Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Sessizlik

@ozican

Derin bir sessizlik oluştu. Bu Kubai'nin soğuk sessizliği. Ne yapacağımı bilemedim. Bekledim. Nedenini bilmiyordum. Burada ne arıyordu? Kafamda sorular, karşımda o.

Yine birden karşımda belirdi. Göz gözeydik. Bakışlarımız birbirine kenetlenmişti. Anlayamadığım bir acı vardı gözlerinde. Bunu hissedebiliyordum.

_ Bu da ne? Garip davranıyorsunuz.

Sessizlik. Sessizlik...

Sert bakışma devam etti. Adımımı geri attım. Ne garip biriydi nasıl iletişim kurulacağını bilmiyordu. Kolumdan sıkıca tuttu.

_ Beni hatırladın mı?

_ Evet. Savaş tanrısı.

Sinsi sinsi gülümsedi. Dudak kenarlarında oluşan o iğreti beni huzursuz etti. Sonra uzaklaştı.

_ Ona benziyorsun.

Kim olduğunu tahmin etmek kolaydı. Gökçe' den bahsediyor olsa gerek.

Cevap vermedim.

_ Burada ne işin var?

_ Hiç.

_ Anladım.

Çiçeklerden oluşan yumuşak yere oturduk. Bir süre sessizlik devam etti. Gökyüzünü seyrettik. Tekrardan konuyu açmaya karar verdim.

_ Ne yapıyorsun?

_ Neden kendi topraklarında değilsin?

_ Bazen gizlenmek iyidir.

Onayladım.

_Anlaşılan sen de yalnızsın Ayana.

_Evet.

Bu dostluğun başlangıcı gibi görünüyordu. İkimizde halimizden memnun ve bir o kadar umursamazdık. Kubai konuşmaya ben de onu dinlemeye başlamıştım. Yer altı Tanrısı Erlik, onun topraklarına göz dikmiş. Sayısız kaybedilen savaşa rağmen devam etmekte sınır tanımıyormuş. Türlü şeytanlıklar, türlü kaoslar devam ediyormuş.

_ Dikkatli olmakta fayda var Ayana. Yer altı imparatorluğu için cazip topraklara sahipsiniz. Erlik gün geçtikçe kötülüğüne kötülük katıyor . İnsanlar aleminin huzuru bozuldu. Hastalıklar baş gösteriyor. Tanrılara kötü bakılmaya başlandı. Ölüler rahat değiller. Azap içindeler.

_ Ne olacağı belli değil kılık değiştirmede usta.

Topraklarınıza sahip olursa olacakları düşünemiyorum.

_ Emin ol bir şey olmayacak.

_Evlilik hakkında ne düşünüyorsun Ayana. Bu çok önemli bir mesele.

_ Şimdilik o meseleyi unutalım.

_ Tamam.

Sudan bir çift göz belirdi. Su yılanıydı. Kaçıp gözlerden kayboldu. Bir süre sonra yine belirdi bu kez kaçmadı. Baktı baktı. Kubai benim için yakaladı. Değişik bir yılandı. Kubai, konuşabildiğini ve yedi dileğini yerine getirebilir dedi. Seni seçerse sana bağlanır dedi. Eğer tersi olursa bela...

Bileğimde bir ısırık oluştu. Ama acı verici değildi. İzin olduğu yerde simge belirdi.

_Seni sahibesi olarak seçti. İnanılmaz bir şey. Şimdi yavru dönemi. Büyüdüğünde konuşup dileklerine yardımcı olacak. İsim vermelisin ona.

Ne olabilirdi. Çok güzel ve parlak bir yılandı.

_Sudan geliyor. Gensu olsun.

_ Güzel. Beğendim.

_ Şimdi bırakabilirsin sen neredeysen seni bulur artık. Bağlılıkla mühürlendi.

_ Yavaş yavaş kalktım. Göklere süzülerek orayı terk ettim.

Meclis karşısına çıktım. Artık Ana Tanrıça olan annemin yerini ben almıştım. Meclisin Baş Hatun Tanrıçası bendim. Konuları meclis üyeleri açmaya başladı. İlk konumuz. Erlik 'in kötülükleriydi. Toprakları parçalayıp zorla ele geçirmeye başlamıştı. İnsanlara açlık ve sefalar getiriyordu bu durum kritik hal almistı. Ne yapılacağı hakkında karara varılamıyordu. Her yerden bir ses yükseldi. Birden içeriye yer altı elçilerinden biri girdi. Hadsiz tür Berkeydi. Erlik ' in en şeytani yardımcısıydı. Yarı kadın yarı adam görünümlü korkutucu bir varlıktı. Konuşmaya başladı.

_ Yüce Tanrımız beni buraya göndermekle size onur verdi. Şimdi onun sözlerine kulak asın.

Uğultular ve nefret kokusu yükseldi.

Berkey kahkaha attı.

_ Bu haliniz bizi sevindirir. Daha çok devam edin nefretiniz bizi güçlendirir. Kuvvet verir.

Elimi şıklattım. Utanmaz yaratığın ağzı azap ipliğiyle düğümlendi. Bir şey yapamadı konuşmaya çalıştıkça kanlar akmaya başlıyordu.

_Haddini bil Berkey. Benim topraklarımdasın bunu unutma ben Ayana. Buna izin vermem. Berkey çırpındıkça azap ipliği düğümlerini sıkıyordu. Sonunda pes etti. Sakinleşti. Elimi bir şıklatmayla iplikler çözülmüştü. Berkey'in az önceki gururlu halı gitmis yerine gülünç, ezik bir ifade yer almıştı.

_ Kimseden korkumuz yok. Toprak imparatorluğu kudretini cesaretinden alır. Bunu bilmez misin Berkey. Şimdi git o aciz tanrına karşıma çıkmasını söyle. Korkum yoktur. Ben Ayana, yerden göğe kudretime güveniyorum. Bana kötü oynayanın sonu vahimdir. Bunu o acize ilet.

Berkey korkuyla ortadan kayboldu.

_ Ayana , Ayana sana inanıyoruz.

Bu gurur vericiydi halkımın bana güveni sonsuzdu.

İçeriye birden Kubai girdi. _ Ben de varım. Yanındayım. Merak etme onu yok ederim gerekirse.

Bakışlar benim üzerimdeydi. Kubai'nin ne yaptığını çözmeye çalışıyordum. Ümit verici bir durum gördüm. Bu beni mutlu etti. Güzel bir bağ kurmaya başladığımı hissediyordum. Umarım böyle devam eder. Başımı sallayarak onayladım.

......

_ Bu halin ne? Seni böyle göndermedim ben. Bu ne hadsizlik!

_ Efendim, Bunu bana tanrıça Ayana yaptı. Beni azap ipliğilye cezalandırdı. Canımı yaktı efendim. Bana size mesaj iletmemi istedi.

Ayanın dediklerini birebir söylemişti. Şimdi Erlik daha fazla nefret kusuyordu.

_ Ayana Ha ! Ayana ! Ha ha ha haa haa!

_ Canına mı susamış!

_ Efendim izin verin kaldırayım onu ortadan.

_ Berkey, daha fazla komik duruma düşme. Senin gücün o tanrıçaya yetmez. En fazla zarar verirsin.

_ Yüce tanrım peki ona müsade edin.

Erlik, Berkey'e bakarak güler yüzle kafasını salladı.

_Hayır. Bu kadını merak ettim. Düşmanım kimmiş? Bizzat ben görmeliyim. Ayana bekle beni.

.....

_Çok bitkin hissediyordum. Kendime geldiğimde yüzüğün dünyasına çekilmiştim. Gömek bu ez karşımda farklı surette biri olarak duruyordu.

_Ayana kendine gel!

_Güçlükle doğrulabildim.

_Ayana tehlikedesin zehirlendin.

_Ne?

_Erlik şeytanı bunu sana yaptırdı.

_Berkey faresi dansçılardan birinin kılığına bürünmüş. Yediğin üzüme şehir sürmüş. Seni buraya çağırmak zorunda kaldım. Kimse seni uyandıramadı. Dört bir yandan ulu hekimler geldi. Ünlü Tıp babası Matur bile seni uyandıramadı. Ana tanrıça çok sinirli. Arkasındaki kişinin Erlik olduğunu öğrenirse kaos çıkar. Ayana siyah inciyi dönüştürdüm. Bunu içersen uyanacaksın.

Uyandığımda tanrı ve tanrıçalar telaş içerisinde çare arıyorlardı. Burada bitmeyecekti. Bunu ona ödeyecektim. Zehir hâlâ etkisini gösteriyordu. Yan etkileri neler olacaktı bilmiyordum. Kubai karşımda heyecan dolu gözlerle beni seyrediyordu. Ünlü doktoru o getirmişti. Yüzündeki endişe ve mutluluk birbirine karışmıştı. Keskin buz mavisi gözleri şimdi alev alev parlıyordu . Yanıma geldi.

_ Daha iyi hissediyor musun? Böyle olduğunu duyduğumda çok kötü oldum. Ayana deliyeye döndüm. Benim için çok önemli birisin bunu bilmeni isterim.

Kendine çekti. Enerji özünü bana aktarmaya başladı. Onun sayesinde şimdi tamamen zehrin etkisinden kurtuldum.

_Sana borçlandım. Bunun karşılığını ödeyeceğim.

Kalbim hızlandı. Kubai, bambaşka bir tanrıydı. Onu tanıdıkça farklı yanı ortaya çıkıyordu. Bu durumun peşini bırakmayacağım Erlik şimdi ne yapacağını düşünsün.

_ Olamaz! Bu ses de ne?

İnanamıyorum bu Gensu!!

_Senin burada ne işin var?

Gensu ilk defa konuşmaya başlamıştı. Sahibemin tehlikesinin farkındaydım. Bu yüzden ne olduğunu kontrol etmek için buraya geldim. Elime aldım bir öpücük kondurdum.Şimdi o şeytanı görmeliydim. Yer altı imparatorluğuna gizlice gitme kararı aldım. Üzerimdeki ölümsüz tanrıça kokusunu bastırmak için şeytani mührü yaptım. Bu teknik bizim gizli tekniklerimizden biridir. Çokca işe yarar. Topraklara adım attığımda hiç de kitaplarda bahsedildiği gibi iğrenç değildi. Tam tersi olağanüstü...Erlik'in bahçesine girmeyi başarmıştım. Siyah altın güllerle sarayını donaltmıştı. Etrafa tarif edilemeyecek koku saçıyorlardı. Bir ses geldi.Ağacın arkasına saklandım.Siyah ve gümüş rengi kıyafetiyle adım attıkça korku salan biri geliyordu. Bir dakika gerçekten ihtişamlı biri bu. Saçları kumral, gözleri buz mavisi.Olamaz bu Kubai'ye benziyordu. Aklım karıştı. Berkey arkadan:

_Ulu tanrım! Beni bekleyin.

Bu Erlik şeytanıydı kafam iyice karışmıştı. Kubai'nin aynı olan bir tanrı, aralarındaki ilişki nedir?

Loading...
0%