@ozlemkaplan
|
Tanrısal bakış açısı Sonerin gördüğü bu üç cin ne anlama geliyordu ? Kendisini yiyip bitiren merakla mahsun hocasına sormak için can atıyordu . Peki ya o beyaz çarşaflı cinin söylediği sözler kimeydi ? Kime dikkat etmesi gerekiyordu ? Gelir gelmez hemen hocasına gerekli olan malzemeleri verip bi an önce sormak istedi ilf defa görmüştü böyle bi şeyi . Hocası ona merakla bakan gözleriyle sonerin bi şey soracağını anladı elindekileri masanın üzerine bırakıp "Gel Soner sor dinliyorum " dedi . "Hocam ben kuyuya gittiğimde ormanda ..." başından geçenleri anlattı havanın nasıl aydınlandığını kırmızı çarşafın ne anlama geldiğini neden hepsinin birlikte orda durduğunu kimden bahsettiğini hepsini sordu Soner meraklı bi şekilde Hocası ona bi göz gezdirdi sonra başladı konuşmaya "Soner bazı şeylerin nedeni aslında oldukça basittir . Amaçları seni korkutmaktı cinlerin neden çarşaflı görüldüğünü genelde kimse merak etmez . Ama basittir düşünsene Müslümansın seni en basit ne korkutur kara çarşaflı cinler seni hem kendi dinimizde varolan kurallardan bi tanesi nedir ? Çarşafa girmek ,tesettüre girmektir. Müslüman olan insanları en kolay yanıtlama yöntemi de budur aslında bu yüzden istedikleri renkte çarşaflı gözükebilirler kırmızı beyaz siyah isterlerse mavi ... beyaz çarşaflı diye onu Müslüman bi cin sanma , seni aldatmak yanıltmak için zihnine oyun oynamışlar bu yüzden aslında sana söyledikleri şeyler de bu nedenden içini ferah tut " diyip bitirdi sözünü . Acaba haklı mıydı yoksa bu da mahsun hocanın yaptığı ilk yanlış mı olacaktı? Kırmızı genelde kanı , şeytanı , savaşı, kutlamayı bazende bazı akıllar içinde bekareti simgelerdi ama bu sefer bu kırmızı neyi simgeliyordu ?
Züleyhanın ağzından O beyaz çarşaflı Müslüman cin yüzünden bu haldeydim . Kendime bağladığım ifritlerimse bana itaatsizlik yapıyordu inanılmaz bi gündü benim için o korkunç tülümsü beyaz renkleri ile önümde duruyorlardı . Benden musallatı alacaklardı evet .... Sonrası ise ifritlerim bu güne kadar onları tutsak ettiğim için intikam alacaktı . Sonum gelmişti aklımda nasıl öleceğime ne kadar acı çekeceğime dair türlü düşünceler geçiyordu . Mahsun denilen it yanındaki diğer itle birlikte geldiler başlayacaklardı ....
Kulaklarıma dolan seslerle gözümü zar açabildim başımda dikiliyorlar hepsi birden Dua okuyorlardı . O üç beyaz çarşaflı kendi formlarında korkunç bi şekilde duruyorlardı .
Ağızları yüzleri yoktu ama sanki sağa dola doğru kayıyordu . Kendi ifritlerim ortada yoklardı . Keşke keşke her şey daha farklı olsaydı ... Aniden mideme doğru gelen bi hisle içimde ne varsa kusmaya başladım . O kadar hızlı ve seri kusuyordum ki nefes alamıyordum . Sonunda bittiğinde yerdeki balçık kıvamlı şeyi gördüm . Benim kendime yaptığım büyüydü ve onlar bunu bozmuşlardı . Kendime gelmeye çalışırken ensemde bi nefes hissettim . Hissettiğim şey oydu biliyorum ... insan kendi kocasını birlikte çocuk yaptığı kişiye tanımaz mıydı ? Tanırdı . Nefesinden bile . Enseme daha da yaklaşıp "Züleyha her şey bitti senin için artık çok geç " dedi karanlık ve cızırtılı bi sesle . Bi anda bağlandığım yerden karanlık bi mağaraya çekildim . Derin nefesler alıyor ve bulunduğum duruma lanet okurken bi yandan da bu mağaradan nasıl çıkacağımı düşünüyordum . Birden kafama bi örtü geçirip daha da beni derine sokan iğrenç kokulu ifrit "Züleyha , kaçamayacaksın " diyip beni daha da derine çekti . Burnum yanıyordu . Hepsi bi anda ellerini vücudumda dolaştırıyor . Etimi parçalıyorlardı . Uzun sivri pislik içinde olan tırnakları parçaladıkları etimi ağzıma sokuyorlardı. Yememek için diretirken bi yandan da kan kaybından ölmemek için direniyordum . Ama nafile her yerde onların gülme sesleri alkışlar korkunç uğultular ile doluyor gittikçe şiddetleniyordu . En son omzumun üzerinde hissettiğim el boynumu yutup sağa doğru çevirip bilincimi kaybettiğim o sesi duymamı sağladı ... o ses işte ölümün ve cehennem azabının başlangıç sesiydi...
