@pandanin_hapishane
|
Saat gece 01.12 idi ben yatağın sırt tarafına uzanmış elimdeki biten sigara ile ağlayıp sessiz bir şekilde göz yaşlarımı süzüyordum ne yapıcaktım bir tarafta berdel ve ilk aşkım bir tarafta artık umrumda bile belki olmayan hayallerim ve abim dediğim insan nasıl temizlicektim ben bu yarıyı kim sarıcaktı...belki yara açılmaya devam etmesse kendimde sarabilirdim ayaklarımın üstünde bir damla göz yaşı akıtmadan..
elimdeki sigara da biterken üstümde duran elbiseye göz attım parçalanmıştı adeta o bie isyan ediyordu peki ben gözlerim gece lambam abajurumun yanındaki çiçekli mas mavi tıpkı gözleri gibi olan yüzüğe kaydı. ben de aşık olduğum kadına tıpkı gözlerim gibi çiçekli bir yüzük alıcam her baktığında beni hatırlasın.. şimdi nasıl bırakıcaktım ailemi hayatımı beni bırakma diyen değişti mi değişmedi mi anlamadığım bir çift mavi gözleri nasıl bırakıcaktım.. göz yaşlarımı hızla baş parmağım ile silip ayağa kalmıştım makyaj masama oturup yüzümdeki nefretle hüzünle yapılan makyajımı hızla sildim ama ağlayan gözlerim her aynadaki yansımamı gördüğünde kırılan kalbime sajip çıkmaya çalışıyordu sanki ağlayarak ben kimdim ne düşünmüştüm ki akan göz yaşlarıma aldırmayaral oturduğum puftan kaltım masanın üstünden aldığım tokayla hızla saçlarımı stopladım şimdide kendisi bile isyan edip şimdide kurtulacak olan elbiseme gelmişti sıra fermuarı açmak için yeltendim ama sadece yeltenmiştim bir türlü açılmıyordu sinirle ağlamam dahada hiddetlenmişti tekrar olduğum yere çöküp hızla fermuarı çektim tek başarım artık bu olabilirdi açılmıştı hemde fermuar elimde kalacak kadar ..
üstüme siyahbir pantolon ince askılı kırmızı T-shirt giymiştim yatağımın üstüne bıraktığım hırkam ile kendi kendimle çelişki veriyodum 18 yıldır bulunduğum topraklardan insanlardan hayattan berdel den kaçıyodum..
saat 01.55 ee geliyordu ama Azat tan haber yoktu. yoksa bu sefer o mu vazgeçmişti sevdaından aşkından sevdiğinden.. Tam o sıra kapısının tık tık sesiyle irkildi ayağa kaktığında Azat ı görmesiyle korkuyla Azat a sarıldı Azat sarılan bedenin şokluğuyla belini kavrayıp kokusunu iyice içine çekti.Azat a dönerek konuştu -bi an vazgeçtin gelmiceksin sandım Azat sevdiği kadının gözlerinin içine bakarak gülümseyerek konuşmasına devam etti. -Beni sevecek kalbi yanına almışsın ama bir şey fazla dan dedi parmağındaki alyansı göstererek içinde kocaman harflerle yazan ASAF IN yazısı Cihan bilerek yazdırmıştı Asen farketmemişti bile elindeki alyansı yavaşça parmağından çıkardı daha yerine bile alışamamış dakikalar önce takılan alyansına baktı içindeki yazıyı görünceküçük bir şoka uğramıştı.. ASAF IN💛 Altın alyansın yanındaki kalbide unutmamıştı.. ilk defa incelemeyi fırsat bulduğu alyansı parmağından naifle sanki hiç çıkartmak istemeyerek çiçekli yüzüğünün yanına koydu.Ardından pencerenin kenarına gelerek pencereyi uzattı Azat bana bakarak konuşmaya başladı. -ilk ben inicem sonra yavaçca uzan ben seni tutarım çok yüksek değil zaten korkma tammamı Asenim diyerek sarılsı tekrar Asene içinde bir korku vardı ama onu bastıran büyük bir huzur doluydu Azat ın sevdiği kadını alıp çekip gidecekti her şeyden herkesten tekrar gelirmiydi bilmiyordu ama tek bildiği bişey vardı o da Asenine olan sonsuz aşkıydı.. kafasıyla onaylayan Asen sarılmanın ardından rahatsız olarak çekildi nasıl sevicekti Azatı nasıl onunla geçirecekti bir ömrünü bir kez bile vermediği umudu bugün vermişti ona bıraktığı ellerini tutarak. Azat pençcereye yalaşarak telefonunu almasını söyledi kimlik pasaport ve kimliğini almıştı zaten çoktan ilk pencereden atlayan Azat a doğru bir bakış attı hazırmıydı kaçıp gitmeye Mardin denilen yerden kurtulmaya belkide başka bir cehenneme atıyordu kendini bilmeden.. düşüncelerini silip yerde doğrulan Azat a baktı üstünü silkeleyip kendisine uzatılan ele Hadi Asen gel gözümü kapatarak pencereye doğru yaklaştım azda olsa mesafe fazlaydı hemde yükseklik korkusu olan bir kız içi..
hızlıca telefonumu arka cebime koyup pencereden sarktım kendimi bırakırken gözlerimi kapatmış resmen bir kuş gibi Azat ın elleri arasına düşmüştüm aramızda mesafe olmayacak kadar yakındı vücudumuz bir birime değerken yüzümüzünde pek farkı yoktu Azat ın hızla aldığı nefesi duyabilecek kadar rahatsız olduğumu belli ederek belimdeki elini gevşetmesi için geriye addım attım ta ki beni kendine çekene kadar.. dudaklarıma yaklaşığ şu kelimeli fısıldadı adeta -Seni delirircesine severken beni sevmemen öyle koyuyor ki biraz denesen sefersin belki dedi acıklı cümleleri kırılmış kalbinin parçaları gözlerine yansımış gibi.. gerilediğim adımı tekrar ilerleterek şöyle dedim. -Sevmeye çalışıcam zaman ver bana en azından deniyeyim kafası ile onaylayarak çaprazındaki arabaya doğru işaret etti diyarbakır a kadar arabayla gitmemiz gerektiğini yoksa yakalanabileceğimizi anlatmıştı yol boyunca kafamla onaylayarak okeylemiş penceremi açarak azda olsa nefes almaya çalıştım. ortalama yarım saattir yolculuk yapıyorduk mardin il sınırlarından yavaştan çıkıyoduk pencere yasladığım kafam ile dışarıyı izliyordum.Azat ise benimle olan hayallerini sevinçle anlatıyor bense sadece onaylıyordum bir benzin istasyonunda durup istediğim bişey in olup olmadığını sordu ben de kendisini takip ederek kendim almak istediğimi söyledim. içeriye girdiğimde içecek bölümünden ikimiz içinde su aldım ardından aburcubur bölümüne geldiğimde neşelenmiştim gülümseyerek baktığım aburcuburlara dikkat kesilen Azat gülümseyerek konuştu. -Bana şöyle gülsen yeterdi Asen kıskanmadığıım bir aburcubur kalmıştı aynı şekilde gülümseyrek ona dönüp gülmeye başladım bozuk moralim biraz olsun toparlanmıştı. -Aburcuburuda kıskanmasın be ama haklısın onlar senden daha tatlı kurduğum cümle Azat ın gülmesine sebep olmuştu . ardından birkaç çikolata kek tarzı bişeyler alıp kasaya geçtim Azat ta içecek bişeylerle yanıma dönmüştü.Hemen kasiyerin arkasında duran sigara holünden sigaramıda alışverişim içine ekledim tabi bu Azattan kaçmamıştı hesabı ödeyecek iken Azatla çatışmamak için centilmence teşekkür ederek poşeti elime alarak içinden bir çikolatayı alıp açtım. Azat bana gülerek bakıyordu ve şöyle dedi. -Düzeltmeye çalıştığım morali bir çikolata ile kapattın baya gülümseyerek ona baktım. -kıskısnmakta haklısın çünkü aşığım onlara beni bırakmazlar hem çok da tatlılar diyerek Azat a döndüm gülümseyerek bana bakıyordu.ardından söze yine giren o oldu. -Sigara içmeye ne zaman başladın bozulan suratı ve benim suratımla gözlerimi kapattım ve Azat a dönerek cevabını verdim. -Berdeli öğrendiğim gün Azat verdiğim cevaba başını sallamakla yetindi sadece onun moralini günlerce bozmuştum üzmüştüm yıpratmıştım onu dahada kırmak istemiyordum kendimden bile vazgeçerek kabullenecektim Azat ı sevmeye çalışacaktım çünkü o bunu hak ediyordu diğer çikolatayı elime aldığımda direksiyon hakimiyeti olan Azat a gülümseyerek baktım. -kıskandığın çikolata dan istermisin geri çevirmeyip kabul etti elimde ne varsa hem yiyor hemde azat a veriyordum Azat bana bakarak yutkundu çikolata ile konuşmaya başladı. -Küçükkende böyleydin her aburcuburunu bizimle paylaşmaktan sıkılmazdın. Azat dedikleri ile resmen gülme krizine girmiştim -Tabi vericektim hepsini sen alıyodun zaten annem hep kızardı yememe biliyosun
