
Zada gizlice Belen'in karşı odasından onu izliyordu. Aslında yanına gidip bir merhaba demek istiyordu. Uygun olur muydu? Rahatsız olur muydu? Bu düşünceler fazlasıyla kafasını karıştırmaya yetiyordu. Tam gidecekken bir anda Belen'i rahatsızlanmış şekilde gördü. Hiç iyi görünmüyordu. Yüzünde açıdan oluşan kıvrımlar onu daha da çaresiz gösteriyordu. Bir anda kendini Belen'in yanında buldu. Belen çok acı çekiyordu. Boynuna doğru giden zehrin işaretini görmüştü. Nasıl olabilirdi? İyi olmamışmıydı? Zaman kaybetmeden bunu nasıl çözeceğini düşündü. Şimdi her şey daha da karışmıştı. Zehire çare bulmak için Yada geyiğinden yardım istedi. Ama nafile. Bu sadece Belen'in acılarının bir kısmını dindirirdi. Daha fazla ilerlerse Belen'in hayatı tehlikede olabilirdi. Yada, ona hemen ışıksız diyara gitmesini söyledi. Orada yer altının gizli sakinleri yaşamaktaydı. Gizli bir yer altı imparatorluğu. Zada
bunun bir efsane olduğunu düşünürdü. Mistik büyücülerden ders aldığında duymuştu. Ama söylentilerden ibaret olduğunu düşünüyordu. Demek ki Gerçekmiş!
Zaman kaybetmeden Yada geyiğini de yanına aldı. O, en büyük yardımcısı ve rehberiydi. Işıksız diyar, tekin bir yer değildi. Fuzan'da ısrarla biricik annesinin iyileşmesi için gitmek istedi. Ama bu yolculuk fazlasıyla tehlikeli olabilirdi. Zada buna kesinlikle izin vermedi. Fuzan ne de olsa daha küçük bir bebekti. Bedeni küçük olmasına rağmen kalbi ve merhameti çok büyüktü. Küçük yavru zorla sakinleştirilmişti. Ona annesine bakma emri verilmişti. Küçük Fuzan, bunun en doğru karar olacağını düşündü ve sesini çıkarmadı. Biricik annesinin yanı başına uçuverdi. Kanatlarıya Belen'in alnından akan terleri siliyordu. Bir an iyileşmesi için ona bakıyordu. Zavallı Belen'de artık acıdan yarı baygın yarı bilinci açık bir haldeydi. Zada gitmeden önce onu yattığı yataktan doğrulttu. İlahi gücünden gitmeden önce ona aktardı.
_Ah! Şimdi o yılan olacaktı!
Şimdi en gerekli olduğu anda olmaz!
...
Zada, sihirli geyiğin üstünde durmadan hızına devam ediyordu. Sihirli ışıklar saçılıyordu. Bu oluşan zerrecikler Zada'nın aklını başından alıyordu. Dalgın düşüncelere dalmıştı. Işıksız diyarda çok dikkatli olması gerekiyordu. Oranın sakinleri hakkında pek bir bilgi yoktu. Neydi? Neye benziyorlardı?
...
Yağan yağmur Zadayı daha da karamsar hale getiriyordu. Vücudu yağmur altında buz tutuyordu. Işıksız diyar onun ruhunu daha da karamsar yapıyordu.
_Canı Cehenneme! Ne bitmez bir yol
Ne bitmez bir zaman
Bu sayede ona karşı içinde oluşan duyguyu daha iyi kavrama imkânı elde etti. Ona zarar geleceğini düşünmek onu daha da deli ediyordu. Sarp kayalıklara varmıştı. Engini kayalıklar karşısına çıktı. Gözlerini bu sert cansız varlığa dikti. Yüce ve kudretliydi. Ama Zada'da ondan...
Normal ölümlü dağın kayalıkları olsa işler daha da kolaydı. Zada için bir toz zerreciginden farkı olmazdı. Bunlar Tanrı dağlarının kayalarıydı. Asıl o kısım onu zorlayacaktı. O engeller...
Tırmanmaya karar verdi. Yada mistik gücünü kullanamaıyordu. Onun görevi buraya kadardı. Birden taşa dönüştü. Zada onu aldığı gibi sakladı. Şimdi kendisini bu imtihandan kurtarmalıydı. İlk engeli aştıktan sonra gerisi onun için tesadüfler silsilesi olacaktı. Zaten daha fazla düşünüp ne zaman kaybetmeye gerek vardı ne de endişeye...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.51k Okunma |
268 Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |