Yeni Üyelik
3.
Bölüm

İkiz Işıklar Laneti

@ozican

...

Bundan yüzyıllar önce tanrılar dünyasında garip olaylar yaşanmaktaydı. Bu garip olaylardan biri de ikiz ışıklar laneti. Tanrı Ülgen, mutlu değildi. İçini kemiren aşk nefreti her geçen gün artmaktaydı. Kendi nefesinden yarattığı biricik tanrıçası Erina ...

Ona ilk andan itibaren aşık olmuştu. Bal dudaklı Erina derdi ona. Çünkü fitnenin sembolü olarak yaratılmıştı. Ülgeni bile o güzel sözleriyle mest ederdi. Yanından ayırmazdı. Çok iyi geçinen iki büyük çiftlerdi. Ta ki o olay olana kadar. Bir yıldırım düşer. Bilinmeyen bu yıldırım Ülgen'in dikkatinden kaçmaz. Kimseye haber vermez. Sevdiği tanrıçalardan olan haber tanrıçası Lana'yı o bölgeye yollar. Ne olup bittiğini ondan öğrenmek ister. Çok geçmeden iki bebekle Lana yanına gelir. İkiz bebekti. İki erkek çocuğu. Nereden geldi? Kaynakları bilinmiyordu. Ama konuyu iyice araştırdığında Bunun arkasından Erina ortaya çıkıyordu.

Erina çoçuksuzluktan yakınan biriydi. Tanrı Ülgenle çoçukları olmuyordu. Bu durum Erina'yı şeytani bir iblise dönüştürüyordu. Bir gün yasak tekniklere başvurur. Gizlice gittiği iblis topraklarına. İkiz Işık lanetini uygular. Bu süreçte kimsenin bir şeyden haberi yok. Ülgen olanları öğrenir. Erinay'yı ölümle cezalandırır. Erina olanları kaldıramaz. Her şeyi sevdiği adam için yapmıştır. Ülgen ise kendine bunu yakıştıramaz. Şeyran bir kadınla olamahacağını söyler. Öldürülmesi için emir verir. Bu arada Erinayla birlikte bu ikiz bebeklere de ölüm hükmü verilir. Erina, gözyaşları içerisinde yalvarsada durum değişmiyordu. Ülgenin taş kalbi aynıydı. Hepsini çöl kuyusuna sürgüne yolladı. Orada bir damla su, ot yoktu. Aradan uzun zamanlar geçiyordu. Erina, zaman kavramını yitrmişti. Bebekler ağlamaktan yorgundu. Erina tanrı Ülgen'e bir kez daha yalvardı çocukları alması için.

_Her şey senin içindi. Sevgimizin sonsuzluğu için onları istedim. Ben kendimi feda etmeye razıyım. Onlar ne kadar olmayacak bir sonuçdan varolsalarda senin evlatların. Senin ve benim kanımı taşıyorlar. Birinin adı Kubai, diğerinin adı Erlik. Onları kabul et. Soyunu devam ettirecek bu iki tanrı. Hem de çok güçlü olacaklar. Ülgen yine o tatlı sözlere devam eden Erina'yı dinledi. Bebekleri yanına aldı. Erina ölüme mahkumdu bir kere. Bu acı Erinay'a katlanılmaz geliyordu. Sevdiğinin ellerinde ölmektense kendini yok etmeyi seçti. Bir toz zerrecigi şeklinde yok olmuştu. Erina' nın son bakışları son göz yaşı damlası. Ülgen gözyaşı damlasını bir kutuya mühürledi. Pişman olmuştu. Ama değiştirmeyecekti olanları. Erlik ve Kubai büyüdüler. İki güçlü Tanrı konumundaydılar. Ama Erlik aynı annesinin kıskanclığına sahipti. Bir gün savaş alanını dolaştıkları sırada Kubai' ye arkadan saldırdı. Bunu gören Ülgen onun şeytaniliğinin cezası olarak yer altına gönderdi. Artık Erlik kötülüklerin efendisi olmuştu. Yer altının en güçlü tanrısı.

...

 

_Şimdi ne yapacaktım Erlik siyah güllere dalmıştı. Korkusuzca karşısına çıkmaya karar verdim.

_Kötü Şeytan!

_ Ben geldim.

_Sen de kimsin?

_Ayana!

_Beni öldürmeye çalıştığın tanrıça.

Bütün kuvvetimi toplamıştım. Ateş kelebeklerini çağırdım. Alevli kanatlarım ortaya çıktı. Bunun bedelini ödeyecekti. Ani saldırıda bulunup kılıcımı çektim.

_ Ateş laneti!

Erlik gibi güçlü biri de olsa yüzüne biz iz almıştı.

Yüzünden damlayan kan, siyah güllerin üstüne düştü. Birden çığlıklar oluştu. Oluşan bu cığlıkların etkisiyle yere yığıldım. Kulaklarım sese dayanamıyordu. Ama Erlik' te aynı durumdaydı.