eskiden maziden bahsedrek yolu yarılamış içtiğim suyun ağzını kapatır iken aldığım sigarayı dudaklarıma yerleştirdim torpitodan bulduğum çakmak ile sigarayı yakıp tekrar yerine koydum Azat sıkıldığımı anlayıp şarkı açmak için yeltendi şarkı yı açıp arkasına yaslanarak arabayı kullanmaya devam etti. şarkının giriş kısmında gözlerimi kapamıştım beni daha düne ve o kişinin kollarına götüren en sevdiğim şarkıydı.endamın yeter.. Endamın yeter Endamın yeter Kalbim senden, senden vazgeçmeyecek Gönlüm senden, senden vazgeçmeyecek Endamın yeter Bir gün gelir geçer Kalbim senden, senden vazgeçmeyecek Gönlüm senden, senden vazgeçmeyecek
en çok da iki yer öyle kalbime saplanmış ok hissiyatı uyandırıyordu sanki bu şarku onun için yazılmıştı dudağımdaki sigara ile dışarıyı izlemeye koyuldum açtığım pencereden Endamın yeter mavi gözleri geldi aklıma bir türlü gözlerimi alamadığım.. kalbimde inanılmaz bir gariplik vardı ne olmuştu bana iki günlük insanı sevecek değildim ya neydi bu karmaşa şarkının en acı bölümü çoktan gelmişti.. Kalbim senden, senden vazgeçmeyecek gözlerimin içine bakarak bu mısraları söylüyen adamı terk etmiştim ben evet.. elimdeki dudağıma götürdüğüm sigara gibi bitmiştim ben hemde hiç başlamadan Elimdeki kendime benzettiğim bitmiş sigarayı atıp kendime paketten yeni bir sigara aldım şarkı değişmişti şansıma bütün şarkılara sanki ismi verilip anlatılmış gibi ondan bahsediliyordu.. Saçma duygular ile devam ettim sigarama moralimi bozan şey hatırasıydı iki günde hayatımı altüst eden hatırası..
...
saat sabah saatlerine yaklaşırken Diyarbakır sınırları içerisindeydik hala güneş doğmamak için isyan ediyordu sanki o bile geldiğimiz günden isyan çıkarmıştı.. geldiğim her yeri lanetliyormuydum gerçekten bir gram gözüme uyku girmemiş içimde bir acı ve sonsuz korku vardı .. yaklaşık bir kaç dakikanın ardından ardından araba ıssız bir yere durmuştu Asen Azat a dönüp neden durduğunu sordu birisinin yanına gidip geleceğini söyleyen Azat arabadan ayrılır. Asen Azat ı beklerken zamanın baya geçtiğini fark eder ama Azat hala gelmemiştir Azat ın gittiği yöne doğtu bakmaya başlar ama kimse yoktur merak ve şüphe ile Arabadan gittiği yöne doğru yürümeye başlar erkek kuaförünün önündeki iki sapıktan haberi yoktur . içlerinden esmer olan şöyle söylenir vay be fıstığa bak bu elime geçicek var ya diyerek söylendiği yerde Asen e baktığı adamların kendisini süzen tavırlarıyla çekilir kumral olan araya girer bu sefer abi bizim olmaması için seçenek var mı ya Diyarbakır da bu kadar güzel var mıymış Asen elinin ayağına dolaşmasıyla birliktesanki duymamış misali önüne bakarak hızlı adımlarla ilerlemeye başlar içinden Allahım inşallah takip etmezler diyerek devam eder arkasına bakmak için gözlerini çevirdiğinde korktuğu başına çoktan gelmiştir hızla köşedeki parka dolu koşar parkta birilerin olmasını düşünürken dahada ıssız bir yere geldiğini fark eder agzından bağrışlar dökülür.. imdat kimse yok mu