Yeni Üyelik
22.
Bölüm

Aralanacak

@ozlemkaplan

Tanrısal bakış açısından

Soner şaşkınlıkla kekeleyerek

"N-ne nasıl ?ne zaman ? " diyebildi . Mahsun hoca verilen suyu üç dikişte içip Halime'ye konsantre olmuş bi şekilde onu dinliyordu . Halime sözüne devam etti

"Soner dedim ya o gün kuyunun başındaydın . Donuk bi haldeydin omzuna dokundum burdan su alma , İbrahim bu kuyuya kendini attı dedim . Sende bi şeyler mırıldandın sonra ben gittim. Muhtarlığa mahsun hocaya not bıraktım defin için . Ama gelmediğiniz bende gençlerden yardım aldım mezarlığa gömdük ." Dediği an Soner mahsun hocaya baktı . Neler oluyordu burda böyle ? Halime doğru mu söylüyordu ?

"Halime ben seni ne gördüm ne de İbrahim öldüğüne dair bi not bulduk . Kuyuya gittiğim doğru ama diğerlerini ... bilemiyorum halime ben değildim sanırım o " diyebildi zar zor Soner . Mahsun hocanın beti benzi atmıştı . O kuyudaki suyla çıkarma yapmışlardı. İçinden geçirdi Allahtan bi şey olmadı diye ....

Ne yapacaklarını düşündüler bi kaç dakika sessizce oturdular

Ne yapacaklarını düşündüler bi kaç dakika sessizce oturdular . Mahsun hoca da notu görmediklerini ve durum için baş sağlığı dilediğini söyleyip kalkmak istedi lakin Soner kolundan tuttu .

"Halime sen biliyorsundur Zehra'nın mezarı nerde ? "Halime yine şaşkınlıkla bakakaldı.

"Soner daha geçen kahvenin önünde Zehra ile konuşuyordun ne mezarı? Köyün girişindeki evde yaşıyor " dediği an sonerin kafasından aşağı sıcak sular dökülür gibi oldu ...

"Ne diyorsun halime sen ? Ben Burhan'la konuştum kahvede olduğum her an "halime kaşlarını kaldırarak

"Burhan kim Soner ?" Diye sordu. Soner Burhanı anlatacakken ne nerde hangi evde yaşadığını ne de ailesini annesinin babasının adını sorduğunu hatırladı . Haleye de bi şeyler söyleyememişti .

"Halenin amcaları nerde halime " diye sordu mahsun hoca . Soner anlam verememiş bi şekilde bakıyorken halime yine aynı ifade ile

"Hüseyin tek kardeş mahsun hocam size söylemedi mi Soner " dediği an Soner en başından yaşadığı her şeyi düşünmeye başladı . Sahi neden isimleri gelmiyordu aklına Hüseyin kardeşlerinin ? Düşündü düşündü ... bi sonuca varamadı . Neler oluyordu burda böyle diye geçirdi aklından .

Mahsun hoca ayağı kalktı sonere

"Soner hadi kalk yeter bu kadar burda durduğumuz köyün girişine gidelim , önce bi kahveye de uğrayalım " dediği an lafa halime girdi .

"Hocam kahve kullanılmıyor uzun zamanadır" dedi . Mahsun hoca derin bi nefes aldı . Sonere baktı . Sonerin anlattığı her şeyi düşündü en başından tanışmalarını her şeyi aklından geçirdi . Köyden ilçeye geldiği zaman anlattığı hikaye burda yaşadıkları ve yaşamadığını söylediği şeyleri ...

Koşar adım ordan çıktılar. Mesâ ve diğerleri de ters köşe olmuşlardı . Sonere baktılar şaşkınlıkla onda her şey normal gibi gözüküyordu ..

Halime'nin dediği eve vardıklarında gözlerine inanamadılar. Ev ahırdan bozma gibi duruyor inanılmaz iğrenç kokuyordu .

