
Bölüm şarkısı: Valse - Evgeny Grinko
Sonunda okuldan çıkmıştım. Okulun ilk gününü başarıyla attıktan sonra anneme sürpriz yapmak için çalıştığı şirkete gidecektim. Bir aydır o şirkette çalışıyordu, işlerimiz giderek düzelmekteydi , annem biraz olsun kendini toparlaya bilmişti . Asla bu şirkette çalışıp başarılı olamam diyerek kendini üzüyordu. Babam Kenan Polat Korkmaz, Korkmaz holdingin sahibi, yıllar önce annem ile severek birlikte olmuşlar ama sonra anlaşamamış ve boşanmak zorunda kalmışlar. Annem ,yani Mihrimah, bana hamileymiş ve haberi öğrendiğinde çok sevinmiş. Mutluluğunu paylaşmak için babamın yanına gittiğinde onu bir kadın ile görmüş fakat birşey dememiş, sakince beni anlatmış, babamda anneme şirkette bir yer bulmuş, annem bunu istemediği için çok fazla işe girmiş ve çıkmış. Babamı tanıyordum bazen bana birşeyler getiriyordu. Aslında babamın bayağı parası vardı yani istese bize bakardı ama istemiyor. Umrumda da değil ben zaten avukat olup anneme bakacağım. Zaten babam da annemden ayrıldıktan kısa bir süre sonra bir kadınla evlenip çocuğu oldu 15 yaşında bir erkek çocuğunu Tuna Korkmaz. Aslan gibi yetiştirdiği oğlu.
Ben müzik dinleyip karşıdan karşıya geçmek üzereyken önümde bir araba durdu, camı aşağıya indirdi kim olduğuna bakmak için kafamı eğdim. Bu okuldan arkadaşım ve edkiden benden hoşlanan bahadırdı "hey burda ne arıyorsun" bu soruna göz devirdim. Tekrardan gözlerimi ona çevirip "annemin yeni çalıştığı şirkete gidecektim ağalar holding " kaldırımda bekleyen ben ve yeşil ışık yanmasına rağmen burda bekleyen bahadır en sonunda bir teklifte bulundu; " Benim bir akrabam da orada çalışıyor istersen seni oraya götürebilirim hem akrabamı da ziyaret etmiş olurum. Ne dersin?" diyince seve seve kabul ettim.
Arabaya bindikden sonra ilerlemeye başladık. Bahadır radyoyu açıp ağalar holdingin yolunu tutmaya başladı. Şarkı bitince radyo rastgele bir müziğe geçerek devam etti. İkimizde yemin etmişiz gibi ağızımızı Bıçak açmıyordu, sonunda sessizlikten dayanamayıp her hangi bir konu açtım "nasıl gidiyor hayat sen ne yapıyorsun?" gözlerini sonunda bana çevirip tekrardan yola baktı "her zaman ki bildiğin gibi liseyi bir an önce bitirmek istiyorum. Şu sınav mıdır neyse bir an önce geçmesi lazım. Zaten hayatımı ailem planladı bana fazla birşey kalmadı :) eee peki sen nasılsın? Geziye gelecek misin ? Ailevi durumların nasıl düzelmeye başladı mı? Peki en önemlisi ateşi unutabildin mi? " irileşmiş gözlerim ile ona bakmaya başladım. Nefes almadan sorularını sormuştu eskiden beni sevdiğini söylemişti ama ben başka birini sevgimi söyleyerek reddettim. Bazen kendimi bir ahmak gibi hissediyorum. Çünkü Bahadır iyi bir karakter, yakışıklı bir görünüşe sahip olduğu gibi ailesi de çok varlıklıydı. Paragöz bir insan değildim ama şimdi düşündüğümde Ateş'e olan aşkımdan Bahadır'ı hep yok saymıştım. Anlık bir mahçubiyet hissettim Fakat artık cevap vermem gerekiyordu derin bir nefes alıp devam ettim. "Ankara'da hukuk okumak istiyorum, ailem yani annem fazla hayatıma karışmıyor, artık birini seviyor ve babamı da unutmuş durumda eskisi kadar kendini yıpratmayıp, düzenli spor, beslenme ve diyet yapıyor. Bazen beni delirtse de depresyon geçirdiği eski hali gözümün önüne geliyor ve o zaman ona asla kızamıyorum. Bana gelince Ateşi unutamadım ama bu yıl deneyeceğim ve sınavıma odaklanacağım. Fakat Büşra hiç yardımcı olacak gibi durmuyor sürekli bir şeyler peşinde. Elinden gelse beni bir kaşık suda boğacak" yandan bir kahkaha sesi duyunca kafamı o tarafa doğru çevirdim. Bahadır kemikli çenesi ve adem elması ile çok çekici duruyordu. Eskisi kadar da ince değil fiziğine dikkat ediyordu. Aslında belki Büşra bu şekilde benimle uğraşmayı bırakırdı. Hiç düşünmeden aklımdan geçenleri ona yansıttım."Aslında geziye gelmeni isterim" yüzüme aval aval bakmaya başladı konuyu nereye getireceğimi anlamadığı her halinden belliydi "Yani bahadır demek istediğim şu geziye gelmeni istiyorum, bence ateşi unutmanın tek yolu hayatıma başka birini almak. Çivi çiviyi sökermiş sonuçta. Bu sayede Büşra da benimle uğraşmamış olur ne dersin?" yüzünde hafif bir gülümsemesi vardı bu fikrin hoşuna gittiğini anlıyordum, 10. Sınıfın başlarında beni sevdiğini söylemişti ama benim aklım Ateş Ateş diye yandığı için gözüm ona hiç bakmamıştı derken bahadır konuşmaya başladı "Aslında geziye gelip gelmemek konusunda kararsızım ama şu konuşmadan ve bana bir şans verdikten sonra kararımı değiştirdim kesin geleceğim" kafamı ona çevirip tatlı tatlı gülmeye başladım "annemin işten çıkma saati yaklaştı saat neredeyse 5 olmak üzere" kafasını olumlu bir şekilde salladı ve biraz hızlandı. En sonunda şirkete yaklaşmıştık. Bahadır misafir otoparkına girerek park edecek bir yer aramaya başladı. Bir kaç tur otoparkta dolandıktan sonra sonunda uygun bir yer bulup arabayı park etti ve arabadan indik. Kilitledikten sonra şirkete doğru ilerlemeye başladık .
