Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@ozlem_yazar

Bu gün yine koşuşturmacayla başlamıştım. Sabah saat 06:00 da odaların tozunu alıp avluyu bir güzel yıkayıp , kahvaltı hazırlayıp, evin beyi ve hanımı kahvaltılarını yaparken arka bahçedeki çiçekleri bir kaç tane dikilmiş incir, defne, nar ağaçlarını sulayıp. Biten kahvaltı masasını toplayıp bulaşıklara giriştim.


Kalan çayı dökmeyip bir güzel ısıtıp kızıma kahvaltı hazırlayıp, odaya girip prenses gibi uyuyan kızımı öperek uyandırdım hayal mayel hatırlıyorum annemde babamda beni öperek uyandırırlardı.


"Hadi uykucu şirin uyan öğlen oldu"


"Aniş beş dakikacık daha" deyip poposunu bana dönüp uykusuna devam etti.


"Olmaz bak çay buz gibi olacak sonra kahvaltı yapamayacaksın annem"


Çay kızım kırmızı çizgisiydi. Hemen gözlerini açıp "Hadi koca bebeğim hadi"


"Tamam aniş" deyip yataktan doğrulup iki yanağımı sulu öpücükler bırakıp kalktı.


"Aniş"


"Efendim güzel kızım"


"Düşündün mü? "


Bilmemezlikten geldim"Neyi? "


"Bana baba getirmeyi "


Durmayacak benim güzel kızım illa tekrarlayacaktı "Düşünmedim kuzum"


Çekmeceden ona pazardan aldığım çiçekli elbiseyi alıp yatağın üzerine koydu kızgınca, bal küpüm benim kızınca ayrı bir tatlı oluyordu.


"Aniş ben baba istiyorum"dedi


"Ayyy tamam kızım pazar dan gider alır geliriz " dedim bezmişçesine.


Kızıma hak veriyordum her çocuk gibi oda güveneceği, bir babası olmasını ister ama nerden bulacağım kızıma, babalık, bana eş olacak bir adam. Kimse almazdı çocuklu bir kadını.


Kızımın pijamalarını çıkarım, çiçekli elbisesini giydirip odadan çıkıp mutfağa geçtik.


Çay tekrar ıstıp kendim ve kızım için bardak çıkarıp doldurdum. Kızım hiç diğer çocuklar gibi olmamıştı o konuda şanslıydım, önüne ne verdiysem yerdi sesini çıkarmazdı usluydu.


Ama şimdi nerden çıkmıştı baba istiyorum lafı, bir çocuğa nasıl anlatılırdı hayatın gerçekleri.


"Aniş ben ciddiyim baba istiyorum "


Pes ederek "Tamam kızım baba bulacağım ama zamana ihtiyacımız var hemen bulunmaz olur mu kızım"


"Olur aniş"dedi güler önden yeni çıkmış dişleri ile çok tatlıydı, bal kızım.


Telefon sesiyle cebimdeki telefonu çıkarıp arayana baktım arayan Diyarbakır'da ki halamdı. Telefonu açıp " Alo hala "


"Alo Bergüzar kızım sen misin"


"He hala buyur "


'İyim hala sağol sen nasılsın"


"İyi diyelim iyi olalım kızım, sana bir haberim var Nurşen evleniyor yarın kınası var sende gel kızım olur mu "


"Bunca yıl sonra neden gelmemi istiyorsun hala kocam ölürken bile yanımda değildin tek akrabam sendin, şimdi 25 yaşındakı kızını telli duvaklı gelin ediyorsun acıma acı katmak için mi çağırıyorsun. "


"Olur mu kızım cahillik ettim o zamanlar şimdi aklım başıma geldi hadi gel kızım , bir tanecik halanı kıracak mısın"


"Tamam hala yarın sabah yola çıkıp geliriz"


"Tamam kızım şirin'i yerime çok öp Allah'a emanet olun" deyip kapattı.


"Aniş ne oldu"


"Kızım hani Diyarbakır'da benim bir halam vardıya , kızını evlen diyor muş ve bizi çalışıyor"


"Hım gitçekmiyiz aniş"


"Mecbur gideceğiz kızım tek akrabam o çünkü".


1 gün sonra.


Zar zor evin hanımımdan izin alıp yola koyulduk kızımla. Beni nelerin beklediğini bilmeden.


20 yaşında bir kadın için çok zordu hayat özellikle 5 yaşında bir kız çocuğuyla, isyan etmiyorum çünkü Rabbimin en büyük hediyesiydi kızım bana . Ama bir başına olmak çok zordu.


Otobüsten inip köye kadar yürümemiz gerekiyor du valizi alıp kızımla taşlı, topraklı yollardan yürümeye başladık.


"Aniş papatya görürsek taç yapalım mı lütfen lütfen"deyip zıplamaya başladi.


"Tamam kızım yaparız dedim" Dedim elimdeki ağır valizle yürürken.


O sırada uzaktan gelen bir araba toz bulutu gibi önümüzden geçerken durdu.


Korkuyla kızımın elini tutum.


Arabadan inen iri yapılı bir adam indi, yüzünde bir yara vardı... Yutkundum çaresizce. Kim bu adam ne den indi yoluna devam etseydi ya.


"Ne yaparsınız siz böyle bir başınıza elinizde  valiz nereye gidersiniz bu dağ başında " dedi güçlü bir sesle


"Halam gile gideriz biz"dedim başımı eğerek


" El kadar çocuklamı ? "


"Anne?" dedi kızım korkuyla oda korkuyordu benim gibi.


"Erin yok mudur da bir başına yollardasın çocukla  kadın"


"Siz kimsiniz "


"Ben Alaz Ağa Diyarbakır'ın ağit aşiretin Ağasıyım, sen kimsin hatun"


Gözlerim irice açıldı  ne demek Alaz ağaydı, namını duymuştum ama karşılaşmayı beklemiyordum.


"Ben şanlıurfa dan geldim kızımla ağam halam gile gideriz"


"Beyin? "


"Rahmetli oldu kendisi Ağam "


"Başın sağolsun hatun hadi gelin bir başınıza yolda kalmayın iti kopuğu çoktur dağların... Sizi bırakayım"


"Sağ olasın ama kendimiz gideriz yolumuz uzun değildir Allah'a emanet olasınız" deyip yolumuza devam ettik kızımla, Alaz Ağa'yı arkamızda bırakarak.


"Aniş adam dev gibiydi" dedi kızım gülerek.


Kızımın sözleriyle ona hak verdim"Evet kızım öyleydi "


Loading...
0%