@ozican
|
Kuyaş, başında sabahlamıştı. Kadın ateşler içerisinde sabahı sabah etmişti. Kuyaş da öyle. Kadın kabus görüyordu. Ağlıyor, ağzında bir şeyler geveliyordu. "Yapma. Yapma! Ölmek istemiyorum! Buraya ait değilim. Ben buraya ait değilim! " Kuyaş, merakla kadına yaklaştı. Bir seyler mırıldanıyordu. _ Aptal yaratık! Hâlâ uyanmadın. Senin için zamanım boşa gitti. İn misin? Yoksa nesin sen? Görünüşün pek bir masum.
İki saat daha geçti. Kuyaş, yorgunluktan yanında uyuya kalmıştı. Kadın ve erkeğin sınırlarına çok dikkat eden biriydi. Ama hayatında ilk defa böyle rezil bir durumla karşı karşıya kaldı.
...
Azna gözlerini açtı. Aklı bulanıktı. Bir hafıza karışıklığı yaşıyordu. Gözlerini açtığında sade parlak bir tavanla karşı karşıyaydı. Yavaşça yatağın altın işlemelerini incelemeye başladı. Ayağının üstünde bir ağırlık vardı. Bir dakika! Beline sarılmış bir el gördü. Kuyaşı da...
Şimdi iki kişi çığlık atıyordu: _Aaaaaaa! _Aaaaaa!
Zavallı Kuyaş, tekmeyi de yedi. Yere yığıldı. _Ahhh! Karnım! Azna korkudan yatağın köşesine çekildi. İnce örtüyü üstüne aldı. Kedi misali titriyordu. Kendini korumaya çalışıyordu. Burası nereye? Neden burada yatıyor? Şu rezil adam kimdi?
Kuyaş bağırdıkça Azna daha da köşeye çekiliyordu. Zavallı kızın korkup gözyaşları içinde kaldığını gören Kuyaş, sustu. Kız neye odaklanacağını şaşırmış vaziyetteydi. Dalgındı. Kuyaşta şimdi bu dalgın kıza odaklanmıştı. Dünden beri pek dikkat etmemişti aslında. Şimdi o da onu çözmeye çalışıyordu. _ Şşş! Konuşşana! Dilin mi tutuldu? Azna sadece bakıyordu. Kuyaş daha fazla ileri gitmedi. Zavallı bakışlar daha da artıyordu. Aç olduğunu düşündü. Hizmetlilerden ballı ve erik içeriğinden oluşan tatlılar yapmasını istedi. Çok sürmeden her şey odaya getirildi. Bu süreçte rahat etmesi için bir süre onu yalnız bırakmaya karar verdi. Temiz kıyafet ve takılar bile sağlanmıştı. Bu sürede Azna tek kalınca rahatlamıştı. Öncelikle gelen bu güzel yemek ve tatlıları yedi. Ardından güzel bir sıcak duş aldı. Kıyafet çok güzeldi sade bir sarı tonunda elbiseydi. Üstüne çicek desenli yeşil bir inci toka... Aznanın gözleri ve etkileyici bakışları ortaya çıkmıştı. Uzun saçları dans eden çicek gibi dalgalanmıştı.
Kapıyı çaldı ve içeri Kuyaş girdi. Güçlüce ama bir o kadar da nazik yaradılışlı bir tanrıydı. Sakinlik ve esenlikle: _Daha iyisindir umarım! _Amacım seni korkutmak değildi. Başında beklerken anlamadığım bir şekilde uyuya kalmışım. Özür dilerim! Umarım beni affetme lütfunu gösterirsin.
Azna Başını utangaç şekilde salladı. Nazik bir tanrı gibi duruyordu. Öyle olmasa bu kadar ilgi göstermezdi. Şimdi ikisi de daha dinç ve dinlenmişti.
_İsminiz nedir?
Azna bir süre duraksadı. Aklı karışıktı. Ama bir şeyler de hatırlıyordu. _Azna! _Demek Azna Haa! Azna başıyla onayladı. _Güzel bir isim Azna. Tekrardan memnun oldum _Ben de Kuyaş.
Azna gülümsedi. |
0% |