@ozlemkaplan
|
Sonerin ağzından Ahıra girip baktığımda halenin boş bakışlarını gördüm cühenna kavminden cin yoktu . Durgun ve düşünceli gözüküyordu . Ona doğru yaklaştım "Hale iyi misin , ne oldu ? " "İyiyim , gittiler " diyebildi zar zor . Sırtını sıvazladım . "Hale baban nerde söyleyebilir misin bana ?" diye sordum . "Söyleyemem kızarlar bana onlar onun yanındalar " derin bi nefes aldım . Haleyle birlikte ahırdan çıktık onu eve bıraktıktan sonra Mesâya hüseyini bulmasını rica ettim . O sırada muhtarlığa tekrar dönecektim . Haleye annesinin öldüğünü söyleyecek yüzüm yoktu . Kurtaramamıştım . Gerçi bütün bunlar benim suçum değildi ama , elimden bi şey gelmemişti .
Bu düşüneceklerle muhtarlığa doğru ilerlerken mesâ geldi . "Soner Hüseyin derenin başında yanında biri var ama bundan daha önemlisi mahsun hoca köyün girişinde seni bekliyor " Her şeyden önce mahsun hoca ile görüşmeli ve olan biteni söylemeliydim hasâ hüseyinin yanına gidebilirdi . Başımla Hasâya işaret ettim . Dediğimi anlayıp hızla oraya gitti . Bizde köyün girişine doğru yol aldık . Çok şükür diye geçirdim içimden işte şimdi her şey yeniden başlayacaktı . Daha güçlü olduğumuzu bildikleri için daha çok sıkıntı yaratacaklardı .
Mahsun hoca ağzınından Köyün derme çatma giriş kısmında hararetli bi şekilde bi şeyler arayan mesâyı farkettim o da beni farkedince durdu . Yanımda bi kaç kişi daha vardı ilçeden gelen mesâ ruhani formunu bozmadan "Sonere söyleyeceğim ,hocam hoşgeldiniz tekrardan " diyip kayboldu . Bi süre sonerin ve diğerlerinin gelmesini bekledim . Yanlarında hasâ yoktu . Soner de olayların verdiği heyecan mı diyeyim yoksa beni görmenin sevinci mi nefes nefese gelmişti yanıma . "Hocam hoşgeldiniz , iyi ki de geldiniz " diyip elimi öptü . Sarıldı. " Soner oğlum sakinleş biraz neyin var ,hasâ nerde ? " diye sordum . "Hocam Hüseyin dere de hasâ da onun yanında yanlarında başka bi kavimden ifrit var onun da kendisine bi şey yapmasından korktuk " diye cevap verdi . " Onunda derken Soner ? " "Necla kendini öldürdü hocam ,kaybettik onu " " Nasıl oldu Soner bu ?" Sesim bi tık sinirli çıkmıştı . Soner'i anlayabiliyordum . Ona kara büyüleri öğretmemiştim ama nasıl bozulacağını ve ak büyüyle insanları nasıl kurtaracağı konusunda oldukça bilgiliydi . Yine de iki kavimle anca baş etmişti yanında üç tane Müslüman kardeşimiz olmasına rağmen . Tadım kaçmıştı . Beklentimi fazla tutmuştum sanırım . Sonere döndüm başını yere eğmiş düşünüyordu bana yapacağı açıklamayı . "Hocam biz onu bulduğumuzda sizin rahatsız edilen ve kefenlenmesini istediğiniz mezarın başındaydı . Elleriyle toprağa eşmiş bütün parmakları kan içindeydi . Biz daha yanına yaklaşıp onu tutamadan meftanın parçalarını sağa sola atmaya kafayı yemiş bi şekilde kendini ısırmaya başladı . Bileklerini ısırıp tabuta büyü yapmaya çalışıyordu . Hemen yardıma koştuk ama çok kan kaybetti yakında biliyorsun sağlık ocağı muhtarlığın orda kalıyor mezarlıksa neredeyse köyün diğer tarafında. Böyle olunca onu taşıdık usule uygun bi şekilde kefenledik . Cenazesini duyuramadık megafon çalışmıyordu camide tam da ..." "Tamda haleye ve Hüseyin'e söylemeye gittiğinde hüseyinin de başına bi şey geleceğini anladın . Tamam evladım halledeceğiz bunu birlikte sadece daha fazla kayıp istemiyorum Soner . Elimizden gelmeyeni de yapacağız . Necla günahkar biriydi kara büyü yapmıştı . Akrabaları da öyle ama kimsenin kimseyi öldürme hakkı yoktur yalnızca Allah hariç " diye bitirdim lafımı . Elimde tutuğum küçük valizi de sonere verip yolu göstermesi için elimle ileri işareti yaptım . Bi hayli yorulmuştum yaşımdan ötürü . Derin bi nefes alıp besmele çekip köye girdik.
Akşam olmuştu bile . Soner yiyecek bi şeyler hazırlamış muhtara haber vermişti . Önce düzgün bi dille Neclanın öldüğünü yine de elinden geleni yaptığını söyledi . Muhtar anlayışla karşıladı karısını kurtarmış bu olanlardan önce .... Neyse sonra bana kalacak bi yer ayarladılar . Valizimi açtım muhtarlıkta ibrahimin çalışma masasını kaldırıp oraya bi döşek attık . Masayı da götürmesine izin vermedim . Planlama yapmam için kullanmam gerekiyordu . Valizimi açtım kara büyü ak büyü kitaplarımı çıkardım . Bizde deden babaya babadan oğula geçer böyle şeyler . Bunlar ailelerin özel olarak hazırladığı deri kitaplardı . İçerisinde hangi kabileye ne şekilde mücadele edileceği , hangi büyüyü nasıl bozulacağından tut bi çok şey yazılıydı . Ekstra bi de defter getirmiştim yanıma öncelikle köyde olan olay örgüsünü en başından yazıp haleye nasıl yardım edeceğimizi düşünmeye başladım . O sırada içeri Hasâ girdi , Hüseyini koruduğunu ona bi şey olmadığını ama acele etmezsek onunda ele geçirilmeye az kaldığını söyledi . Bu gece başlamalıydık ....
Sonere seslendim "Soner abdestini al namaz kılıp bi kaç ot bulup yapmamız gereken ayini yapıp biraz olsun köyü rahatlatalım , sonra da hale ve ailesine gideriz bu gece uzun hazırlıklı ol " dedim . Soner odanın kapısında bana bakıyordu başını salladı "Tamam hocam " diyip çıktı . Derin bi nefes aldım İbranice yazmam gereken sözleri bi kaç kağıda yazdım belime çakımı koydum . Bize lazım olan bizim kanımız olacaktı . Topraktan olanlar alevden yaratılanları yenmek için kanını kullanacaktı diye geçirdim içimden .
Hazırlanıp evden çıkacağımız zaman köyün tam ortasına gitmemiz lazımdı ama kapıyı açınca Soner dondu kaldı . Yanına gittim neyi gördü de dondu diye bakmaya . Karşımızda orta yaşlı bi erkek şeklinde ifrit duruyordu . Gözleri simsiyah ayakları ters bi şekilde bize bakıyordu . "Soner bu kim ?kimin kılığında dönüp kaldın ?" "Hocam bu Hüseyin ya da öyle gözüküyor anlayamadım bi Enerji var fazlalar sanki " Tam yanına geldiğimde tüm çevremizde sarılı olduklarını ama ruhani bi formda durduklarını farkettim . "Ey ifrit ateşin soyundan gelen ne için buradasınız ?"Kalın ve demirin kesilmesini andıran bi sesle "Ey hoca sana ve yanındaki hocandan bozmaya buraya gelmek sonunuz olur demedik mi biz ?"diye tısladı . "O halde neden bizi öldürmek yerine çevremize dizildiniz? Sizde biliyorsunuz benim soyum babam Fesih sizlerin nicesinin yaptığı büyüleri bozup Müslüman olmayanları yaktı . İsteseniz bana ya da sonere yaklaşmayı bi deneyin " diye bağırdım . Yanımzda Müslüman kardeşlerimiz ruhani formatlarından çıkıp kendilerinin normal haline geçtiler . Arkamızda 3 metre uzunlukta beyaz çarşaflı şekilde duruyorlardı
Sonere baktım . " Git hüseyinin alnına dokun ve İbranice yazdığım kelimeleri oku Soner ." Diye emir verdim . Şu an yumuşak tarafımı göstermezdim . Soner dediğimi yaptı elimde tuttuğum kağıdı aldı hepsinin ortasında duran Hüseyin'e doğru gitti . Hüseyin tıslıyor dilini dudaklarında gezdiriyor kafasını bi sağa bi sola çeviriyordu . Soner derin bi nefes aldı omuzları indi ve kalktı . Bi anda hüseyinin omzuna elini koydu ve Hüseyin simsiyah gözleriyle bi anda ona kitlendi . Tam zamanıydı elimdeki kitabın açtım yüksek sesle okumaya başladım . Etrafta çığlıklar çocuk ağlama sesleri köpek havlama sesleri hepsi bi anda başlamıştı . Soner Hüseyin alnına elini koymuş yazdığım sureyi okuyordu . Müslüman kardeşimlerimizse onların sonere ve bana yaklaşmalarına izin vermiyorlardı . Bi anda Hüseyin etrafa katran gibi simsiyah kusmaya başladı . Kendini durduramıyor nefes bile alamıyordu . Mosmor olmuşken Soner sırtına vurarak nefes almasını sağlamaya çalıştı . Bi yandan okuyor bi yandan her şey yolunda mı diye kafamı kaldırıp bakıyordum . Titremeye ve trans hale geçmeye başladı . Bi anda yere yıldığında tüm ifritler uzaklaşmaya başladı . Soner hüseyini tutup kaldırmaya çalışıyordu . Kitabı kapatıp yanlarına gittim . Kaldırmasına yardım ettim . Derken yanımızda farklı bi kavimden çocuk ifrit belirdi . "Mahsun hoca çok abartma kendini babanı öldüren ifrit bizim kavmimizdendi . Şimdilik bu bulmacayı çözmen için sana zaman veriyoruz . Sen çözdüğün zaman biz sizleri yakalamak için karanlıkta olacağız " diyip ağzı yırtılına kadar gülmeye başladı . Hüseyin kollarımızda ağırlık yapıyordu sonere baktım yürümesi için . Biz yürürken küçük şerlide yok oldu . Nefes nefese hüseyini muhtarlığa taşıdık . Su kaynatmasını söyledim sonere bu gece çok uzun bi gece olacaktı. Hüseyin birden yerinden doğruldu . Gözleri yeniden simsiyah oldu ne olduğunu anlayamadan konuşmaya başladı . Bi kukla gibiydi . " Ben Züleyha mahsun hoca , gelmişsin . Gelmen bizim için daha iyi oldu emin ol . İstediğim şeyleri yapmak için sana da ihtiyacım var . Çocuğum sana kabalık etmiş onu uyardım . Bi gün belki sende bizim tarafımızda olursun. Bilmem anlatabildim mi " sesi kadın sesi gibi inceydi, ağzı dişleri kan olmuştu . Bi anda yeniden bayıldı . Sonere baktım. " Soner bizim çok acil bi şekilde züleyhayı bulmamız lazım "
|
0% |