Tanıştıkları gün akıp gitti. Birkaç gün bu misafirlik devam etti. Azna'ya çok iyi bakılıyordu. Azna iendini bu kadar iyi hissedemezdi. Sadece bir sorun vardı. Hafızasının parçaları silinmişti. İsmini Hatırlıyordu. Kim olduğu tam olarak belli değildi. Bu onun için bir sorundu. Ama şu an kafasını böyle sorularla bulandırmak istemiyordu. Kalbi çıkacak gibi oluyordu. Uyku arasında kabuslar görüyordu. Gördüğü kabuslar çok karışıktı. Genç ve masum bir kız görüyordu. Kendisine ne kadar çok benziyordu. O kız, kendisi olmalıydı. Yalvarmalar görüyordu. Yalvarıyordu. Birine, birisine karşı yalvarıyordu. Bir kadın beliriyordu sonra tam kolundan tuttuğu an Azna, kabusundan uyanıyordu. Kabuslar onun icin çok korkutucuydu. Ya bu gördükleri bir hayal değilse? Yaa gerçeklerin tam başladığı yerse?

...

_Ah zavallı!

Tanrıça hizmetciler tam da Azna'ya bu gözle bakıyordu.

_Ah zavallı! Ah!

Şurada ne kadarcık zaman oldu ama bu kız hâlâ kendine tam olarak gelmedi.

_Kuyaş'ın kargası bu süreçte Azna'yı oyuncak gibi görmüştü. Sürekli kız uyurken gelip saçlarını gagalıyor. Çekiyor. Azna uyandıkca odanın içerisinden bir yerlere saklanıyor. Eee! Bu böyle devam etmeyecekti yaa. Kuyaş, sakin kalmak istediği bir zamanda geceleri aniden kutlu mağaraya giderdi. Orada kendini daha iyi hissediyordu. Zaten ulu Gök Tengri peşini bırakmıyordu. Onu evlendirmek istiyordu. O daha kutlu soydan geliyordu. Güçlü tanrı ve tanrıçalar yetişmesi için onun soyunu kullanmak istiyordu.

Kuyaş, ulu babasına çok düşkündü. Zaten anne sevgisi neydi? Onu tanımlamak onun için çok zordu. Belki baba sevgisiyle aynı bir seydi? Onun dizlerinde uyudu. Onun ninnileriyle büyüdü. Babasının boynundan inmek bilmezdi. Üzüm bağları vardı. Babası ve Kuyaş'a ait olan. Tabii Erik bahcesinin içerisinde bir alan. Babası diğer çocuklarını da severdi. Ama Kuyaş için biraz sıkıntı. Düşman kardeşleri de vardı.

....

Karga uğraşmak için Azna'ya erik atıyordu. Azna'ya ne hacet olsun. Onun için nimet nimet. Attığı erikleri öyle bir tutuyordu ki. Kuyaş onları durup duvar kenarından izlemeyi tercih etti. Erikler de çok güzeldi sulu sulu. Azna bir ısırık aldığında havalara uçuyordu. Küçük çocuktan daha şen ve daha masum görünüyordu. Bu şenliğe karga da katıldı. Şimdi o da Azna'nın yanında gagasıyla bu güzel eriklerden yiyordu. İkisi de çok komik bir durum içindeydi. Soğuk suratlı Kuyaş bile bu hallerine gülümsemişti.

Bir dakika! Kuyaş gülümsemişti.