Gitişteki güvenlik metal eşyalarımızı kutuya bıraktırıp üstümüzü aradıktan sonra içeri girmemize izin verdi, bizde Bahadır'la birlikte hemen danışma olan yere ilerlemeye başladık. Danışmadaki görevli Saçlarını yukarıdan topuz yapmış, aşırı şık giyinmiş bir kadındı, saçları sarı ve oldukça bakımlı oldukları belliydi, gözleri mavinin en koyu tonu olduğuna eminim daha fazla yüzüne bakmadan söze başladım; "şey ben Mihrimah Aydoğan'nın kızıyım acaba annemi gösem sorun olurmu?" Kadının yüzünde hafif bir şaşkınlık geçti sonrada umursamadan konuşmaya başladı. " 3. Kat koridorun sonunda ki oda , zaten mesaisi bitti mesai içinde görüşme yok" teşekkür edip asansöre doğru ilerlemeye başladık. Oldukça büyük olan bu şirket temiz ve ferahtı tamamıyla cam olan asansör çok güzel görüntü veriyordu. Etrafı inceleyerek ilerledik ve sonuda 3. kata geldik. Asansör durduktan sonra indik.
Duvarlarda çeşit çeşit tablolar ve ara ara eklenmiş motivasyon sözleri, süs amacıyla konulmuş çiçekler, yerlerde olan fayanslar bile ayrı hava veriyordu. Sonunda koridorun sonunda geldik ve kapıyı tıklatmadan içeri girdim. Bir aydır çalıştığı bu şirkette ilk defa geliyordum ona sürpriz yapacaktım. "ben geldimm dedim..." ve o da neydi??
Annem bir adamı öpüyordu, benim sesimi duyunca birbirlerinden ışık hızı ayrıldılar, şokla kalmıştım bu nasıl olurdu? Annem ile bir adam.. Annem beni görünce dili sanki Lâl oldu. İkimzide bir süre konuşamadan birbirimize baktık. Bahadır durumu anlayıp elini belime koydu bana destek vermek için. "Anne bu adam da kim ve seni neden öpüyor " yüzüme mahcup bir şekilde bakıp "sana birinden hoşlandığımı söyledim sende bunu anlayışla karşıladın ama üzgünüm karşınıza bu şekilde çıkmak istemedim " konuştukça sesinin titrediğini göz bebeklerinin nasıl titrediğini görüyordum. Bu durumda sadece fazlalık olan benmişim gibi hissettim. Annemin yanındaki adam durumu fark edip "merhaba Eflal ben Emre ağalar holdingin sahibi, evet kötü bir tanışma yaşadık ama bunu ilerleyen zamanlarda kapatacağım merak etme " göz kırpıp konuşmaya devam etti " annen ile bizi böyle basman biraz tuhaf oldu ama emin ol anneni çok seviyorum ve seninle de çok iyi anlaşacağımızı düşünüyorum " elini benimle tanışmak için kaldırdı hiç bekletmeden elini sıktım ve mahcup bir şekilde konuşmaya başladım "özür dilerim birden o şekilde odaya girmemek lazımdı ilk defa annemin çalıştığı yere geliyorum belki bugün birşeyler yaparız diye ama önemli değil annem işi bitince zaten eve gelir ben daha fazla rahatsızlık vermeyeyim " annem hemen konuşmaya atladı" hiç olurmu öyle şey sen bize rahatsızlık vermiyorsun hem bir fikrim var neden bu akşam yemeği bizimle yemiyorsun hem bize de bir değişiklik olur " kafamı bahadırın olduğu yere çevirdim ve aklıma gelen fikirle annemlere dönüp konuşmaya başladım " Bahadır da bizimle yesin hem sende benim sevgilim ile tanışırsın olur mu ?" Kıkırdadım. Annem ile emre bey şaşkınlıkla bana bakıyorlardı muhtemelen bu kadar kolay kabul edeceğimi düşünmüyorlardı. Tanışma Faslı bittikten sonra bizde eve geçmeye karar verdik . Şirketten indikten sonra otoparkta arabayı bulup evin yolunu tuttuk.
Bu bölümde sona erdi. Umarım beğenmişsinizdir. Bir hatam olduysa affola. Seviliyorsunuz...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |