Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Sıcaklık

@ozican

Ben neredeysem onun gölgeside oradaydı. Gece bütün sessizliğiyle beni rahatlatıyordu. Yıldızdan bir ışık üstüme düştü. İnanılmazdı. Ölümlüler dünyasında sihir yasaktı. Kim bana yardım ediyordu. Ama başaramamıştı. Odaya geçtim. İçeride Kubai beni bekliyordu.

_Nasılsın?

iyi olduğumu belirttim. Ellerimi tuttu.

_Seni seviyorum. Hem de yılların verdiği bir sevgiyle.

Önce alnımdan sonra dudağıma bir buse kondurdu.

_ Sana bu bileziği veriyorum. Bileziğin adı " Zerafet".

_ Tıpkı senin gibi zarif ve eşşiz güzellikle. Kendi ellerimde dövdüm. Yıllardır saklıyordum. Şimdi doğru zamanın geldiğini düşünüyorum. Elime bileziği taktı.

 

...

 

Sonbahar ayına gelmiştik. Havalar soğumaya başlamıştı. Li Mei, imparator tarafından saraya çağrılmıştı. Ölüm Çiçekleri Dansı'nı imparatora sunacaktı. Baş hadım Li Mei' yi ana salona çağırdı. Ayağındaki halhallar daha kendisi içeri girmeden duyuluyordu. Sarı renk seçmişti. Işıldayan Güneş gibi parlaktı. Ellerinde Atilla'nın ıslıklı okları vardı.

Dansın ana konusu hedeflere ok atarken dansını sergilemekti. Gerçekten de adının hakkını veriyordu. Ölümün eşiğinde kurumuş yapraklı bir çiçek gibiydi. Ayağını havaya kaldırdıkça sesler ahengi sağlıyordu. Li Mei, esnek hareketle ince belini kıvraklıkla sola eğdi. Bir atış tam hedef.

Aref, onun uyumuna kendini kaptırdı. Şarabı sunduğum esnada imparatorun üstüne döküldü.

_Eee! Şimdi cezayı hakettin. Senden de bir dans bekleriz.

_Bilmem ki ?

_Nasıl bilmezsin. Asil bir aileden geliyorsun.

_İmparatora karşı mı geliyorsun?

_Hayır efendim.

_Ama bu kıyafetlerle olmaz ki.

_Baş hadım! Hemen hazırlayın.

 

Zümrüt yeşili bir kıyafet seçilmişti. Altın rengi kelebeklerin olduğu işlemeler vardı. Hareket ettikçe göz yanılsaması oluşturuyordu.

 

Bizim topraklarımıza ait olan bir dansı imparatora sunacaktım. Zarif bir danstı. Giydiğim elbise dansımı da temsil etmekteydi. Aşkın kederi adlı bir danstı.

Baş bir yerden omuzlar bir yerden sallanarak yavaş ritim oluşturuluyordu. Yavaş adımlarla koşmaya başladım. Parmak uçlarımda adeta süzülüyordum. Birden durdum elimi alnıma koydum. Ağlamaklı bakışlar...

Bir durgunluk çöktü.

Kubai'yi özlüyordum. Şu ana kadar bütün yaşananlar aklımdan geçiyordu.

Yavaşca alandan çekildim. İmparator bakışlarını hâlâ üstümden çekmiyordu. Yanına yaklaştım.

_Bir tanrıça kadar güzeldin Ayana.

_Anlatamayacağım eşşiz bir güzellik.

Elimdeki bileklik dikkatini çekmişti. Saray cariyeleri kıskanç gözlerle bizi izliyordu. Başıma hiç bela alamazdım. Entrika kurbanı olmak istemiyorum.

İnanamıyorum bir düşman daha kazandım.

Li Mei!

O masum bakışlar yerini şeytani bakışlara bırakmıştı. Yanında olsam kesin hayatımın sonu olabilirdi.

İnanmıyorum. Erlik'te buradaydı. Askerlerin arasına karışmıştı. Cariyelere bakmaktan kendini alamıyordu. Gerçekten bu adam için kelimelerim kifayetsiz kalıyordu.

Yüzükten sesler geldi. Olamaz bu Gömeçti.

Arka taraflara geçtim. Tanrılar dünyasında acaba bir şey mi oldu. Kendimi güzüğün dünyasında buldum. Ayana, uzun zamandır görüşmüyorduk. Sana yardım edemedim. Ölümlü dünyanın işlerine karışmak yasaktı. Tanrılar dünyası karıştı. Ortalıklarda olmadığınız fark edildi. Şimdi sizi arıyorlar. Gök Tengri'nin öfkesi arttı. Tanrı Ülgen desen tahmin edemezsin.

_Sevgili Ulu Tanrıça annen yas içerisinde. Okul açıklama yapamıyor. Çok zor durumda kaldı. Halledebildiğiniz an dönün. Peki son durum ne? İşler yolunda gidiyor mu?

_ Bilmiyorum Gömeç, daha tanrıça Erina'ya dair bir ize ulaşamadık. Kubai ve Aref hafızasını kaybetti. Aptal Erlik bu aralar ortalıklarda yoktu. Gördüğün üzere kadınlara bakmakla meşgul. Ben de burada kapana kısıldım ayrıca savaş planını öğrenmek için role devam etmek zorundayım.

_İçim daraldı yemin ederim.

Ölümlü dünyada yasak olmasa neler yapacağımda işte. Sabrım sınanıyor. Bakalım akışına bırakarak devam ediyorum.

Sen takip etmeye devam et.

Loading...
0%