( Erina' nın geride bıraktığı lanetlerden biri.)

Çığlık bastırılamıyordu. Erlik zorla olsa da cebinden Kan Aynasını çıkarmayı başarmıştı.Kanlı Ay'ın kökeninden yapılmış efsanevi parça. Bunun onda ne işi vardı. Sadece eski kitaplarda karşıma çıkmıştı. Çığlık birden aynanın içine çekilmişti. Sesler kesildi. Sessizlik...

Derin bir nefes aldım.

_Lanetli tanrı bunu hak ettin. Ödeşmedik daha.

Gökten beyaz kanatları kaplayan biri indi.

Bu Kubai'ydi.

_Ha haa haaa!

_Kardeşim yüce Kubai gelmiş.

_ Ne oldu beni mi özledin!

Şimdi ikisi karşı karşıya duruyordu. Düşüncelerimde bir aynanın yansımasıymış gibi oluştular.

Aynı ama bir o kadar zıt iki karakter.

İki büyük tanrı. Biri Savaş tanrısı, biri Şeytan...

Kubai'i yanıma geldi.

_ Neden tek geldin?

_ Ne kadar tehlikeli olduğunun farkında değil misin?

_ Farkındayım. Ama ben Ayana. Buna bile katlanamazam imparatorluğumun nasıl yüce tanrıçası olurum Kubai.

_Ben buradayım kardeşim.

_Erlik hâlâ akıllanmadın. Hâlâ aynısın. İğrençliğin devam ediyor. Seninle nasıl kardeş olabiliriz. Pislik içinde yaşayıp, yaptıklarına devam ediyorsun. Seni ne yapacağım. Çok defa uyardım. Sevdiğim insanlara zarar verirsen karşında beni bulursun.

Bu cümle beni çok etkiledi. Emin oluyordum bana karşı bir şeyler hissediyordu. İçimi bir mutluluk kaplıyordu.

_ Demek senin için önemli biri ha!

_Artık benim içinde önemli o zaman.

Bir tanrı neden bu kadar alçak olabilir?

Yüzüğümde hareketlilik başladı.

Kara dumanlar Erlik'in yüzünde irinlere yol açtı.

_Aaaa! Aaaaaaaaaaa!

_Yüzüm! Yüzüm!!!

_Dayanamıyorum. Naptın bana Ayana?

_Ben değil o yaptı. Aşağılık.

_ Ben yaptım.

_Sen de nesin pislik!

_ Ben Gömeç. Gölgelerin en büyük ulu ruhu. Ayana'ya bunu yapmayacaktın. Bu cezayı hak ettin.

Kubai'yle birlikte gittik. Gömeç'in cezası yeterliydi.

 

 

...

 

Tanrıların en büyüğü olan Gök Tengri'nin yanı yolculuğumuz başlamıştı. Semanın en hüksek katına yolculuğumuz başlamıştı. En yüksek kat Gök Dağlardı. Buluttan oluşan bir şehir. Burada eğitim alacaktım. Geleceğin varis Tanrı ve Tanrıçaları burada yetişiyordu. Bu yüzden Gök Tengri'nin eğitiminden geçmeye mecburduk.

Her imparatorluğun çocukları vardı.

Su imparatorluğu, Demir imparatorluğu, Kurt imparatorluğu... Daha sayısız imparatorluk.

Bizi karşılayan yardımcı görevli nasihat verdikten sonra odalarımıza yerleşmemizi istedi. İkili gruplar halinde dsğılmaya başlandık. Burada sınıf ayrımı yoktu. İyi- kötü ayrımı da. İblis İmparatorluğundan kötü tanrı ve tanrıçalarda kabul edilmekteydi.

Gözlerime inanamıyorum. O da burada.

Savaş tanrısı Kubai. Savaş sanatları, silah ve büyüleri üzerine ders verecekti.

Ee biri daha vardı. Erlik şeytanı. Ruhani büyüler ve yasaklı sanat ve silahlar üzerine ders verecekti. Anlaşılan yeni olaylar beni bekliyordu.

Yüzükten çıkan Gömeç'te şaşkınlıkla bakakaldı.

Gölge Tanrısı Aref buradaydı. Şekil büyüleri sanatı üzerinde ders verecekti. Etkileyici bir görünüme sahip. Gölge imparatorluğu Tanrısı. Genç ve bekâr. Dikkati üstüne çeken birisi. Diğer lakabı Siyahların efendisi. İmparatorluğu silik olarak geçse de. Üçüncü sırada yer alıyor. Geleceği parlak. Siyah yüzüğe sahipti. İşin garip tarafı benim elimde olan yüzüğün bir çifti gibiydi.

Gömeç' e baktım. Korkudan şekilden şekile giriyordu.

_ Yine neler karıştırıyorsun acaba? Öğrenirsem bittin sen. Zavallı Gömeç daha fazla üstüne gitmemeye karar verdim.

 

 

 

Loading...
0%