@ozican
|
Zada pişmandı. Yapmayacak en son kişi böyle bir hata yapmıştı. Kalbini yerinden sökse yeriydi. Bir süre bu uyançla Belen'in karşısına çıkmadı. Cıksa ne söyleyecekti? Ne diyecekti ona?
Kendini quqin çalmaya verdi. Bu Çin kültüründe önemli bir çalgıydı. Zada,ölümlü dünyayı deneyimlerken bir güzelin sayesinde tanışmıştı. Bir süre o güzelle takılmıştı. Beraber sabahlara kadar şarkılar söylemiş, çalıp oynamışlardı. Ne yazık ki böyle bir güzelle arkadaşlığı çok sürmemişti. Ölüm onları ayırmıştı.
...
Gel gelelim Zada'ya artık daha fazla dayanamıyordu. Karşısına çıkacaktı. Ne de olsa koskoca rüzgâr tanrısıydı. Bir kadın karşısında böyle olamazdı ya! Oluyordu! Farkındaydı. Bu gereksiz öz güvenle kendini yükseltmeye çalışsa da farkındaydı. Fuzan Zada'nın penceresinden uçup yanına inmişti.
Zada şaşkın görünüyordu. Bu yaramaz ejder burada görünmezdi. Acaba Belen'e mi bir şey olmuştu? Çıldırmıştı. Ona bir şey mi oldu? İşin garibi birbirine bağlı büyü oluşumu vardı hissetmiyordu. Evet! Hissetmiyordu. Ne olsa hissetmesi lazımdı. Fuzan dilini yutmuş. Çığlıklar içerisindeydi. Çığlık atıyor. Biraz sonra kendisine gelmiş ve üstündeki o yorgun halden kurtulmuştu. Şimdi yardım istercesine hava da uçuşuyordu. Delirmişti. Zada, onu nerede arayacağını bilmiyordu. Lanet olsun!
...
Dağ, deniz demeden bütün tanrılar diyarı tarandı. Belen'den bir haber yoktu. Şimdi Zada ölümlüler dünyasına inmeye karar verdi. Orayı arayacaktı. Belen'i bulması gerketi. Tek yer burası kalmıştı. Tabii ölümlü diyarı da kendi içerisinde hayvanlar ve insanlar alemi olarak ayrılıyordu. Yine de işi biraz daha kolaylaşmıştı Zada'nın. Onu bulmalıydı.
Bir süre sonra farketti ki Fuzan'ın kanat kısmında parlayan ulu bir kan vardı. Olamaz! Bu Belen'in kanıydı. Dokunduğu an bir mesaja dönüştü. Belen'in görüntüsü belirdi. Son anı kırıntısı olmalıydı. Belen'in boğazından tutulmuş. Buz camların üstüne atılmıştı. Üzerine kan ve batan cam kırıkları vardı. Sonra görüntü bir an yok oldu. Zada: _Belen! Belen! Hayır! |
0% |