yardım edin yardım edin yardım edin sözler bu üç cümle ile bitmişti ellerini kollarını tutan kumral adam ağzını kapatıp konuşmasını engelleyen esmer adım tenine iyice yaklaştı direnmeye kalkışan Asen kıpırdayamıyordu bile esmer adam söylenmeye devam etti gülerek.. Anlaşılan ilkin biz olucaz güzellik fiziğe bak bee Abi bu bizim fahişelerin en güzeli ama esmer adam Aseni öpmeyi denediğinde Asen hızla karsığına doğru vurur bırakın lan beni bırak o cilveli çıktı bizim sarışın yazık olucak nasılda korkuyo bak bakalım koynumada yakışıcakmısın küçük şeytan bırak- Esmer tenli sapık Asenin vücudunda elleri gezdirirken üst kısmında durdurup elleriyle okşadı beyaz tenini çırpınan Asenin çığlıklarını kimse duymuyordu üst kısmında gezinen eller dahada sıklaştı ağlayan Asen in üstündeki eller birden yok olmuştu.. CİHAN Kız sana bırak dedi dimi şerefsiz sen kimsin de benim karıma karışıosun lan aç köpek yumruklarını geçirdiği adama baktım yerde üzünü dağıtmış kanlar içinde yatıyordu Kumral olan ise diğer korumalar hallediyodu sessizce ama Cihan ın sesi bütün diğer bakırı inletmişti sesi yüzünün belirginleşmekten parçalanmak isteyen damarları... Hıçkırıklar içinde Cihan ın yanına doğru yürümeye başladı Asen.. Cihan bırak ölücek yüzü kanlar içinde kalan adam etkisiz halde yatıyordu yerde Cihan ın elleri vurmkatan patlamıştı adeta Cihan bıraktığı adam son yumruğuda indirip bıraktı adamlarından birine depoya götürün diye emir verek.. Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olan Asenin kolundan tuttu Cihan kanlı elleriyle öyle sıkmıştı ki kolunu Asenin yüzünden acısı belli oluyordu Asen kolunu çekmeye kalktığında şu sözler döküldü ağzından -Benim adım da Cihan sa sana bu Cihan ı da dünyayıda dar ederim ama kaçmana izin vermem ASENA ASEN MELİKZADE duydun mu beni Asena donmuş şaşkın gözlerle Cihan dan bakışlarını çekti. Cihan tuttu koluyla beeraber sürüklemeye başladı Asen i Cihan bırak beni istemiyorum seni anlamıyomusun ya Azat çıktığı sokaktan gelirken Cihan ın Asen le bağrışlarına koşar ama hızla giden arabanın arkasından sadece ağlamak belkide üzülmek kalır kendisine .. yine başaramamıştı Azat yine koruyamamıştı sevdasını sevdiğini seveceğini hemde elinde şansı varken kaybolmuştu elinden bir kuş gibi uçmuştu sevmek bu kadar zormuydu sevilmek bu kadar mahrur muydu insanlar neden sevdiğine kavusamazdı neden sevdiğiyle olamazdı bir taş saplantı tekrar yüreğine öyle bir taşki çile si aşkını yarası kendisini kavuran ama sevmekten vazgeçemeyen ne sevdaydı ne aşk garip bir bilmeceydi bizimki tam buldum derken birbirimizi ayırmıştı mevlam bizi .. Asen ne kadar sinirden korkudan ağlasada güvende olduğunu biliyordu Cihan onu korurdu korumuştu Cihan la konuşmaya başlamak istediğinde ilk ağzını açan Cihan oldu.. bak kızım ben kendime 18 yaşındaki kız Cihan ağayla evlenmek istemedi diye kaçtı dedirtmem Sen alnına leke bu kadar vurmak istiyor isen orasını bilmem sert sözleriyle girmişti konuşmasına Asen kısılan sesiyle bakamadığı gözlerine sabitledi gözlerini. Demek kaçamam ha o zaman cehenneminde yan Cihan ağa sana o evliliği zehir etmezsem banada Asena demesinler. Cihan gülerek girdi konuşmasına Kaçarak mı zehir ediceksin beni kendinden dedi yanındaki yüzük kutusunu alarak alyansı ve çiçekli yüzüğü Asena nın hızla tuttuğu parmaklarına taktı . Tekrar yüzüne dönerek Eğer bu yüzükler bir daha çıkarsa sonu ölüm artık bir Aslanbeysin ona göre yaşıyacaksın. dedi ölüm kelimesine bastırarak bu sefer Asen sinirle güldü gözlerini Cihan ın mavilerine sabitleyerek ekledi. Seninle yaşayacağım hergün ölüm zaten bir gün ölsem ne ki
Cihan Asen in gözlerindeki nefreti görmüştü sanki vazgeçmişliği görmüştü cesaretine hayrandı ama bu kadarı onun içinde fazlaydı.. Cihan gördüğü gözleri az da olsa korkutmak istedi yapmaması için bir neden arar gibi.. tek senin öleceğinden bahsediyorsan yanılıyosun küçük hanım Asena kırmaya bile vakit ayırmadığı gözlerini çekmedi gülümseyerek konuştu. Küçük hanım dediğin kadını koynuna almaya bu kadar meraklıyken ailemin artık umrumda olmadığını göremeyecek kadar körsün Donmuştu Cihan gözü birşey görmeyen Asene bakar iken dahada sıktı elini kanayan ellleri anlamsızdı bir zamanlar karşısındaki kadın tarafından nazikçe sarılan kan dolu elleri.. Cihan donuk suratından tekrar koptu sıktığı elleriyle cevabı gecikmemişti. O yüzden mi abi dediğin adamın koynuna girmek için kaçtın. Asena nın da cevabı aynı şekilde gecikmemişti. Evet senden daha küçük abi dediğim en azından korkak olmayan bir adamla kaçmak daha makul geldi en azından beni seviyordu bellkid- konuşmasını bitirmeden kesti lafını kes sesini sen onu sevmiyordun ama sevmiyeceksinde senin bir tek sevdiğin var o da benim Asen yaklaşarak son cümlesini belkide söylemişti. o yüzden mi beni namusumla suçlayıp bu soruyu sormuştun bildiğin sorunun cevabını soracak kadar aptalmısın eksiğin var CCihan ağa ben küçükken Asaf ı seviyodum seni değil ayrıca küçükken dedim şuan değil . Cihan ne yaptığının belkide daha yeni farkındaydı haksız olduğunu dibine kadar hissetmişti mosmor bir şekilde sesini çıkarmadan devam ettiler yolculuğuna..
...
Melikzade konağına gelmişeerdi saatler sonra içerden gelen bağrış seslerinin sebebi belliydi Cihan kolunu tuttuğu Asen e yaklaşıp -Bundan sonra Azat la konuşmucak görüşmücek bakmıcaksın bile anladın mı yoksa ilk Azat ın ölümü gözlerinin önünde olur . Asen nefret kolunu çekip bir kelime bile etmeden Konağın kapısından girmeye çalıştı herkes avludaydı annesi Melek hanım feryat figan ağlıyo iken Azat önce gelip dedesinden azarını işitiyordu bir tokat sesi geldi sinirle Mehmet ağa toruna okkalı bir tokat atarak arkasından gelen Asene gözlerini dikti sinirle yanına gelerek bir tokat daha.. Azat yedi tokadın ardından Asena nın yediği tokatla yıkılmıştı. Mehmet ağa konuşmaya öfkesini kusmaya yemin etmişti bugün möhteber ile melek hanım çocukları için ağlarken hizmetliler için sinema oluşmuştu sanki.. Asen yediği tokatın ağırlığı ile yere düştü son duyduğu sesler MEHMET AĞA-SİZİ BEN NAMUSUMUZU BEŞ PARALIK EDİN DİYE Mİ BÜYÜTTÜM Tam üzerine gelen tokadı biri tutmuştu CİHAN ASLANBEY CİHAN -NAMUS BENİM NAMUSUMDUR BUNDAN SONRA BİR FİSKE DAHİ NE SÖZ NE DE KUVVET İŞİTMEYECEK ASEN diyerek girmişti araya ..
BÖLÜM SONU |
0% |