@papatyahikayeleri
|
🦋🦋🦋 "Senin atın mı?" diye sorarak Pamir'e bakınca o da bana bakmıştı. "Hmmm, peki bir ismi var mı?" diye sordum bu kez de. Meraklı bakışlarım bir ata bir de atı seven Pamir'e kayıyordu. "Evet, adı Şah" dediğinde şaşırmıştım. Şah... Çok güzel geliyordu kulağa. "İsmi de kendisi gibi çok güzel. Sevsem kızar mı acaba? " dediğimde üst dudağı kıvrılmıştı. Aniden elimi kavrayan eli beni şaşırtsa da belli etmemeye çalışmıştım. Elinin sıcaklığı tüm bedenimi esir alırken, eli elimi hafifçe ata dokundurdu ve hareket ettirdi. "Ben izin verirsem kızmaz" diye ukalaca söylediğinde gülmeye çalıştım. Ama elimi kavrayan eli buna pek izin vermiyordu. Zira elinden sanki elektrik akıyordu tüm bedenime. Sonra elini çekmesiyle bir an boşluğa düşmüş gibi hissetsem de, hızla toparlanarak atı daha çok okşadım. Gerçekten çok güzel bir duyguydu. Biraz sonra at da kendini elime bastırınca kocaman güldüm. "Galiba beni sevdi" diye heyecanla şakıdığımda o da hem şaşkın, hem hayran bakışlarla beni süzdü. Eh tabii utanarak gözlerimi kaçırmam kaçınılmaz son oldu. "Evet, sevdi seni. Çünkü onu gerçekten sevmek istediğini gösterdin. Atlar kendilerini gerçekten sevenleri hissederler. O yüzden onlardan korkmak değil de, onları sevmek gerek. Böylelikle seninle çok güzel yol arkadaşı oluyorlar." derin derin bakarak konuştuklarıyla sanki kendini anlatmak ister gibiydi. Ya da bana mı öyle gelmişti bilmiyorum. Bildiğim tek şey çok güzel ve doğru konuşmasıydı. Atları bu kadar iyi tanıması da ayrıca çok güzeldi. (8-ci bölüm den kesit) 🦋 "Pamir" dedim adını anarak. Adı çok yakışıyordu dudaklarıma. Ömrüme kendisinin yakıştığı gibi. Zira ondan başka birini hayal bile edemiyordum artık. O kadar onunla dolup taşmıştım ki. "Söyle güzelim" güzelim, ne de yakışmıştı bana Pamir'in dudakları arasından çıkınca. Ne güzel olmuştu sahiplik eki kullanması. "Beni sevdiğini nasıl anladın?" dedim kafamı kaldırarak, zifiri karanlıktan seçilmeyen acı kahvelerine bakmak için. "Anlamadım güzelim, yaşadım, hissettim. Seni sevmek anlaşılamaz, yaşanılır, hissedilir." diyen adam gerçekten Pamir miydi Allah aşkına? Hani şu duygusuz olan soğuk nevale Pamir'in söylediklerinin sıcaklığı içimi eritiyordu. "Rüyadayım diye düşünmeye başladım açıkçası" dediğimde hafif gülümseyerek baktı yüzüme. "Neden rüya da olduğunu düşünüyorsun?" diye sordu karşımda oturarak beni kanatlarım olmadan uçurmayı başaran adam. "Bilmem, sen ilk tanıdığım adam değilsin, değiştin sanki. Böyle laflar senlik değil ki" dedim çocuksu bir edayla. Ama haklıydım ve şaşkındım işte. "Asıl marifet buluttaydı, fakat herkes yağmura şiir yazıyor, demiş Cahit Zarifoğlu. Biliyor musun bu sözü?" dediğinde iyice şaşırmıştım. Tabii ki biliyordum, fakat konumuzla ne ilgisi var onu anlamamıştım. "Evet, biliyorum da konumuzla ilgisi ne?" diyerek yanıtladığımda iki parmağının tersiyle yanağımı okşamaya başladı. "İşte asıl marifet beni değişen sende, bulut olan sensin güzelim. Senin etkinle kelimeler yağmur misali dökülüyor dilimden, o yüzden tüm şiirler sana yazılmalı" dediğinde şaşkınlıktan ne yapacağımı bilememiştim. Çok güzel konuşuyordu, fazla güzel. Beni benden alıyordu dilinden dökülen her kelimenin güzelliği. (20-ci bölümden kesit)
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• Karakterler: 1. Pamir Karabulut
10. Cemal Yılmaz (Lalin'in babası) •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• Evet yeni bir kurguyla karşınızdayım. Tanıtımını paylaşsam da, ilk bölüm isteye bağlı olarak gelecek. Tanıtımı nasıl buldunuz? Sizde merak uyandırdı mı? Karakter seçimini beğendiniz mi? Bazı karakterler ilerleyen bölümlerden dahil olacaktır kurguya Sizce devam edeyim mi? Desteğinizi eksik etmeyin lütfen, oy ve değerli yorumlarımız benim için çok önemli ☺☺☺☺☺ Başlama tarihi: 11.08.2020 İnstagram sayfası: papatya_hikayeler |
0% |