kolundan yaralandı. Bunu gören Hazan biranda elini yere koyduğunda sanki yer yerinden oynamıştı. Bütün dikkat genç kıza odaklanırken genç kız biranda bayıldı. Dusan hızlı bir şekilde Hazan'ın yanına geldiği sırada başını kaldırdı. Yanağına dokunarak "Uyan! Hadi uyan!" "Basit bir insan için mi bu haldesin? İnsanlar aptal ve nankör Dusan. Sen bir Lordsun bunu unutma!" Genç adam öfkeyle baktığında genç kadını kucağına aldığı gibi götürdü. Dışarıya çıktığında merakla bekleyen arkadaşlarını gördü. Korkudan bayıldığını ve onu evine götüreceğini söyledi. Yalın buna itiraz etsede umursamadi. Derhal yanlarindan uzaklaştığında kartal formuna dönerek gökyüzünde uçmaya başladı. Camdan direk odasına girdiğinde normal insan formuna dönerek genç kızı yatağına uzandirdi. "Seni ben iyileştireceğim!" Lakin tuhaf giden bir şeyler vardı lakin ne?
Yeni bölümü nasıl buldunuz? Karakterler hakkında neler düşünüyorsunuz? |
0% |