@oziiiii
|
Ben Derya Baykal. Hayatının çoğu zorunlulukla geçen o kız.
Bazı insanlar hayatımı çok güzel, her istediğim oluyor diye düşünebilir, ama hiç öyle değil.
Kameralar önünde mutlu bir aile gibi gözükürüz ama, kameralar olmadığında her zamanki gibi bağırıp, çağırırlar.
Hayatım ben on altı yaşına kadar çok güzeldi ama, talihsiz bir kaza nedeni yüzünden hayatım yerle bir oldu.
O kazada babamı kaybettim, küçüklüğümü, en mutlu anlarımı kaybettim.
O gün, o trafik kazasında bende vardım ve baya bir ağır atlatmıştım. Bir ay boyunca yoğun bakımda kalmış, sonra normal odada iki ay kalmıştım. Ama bunlarla bitmemiş, sonra hafızamın yerine gelmesi için tedavi olmuştum.
Tedaviden önce küçüklüğüme dair hiçbir şey hatırlamıyordum, ama tedavi olmaya başladıktan sonra yavaş yavaş biraz bir şeyler hatırlamıştım.
Bazı anılar hariç, hiç bir şey hatırlamıyorum artık.
Annem, babam öldükten iki ay sonra başka bir adam ile evlendi. O başka adam ise babamın en yakın arkadaşlarından biriydi.
Abim, eskiden biraz soğuk davranırdı bana ama babam öldükten sonra hep uzaklaştı, hatta bazen bana şiddetde uyguladığı oldu.
Yalan söylemiyorum, gerçekten bazen bu kavgalarda şiddet görüyorum.
Normelde bu evden gidebilirim ama maalesef beni burada kalmam için zorluyorlar. Annem zorlamıyor ama üvey babam ve abim beni zorluyorlar. Nedenini ise hiç bir zaman öğrenemedim.
Bu hayatta mutlu olduğum çok az yer var. Onlar da; Arkadaşlarımın yanı, tek kaldığım yerler ve sonuncusu babamın olduğu yerler. Ama o da artık yok.
Yolda geçen birisine sorsam, hemen benim gibi bir hayat yaşamak ister, ama onlar benim gerçek ailemi bilmiyor kameralar önündeki halimizi biliyor.
Babam öldükten sonra üvey babam yani babamın en yakın arkadaşları hemen babamın yerine geçmişti.
Birde bu evlilikten bir kız kardeşim vardı. Beş yaşında olan kardeşim ile aramız iyiydi. Zaten bu ailede bir tek aramın iyi olan kardeşim Leyla'ydı. Arada annem ile konuşuyordum ama eskisi kadar değil.
Şuan yirmi beş yaşında genç bir kızdım ve babamın bana bıraktığı şirketin başındaydım. Abim her zaman sinirleniyordu bu duruma, neden ona bırakmadığını, bana bıraktığı için.
Abim bu durumu öğrendiğinde sinirden deliye dönmüştü. Bir kız bu işten anlamaz diye ona vermeliymişim şirketi.
Benim on sekiz yaşında haberim olmuştu zaten bundan. Her zaman ticaret okumak istiyordum zaten ve üniversite olarak ticaret okuyup, babamın bana bıraktığı şirketin başına geçmiştim.
Bana her istediklerini yaptırabilirler ama bu şirketi bırakmazdım. Bir kaç kez bana bunun için şiddet dahi uyguladıkları olmuştu ama hiç bir işe yaramamıştı. Ne olursa olsun bırakmazdım.
Tabi bu şirkette tek değildim, en yakın arkadaşım Melisa'da şirkette benim sekreterim olarak çalışıyordu. Normelde ben onun müdür olmasını isterdim ama o 'Ben müdürlükten anlamam, ben senin sekreterin olayım daha iyi' demişti bende ısrarlamadan kabul etmiştim.
Melisa benim çocukluk arkadaşımdı ama hiç arkadaş gibi görmüyordum onu, kardeşim, dostum, ablam, canım herşeyimdi o benim.
Yakın olduğum kişiler azdı. Melisa, Ceyda, Zeynep, Uraz, Alara ve onların aileleri. Böyle sayınca biraz fazla oldu ama olsun.
Ceyda liseden arkadaşımdı. Zeynep, Alara ise üniversiteden arkadaşlarımdı. Uraz'da Zeynep'in sevgilisi olduğu için yakındık.
Melisa'nın ailesi benim ikinci ailem gibi olmuştu her zaman.
Hayat işte herşey olabilir... |
0% |