İçeri zar zor girdiklerinde evin içinde asıl şoke eden şey sönerler Zehra'nın fotoğrafları olmasıydı  

İçeri zar zor girdiklerinde evin içinde asıl şoke eden şey sönerler Zehra'nın fotoğrafları olmasıydı . Dahası her yerde tek gözü açık Zehra'nın fotoğrafları büyü için kullanılan malzemeler kemikler , kesmek için gerekli satır bıçaklar , her şey her yer pislik içindeydi . Mahsun hocanın ilgisini çeken fotoğrafları hemen eline aldı bakmaya başladı .

  Mahsun hocanın ilgisini çeken fotoğrafları hemen eline aldı bakmaya başladı

Zehra olduğunu düşündükleri bu kadının neredeyse  tüm fotoğrafları tek gözü kapalı ve beyaz çarşaflı bi haldeydi

Zehra olduğunu düşündükleri bu kadının neredeyse tüm fotoğrafları tek gözü kapalı ve beyaz çarşaflı bi haldeydi . Biraz daha ilerledi garip bi fotoğraf daha buldu .

 

Bu bir büyü müydü? Diye düşündü 

Bu bir büyü müydü? Diye düşündü. Burda yazılı olanları kendi bile anlayamamıştı . Şoke olmuştu kendisinden güçlü bi şaman olabilirdi ancak en son ne zaman bi şamanla karşılaşmıştı ? Neydi bunlar tüm bu yaşananlar bu etrafta duran şeyler nelerdi?

19 yıl önce Zehra'nın ağzından

Bugün küçük kardeşimi istemeye geliyorlardı. Adetlerden ilk defa şaşmıştık, büyük kız evden gelin gitmeden küçük olan alınacaktı.

Kardeşimin heyecanı, sevinci içi içine sığmıyordu, hele birde Sonerin arkadaşı Hüseyin'e vereceklerdi onu. Oysa ben Hüseyinin bana meftun olduğunu duymuştum.

Hüseyin kardeşimi neredeyse hiç denebilecek kadar az görmüştü ilgisinide hiç çekmemişti nasıl oldu da onu istemeye gelecekler hayretler içerisindeyim.

Annemlerle ikramlıkları hazırlarken babam arkadan usulünce neler yapılacağını söylüyordu anneme. "Hasret bak dediklerimi iyice anladınız demi, Zehra'ya de tembihle çok ortalıkta dolanmasın ha, sakın mutfaktan çıkmasın. Kardeşine yardım etsin mutfaktan kapı eşiğine kadar geriye kalanı Necla halledecek."

Annem akşam gelecek olan görücülere kafayı takmış babamı geçiştiriyordu. " Tamam beyim sen merak etme Zehra mutfaktan bir adım dahi atmayacak zaten."

Necla hafif yüzüne renk gelsin diye yanaklarını al al kirpiklerine Rimel sürmüştü. Annemin eli ağzına gidip "Abov kız bu ne? Git yüzünü temizle sakın baban görmesin haydi çabuk az kaldı geldi gelecekler" Necla koşarak odasına dönmüştü. Bende elimi suya tutup arkasından gittim.

Kapıdan içeri girip yüzüne baktım. Pamuğa suya batırıp batırıp yüzünü siliyordu."Gel şuraya ne yapıyorsun" elinden pamuğu alıp az zeytinyağına batırdım ve iyice yüzünü sildim. "Abla Hüseyin nasıl biri bilir misin?" Diye sordu.

Omuz silkip dudaklarımı büzdüm " Çok bilmem Hüseyini" dedim. "Sonerin arkadaşı Hüseyin di mi?"

Elimle ağzını kapadım hemen "Şhhh annemler duyacak" kıkırdadı hafif. "Duymaz onlar hadi söyle hiç bir şey duymadın mı?" Kafamı sağa sola çevirip yine aynı şekilde omuz silkip dudak büzdüm.

İç çekip devam etti "İyidir demi, yakışıklıdır her halde ay çok heyecanlıyım beni beğenir mi ki?"

Hafif bir tebessüm ettim. "Gönlü güzel imanı tam olsun gerisi olur zaten"

Bana hak verir gibi kafasıyla onayladı. Yüzünü temizleyip annemin çağırmasıyla mutfağa dönüp kalan işleri tamamladım.

Sonunda gelmiş odaya geçmiş konuşmaya başlamışlardı bile. Pazarlık eder gibi içeride yok şu para yok şu iyilik o bu şu konuşuyorlardı çoktan. Necla ocağın başında durmuş kahveyi yapıyordu. Cezveden kahveleri bardaklara boşaltıp elini tuzluğa götürdü "Ne yapıyorsun?" Şaşkın bir şekilde bana baktı. "Adettendir kahvesine tuz atacağım" Eline hafif vurup konuştum "Ne adeti? kahveye tuzu, görücüyü beğenmezsen atılır böylece söz söylenmeden kibarca red etmiş olursun." Daha da şaşırmış bir biçimde yüzüme baktı. "Beğenince ne yapıyoruz ?" "Hiç bir şey git de servis et haydi"

Elinde kahveleri ile içeri geri dönmüştü

Biraz vakit geçtikten sonra Kapı açılma sesi ile oturduğum sandalyeden kalkıp kardeşimi karşılamak için kapı eşiğine geldim .

Karşımda Hüseyini görünce şaşırdım ve hemen geri adım attım ama kolumdan tutmuştu "Zehra dur bi, sana söyleyeceklerim var." Kolumu geri çekip arkamı döndüm ve "Buyur" diyebildim.

"Biliyorsundur aslında gönlümde sen vardın. Ama daha ben ağzımı açmadan annemle annen konuşurken Neclayı bana uygun görmüşler. Ne dediysem ne ettiysem ikna edemedim. Gel gör ki Sonerle de artık bu meseleden ötürü pek görüşmez olmuş-" derken dönüp yüzüne bakarak lafını bölmüştüm "Sonerle hangi meseleden pek görüşmez oldunuz?"

Bana bakıp yüz ifademi incelemişti. "Biliyorsundur, Soner sana deli gibi Meftun, benim gibi... hatta aramızda iddialaştık aslında, bana mı yar olacaksın yoksa ona mı diye" dedikleri duvar misali yüzüme çarpmıştı. Soner beni seviyor muydu? "Ama Soner sana bunu söylemiştir zaten. Her neyse zaten ne Sonere ne bana ne başkasına yâr olmayacaksın" kaşlarım çatılmıştı " Ne diyorsun Hüseyin sen?" Gülmüştü. "Belki klişe bir söz ama bana yâr olmayacaksan kimseye yâr olamazsın. Yakında anlarsın"

Bunun üstüne daha fazla konuşmadı. Çokta umrumda değildi konuşup duruyordu işte ama aklımı bir şey çok kurcalıyordu. Soner beni seviyordu? neden gelip söylememişti bana, ne diye gelip istememişti beni, kalbim de bir ağrı olmuştu göz yaşlarım durmuyordu yerinde.

2 Hafta sonra

Sabah ekmek almak için çıkmıştım evden. Fırına geldiğimde Burhan amca bana bir tuhaf bakıyordu. Gülümsemeyle ekmek istediğimde sıcak ekmekleri kağıda sarıp elime uzatmıştı. Ekmeği alıp elimdeki parayı Burhan amcanın eline verdiğimde parmaklarıyla parmaklarımı sıkıca tutmuştu. Geri çekmeye çalıştığımda hala tutuyordu. "Burhan amca hayır mı elimi bırakır mısın" bıyık altından gülüp cevap vermişti" Zehra sen şöyle tezgah arkasına bir gelsene." Elimi geri bir hışımla çekip sinirime öfkeme hakim olamamıştım " Ne diyorsun Burhan Amca sen Tövbe estağfurullah"

"Ne naz yaptın Zehra, tüm köy biliyor yaptıklarını ne bu Tövbeler falan"

 

Loading...
0%