Tanrısal bakış açısından Mahsun hoca ve diğerleri yaptıkları çıkarma ayini ile bi hayli yorgun düşmüşken . Bi anda evin içinden gelen halenin artan kahkaları ile o tarafa bakarlarken ; çekilen sandalyenin ve züleyhanın sesi ile o tarafa doğru döndüklerinde artık onun orda olmadığını gördüler . Bu bekledikleri bi olaydı . Cezasını kötü kalpli pislik ifritlet vereceklerdi . Peki ya hale o daha iyi miydi ? Soner Züleyhanın sonunu düşünmeyi bırakıp haleye bakmak için muhtarlığa doğru gitti . Geriye sadece tek bi kavim ve define için yapılan büyü kalmıştı . Belki de onlar sadece böyle düşünüyorlardı . İçeri girdiğinde geride bıraktığı mahsun hoca ve Müslüman kardeşleri ortalığı toplamaya giriştiler . Mahsun hoca bi hayli yorulmuştu . Yaşlılığın vermiş olduğu yorgunluğun üzerine bu köy gittikçe daha ağır ve kasvetli geliyordu ona . Bazen bi şeylerin ters gittiğini anlıyordu . Sakince nefes aldı köyün havasını ciğerlerine doldurdu ve düşüncelerinden uzaklaşmak için havaya kaldırdığı kafası ile ğöğe baktı . Soner içeri geçmiş haleye bakmak üzere odaya girdiğinde halenin uyuduğunu farketmişti . Hiç bu kadar huzurlu görmemişti onu . Sonunda yaptığı bazı şeyler işe yaramaya başlamıştı . Her şeyin varlığına ve yokluğuna şükretti . Bu köyü kurtarma arzusu ile tekrar doldu . Başardığını ya da başaracağını zannediyordu belki de kim bilirdi ?
Sabaha kadar dua okuyan hasâ ,hayâ ve mesâ en sonunda kendi aralarında konuşmaya başladılar lafa hasâ girdi geçen olan ifritlerin göğe yükselip korumayı çalışmaları hakkında "Bu işin içinde başka bi şey daha var eminim , zannettiğimiz kadar basit olamaz " Ardından ekledi "Bu kızda ve onun ortalıkta gözükmeyen kardeşinde başka bi şeyler var . Hissediyor musunuz sizde ?" "Evet " dedi onu anladığını belli eder bi şekilde mesâ "İlk gördüğüm anda hissettiğim şey aldığım nefesle birlikte gelen çürümüş ceset kokusuydu " "Sence o onlardan olabilir mi ? " "Öyle olsaydı anlardık "diye ekledi hayâ bi hayli bozulmuştu bu konuşmaya " Bizi neden hafife alıyorsunuz siz ikiniz ? " diye ekledi . "Kibirli olma hayâ, kibir de bi günahtır Allah'ın izni ile öğreneceğiz her şeyi köyde dolaşalım biraz " diye sinirledi ekledi mesâ . Bazen kendi aralarında fikir uyuşmazlığı yaşıyorlardı ama sonuçta hepsi tek bi sebeple buradalardı Allah'ın rızası için bu köye yardım etmekti . Hep birlikte köyde dolaşmaya başladıklarında , muhtarlıkta bıraktıkları Hüseyin ,hale ,Soner ve mahsun hoca hep birlikte düşünceli bi şekilde duruyorlardı . Hüseyin kızgın gözlerle bakıyordu haleye . En sonunda kendini tutamayıp bağırmaya başladı "Gavurun d'lü seni , her şey seninle alakalı sen ölmediğin sürece burası böyle kalacak . Anan yerine keşke sen ölseydin de kurtulsaydık . Oğlumu da senin yüzünden aldılar zaten !" Sonerle mahsun hoca birbirine bakarlarken hüseyinin neyden bahsettiğini anlayamadılar . Hüseyin bunu farketmişti ve hemen söze girdi "Hocaa bu sizin kurtarmaya çalıştığınız kim biliyor musunuz? Kimden nasıl oldu ? Niye onu adak olarak aldılar neden bu köyde insanlara musallat oldular hiçbir şey bilmeden bi şeyleri düzelttiğini zannediyorsunuz ama her geçen gün daha da korkunç bi hale getiriyorsunuz !!" Sesi giderek yükseliyordu . Sahiden kimdi hale neden bu güne kadar Soner ya da mahsun hoca hariç kimse gelmemişti bu köye anlamı neydi ?
|
0% |