Yeni Üyelik
29.
Bölüm

Bağlanma

@ozlemkaplan

Tanrısal bakış açısından

Zehra gördüğü kabusundan etkisinden çıkıp kendine gelmeye çalışıyordu . Onlar kimdi diye düşündü . Bi insan gibi konuşan siyah keçi ... cühenna kavminden olan sabbar ile konuşması geldi aklına . İntikam istiyordu üçüncü ve zamanla olacak adak buydu . Evet bunlar onlardı rüyasına girip geriye kalan bağlanma ritüelini yapmasını hatırlatmışlardı . Evet bu gün de bu vardı diye düşündü . Zar zor anasının sardığı yaraları ile yatağından kalkmaya çalıştı . Vücudu bi hayli yorgun düşmüştü ama kalkması ve bu işi yapması için kendine kızıyordu. Zar zor kendini mutfakla bir olan salona atınca anasının ona çorba yaptığını gördü . Anası kızını görünce inceledi canı yandığı her halinden belli oluyordu . Suratını buruşturdu

"Annem iyi misin ? İyi uyudun mu ?acıyor mu çok ?" Diye içinden gelen bütün soruları sıraladığında Zehra

"İyiyim ana . Yardım edeyim mi sana ? " diye sordu .

"Yok kuzum sen geç otur dinlen ben hemen kaplara koyayım içelim " sesini çıkarmadan Hemen döşeğe geçip oturdu zar zor . Beli ağrıyor yaraları acıyordu. Anası ile çorba içtikten sonra halletmeleri gerekenleri anası ayarlamak için dışarı çıktı . Kendisi de anasının ona öğretti otları krem haline getirip yaralarına sürecek ve ağrısını biraz dindirecekti . O sırada sabbar geldi dumandı hali ile ona doğru baktı artık korkmuyordu ondan nasıl olsa yoldaş olacaklardı son bi şey kalmıştı . Geriye kalan zamanla olacak adağı yani intikamı sonra düşünecekti .

Sabbar Zehra'ya bakıp

"Zehra , bu gün yapacak mısın ?" Diye sorduğunda Zehra şok olmuştu . İlk defa ismiyle hitap etmişti sabbar ona başını evet anlamında salladığında , sabbar tekrar

"Geri dönüş yok Zehra , bunu bil . Bizden korkmamak gibi bi aptallıkta yapma yoldaş olana kadar sana zorluklar çıkaracaklar kavmim ya da ben ... " diyip ortadan kayboldu . Haklıydı dün olanları düşündü bıçağın bi anda paslanmasına akıllıca bi çözüm bulmuştu lakin bu gece olacak olan ritüel için ya aynısını yapamazsa ne olacaktı elindeki otları karıştırmaya devam etti. Kafasını dağıtmak için yukarı doğru baktı derin bi nefes aldı . Belindeki ,ellerindeki sargıları çıkarıp sürdü kremsi yapıda olan otları . Ağrısı azar azar dinlerken anasını bekledi .

Saat ilerliyor anası gelmiyordu . Nerde kaldı acaba diye düşünüyordu . Kendisini daha iyi hissedince kapıdan çıktığında anasını gördü . Bacağına bi şey olmuştu zar zor topallayarak geliyordu . Elinde buldukları ritüel için gerekli olan malzemeler ile . Zehra hemen acılarını bi kenara bırakarak koştu anasına elindekileri alıp onu ağırlıktan kurtardıktan sonra

"Ana ne oldu ? İyi misin ? Kim yaptı ?" Diye telaşlı bi şekilde . Anası içini çekti

"Durdurmak için Zehra'm sınavımız dedim ya dün , bu gün de bi keçi boynuzları ile bacağıma vurdu . Siyah bi keçiydi Zehra'm . Bu kavimden ... neyse kendi cinlerimin yardım etmemesi gerekiyordu . Mecburen darbeyi aldım " dediğinde Zehra'nın suratı çökmüş her an ağlayacak gibi duruyordu . Anası

"Zehra'm üzülme bu son halledeceğiz merak etme . Ben iyiyim . Sen de iyi ol bak ne güzel sürmüşsün sana dediğim şekilde yapmışsın ." Dediğinde yüzündeki gururlu ifadeyi görünce Zehra anasının acısını unutmadan yarım bi şekilde gülümsedi .

"Sabbar geldi yanıma ben bunu yaparken yoldaş olmadan onlara güvenmemek ve korkusuz durmamam gerektiğini söyledi . Bi şeyleri zorlaştırmak için kendi kavmi ya da kendisi bi şeyler yapabilirmiş " anası bunları duyunca derin bi iç çekti .

"Evet Zehra'm onlar güçlüler şimdi bunları düşünme malzemeler hazır yemeğimizi yiyip başlayacağız hadi içeri geçelim " dediğinde Zehra elinde tuttuğu malzemeleri ile anasının yanında içeri geçtiler .

 

Anasına gördüğü rüyadan bahsetmemişti ama ayinden sonra yatmadan önce söyleyecekti . Acaba anası ne düşünüp ne diyecekti bu rüya hakkında ? Yemeğini yedikten sonra anası ile eski kendisinin de atıldığı mezarlığa gitmek üzere yola çıktılar . Zor güç bela vardıklarında Sabbar orda onları bekliyordu . Zehra gördüğü ile şok oldu . Sabbar biçimini değiştirdi aynı Soner gibi gözüküyordu ellerini açmış

"Gel Zehra tamamlayalım ve bir bütün olalım " dediğinde kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu annesi hemen kolundan tutup .

"Zehra bekle seni koruma altına almadan bunu yaparsak ruhunu kendi alemlerine götürürler " dediğinde dondu kaldı . Sabbarın küçük numarası bu genç kızın bütün bedenini eskiye götürmüş ve kalbini yeniden acıtmıştı . Anası da Zehra'nın kalbinin acıdığını anlamıştı . Bıraksa kızı koşarak sabbara gidecek ona sarılacak, ağlayacaktı . Aşık olduğu kişi gibi gözükenin sabbar olmasının bi önemi olmayacaktı ... düşündüğün şeylerle içini geçirdi kolunu tuttuğu kızını kendine çekti . Saçını okşadı bi öpücük kondurdu .

"Hadi annem çörek otlarıyla daire yap kendine içine geç " Zehra kendini düşüncelerinden ve geçmişte yaşadığı acılardan şimdiki ana odaklanmak için derin bi nefes dolu gözleri ile anasına döndü . Elindeki poşetten çıkardığı çörek otlarını serperek bi çember yaptı içine girdi . Anası da gerekli olan kanı dökmesi için ona küçük bi çakı uzattı . Kabuk tutan yaralarından bi tanesine geçirip kanını akıtırken , acıyan eli değil yüreğiydi hala ... kulaklarında sonerin sesi düşündü keşke kaçsaydım belki her şey daha farklı olurdu yardım eder miydi Soner acaba ? diye .

Çemberin yanında anası kızının kananından bi çember yaptı . Sabbar kendi formunda çembere girip pis bi gülümseme ile Zehra'ya bakıyordu . Zehra elini sabbara uzattı onun uzun tırnaklı buruşuk elini tutup sözleri söylemeye başladı . Türkçeye tasviri ise şöyleydi ;

'Bu ateşten yaratılanla çamurdan olanın kaderini birleştir . Ey yukardaki , bu kuluna ses ver güç ver ve cehennem azabından gelenle yoldaş eyle . Kaderleri de elleri gibi bir ve bu gece gibi karanlık olsun ' yer sarsılıyor birbirine tutuşan eller iyice sıkılaşıyordu. Zehra zar zor nefes alıyor kalbi ağrıyordu . Sanki elinden bi zehir geliyor kalbine akın ediyordu . Ellerine baktı . Ona simsiyah gözüken elleri adeta zift bulaşmış gibiydi . Gözleri kararmaya başladığında annesinin sesi ile kendine geldi .

"Zehra'm dayan kuzum kapama gözlerini az kaldı bitecek " diyip sabbardan aldığı bi parça siyah çarşaftan kumaşı suyu koydu kızının kanı ile karıştırdı . O üzerlerine serperken suyu sanki annesi sıcak su atıyormuş gibi canı yanıyordu . Zar zor dayanamaya ve sabbarın elini bırakamamaya çalışıyordu . Elleri giderek ısınıyordu . Derken bi anda sabbar ona doğru dönerek

"Bitti Zehra artık kaderimizde ellerimiz gibi bir , artık yoldaş olduk" dediğinde etraftan köpek havalamaları duyuluyor bütün mezarlığı inletiyordu .

Onlar daha çemberden çıkmadan önce etraflarında yüzlerce keçiler dolmuştu . Hepsi başını öne eğmiş Zehra'ya bakıyorlardı . Zehra derin bi nefes aldı anasına baktı zar zor gülümsüyordu bacağının acısından . Yapmışlardı sonunda bu ritüel de bitmişti . Rahatlamış bi şekilde sabbara baktı artık hep birlikte olacağı bu varlığa yakınlık hissetmesi gerekiyordu . Zira değişmeyecek bi şekilde kaderleri birdi artık . Ona yardım edecek olan cühenna kavmi ise azılı ifritletdi ve Zehra'nın buna alışması gerekecekti .

Gün doğmaya yakın yaptıkları şeyleri temizleyip sabbara gün doğumundan önce son kez baktı o da ona bakıyordu , sabbar

"Akşam görüşürüz Zehra " diyip ortadan keçilerle birlikte yok oldular . Anasına baktı derin bi nefes aldı ikisi de acıyan sadece bedenleri değildi elbette ruhları da yaralanmıştı yine de pes etmemiş ve üstesinden gelmişlerdi . İkisinin de içinden ahir yaşantılarını düşünmeden yapacakları şeyleri düşünerek evin yolunu tuttular güç bela tuttular ...

Artık Zehra da onlardan olmuştu . Elleri kadar ruhu da kara olmuş olan anası gibi . Sabbar gibi ...

 Sabbar gibi  

 

Loading...
0%