
Bölüm şarkısı: Polyushka Polye - Efkan şeşen
"insan yanında biri olmazsa delirir . Kim olduğu hiç önemli değildir , yeterki yanımda olsun". Ağlamaya başladı. "Sana birşey diyeyim mi? İnsan çok uzun zaman yalnız kaldı mı hastalanır , yalnızlıktan hastalanır "
•
•
"George geri dönecek " dedi lennie korku dolu bir sesle kendini teskin etmeye çalışarak "belki de dönmüştür gidip bakayım ben.."
{ Fareler ve insanlar kitabı }
Yaşar Kemal'in yalnızlık şiirini aklıma getiren bu satır aklımdan yalnızlık şiirinin okunmasına sebep oldu. Bir şiir insanın tüylerini diken diken etmesi, onu başka bir benliğe götürmesi bambaşka bir duygudur. Bir şiirin insana yaptıkları yok sayılamayacak kadar farklıdır. Roman, hikaye, düz yazı ve hatta köşe yazıları bile bazen şiir üzerine kurulur düşündürür, öğretir , hüzünlendirir hatta ağlatadabilir işte bu insan üzerindeki etkidir. Tabi birçok kişi bu duygudan mahrum. Mesela Büşra
Elimdeki kitabı bırakıp bu sefer de bir şiir kitabı okumaya başladım.
•
Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdesin su olsan kimse içmez . Ölürde susuzundan ,Yol olsan kimse geçmez . Sarp Kayalar uğratır da yolunu. Elin adamı ne anlar senden? Çıkarsın dağ başına Bir ağaç bulursun Tellerin, pullarsın Gelin eylesin birde bulutları görürsün Köpürmüş gelen bulutları Başka ne gelir elden ? Çın çın ötüyor yüreğimde şu dünyanın ıssızlığı , Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı ...
Gezimize doğru yola çıkmıştık, biraz sohbet ettik ve zaman zaman da oyun oynadık saat nerdeyse gece yarısına geliyordu. O kadar uzun bir yolculuk yapmıştık ki çoğu herkes yolu izlemek yerine uyuyordu. Bende kulağımda kulaklığım takılı bir şekilde kitap okuyordum. Yolculukta asla uyuyamam ve kimseyi de rahatsız etmem bazen oturur hayatı ve geçmişi sorgularım. Kafamı pencereye doğru çevirdim. Hızla giden arabalar ve bizi takip eden ay.. Nereye gitsem beni takip edecek, hep bana mı bakacaktı? sürekli bana göz kulak mı olacaktı? Çünkü ne zaman kendi düşüncelerime dalsam karşımda hep ay vardı...
Saat üçe geliyordu daha çok yolumuz vardı. Biraz daha ilerledikten sonra bir benzinlik göründü otobüs şoförü benzinlige doğru kırdı. Benzin almak için durdu. Şoför durunca bende ayağa kalktım. Ve kapıya ilerledim. Şoför beni görünce kapıyı açtı kendisi ile bir kaç kişi daha indi. Bağzılarının gözlerini açıp uykulu bir desle etrafindakilere geldik mi? dediğini duydum. Onlara sandece aracın yakıt dolumuna ihtiyacı olduğu, bizimde o sırada ihtiyaç molasına çıktığımızı söyledim.
Birkaç kişi ile beraber indik ve lavaboların olduğu yere gittik.
Aynaya baktığımda gözümün altındaki morluk fark edilmeyecek kadar basit değildi. Kendime gelmek amacı ile yüzüme su çarptım. uyku problemi yaşıyordum ilaç almam lazımdı, lavabo yavaş yavaş yavaş boşalıyor du, işimi hallettigimde kimse kalmamıştı, ellerimi yıkıyordum arkada bir ses dikkatimi çekti o tarafa baktım.
