Hayatta yapmak istediğimiz ama çoğu zaman yapamadığımız şeyler vardır.Örneğin ben kardeşimle evde tek başımayken kardeşimin yanlışıkla elindeki bıçağın üstüne düşmesi sonucu öldüğünde aileme gerçeği açıklayamamıştım.Gerçi konuşmama izin bile vermemişlerdi.Sonucunda ise sorumlusu ben olmuştum.Yıllarca benim sinirden yaptığımı düşünmüşlerdi.Ama kimseye de söyleyememişlerdi.Hatta kimseye söylemeden bir yere gömmüşlerdi.Bana söylememişlerdi,çünkü onun yanına gitmeyi hak etmediğimi düşünüyorlardı.Neden hâla söylemedin diyorsunuz değil mi?O küçücük yaşta konuşmamamın sebebi korkmamdı ama onlar bunu hiç anlayamadılar.Aslında öyle bir korkmuştum ki konuşmayı unutmuştum.Ama kimse bana iyi misin? diye sormamıştı.Sahiden ben iyi miydim?Uzun zamandır umursamıyordum.Beni bu olaydan sonra yurda bıraktıklarından sonra artık kendimden nefret etmeye başlamıştım.Çünkü ailem beni bırakıp gitmişlerdi.Nerde olduklarına dair hiçbir fikrim yoktu.Belki de bunu hak etmişimdir diye düşündüm pek çok kez.Yurtta geçirdiğim süre öyle uzundu ki bunları düşünmekten kafayı yiyecek seviyeye gelmiştim.Belki de gerçekten benim suçumdu? diye düşündüm.Ama artık bunların bir önemi yoktu çünkü bugün 18 yaşına girmiştim.Dışarı çıkacak ve kendi olmayan hayatımı kurucaktım.Bir işe giricek kendi paramla hayatta kalacaktım.Çünkü kaldığım yurdun her köşesi acı ve ayrılıklarla doluydu.Katlanamıyordum.Nihayet bende gidebilecektim.
Önümde duran küçücük valize benim hayatım sığabiliyordu.Acı verici bir durumdu ama artık üzülmüyordum.Bir anda gerçekliğe döndüğümde kapıda Berna ablanın bana seslendiğini gördüm.Hemen ayağa kalkarak "özür dilerim hemen hazırlanıp çıkıyorum."diyerek geçiştirdim.Ancak tekrardan "Larin." diyince tekrar o tarafa baktım."yorgun görünüyorsun,iyi misin?"kafamı o yöne çevirdiğimde gerçekten endişeli görünüyordu."Evet gayet iyiyim,neden?"yalanlar...asla iyi değidim.Kafamda miyonlarca ihtimallerim ve korkularım var."İyi o zaman hazırlan ve hemen aşağıya gel."diyip odadan çıktı.Arkasından baktım ve onun hakkında ne düşündüğümü düşündüm.Berna abla küçüklüğümden beri vardı.Hep bana bakar ve ilgilenirdi.Şuan 40'lı yaşların sonlarındaydı ve ömrünün çoğu senesi burda çocuklara iyilik yapıp onlara bakmakla geçti.Onu seviyordum.Şimdi düşününce onu özliyeceğimi bile düşünüyordum.Ama artık bunlarla ilgilenmemeliydim.Benim kendi geleceğim vardı.Hiçbir zaman gerçekleşmese bile hayallerim vardı.Geçmiş artık acıtıyordu.Ruhumu kanatıyordu.Artık geleceğimi ve kendimi düşünmeliydim.Belki eğlence merkezlerine gider deliler gibi içerdim?Belki hayallerimdeki gibi para biriktirip bir pastane açardım?hayır yapamazsın Larin,kendini yalanlara inandırma İmkansız olabilir ama çabalayacaktım.Sonuç vermese bile.Son parça kıyafetimi de alıp odadan çıktım.Hayır,veda edemezdim.Herşeyimi burda bırakmam gerekiyordu.Yoksa hatıralarımda yer edinir ve sürekli aklıma gelirdi.Aşağı kata indiğimde yurdun sahibi Mesut Bey ve Berna abla duruyordu.Onlarla sıkıca sarılıp vedalaştıktan sonra kendimi sokağa attım.Normalde yurda giriş çıkış saatleri dışında bir yere gidemezdik ama artık özgürdüm.Hemen en yakın durağa gidip otobüsümü beklemeye başladım.İş aramaya gidiyordum ve bugün mülakatım vardı.Belki kabul ederlerdi ve hemen bugün başlardım.Biraz zor gibi görünsede olabilirdi.olurdu değil mi?olsun olsun...Otobüs gelince kartımı okutup yerime oturdum.Kulaklığımı çıkarıp The Neighborhood 'dan "reflections" şarkısını açtım ve dışarıyı izlemeye başladım.İnmem gereken yere gelince indim ve yürümeye başladım.Lüks bir restorant'da kadın garson arıyorlardı.Tek istediğim işi almaktı.Mekandan içeriye girdiğimde gözüm direk parlak ışıklardan rahatsız oldu.Yavaş yavaş yürüyerek restoranın sahibinin odasına doğru gittim.İki kere tıklayıp içeriye girdiğimde adamın yüzü asıktı.Tam da benim zamanımı bulmuştu..."Kimsin sen?Ne için geldin?"diye sordu yüzündeki kötü idadeyi silerken."İş için gelmiştim."diyerek karşısına doğru yürüdüm."İşe biri aldındı zaten."dedi bir anda.Bunu bu kadar kolay mı söylüyordu?İş almak bu dönemde bu kadar zorken insanlar nasıl bu kadar görgüsüz olabiliyorlardı?Bu kadar rahat konuşmasına şaşırmıştım."Ama ben aradığımda gelin demiştiniz?"dedim bir anda.Tek kaşını kaldırıp aşşağılıyıcı bir ifadeyle baktı."Şimdi de git diyorum yapacak mısın?"sonrada pişkin pişkin güldü.Dalga mı geçiyorlardı benimle?İş için gelmiş sıradan bir insanım ama benimle öyle büyük bir kinle konuşuyordu ki acaba başka yerde tanışmış mıydık diye bile düşündüm.Bir anlık sinirle kalkıp "Evet gideceğim ama siz dediniz diye değil bu seviyesiz haraketinize daha fazla katlanamam diye."Adam bir anda ne diyeceğini şaşırdı ve bağrmaya başladı "Defol git odamdan f*hişe!"diyince hışımla arkama döndüm."Siz işe alsaydınız da ben sizin gibi biriyle çalışmazdım zaten."diyip odadan çıktım.Aptal adam.Kendini parası var diye ne zannediyordu?Egosu tavan yapmış bunak! al paranı buruşmuş g*tüne sok! diyip koşarak mekandan çıktım.Caddeye varınca bir saniye düşündüm.İş bulmak asla kolay olmayacaktı.Üstelik dünyada parası var diye herkesi elinde oynatan insanlar varken.Kimisinin harçlığı,kimisinin geçimiydi o para ama bu insanlar bunu düşünmezdi.Tekrardan durağa gideceğim sırada birinin ağladığını duydum.O tarafa baktığımda küçücük bir kız kaldırım taşında oturmuş hıçkırarak ağlıyordu.Yanına gittiğimde beni fark etti ve korktu."Sakin ol sana yardım etmek istiyorum."diyerek sakinleşmesi için ona süre verdim.Kız başını bana çevirip "annemi kaybettim ve çok acıktım."dedi.Etrafıma baktığımda kimse yoktu.Gerçekten annesinş kaybetmiş olmalıydı.Onu burada asla yalnız bırakamazdım.Kıza dönüp "sana kurabiye ve süt almamı ister misin?"diye sordum.Kız başını aşağıya yukarıya sallayınca onu yerden kaldırıp üstünü temizledim.Ve köşedeki pastaneye doğru ilerledik.Hayallerimdeki gibi...İçeriye girdiğimde kasadaki çocuk bana baktı.Yanına ilerleyip "Kurabiye ve süt alabilir miyiz?"diye sordum.Adam "tabii,hemen hazırlıyorum."diyince beklemeye başladım.Kız bana gülümseyerek bakınca içim sıcacık oldu.Hafifçe yanına çömelip "adın ne prenses?"diye sordum gülümsemesine karşılık vererek.Bir anda heyecanlanıp "Aylin!"diye bağırdı.Gülümseyip saçını okşadım.Keşke annemde benimkini okşasaydı.Hayır gecmiş yoktu.Konuşmayacaktım.Daldığımı adamın "Buyrun siparişiniz hazır,60tl tuttu."demesiyle anladım.Cebimden paramı çıkarıp adama verdikten sonra köşedeki masalardan birine geçtik.Aylin kurabiyesini yiyip sütünü içerken bende telefonumu kurcalıyordum.Yaklaşık 15 dakika sonra bir kadın kapıyı neredeyse kıracak hızda içeriye girdi."Aylin neredesin?!" diye bağırdı.Ayline dönüp bakınca annesine koştuğunu gördüm.Annesi onu görünce rahat bir nefes verip kızına sarıldı.Benim annem hiç sarılmadı.Keşke bir kere sarılsaydı...Aklımdan bu kötü geçmişim sanırım hiç cıkmayacaktı.Ama olsun ne olursa olsun düşünmeyecektim.Annesi yanıma gelip teşekkür edip giderken son kez Aylin'e el salldım.O da bana elini sallayıp gülümsedi.Bende artık otel bulmak için kalktığımda bir anda pastanenin arka tarafından sandalye kırma sesi geldi.Bir adam "Beceriksiz aptal!"dedi ve sonra devam etti "kovacağım seni hiçbir işi beceremiyorsun!"diyerek bağırdı.Adam bu sözlerden sonra sinirden ağlamış bir şekilde pastaneden ayrıldı.Sonra yanındaki her kimse ona "yeni kadın garson ara"dedi ve sonra "ama kadın olsun daha dikkatli yapar."dedi.Aradığım fırsat sanırım ayağıma gelmişti.Artık bu fırsatı değerlendirmem gerekiyordu.Adama üzülmüştüm çünkü belkide az önce bana yapılan haksızlık ona da yapılmıştı.Ama benim yapacağım bir durum yoktu.Dünyada hep kötü insanlar vardı ve olmaya da devam edeceklerdi.Ama ben artık fırsat kaçırmaya devam etmeyecektim.Çünkü hayat devam ediyordu.Nasıl bir hayat olursa olsun...
EVEEEETTT İLK BÖLÜM NASILDI GUZELLERIM YORUMA YAZIN LUTFENN🫶🏻💗SIZLERI SEVIYORUM DEVAMINI BEKLEYIINN🥹💖