Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Geri Gelen Anılar

@ozican

Odanın içerisinde bir esirden farkım yoktu. Sürekli nöbet tutan insanlar vardı. Kaçmaktan yana ümidim yoktu. Savaşın galiyetle sonuçlanması umuyordum. Duyduğuma göre İmparator hazırlıkları hızlandırmıştı. Ve de düğün hazırlıklarını. Uzun süredir yüzünü görmedim. Görmekte istemiyordum. Li Mei, imparatorun ricasıyla benimle ilgileniyordu. İlgilenmek denilirse.

İşkence...

Kıskançlığı onu şeytanlaştırmıştı. İfadeleri hiç yabancı gelmiyordu. Erlik şeytanı derdim. Aynı ifade aynı bakış...

 

...

 

Özel bakımlarla toparlanmıştım. Zehir etkisini kaybetmişti. Aref odaya kırmızı gelinlikle girmişti.

_ Sana hazırladığım sürprizi beğendin mi?

Bununla çok güzel olacaksın. Seni imparatoriçe yapacağım. Bugün tamamen benim olacaksın.

_ Sen çıldırmışsın! Sadece kendini kandırıyorsun.

_ Yine böyle konuşma!

_ Doğruları duymak hoşuna mı gitmedi haa!

_Sus diyorum.

Kollarımdan tutup sallamaya başlamıştı. Boynumdaki yüzük yere düştü. Eğilip yüzüğü eline aldı. Donup kaldı.

_ Kimsin sen?

_Neden taktığım yüzüğün çifti sende var?

 

 

...

 

Başıma ağrılar girmişti. Ellerim titriyor. Bu da neydi? Bu garip görüntüler nedir? Ahh! Ağrıdan başım çatlayacaktı. Yere yığıldım.

...

_ Kimsin sen?

Korkutucu bir hâl aldı. Olanları anlatamazdım. Ölümlü dünyanın işlerine müdahil olamazdım.

İnkar etmek en iyi yoldu.

_ Bana mı soruyorsun? Biliyorsun kim olduğumu zaten.

_ Yalan söyleme! Cevap ver.

 

...

 

Her şeyi hatırladım. Ben Aref, gölge imparatoru.

Tanrı Aref. Ayana'ya aşık olan. Ayana'ya belli etmemeliyim.

...

 

Zorda olsa kalkmış başını tutarak gitti. Kendi deyişiyle uğurlu saat gelmişti. Çiçeklerden oluşan sıralı yol üstündeydim. İşte karşımda o. Aref bu dünyada beni mahvediyor. Halbuki böyle gaddar biri değildi.

 

O da ne? Erlik ortaya atladı.

_ Millet beni neden çağırmıyorsunuz? Gücenirim ama. Bir insanın sabrı ancak böyle sınanırdı.

_ Nasıl kardeşimle zorla evlenmeye kalkarsın haa?

_ Aptal heri! Çek o pis ellerini. Dışarıda askerler sıralandı. Teslim olsan iyi olur.

Kubai neredeydi?

_ General dışarıda. İçeri girmesi an meselesi.

 

_ Kimseyi elimden alamazsınız. Sonsuza dek benimsin Ayana.

 

Saldırı başlamıştı. Saray çılgına dönmüştü. İmparator da...

Boynumdan tutan elini ittirerek kurtuldum. Erlik güçlüydü. Çoğu askerin üstesinden gelmişti.

Koşmaya başladım. Başka çarem yoktu. Kubai içeri girmeyi başarmıştı. Birbirimize doğru koştuk. Sonunda kavuştuk. Aref bütün kiniyle kılıcına sarıldı.Başabaş gidiyorlardı.

_Olamaz! Kubai!

_Karnından kılıç darbesi aldı. Ağır ysralandı.

Aref'in iğrenç bakışları bana kitlendi. Sonrada bütün gucuyle kılıcı Kubai'nin boynuna götürmeye başladığı esnada:

_ Orada dur! Kılıcı atmazsan canıma kıyarım.

_Delirdin mi sen? Bırak elindekini!

_ Hayır!

_Eğer sen bırakmazsan boynumu şuracıkta keserim.

Aref durmasına durdu ama. Kubai'yi öldürmeye kararlıydı.

_Kubai, seni seviyorum.

 

...

 

Boyna giden keskin kılıç tende dansını yaptı.

Kanlar bütün gelinliğe yayılmıştı. Ve de son gözyaşı.

_Olamaz! ( Aynı anda iki bağırış.)

_Senin yüzünden !

Li Mei, Sırtından Kubai'yı bıçaklar. Olduğu yere düşer.

 

Aref kafayı sıyırmış gibiydi. Sonsuzluğa yavaş yavaş yürüyordu. Kendini aşağı bıraktı.

 

Yıllar geçti. Erlik savaş alanında öldü. Li Mei genelevde zehirlendi.

...

Tanrılar dünyasına dönülmüştü. ( Olaylar orada devam edecek )

Loading...
0%