Hakanın Yegânesi

Belen gözlerini açtı. Başında biricik babası vardı. Çok üzgün ve ağlamaklıydı. Taa uzak diyarlardan gelmesi onun için kolay olmamıştı. Belen sürekli uyuma halindeydi. Belen uyandığında vücudunda ağrılar hissetti. Ve de bıçağın yerinde karıncalanma. Neyseki iz kalmayacaktı.

Kısıl Han, çok mahçuptu. Belen, hizmetlileri yardımıyla bahçede yürüyordu. Hakan'ın bu süreçte gönlü alındı. Kızına eşlik etmeye karar verdi. Neyseki aralar düzeldi. Bu siyaseti de olumsuz etkilemeyecekti. Belen, sıcak sütü çok severdi. Bugünlerde bol sütle beslendi. Kısıl Han'ın babası, büyük yemek töreni düzenledi. Belen,bu özel geceye uygun mor elbise giydi.

...

Belen, babasıyla birlikte baş köşeye oturdu. Uzun saçlarında mor çicekler takılı ve parlaktı.

Kısıl Han, kargalarından birine haber verdi. Gizlice olanları gözetleyip haber getirmesini istedi.

Her şeyin normal olduğu haberini almıştı. Kısıl Han, karşısına çıkmaya karar verdi.

Türkmen beylerinin de yeri vardı burada.

BuBelen etrafı seyrediyordu. O genç adam neredeydi. Duruşlar alındı. İçeri Kısıl Han, bütün heybetiyle girdi. Kemerinin parıltısı az öteden belli oluyordu.

Çin devletinin ünlü müzisyenleri ve dansçıları davet edilmişti. Erhu çalan adam dikkat çekiciydi. Pek mahzun görünüyordu. Müzik bitiminde Belen, beğeni ve minnetini gösterdi.

Kısıl Han hınzırca bakış atıyordu Belen'e

Biraz sonra yanına vardı:

_İyi misin?

Belen başıyla onayladı. Yanına oturdu. Belen, pek de güzel bakış atmadı. Sinirliydi. Onun kurtarıcısı sayılırdı nede olsa. Ama o, ona o bıçağı sallamıştı bile. "Nankör Adam!" iç geçiriyordu.

_Belen Hatun, sizin de ününüzü duyduk. Siyaset ve askeri dehası olduğunuz ortaya çıktı.

_Peki bu güzel hatunun başka ne maharetleri var? görmek isteriz.

Belen hiç oralı olacsğa benzemiyordu. Kısıl Han; onu, sıkıştığı bu kapantan kurtarmayı başarmıştı.