

Uyandığımda yanında kimse yoktu en son film izliyorduk Garfield babası ile birkaç birşeyler yaşıyordu sonrası yok tu uyuya kalmışım elimi telefona attım saatin neredeyse 9 a gelmek üzereydi hızla yataktan fırladım birkaç parça kıyafet alıp onları bir çanta poşete koydum . Çadırı açıp duş bölümlerinin olduğu yere hızlı adımlarla yürüdüm az bir kuyruk vardı hemen kuyruğa girip biran önce sıranın bana gelmesi için dua ettim.
Sırtıma vurulan bir el ile arkama döndüm bu Ceylin di biraz sohbet etmeye başladık . kızların icinden en güvenilir kızdı , bana üzgün gözlerle baktı ,birşeyler dönüyordu ama ben birtürlü anlamıyordum. ne vardı aralatında bana ne anlatıyor saklanıyor iremin ve Egemen'in yaptıkları Gözümün önünde bir film şeridi gibi sergileniyordu . konuşmak için azınını açtı ,geri kapadı yaşadığı ikilem gözler önüne serinliyordu . sıranın Ceyline gelmesiyle kenine dikkat et dedi ve gitti. ne dedigini ve demek istedigini bir türlü anlamadım, arkamdan bir ses gelmesi ile baktım arkamda Ateş vardı dikkat çekmeyecek şekilde dün kitap okuduğun yere gel dedi ve gitti nerde biliyordu kitap okuduğum yeri? . Ben bunları düşünürken ceylin çıktı bende hemen girdim .
sıcak su iyi gelmişti bütün Kaslarımı gevşetti . çok durmadan çıktım eşyalarımı çadıra koyup kitap okuduğum yere doğru yöneldim. etrafıma bakmaya başladım. arkamdan bir çıtırtı sesi geldi hızla ödenmem ile dudaklarımda bir baskı hissettim . beynimde Şimşekler çakıyor. ne yaşadığımı bir türlü idrak edemiyordum , kendime geldim hemen ayrıldım "ne yapıyorsun be! Sevgilim var benim! " elimden geldiğince sesimi sakin tutmaya ve onu korkutmaya çalışıyordum Ateş sırıtarak bana bakıyordu " Bahdırdan mı bahsediyorsun? seni sevdiğini mi sanıyorsun. seni kullanıyor. Şimdi fark ediyorum o kadar güzelsin ki , ben bunu yeni fark ettim daha önce seni neden fark etmedim , en büyük pişmanlığım bu olacak galiba " kendi kendine konuşuyordu sanki beni unutmuş, tek başına gibi davranıyordu çok kötü oldum dudağımdan öpmütü , aklıma düştü an elektro şoka uğramış gibi hemen geri çektim var gücümle tokat attım . ormanda yankılanan ses kulaklarıma melodi gibi geliyordu , sanki mükemmel bir ezgi gibi yanağı hafif kızarmıştı . kahverengi gözlerini bal köpüklerime kilitledi ,çenesinde bir kas seğiriyordu , korkuyor hemde Sevgilim varken bunu nasıl yapabilirdi bir migde aklım almıyor artık. bunlar nasıl insanlardı.
kaşlarımı çatarak suratına baktım gözlerinin içine, eskiden o gözleri görebilmek için taklalar atardım simdi sadece migde bulandırıcı geliyor. "beni neden çağırdın ? artık ikinizden de yoruldum sen ve sevdiğin benden uzak durun , bizden uzak durun, sen ve sevgilinin boş tehditleri umrumda değil bizden uzak durun biz mutluyuz" bu ikisinden kurtuluşum yoktu belli oluyordu. Daha fazla birşey söylemeden , arkamı döndüp ilerledim . sinirden elim ayağım titriyordu , çalıların arkasında bir sulet gördüm, dikkatli bakınca Büşranın çalıların arasına saklanmış bizi izlediğini gördüm. bunu hemen bahadıra demem lazımdı.
Hızla kaldırdığım çadıra gittim. yolda birkaç kere bahadırı aradım ama açmadı, bu silsilesilerin ne olduğunu belli değil ki , herşey bekliyorumdum. öğlendene geliyordu . Attık göle gitme vakti gelmişti . tam donanımlı kamp çantamı .

( kamp cantasının içinde olan malzemeler)
asker yeşili pantolon üstüne kırmızı renk bluz yeşil bir gömlek . saçlarımı açık bıraltım . artık cıkmaya hazırdım.

(görselin aynısı)
çadırdan çıktığımda birçok kişinin toplandığını gördüm. bizim kızlar gurub halinde konuşuyorlardı. yanlarına gittiğimde garip bir şekilde bakıyorlardı , hepsinin gözlerinde kınayan bir bakış vardı . ne olduğunu anlamıyordum . Ceylin yanımda geldi okulun itiraf sayfasına bak dedi gitti , ne oluyor du , hemen telefonumu çıkarttım, okulun itiraf sayfasında ateş ile resmimiz vardı beni öpüyordu dünya başıma yıkıldı. Bahadır telefonlarımı açmıyor du . herşey bir kumaştan ibaretti , hayatımı mahvetmeye yemin etmişti , ve başarmıştı, Bahadırı aradım açmadı , etrafta kimsem yoktu ve daha kötüsü kızlar da arkasını döndü ve ben sırf arkadaşım, sırrı ortaya çıkarmasın diye birçok olaya susmuş , boyun eğmiştim. onlar bana arkasını dönmüştü . telefonunun bildirim sesi ile kendime geldim. mesaj atan Bahadırdı .
Bahadır: yeşil göle gel . kırmızı şeritin altından geç seni bekliyorum . çabuk gel.
mesajı gördüm , çok sinirlenmiş olmalı kamp çantasını taktım Göle doğru yürüdüm , küçük bir girişi vardı merdivendenle gideceğimiz birim yerdi , köşede kırmızı şerit ile kapalı şeridin altındam geçtim . karşımda yeşil bir göl vardı. gözlerimi alamıyordum. 
Bahadır, masa kurmuş ,bizim için ama Herşey yerde yatıyordu. deliye dönmüştü, gözleri kırmızıydı,mahcup birsekilde karşısında durdum. elini cebine attı. ekranı parçalamış telefonnu bana gösterdi.

( kız olduğunu sayar misiniz)
ne diyeceğimi bilemedim, ağızımı açtım geri kapattım benim yerime Bahadır konuşmaya başladı. "Bunu neden yaptın? ben senin neyine yetmedim? duygularımla oynadın. Ben burda bize Kahvaltı hazırlarken sen başkasını öpüyorsun. bunu neden yaptın. ben elimden geleni yaptım ama sen bununla bir türlü yetişemedin." cevap vermemi beklemeden gitti . tek başima kaldım biraz oturdum ağladım. nedem herkes böyle diye düşündüm, zamanın nasıl geçtiğini anlamadım , arkamdaki ses ile kendime geldim, kafamı arkama doğru çevirdim, Büşranin sırıtarak bana baktığını gördüm, hızla ayağa kalktım, yakasına yapıştım yüzüne doğru haykırmaya başladım. "bunu neden yaptın? ben sana ne yaptım sen bana bunları yapıyorsun , sen ve sevgilinin umrumda değilsiniz neden anlamıyorsun ha ?" karşımda hâlâ sırıtıyor du kulağıma doğru eğildi fısıldadı "canın cehenneme "beni itti!
Büşra beni göle itti
beni göle itti
sırtımdan ki çantanın ağırlığıyla dibe batıyordum ,nefessiz kaldım ağzımdan baloncuklar çıktı çırpındıkça daha da derine battım, gücüm kalmadı kendimi bıraktım.
göldeki su kaynamaya başladı su tenimi yakıyor du birden yukarı çıktım suyun üstünde oturdum, ayağa kalktım su ayak bileğime geliyordu. heryer ağaçtı üstüm ıslattı , gölden çıktım, çantamı açtım içinden bıçağı alıdım cebime koydum, ne olur ne olmazdı, az ilerden bağrıma sesleri geliyordu. oraya doğru gittim .
ağacın arkasında olan bitene bakıyordum sıyah giyinmiş insanlar başka insanları topluyordu. kimdi bunlar bir adım attım .ayağımın altında dal parçası çatırdadı, ayağıma baktım, ıslak bot ağırdı , kafamı kaldırdım hepsi bana bakıyordu
elinde Kılıç olan üstüme yürüdü, arkama bile bakmadan kaçtım ağaçlar çok sıktı ,kaçmak imkansızdı , rüzgar esiyordu ıslak olduğum için üşüdüm, biri sırt cantamı turup ağaca fırlattı, Çarpmanın etkisiyle yere düştüm, cebimden bıçağı çıkardım , ayağa kalktım, adam tam karşımda durdu nefesi saçlarımı okşuyordu .
bıçağı kaldırdım,tam kalbine hedef alıp sapladım demire çarpma sesi bıçağın sapı elimde kalmıştı , bıçak kırılmıştı yere baktım kırılan bıçak yerdeydi, hafıf bir hırıltı duydum, hayır bu gülme sesiydi, kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
elini kaldırıp yüzüme Tokat attı tokatın etkisiyle yere düştüm, ağzımın içine metalik bir tat aldım, elimi dudağımın üstüne koydum, elime bulaşan kana baktım, tam karşımda bana bakıyordu, acının içinde ona baktım bana üstün bir tavırla bakıyordu, gözlerim kapanıyordu, kendimi karanlığa bıraktım.
(bu bölüm de böyle kendinize iyi bakın, yoruldum ve oy kullanmayı unutmayın 🤍🗨️💬 yorumlarınızı bekliyorum)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |