Bu hayatta yaşadığınız en zor şey nedir diye sorsalar büyük ihtimalle herkes sevdiği birini kaybetmek olduğunu söyler.Souzha için de böyleydi.Onun tek farkı tüm hayatının böyle geçmesiydi.Bunu şimdi daha iyi anlamıştı.Jenna Klaus'un kollarında son nefesini verirken.Elena'nın çığlıkları kulağında çınlarken Souzha o an hiçbir şey düşünemiyordu.Ellerindeki kanın kurumaya başladığını hissediyordu.Şuanda tek yapmak istediği ellerini tekrar kanla ıslatmaktı.İkizinin kanıyla.Klaus'la... Ama birisinin ismini sayıkladığını duydu.Tanıdık,geçmişten gelen huzur dolu o ses... Arkasını döndü."Elijah? " Koştu ve abisine sarıldı.Diğerleri gibi onun da öldüğünü sanıyordu.Uzun zamandır koruduğu sessizliğini abisinin kollarında bozdu.Hıçkırarak ağladı.Tüm bu olaylar karşısında Damon ve Stefan şaşkınlıkla onları izliyordu.Kimdi bu kız?En güçlü olarak bildikleri Klaus'un cadılarını tek bir hareketiyle öldürmüştü.Hem Klaus'un lanetini bozabilmişti büyüsüyle hem de vampirdi.Rose kafalarındaki tüm soru işaretlerini dağıtmaya gelmiş gibi."Souzha Mikaelson" diye sayıkladı.Stefan zaten onu tanıyordu.Chicago'da gördüğü o kızıl saçlı kız.Kız kardeşi Rebekah ve Klaus'la beraber kaçtıkları günden sonra hiç görmemişti onu ama bu kadardı işte onun için.Tek bildiği orjinallerden biri olduğuydu."Rose neler oluyor böyle kim bu? " dedi Damon öfkeyle.Elena'nın ağlamasına dayanamıyordu."Orjinallerin en güçlüsü.Ona polibrid diyorlar.Evrendeki tüm yaratıkların birleşmiş hali.Ben sadece eski büyü kitaplarında ve bir kaç tane masaldan tanıyorum onu.Böyle bir varlığın gerçek olabileceğini hiç düşünmedim.Hepimiz orjinallerin soyundan geliyoruz ama Souzha'nın soyundan gelmesek bile tüm vampirlerin ona diz çökeceğini duymuştum.Vampir kraliçesi...Klaus'un sevgili ikizi...