@ozmik_ozcnl
|
“Gelebilir miyim Erva?” Karşımda Atlas’ı görmeyi beklemiyordum. Evimin adresini nasıl bulduğu da büyük bir soruydu benim için. Fakat şaşkınlığımı yansıtmadan “Tabi geç.” Kendisini salona davet ettikten sonra hızlıca kahve yapmıştım. Elimdeki kupalardan birini verip karşısındaki koltuğa oturdum. “Buraya kahve içmeye gelmedim. Bu sebepten konuya gireceğim.” Demesiyle başımı salladım. “Babandan şüphelendiğini biliyorum.” İşte bu beklenmedikti. Soğukkanlılığımı korumaya çalışıp “Hangi konuda şüphe?” diye saf ayağına yatmaya çalışsamda “Erva lütfen. Bugün babanın kapısını dinlemen bile bunu gösteriyor. Babanın, silahlarınızı vatan hainlerine sattığından şüpheleniyorsun doğru mu?” Maalesef ki bu gerçek doğruydu. Son bir aydır babamın şirket ortaklarıyla yaptığı gizli görüşmeler, gizemli tavırları, sebebi bilinmez yüksek para geliri şüphelenmem için fazla bile kalırdı. Bunu Atlas’a açacak kadar onu tanımıyordum fakat belki yardımı bile dokunabilirdi. “Evet böyle bir şüphem var Atlas. Fakat basit bir yanlış anlaşılma olabilir ve en çok bundan korkuyorum.” Dememle bana ifadesiz bir tavırla bakıyordu. Ne yapabileceğimizi düşünürken aklıma gelen bir fikirle gülümsedim. “Bir planım var. Fakat sana güvenmem için bana bir sebep söyle. Hemen polise ihbar etmeyeceğine dair.” Dememle “Bak Erva ben iftiradan nefret ederim. Bu sebeple bu işin dışında kalacağım ama sana yardım ederim. Sen babanın suçlu olduğuna tam olarak inandığın gün polise gideriz. Sen şimdi planı anlat.” Normalde kimsenin sözlerine kolay kolay inanmazdım. Tabi ki Atlas’ın sözlerine de yüzde yüz inandığım söylenemezdi. Fakat polise gitse bile kanıt yetersizliğinden babam yargılanmazdı. Bana yardım etme sebebinin ise vicdanı olduğunu düşünüyordum. Çünkü artık bu sırra o da ortak olmuştu. Ve sanırım iki kişinin daha ortak olması gerekecekti. “Ilgaz ve Aylin’i çağrımalıyız. Plan için yardıma ihtiyacımız olacak.” Bu sözlerim üzerine başta içine sinmese de kabul etmek zorunda kalmıştı. Bu gerçeği zaten er ya da geç öğreneceklerdi. …… Ilgaz ve Aylin de geldiğinde onlara başından her şeyi anlattım. Aylin babamın yapmadığını çokça söylese de zaten kesin olmadığını söylediğim için susmuştu. Aylin benim çocukluk arkadaşım aynı zamanda ailemden biri gibi sayılırdı. Ailemi de uzun zamandır tanıdığı için buna ihtimal vermiyordu. Fakat ben başta ailem sonra şirket için bunu çözmeliydim.
Herkes koltuğa oturmuş benim planı anlatmamı bekliyordu. Ayağa kalkıp “Pekala öncelikle planımız yarın başlayıp yarın bitecek.” Dememle Ilgaz güldü “FBI gibi hissediyorum. Hayatta şöyle bir olaya bulaşacağımı tahmin edemezdim.” Katılıyorum Ilgaz bende öyle tahmin etmezdim. Atlas Ilgaz’ı susturduğunda devam ettim. “Yarın ben hizmetlilerin ağzından laf alacağım…..” diye başlayıp tüm planı anlatmıştım. Atlas “En zor görev niye bizde lan.” Diye en mantıklı sorusunu sorduğunda ona masumca bakmaktan başka bir şey yapamadım. Plan için ikiye ayrılmıştık Atlas ile ben, Ilgaz ile Aylin olacaktı. Ve en zor görev bizimdi. Atlas ayaklanıp “Biz artık gidelim. Sen yarın erkenden orada olacaksın o zaman?” demesiyle başımı salladım. Onları kapıya yolcu edip kendimi koltuğa attım. Neşeye dönüp “Keşke hayvan olabilseydim. Gerçekten…” ……… Sabah olduğundan erken kalkıp hazırlamaya başladım. Beyaz kumaş pantolon üstüne bordo bir bluz giymiştim. Siyah saçlarımı açık bırakmış en önemli olarak beyaz şık bir ayakkabı giymiştim. Topuklu giyersem ses çıkabileceğinden bu riski alamazdım. Makyaja geçip özellikle gözlerimin yeşilini ön plana alacak bir göz makyajından sonra parfümü sıkıp evden çıktım. Şirkete vardığımda daha kimse gelmemiş temizlik görevlileri yerleri temizliyordu. Bense planın ilk adımını uyguluyordum. Temizlikçilerin ağzından laf al. “Günaydın Gurbet abla.” Neşeyle konuştuğumda bana şaşkınlıkla karışık tebessümle baktı. “Günaydın kuzum da niye erken geldin bu kadar?” Haklsın be abla evde uyumak vardı şimdi fakat çok önemli işlerdeydim. “İşlerim vardı da onları halletmek için. Onu boşver de ben sana bir şey soracacağım.” Dememle silmeyi bırakıp bakışlarını bana çevirdi. “Sor tabi kızım.” Demesiyle “Babam eve çok geç geliyorda annemde bir şeylerden şüphelenmeye başladı. Nerede olduğunu biliyor musun sen?” diye büyük bir yalan attım. Affet beni Gurbet abla ama önemli işleri yani. “Yok kızım annene söyle şüphelenmesin ortaklarıyla burada iş yapıyorlar her gece.” Evet şu an istediğimi almıştım. Birinci görev tamamdı. Şimdi ikinci görev şirketin anahtarlarını almakta. “Ya sen şirketin anahtarlarını versen bana ben annemi getirsem. Ha bu arada bu konuştuklarımız aramızda kalsın babam alınmasın.” Bu masum isteğimi “Kızım konuşmalar aramızda ama şirketin anahtarlarını veremem. Cengiz Bey’in kesin emri.” Ah baba ah yaktın beni. İkinci görev başarısızdı. “Peki gurbet abla kolay gelsin.” Deyip odama geçtim. Ardından Ilgaz’ın kurduğu “FBI Ajanları” adlı gruba girip kısaca Ben: Birinci görev başarılı babamlar gece buradalarmış. Fakat ikinci görev başarsız anahtarları alamadım. Diye mesaj attım ardından bir kahve söyledim. Çünkü daha karga kahvaltısını etmeden burada bulunuyordum. Kahvem geldiğinde kısaca teşekkür edip telefonuma gelen bildirimi açtım. Aylin: O işi ben hallederim. Sen akşamki plana odaklan. Bu mesaja gülümsedim. Gerçekten Aylin kuşkusuz her anımda yanımda olan tek arkadaşımdı. Benim için değeri asla paha biçilemezdi. Herkes yavaş yavaş şirkete gelince işlerime konsantre oldum. Hem kafamı dağıtmak hem de işlerin aksamaması için gerekliydi. Mesai saatinin bitimine az kala işlerimin çoğunu bitirmiştim. Kalanını hallederken kapımın çalmasıyla bakışlarım oraya döndü. İçeri Aylin sırıtarak girip elindeki anahtarları havaya kaldırdı. “İkinci görev de başarılı Erva Hanım.” Demesine güldüm. Ne kadar yakınım olursa olsun babama bile şirkette resmi ifadeyle hitap ederdim. Aylin ise hep bununla alay ederdi fakat bu seferlik bu kurala gerek yoktu bence. “Saçmalama Aylin o kadar da değil çok teşekkür ederim.” Ardından muhteşem isimli whatsaap grubumuzu açıp Ben: İkinci plan başarılı. ……. Mesai saati bitmiş şirkete yakın bir kafede ben, Atlas, Ilgaz ve Aylin geceyi bekliyorduk. Önümdeki çaydan bir yudum daha alıp karşımda hiç susmayan Ilgaz’a umutsuz bir bakış attım. Konuştuğu konu ise daha sıranın ona gelmediği planımdı. Onu bir tek ilgiyle dinleyen Aylin’e de aynı bakışlarımdan attım. Atlas sıkılmış aynı zamanda sitemkar bir tonda “Lan sadece şarteri kapatacaksın sonra işin bitiyor. Beynimi sömürdün tüm gün. Sus artık.” Deyip tam da duygularıma tercüman olmuştu. Ilgaz “Siz hafife alıyorsunuz bu işi..” deyip konuşmaya devam edecekti ki Atlas’la aynı anda “Sus artık.” Dedik. Beynim ciddi anlamda patlama noktasına gelmişti. Aylin “Ya Erva sende mi? Aslında dinleseniz çok yararlı şeyler anlatıyor.” Diye sitem edince ona bakmadım bile. Ve Ilgaz tekrar konuşmaya başladı. İzmirde yaptığı zorlu askerliği hakkında. Gerçi zorlu denirse. …… Gece olduğunda şirkete girmiştik. Aylin ve Ilgaz’ı girişte bıraktıktan sonra Atlas’la yavaş adımlarla lambası tek açık olan odaya baktık. Babamın ortakları; Şevket, Bekir ve Tufan bir masada oturmuş önlerindeki bir belgeyi inceliyorlardı. Fakat babam yoktu. Bu iyi bir haber sayılabilirdi. Belki silahların satıldığından babamın haberi yoktu. Atlas bana bunlar kim diye bakarken telefonumu çıkarıp ekranına kısaca “Ortakları.” Yazdım. Başını salladığında onun da benimle aynı şeyi düşündüğünü umdum. Ilgaz’lara artık zamanının geldiğini düşünerek Ben: Şimdi. Mesajı atmamla anında her yer zifiri karanlığa büründü. Biz Atlas’la onların olduğu odaya girip masanın bizim tarafı yerindeki flaşı alıp hızlıca şirketten kaçmaya başladık. Hemen aşağıda arabayı hazır eden Ilgaz’ın arabasına atlayıp gitmeye başladık. Elimdeki flaşa bakıp kısaca “Son görev de tamam. Plan başarılı.” |
0% |