Büşra elinde büyük bir bıçak ile bana doğru geliyordu, elindeki kelebek ti , yanıma tehditkâr bir şekilde , gelmeye başladı. Dibimde durduktan sonra gözlerini gözlerime dikti "demek bahadır ile sevgilisin öyle mi ? Sen beni aptal mı sanıyorsun? Amacın ateşe daha yakın olmak. Bilmediğimi mi sanıyorsun? Ateşten hoşlandığını herkes biliyor ki bunu eskiden umursamaz dım şimdi anladım ne kadar ciddi olduğunu " söyledikleri bir masal gibi bu amaç dışı olabilir ama artık karşısında ezik kız yoktu aramızdaki mesafeyi kapatarak elimi kaldırdım işaret parmağımı anlayacağı bir şekilde alnına iki kere vurdum . Sesimi kalınlaştırmak konuştum " amacım o değildi ama madem öyle istiyorum olsun o zaman bu yaptığın sadece beni eğlendiriyor burda sadece eğlenen ben değilim ama şunu bilmeni işyerim ki ben sen değilim denize yanaşıp da ateşi alan ha aranızdaki ufak sırrı bilmediğimi mi ? Her zaman denize anlaşmaya mahkûm kaldığını bilmeyecek kadar mal değilim inan seni insan içine çıkamayacak ederim bilmiş ol" bu söylediklerimden sonra yutkundu elindeki kelebeği koluma savurdu, az bir derin olan kolum ile onu ne kadar sinirlendirdigim önemli değildi. bundan sonra ne olacak bilmiyorum, ateşe ateşle karşılık vereceğim kesin konuşmak için başımı kaldırdım o sırada bir kız bize baktı bu Ceydaydı bize baktı bir kanayan koluma, bir bıçağa yutkundu sonra" sızı bekliyoruz gitmemiz gerekiyor artık "dedi kafa sağladıktan sonra peşinden bende gittim.
Artık meydan okumaları can sıkma dereceleri artmaya başlamıştı bizi görünce otobüsün kapılarını açıp geçmesi için kıza yer verdim . Bizimkilerin yanında gittim bani sorgulayan gözlerle bakıyorlardı. Onlara olanları kısık sesle söyledim " tehditlerini arttırıyor hatta can yakma durumuna geldi" kolumu onlara gösterdim gözleri endişeli bakmaya başladılar ortalığı yatıştırmak amacı ile gülümseyerek " sakın olun tamam mı korkmuyorum ama biraz daha böyle giderse ortalık çok karışacak tehdit ediyor sadece , bahadıra ateşe yakın olmak için yaklaşmışım , acınası bir halde şu anda " omuzuna konulan bir el ile nimete baktım" neler yapabileceğini biliyorsun bu kadar sakin kalma sadece biraz daha sabır et biz arkandayız " diğerlerinden de onaylayan sesler çıktı
Onlara bakarak " hiç uyumadım biraz uyumam lazım bana göz kulak olur musunuz uyku ilacı alacağım" hepsi onayladıktan sonra çantamdan bir uyku hapı çıkarttım ortadan ikiye ayırdım. Birini daha sonraya içmek için yerine koydum diğerini de su yardımı ile yuttum . Yanımda getirdiğim boyun yastığı ile de yerimi ayarladım.
Birkaç dk sonra ay berraklık halinden artık sadece bir ışık olarak görüyordum ilacın etkisi kendini göstermeye başladı. Artık kılımı kıpırdatacak halim kazanmıştı kendimi uykunun kolarina bıraktım.
Etraftaki sesler bir uğultu gibi kulaklarıma doldu. Gözlerime vuran güneş ışığı, görmemi zorlaştırıyor du birkaç deneme sonucunda gözlerimi açtım. Güneş tepemize gelmek üzereydi, elimi telefona attım saat 11' e geliyordu, doğrulup etrafa baktım bazıları oyun oynuyor bazıları ise kitap okuyordu kendi aralarında dedikodu yapanlar, arada yuksesk sesle kahkaha atıyordu, gelmek üzereydik bir gün den beri yolda olduğumuz için artık. Çok yorulmuş ve bitkin düşmüş, acıkmış tık . Acıkmak yanıma aldığım kekler ve poğaçalar hızla elimi çantama attım kızlar bana bakmaya başlamıştı çantamdan çıkardığım hatrı kalan bir sürü yiyeceğe baktılar otobüsdeki bircok kişinin gözleri bize döndü bizim doğacağımız kadar diğerlerini onlara verdim artık tabela görünmüş tü yeşil göl bir saatlik yolmumuz vardı .
Park edecek bir yer arayan araba şoförü bir yer buldu , diğer kişiler de geldi eşyalarımızı alıp bize ayrılan yere gittik herkes çadırlarını eşyalarını kurmaya başladı. Çok heyecanlı olacaktı.
Neredeyse yarım saattir bir çadırı kuramadım ne kadar uğraşamam da o nu yapamadım . Bizimkiler el attılar ve sonunda istediğim gibi bir çadırım oldu eşyalarımı alıp içeriye koydum bir gündür üstüme de olan o kıyafetler artık beni biriktiriyordu konaklama için yaotukları konteyner banyo ya doğru kostüm . Bir yer bulup hızla duş aldım. Kendimi rahatlamış hissediyordum ve de uykulu hızla çadırımın yolunu tuttum. Kendimi içeri atıp uykumu kaçırmadan uydum...
Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen bu benim ilk kurgum . Kendinize iyi bakın 🤍
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |