
_Her şeyden haberin vardır! Daha buraya geliyorsun.
_ Evet haberim var! Öncelikle beni din...
_Seni dinlemek istemiyorum!
_Olanları ben de bilmiyordum. Babalarımız, kendi aralarında kararlaştırmış. Daha konuşamadım. Sakin olacak o anı bekliyorum. Şimdi bir şeyler desem nafile!
...
Bu topraklarda uzun süre yağmur yağmadı. Bereketli olmasına bereketliydi ama zaman da geçiyordu. Ulu tanrıya yalvarıyorlardı.
_Ulu Göktengri! Bize merhamet et!
_Ulu anamız Umay! Bizi gör! Evlerimize ve çocuklarımıza bereket getir. Onları sen koru!
Şaman yakılan ateş etrafında dönmeye başladı. Bilge hükümdar dua ettikçe, şaman daha da ateş etrafında dönüyordu.
Halk onları duygulu gözlerle izliyordu.
Biraz sonra şaman konuşmaya başladı:
_Yüce hükümdar! Göklerin ulusundan size mesaj var!
_Söyle! Çabuk!
Din adamı, şimdi de elindeki davulu yere bıraktı. Belinde takılı duran torbayı çıkarttı. Taşları yere attı.
Yüce Hükümdar! Tanrı bize bereketli günler olacağını söylüyor.
Belen, mavi pelerinini takmış aşağı inerek yürüdü. Mavi tokası yere düştü. Eğildi ve onu alacakken Kısıl Han ona verdi.
İki hükümdar bir kez daha birbirlerine gururla baktılar.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.51k Okunma |
268 Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |