@ozlemkaplan
|
Tanrısal bakış açısından Günler geçtikçe Zehra kendini yavaş yavaş daha iyi hissetmeye ayağa kalkmaya başlamıştı . Birlikte yemekler yapıyorlar geç saatlere kadar kadersizliklerinden sohbet ediyorlardı . Bu kadını kendine çok yakın görüyordu , kendi ailesi gibi olmuştu . Zümrüt ona yaptığı işten bahsetmeye karar verdi bu gün önce birer demli çay koydu sonra dışarıya attıkları iki sandalyeye oturuyordu Zehra'ya baktı . Gülümsedi elindeki çayın bi tanesini ona verdi öğrenmişti artık tek şeker içiyordu . İçine atıp ona bi çocuk edasıyla gülümseyip bakarken Zehra'da kulakları dolduran bi kahkaha atıp " ay zümrüt abla ya " diyip eliyle ağzını kapattı . Bu halleri ikisini de çok eğlendiriyordu . Zümrüt gerçeklerin aralarını bozmasını istemiyordu . Yıllar sonra bi tane hayat arkadaşı olmuştu . Boğazını temizledi "Zehra'm ben sana bi kaç bi şeyden söz etmek istiyorum ." Diyip mahçup bi ifade ile Zehra'ya bakıyordu . Zehra anlamamış gözlerle zümrüde bakıp lafına devam etmesini bekliyordu . "Benim anneannem Zeynep ana derler ona ... o bana ilimi öğretti. Bütün bu evde gördüğün kitapların bi kısmı onun bi kısmı da onun sayesinde benim merak edip alıp okuduğum kitaplar. Kitaplara bakarken nasıl iç geçirdiğini gördüm istersen , sana öğretebilirim . " dediği an gözleri doldu zehranın biri sonunda onun neyden hoşlandığını neyi sevdiğini görebilmişti . Zümrüt lafını kesmesine izin vermeden tekrar araya girdi "Bu kitaplar normal kitaplar değil Zehra'm . Biz Arapların güçlü ve birbirine sağlam bağları olan köklü bi aileyiz . Kökümüz Babil'e kadar uzanırmış sözüm ona bazılarının dediğine göre . Zeynep anam ailemi kaybedince beni yanına aldı . Yaşadığım şeyleri bana yaşatan kişinin hayatına çok kolay ve mutlu bi şekilde devam ettiğini görünce o gün anneannemle konuşmaya karar verdim . Zeynep ana köylülerce bilinir ve ihtiyaç sahibi olan herkese yardım ederdi . Kendisi şamandı . Türkler kendilerine hüddam ya da Şam derler . Bizde şaman ... güçlü kara ve ak büyüler yapardı . En önemlisi de haksız bulduğu kimseye yardım etmezdi . Kendisi bana bunları öğretti . O gün daha fazla dayanamadım intikam istediğimi hayatıma ben böyle devam ederken onun orda mutlu olması iliklerime kadar nefretle dolduruyordu beni . Her gün ağlıyordum neden ben ? Kime ne yaptım ? Diye " derin bi nefes alıp büyük bi yudum aldı çayından onu meraklı dinleyen Zehra'ya baktı devam etti lafına "Zeynep anam da bana önce ilimi öğrenip irfan sahibi olmamı sonra içimin soğuması için bunu kendimin yapmam gerektiğini söyledi . O kadar hırslandım ki anlatamam . Her bulduğum şeyi okuyordum derken bi gün içimden bi ses zamanı olduğunu söyledi . Bende intikamamı aldım . Kara büyü yaptım , bunun karşılığında kendi ahir hayatımı feda ettim . Ama kalbime göre adaleti sağlamıştım . Olanlardan sonra değil aile kurmak kendi ailem dışında birileri ile bile konuşmaz olmuştum . O ise gidip her şey yolundaymış hiçbir şey yapmamış gibi mutlu bi yuva kurmuştu ....ben hak etmemiş miydim ? " sözlerinin sonuna doğru gözlerinde ağırlık yapan damlalar yavaşça yanağından inmeye başladı . Kafasını göğe kaldırıp köyün havasını içine çekti . Zehra elini zümrüdün yüzüne götürdü . Kendisi de düşündü , ona yapılanları o hak etmiş miydi ? Hayır peki neden onun başına da gelmişti ? Zümrüdün göz yaşlarını silip "Zümrüt abla ağlama , ben seni anlıyorum . Yaşadığın şeylerin ağırlığını da emin ol hissedebiliyorum . " lafını kesti zümrüt Zehra'nın "Sonra kuzum yaptığım büyü yüzünden bi deri bi kemik kalıp öldü . O öldüğü zaman içimdeki bazı şeylerin rahatladığını nefes aldığını hissettim . İnsanlara yardım etmeye başladım birlikte çalışmaya anneannemle . Sonra bi gün onu da kaybettim . Kimseye gidip gelmezdim insanlar bana gelirlerdi . Yardım isterlerdi . Bende Zeynep anam gibi insanları önce dinler haksız bulursam yardımcı olamayacağımı söylerdim . Eğer sende istersen benden sonra devam edecek biri yok Malesef çocuğum da olmadığı için ama eğer istersen ben sana elimi verebilirim . Lakin önce birbirimizi bağlamamız artık ana ve çocuk olmamız gerekir " diyip Zehra'nın tepkisini görebilmek için ona baktığında çenesini çay bardağına yaslamış düşünürken gördü onu . Çaydan çıkan buharlar yüzünden hafifçe gözlerini kısıyor gelecek hayatında neler istediğini düşünüyordu. Ne istiyordu cidden Zehra ? Ne yapacaktı ? Birini sevmek için bi sebebi yoktu yüreği yanıyordu bu olanlar onu da fazlaca derinden etkilemiş , kabuslarına bile girer olmuştu . Bi anlık hırsı ile "Tamam sen de benim zümrüt anam olursun " diyip dolu gözlerle ona gülümsedi . Zümrütte dolmuş gözleri ile birbirlerine sarıldılar . Zümrüt meselesinin derininden bahsetmemişti . Cinlerinden kullandığı kitapların ağırlarından. Derin bi nefes aldı . "Tabi kuzum ben anan olacağım senin ama önce bilmen gereken başka bi hususta bizlerin yardımcı olan cinlerimiz var . Bunlar bizim gibi arap kökenliler " dediğinde Zehra şaşkınlıkla onu dinliyordu . "Bizim gibiler aileleri hayatları var , dinleri var , inanmadıkları şey uğruna bi şey yapmazlar . Bana elini veren Zeynep anam sayesinde açıldı göz perdem onları görmeye duymaya ve bana da yardım etmeye başladılar. Anam ölünce yoldaşları benimle devam ettiler . Bizim gibi kısa süreli yaşamıyorlar uzun yıllar yaşarlar . Her kavmin farklı güçleri vardır . Kimisi isterse hayvan gibi gözüküyor ,kimisi uçar ,kimisi kötüdür yalan söyler .... Böyle çok özellik var kuzum öğreneceğin ama bunları yapabilmek için onlardan yardım alman lazım . Bu seni korkutmasın " soru sorar gibi söylemişti son söylediği sözü . Zehra'nın ailesi namusa olduğu kadar dinlerine de düşkündüler o yüzden Zehra cinlerin varlığını ahir yaşamı biliyordu sadece insanlara yardım ettikleri ve onları gören insanlar olduğunu yeni öğreniyordu . "Tamam zümrüt anam sen bana öğret bende seninle çalışayım senden başka kimsem yok artık biliyorsun . Bende insanlara yardım ederim senin gibi " dedi masumca . Zümrüt Zehra'nın suratını avuçları arasına aldı alnına bi öpücük kondurdu "Hadi içeri geçelim yarın başlarız , önce birbirimize eklememiz gerek bağımız var sonrası sana bi yardımcı ayarlayacağım . Bu süreçte bolca okuyacak bazı şeyleri de not alacaksın . Kendini biraz soyutlanmış korku dolu hissetme tamam mı ben hep yanında olacağım " dedi gülerek . Gülünce kısılan gözleri ve yanaklarında açılan gamzeleriyle birleşen dövmeleri ona çok sempatik bi hava katıyordu . Zehra düşündü acaba birine aşık olup evlenseydi çocuğu olsaydı nasıl olur zümrüt anasının . Emin olduğu tek şey kendisine yaptığı gibi gözü gibi bakardı ona da . Birlikte içeri geçtiler yarın için heyecanlanan Zehra'yı gece boyu zar zor uyku tutmuştu . Sabah olduğunda ilk iş zümrüt anasının odasına heyecanlı girip yatağa atlamak ve ona sarılıp "Hadi kalk kahvaltı hazırladım bu gün birbirime bağlanacağız dimi " dedi neşe dolu bi sesle . Zümrüt ona neşeyle bakan çocuksu Zehra'yı çok sevmişti . Gülerek "Evet canım hadi gidip yemek yiyip yapalım " dedi bi elini havaya kaldırıp sevincini belli etmeye çalışarak . Yemekler yenildikten sonra zümrüt gerekli malzemeleri almak için evin yakınlarında otları topladı . Büyükçe bakır kazanı getirdi . Evin dışında ateş yaktılar hava gece değildi ama bu bi ak büyüydü . Kendilerine ana kız bağı ekleyi ona elini vermek içindi o yüzden sabah olması çokta farketmezdi . Yanındaki cinlerde zümrüdü izliyor kendilerine ait yeni biri daha katılacağı için mutlu gözüküyorlardı . Her şeyi yavaş yavaş izleyen Zehra en son zümrüt anası elinde küçük bi bıçakla gelip ona bakarken , yaklaştı . "Başlayalım Zehra'm benim kınalı kuzum gel " dedi. Bakır kazanın başına gittiler . Türlü türlü ilk defa gördüğü otları kazana sırayla atıyordu zümrüt iki kurbağa çıkardı evden bi kutudan . Kutudaki kurbağalar birbirine iple bağlanmıştı. Kutuyu yere koydu . Küçük parmağından bi kaç damla kan akıttı aynısını yapması için elini uzattı Zehra'ya . Zehra da hiç çekinmeden elini ona verdi . Kurbağalara sürdüler kanları . Ve geriye kalan sözleri söylemeye başladı Zümrüt . Güçlü bi şaman olduğu için yaptığı şeyin olmama olasılığı yoktu . Bi anda ipleri yanmaya başladı kurbağaların , Zehra da karnındaki göbek deliğinin yandığını hissetti . Anasını baktı . Artık yeni bi anası ve ailesi vardı...
|
0% |