Evde tek başıma oturmuş TV izliyordum. Kapı çaldı, kalkıp açtığımda karşımda en yakın arkadaşım duruyordu.

"Hoşgeldin Öykü içeri gelsene."İçeri geldi sabahlamaya karar verdik. Film izleyip konuştuk, Öykü benim ben Öykü'nün saçını ördükten sonra yüzümüze bakım yaptık. Sabah olmaya başlayınca balkona çıktık. Güneşin doğuşunu izledik. İçeri geçip yataklarımıza yatıp konuşmaya başladık.

Gözlerimi açtığımda güneş camdan bana doğru geliyordu. Gözümü kıstım, aklıma bugün okul olduğu geldi."Öykü kalk okula geç kaldık."

Hemen hazırlanıp yemek yedikten sonra çıktık.Okula koşuyorduk, ben birine çarptım. Öykü koştuğu için durmadı. Öykü yanıma geldiğinde ise ayak bileğim acıyordu. Beni kaldırıp"iyi misin?"Benden uzun olduğu için kafamı yukarı kaldırdım."Bileğim acıyor."

Beni bir anda bacaklarımdan ve sırtımdan tutup kaldırdı. Ne oldugunu anlamaya çalışırken Öykü bana göz kırptı. Beni götürüp banka nazikçe banka bıraktı.

Bana"Neresi acıyor?"Benim ona şaşırmış bir şekilde baktığımı görünce"İyi misin?"Ben olayı toparlamaya çalışarak"i-iyiyim bilegim biraz acıyor sadece." Bana bakarak "Hangi bileğin?"

Öykü yanıma oturup"İyisin değil mi?"Kafamı ona doğru çevirip"İyiyim kanka." Çocuk yeniden "Hangi bileğin?" Dediğinde "Sağ bileğim." Karşımdaki çocuğa "Bileğime neden bakıyorsun?" Kafasını kaldırıp bana "Ben doktorum."

Biraz inceledikten sonra "Bileğin incinmiş." Dedi bana bakarak "T-teşekkür ederim."Çocuk ayağa kalkıp geriye doğru çekildiğinde Öykü ile kalkıp koşmaya başladığımda o çocukta peşimizden koşmaya başladı.

Bileğim tekrar acımaya başladı durmadım çünkü yavaşlayamadım. Yerdeki taşa takılıp tekrar düştüm. Çocuk yanıma gelip kalkmam için kollarımın altından tutup yardım etti.

"Bu şekilde koşmaman gerekiyor, yoksa bir süre dinlenmen gerekir." Bende "A-ama okula yetişmem lazım." Koluma girip benimle birlikte yürümeye başladı, Öykü de diğer koluma girdi. İlerideki otobüs durağına gelince "Otobüs birazdan gelir onunla gidin."

Dediği gibi oldu, otobüs birazdan geldi. Binip en arkadaki koltuklara oturduk. "Kızım orada ne oldu öyle?" Dedikten sonra kıkırdamaya başladı. "Ne oldu?" Sonra dışarı baktım camdan "Kanka ne olmadı ki."

Kafamı Öykü'ye çevirip "Öykü susar mısın artık." Okula geldik ve otobüsten indik. Sınıfa gelince kimsenin olmadığını fark ettik. "Bari kütüphanede konuları tekrar edelim." Öykü kafasını olur anlamında yukarı aşağı salladı.

Benim uykumun geldiğini fark ettim. "Öykü benim uykum geldi." Saate baktığımda 9 olmuştu. Okul saat 8.30'da kilitleniyordu. Telaşla "Okulda kilitli kaldık!" Öykü ile eşyalarımızı alıp çıkmak için giriş kapısına gittik.Kendime doğru çektim, ittim ama açılmadı.

Öykü "Gel bari bir yerde uyuyalım." Uykum olduğu için kabul etmek zorunda kaldım. Kendi sınıfımıza gidip sıramıza geçip masaya kafamızı koyup zorda olsa uyuduk.

Biri beni "Ne yapıyorsun?" Sesiyle uyandım, kafamı kaldırınca çocuk şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Öykü'ye baktığımda telefonuyla oynuyordu. Çocuğa dönüp gözümü ovarak "Uyuyordum ve beni uyandırdın." Ona ters davrandığım için benim yanımdan gitti. Bende Öykü'nün yanına gidip oturdum. "Neye bakıyorsun?" Telefona bakınca Berk diye biriyle yazışıyordu.

Beni uyandıran çocuk sınıfa zil çalmadan gelmişti. Zil çalınca sınıfa öğrenciler girmeye başladı. Öykü şaşırmış gibi bakıyordu. "Ne oldu kanka?" Bana dönüp "Konuştuğum çocuk bu sınıftaymış." Sonra hocada geldi.

Son teneffüs sabah beni uyandıran çocuk ve Öykü'nün konuştuğu çocuk yanımıza gelip "Çıkışta bir şeyler yapalım mı?"

Öykü benden önce "Olur." Bende ona dönüp ters bir bakış attım. Artık çok geçti bende"Olur." Ders bitince bizim yanımıza gelip önümüzdeki sıraya oturdular. Ela gözlü olan"Nereye gidelim." Ben " Bilmem." Dediğimde kıvırcık saçlı olan "Sinemaya gidelim mi."

Öykü "Bizim yanımızda para yok." Kıvırcık saçlı ise "Benim param var." Ben "Senin paranı almayalım. Önce bizim eve gidip paramızı alalım sonra sinemaya gideriz." Çocukların ikisi aynı anda "Yok biz parasını veririz." Bizde ısrarları üzerine kabul etmek zorunda kaldık.