Merhaba sevgili okuyucular, haftanın yeni bölümü ile karşınızdayım!
Bu hafta da 2 bölüm birden atacağım.
RUH HALİNİZ İYİ DEĞİLSE OKUMAYIN.
Beğenirseniz oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen 🎀
Keyifli okumalar ✨
--------------------------------------------------------------------------------------------
(Tolga'nın gözünden..)
Televizyonda iptal olan tiyatro oyunumu açmıştım. O partiyi karıştırmasaydım, sahnede bu iki karakteri de ben oynayacaktım. Jekyll ve Hyde. İkisinde de çok iyiydim. Neredeyse bu ikiliye büründüğümü hissediyordum. İstersen iyi bir insan, istersen cani bir canavar. Gülümsedim. Güçlü olabilmeyi sevmiştim.
"Tolga, hoşgeldin." Eve gelip salona yayılalı bir süre olmuştu ama evde bir misafirimiz olduğunu fark etmemiştim. Dikkat etsem belki anlardım ama üst katta tek bir kalbin atışını duymuştum onun da Ilgaz ya da Mira'nınki olduğunu varsaymıştım. Ancak Ada'nınkiydi. Bu kız hala bende delice heyecan uyandırıyordu.
"Ada, merhaba." Şaşkın şaşkın bakıyordum. Ne arıyorsun evimizde diye sormak ayıp olurdu. Kendisinin açıklamasını bekliyordum.
"Ben.. Ilgaz'ı bekliyordum. Bir şeyler almak için çıktı da.. Sen? Nasılsın?" Mahçuptu. Bakışları. Duruşu. Yanlış yapıyordu. Yanlış yapmasa suçlu gibi bakar mıydı bana? Misafir takımından bir tabak kırdığında annene böyle bakardın. Topla babaannenden kalma vazoyu patlattığında babana böyle bakardın. O da beni kırıyordu. Çiğniyordu. Ona tutuk olduğumu bile göre, Ilgaz'ın beni ne kadar aşağıladığına şahit ola ola beni çiğniyordu. Utanmadan evimize geliyordu. Kardeşimle vakit geçirebilmek için. Bir anlığına Ilgaz'la evlendiğini düşündüm. Üzerime bir ağırlık çöktü.
Ne güzel de giyinmişti. Pileli siyah bir etek, üzerine kolları bileklerine varmayan büzgülü beyaz bir bluz.. Gözüme bir pembe bir beyaz görünen taşlı takılar o hareket ettikçe sallanıyordu. Uzun süre sessizce ona bakınca gerilmişti. Benden cevap beklemeyi kesmiş olsa gerek mutfağa yöneldi.
"Şey ben.. su almak için inmiştim ama."
"Mutfak orada. Gerçi biliyor gibisin." Yine de işaret ettim. Gözlerini kaçırıyordu. Ne yapacaktım? İzin mi verecektim buna? Onun ailemize benim değil de Ilgaz'ın yanında olarak katılmasına.. Derin bir nefes çektim.
Sürahinin kapağını kaldırdı. Bardak bulmak için dolapları kurcalıyordu. Halbuki açıktaydı. Sonunda buldu. Bardağı koydu. Sesler sanki yanındaymışım gibi netti. Sürahiyi devirdi bardağın üzerine. Suyun akışını dinledim. Su sesi kesildiğinde konuştum.
"Jekyll ve Hyde'ı izliyorum. Ilgaz dönene kadar birlikte izlemek ister misin?"
"O ne?" Unutmuştu.
"Tiyatro. Hani iptal olmasa oynayacak olduğum."
"Ha o. Evet hatırladım." Hatırlamıyordu. Umurunda değildi. Suyunu aldı ve merdivenleri tırmanmaya başladı.
"İzlemeyecek misin?"
"Ilgaz gelir şimdi. Hiç bozmayayım seni. İyi seyirler." Yapay bir gülümseme bıraktı bana. Hep düşünmüştüm bu kadar iyi bir kız, iki cadıyla nasıl arkadaşlık ediyor diye. Şimdi anlıyordum.
Aniden önünde belirdim. Korkudan bardağı düşürdü. Cam parçaları yerde sekerek bacağında kesikler bıraktı. Kan görüyordum. Gözlerim bulandı bir anlığına ve daha keskin bir görüşe geçtiler. Gerçek bir avcının sahip olduğu gibi. Ada çığlıklar atıyordu.
"Beni kullandın. Ilgaz'a yaklaşmak için." Kekeliyordu. Tüm gayretine rağmen ağzından sadece adımın ilk iki harfi çıkabiliyordu. To.
"To, to ne? Söyle hadi?" Donakalmıştı. Geriye adımlar atıyor, o gittikçe ben üzerine yürüyordum.
"Tiyatroyu izlemek ister misin benimle?" Boş boş bakıyor kafasını sallıyordu.
"Dilini mi yuttun?" Cevap vermiyordu.
"Ha?" Damarlarım genleşiyor, dişlerim irileşiyordu. Kendimi tutmuyordum. Kollarını kavradım ve boynunu ısırdım.
Çığlığı kulaklarımı çınlatıyordu. Normalde hoşuma giderdi ama ona öyle yoğun nefret duyuyordum ki çığlığını bile duymak istemiyordum.
Bedeni bomboş kalmıştı. Çenemden akan gözyaşlarımı silmeye çalıştıkça onun kanına bulanıyordu. Onu döndürmeye çalışmıştım. Kendi kanımı vermiştim. Onu iyileştirir sanmıştım ama olmadı. Ölüydü. İçimde ağrılar ve sancılar iç içe geçmişti. Ölmekten başka dileğim yoktu artık.
Tahta parçası. Beni öldürebilecek tek şeydi. Sehpanın ayağını kırıp aldım. İki elimle tutuyordum. Ne koşulda olursa olsun can, acıyordu. Kendini öldürmek zordu. Ama ben artık bunu haketmiştim. Vampir beni terk ettiğinde gelen azap, sonsuza dek çekebileceğim bir şey değildi. Dayanamazdım. Tahta bacağı kalbime sapladım. Gözlerim karardı. Yere yığıldım. Bu kadardı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
17.55k Okunma |
1.4k Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |