@pain.mdg
|
“Gizem geç kalıyoruz hadi. Zamanımız yok.”diye seslendi annem. Ben tam yulafımı yiyordum. Her zamanki gibi yine yemek yememe bile karıştı.”Ben oraya onca parayı sen geç kal diye vermiyorum! Sen yemek yiyeceksin diye geç kalamayız.” Dedi ve kolumdan çekti. Ben iki gündür doğru düzgün bir şey bile yememiştim. Üzerine üstlük hem paten antrenmanları hem de okul vardı. Bense açlıktan ölüyordum. Annemden elimi çektim ve “Anne daha bir buçuk saat var antrenmanların başlamasına. Hem yol bir saten az sürüyor.” “Antrenmanlarda umarım ayağın kırılır! Senin ölmeni ne kadar istiyorum biliyor musun? Neyse. Sadece antrenmanlara ve okula geç kalma.”Bu sözleri beni çok kırmıştı. Ama yinede güçlü durmaya çalıştım. Ancak yapamadım.”Peki sen benim her gece ağlayıp intihar etmek istediğimi biliyor musun?”Gözlerim dolmuş bir şekilde kapının yanındaki askılıktan çantam ve montumu aldım ve kapıdan tam çıkacakken annemin sesini dudum.”Aptalsın sen!Sadece beynin yok!Ben senin sorununu çözdüm.Umarım bir gün eve dönemezsin!”Arkama bile bakmadan “Umarım.” Dedim ve evden çıkıp arabama bindim. Arabaya bindikten hemen sonra karşıya baktım direksiyonu tutarak. Biraz ileri doğru baktım. Sonra sinirimden bağırarak direksiyona vurdum. Biraz durup ellerime baktım. Vurduğum için ellerim kızarmıştı. Camın üzerindeki aynadan kendime baktım. Sonra kendi kendime “Bu ben değilim. Ya da olamam.” Dedim. Bir anda kendimi gaza basarak giderken buldum. Hemen yavaşladım. Ama bir anda araba kaymaya başladı. Arabanın kontrolü elimden gidiyordu. U dönüşü yeri vardı. Ancak yavaşlıyamıyordum. Tam u dönüşüne geldiğimde yan bir şekilde döndüm. Sadece tek duyduğum ses “Kahretsin!” diye bağrışlarımdı. Bir kaç saniyeliğine gözümü kapadım. Gözlerimi açtığımda bir ağaca doğru gittiğimi fark ettim. Yavaşlamaya çalıştım ancak daha da hızlanıyordum. Sanki arabayı ben kullanmıyordum. Bir anda arabanın yanının ağaca çarptığını gördüm. Neyse ki arabanın çarpan yerinin içeri göçmesi dışında başka bir şey olmamıştı. Durduğunda biraz bekledim bir süre sonra arabadan indim. Aslında bunun olmaması gerekiyordu. Arabada bir sıkıntı olmaması gerekiyordu çünkü arabayı daha dün akşam muayeneden yeni almıştık. Firen lastiğine baktığımda patlamış olduğunu fark ettim. Bunu kimin yaptığını çok iyi biliyordum. Tabi ki de Alaz’dı. Onun işi gücü yıllardır bana gıcık olup bana zarar vermeye çalışmak yada aşağılamak. Küçüklüğümüzden beri bu hep aynı kaldı. Doruk beni aradı. Açtığımda “Gizem neredesin? Antrenman neredeyse başladı. Eğer yoldaysan dikkatli ol buranın yakınında biri arabayla ağaca çarpmış. Yol kapanabilir. Yukarıdaki yoldan gel bence.”Sözünü bitirdiğinde “Beni kaza yerinin oradan alabilir misin?” diye sordum. ”Neden oradan alıyorum? Araban peki oradan geçemez.” Diye cevap verdi. “Doruk. Sana bir şey söylemem gerek ama sakın korkma tamam mı? Kazayı ben yaptım. Galiba bacağımı burktum ya da kırdım. Ayakta duramıyorum. Ancak tutunarak durabiliyorum.” “Eşek şakası falan mı bu? Gizem cevap ver! Ne demek kazayı ben yaptım? Neredesin sen?” “Doruk burası biraz uzak ama lütfen hızlı gel. Galiba bir yerim kanıyor. Başım dönüyor.” Doruk bilincim tam kapanırken gelmişti. Birkaç dakika içinde ambulans da gelmişti. Ama uyandığımda hastanede değil abulansın içindeydim. Sadece Doruk’un kafamı okşayıp bana “merak etme iyi olacaksın! Sadece gözünü açık tut. Ben seni bırakmayacağım tamam mı? Gizem! Aç gözünü! Gizem! Çok teşekkür ederim. Her şey için. Özür dilerim Gizem. Geç kaldım.“ Başka bir şey dediğini hatırlamıyordum. Uyandığımda annem sırıtarak kapıdan bana bakıyordu. Yanımda elimi tutan Doruk’u gördüm. En azından beni seven biri vardı. Sol tarafıma baktığımda Doruk’un kız kardeşi Güz bana endişeli bir bakışla bana bakıyordu. Doruk’a bir daha baktığım da bir anda utanıp elimi bıraktı. Yakın arkadaşımdı. Yanlış anlamamdan korktuğu için elini çektiğini düşündüm. Çaresizce karşımda dosyayı inceleyen doktorlara baktım. O an tek istediğim şey antrenmanlara ve yarışmaya katılabilmekti. Ama belli ki bacağıma bir şey olmuştu. Doruk ve Güz’ün yüz ifadelerinden anlaşılıyordu. Kapıda zevkten dört köşe olmuş Alaz’ı fark ettim. Bunu onun yaptığına neredeyse emindim. Ama utanmadan yanıma gelip endişelenmiş gibi bir surat yaparak “Kendini iyi hissediyor musun Gizem? Ah gerçekten çok özür dilerim. Yemin ederim ki kazayla oldu. Ben sadece intikam almak istemiştim. Olayların bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim.” Birde utanmadan yanıma gelip yüzsüz yüzsüz savunabiliyordu kendini. Hem tartışmamıştık bile neyin intikamını alacaktın? “Aramızda tartışma ya da başka bir şey olmadı. Neyin intikamını alacaktın?” “Ah kazada herhalde dün gece olanları unuttun. Dün gece beni öldürmekle tehtit ettin ve benim kolumu tırmaladın. O kadar canım acıdı ki. Bir kızın bu kadar güçlü olabileceğini düşünmemiştim.” “Ama ben dün akşam kütüphanedeydim. Hatta arabayı muayeneden alıp gittim. Saat 4 gibi geldim.” Bir anda kollarını sıyırdı ve yara izlerini gösterdi. “Biliyorum erkek adam ağlamaz ama gerçekten o kadar canım yandı ki ağladım.” Bunu onun uydurduğuna ve kolunu kendisi kestiğine emindim. Ama söylemedim. Çünkü bana inanmayacaklarını biliyordum. Biri neden en yakın arkadaşının saldırıya uğradığını reddetsin ki? Sonuçta kanıt var. Doruk beni yakın arkadaşı olarak görüyordu. Ama Alaz’ı da öyle görüyordu. Bu yüzden kanıtı olana inanması daha mantıklıydı. Bu yüzden açıklayamadım. Yaklaşık bir hafta boyunca Doruk sürekli beni ziyarete geldi. Bana baktı. Okuldan sonra sürekli benim yanıma geliyordu. Sonunda sürekli beklediğim gün geldi. Yeniden okula gidiyordum. Güz ve Doruk beni hastaneden aldı ve okula gittik. Okulda herkes bana geçmiş olsun diyerek kazanın nasıl olduğunu soruyordu. Bende gerçekleri anlatsam da inanmayacakları için mecburen “Kazayı ben yaptım sadece biri benden intikam aldı.” Alaz okulun hep sevilen genelde zorba olan çocuklardandı. Her okulda olduğu gibi bizde de böyle tipler vardı. Öğle teneffüsünde Doruk,ben,Güz,Selin ve Ufuk beraber okul bahçesindeki koltuklarda oturup sohbet ediyorduk. “Merhaba. 15 Nisan’da okuldaki partiye davetlisiniz.” Ben hayır demek istiyordum çünkü hem sınavlar vardı hem de antrenmanlar vardı. Bu yüzden teklifini reddettim. Ufuk’ta bana hak verdi. Ancak Güz, Selin ve Doruk bu fikri cazip bulmuştu. Ne yaptılar ne ettiler Ufuk’u da ikna ettiler. Ama ben kararımda kesindim. “Hadi Gizem lütfen gidelim hem sonrada ders çalışırsın bende yardım ederim.” “Evet Gizem hem molada vermiş oluruz. Sürekli çalış çalış nereye kadar” bende kıramadım onları ve partiye gitmeyi kabul ettim. Ama içimden bir ses kötü bir şeyler olacağını söylüyordu. Ama beklenmedik bir anda Alaz yanıma geldi. “Gizem bir dakikalığına gelebilir misin?” ben tam ne olduğunu soracakken Doruk cevabını verdi. “Neden burada konuşmuyorsun?” “Şey…Kızsal bir şey” ben şaşkın şaşkın olanları izlerken içten içe gülüyordum. Ama selin bu komikliği bozdu. “E sende erkeksin?” “E şey…E….Kız arkadaşıma bir şey alacaktım ne alayım diye soracaktım.” “Senin ne zamandan beri kız arkadaşın var? Hem Gizem’i neden çağrıyorsun burada söylemek yerine?” Alaz gerilmişti. Galiba sadece ben Alaz’ın yalan söylediğini anlamıştım ama diğerleride çözüyor gibiydi. |
0% |