12. Bölüm

12

Parla avci
parlisko

Topçu ile birbirimize doğru adım attık. Ona doğru yaklaştıkça yakışıklılığı daha da artıyor, kalbim daha da çok çarpıyordu.

 

Artık topçu ile karşı karşıya geldiğimizde, ilk kez gözlerinin renginin ne olduğunu anlamıştım. Yeşil gözleri vardı...

 

ikimizin de dili tutulmuş gibiydi.

 

Topçunun yutkunduğunu görmüştüm. Daha sonrasında ise derin bir nefes aldı ve konuştu.

 

" Sarılmak yok mu Ay Işığı ?" güldüm. Ona doğru atılıp sıkıca birbirimize sarıldık.

 

Zaman durmuş gibiydi. Sanki, etrafta hiç ses yoktu, dünya da bir tek biz vardık...

 

Sarılmamız bittiğinde yüzüne baktım. Kıpkırmızı olmuştu. Eminim ki bende ondan farksız değildim.

 

" Hoşgeldin Topçu" İyi geldin...

 

" Hoşbuldum Selinay" ikimizde tekrar gülmeye başladığımız da sanırım ne konuşacağımızı bilemiyorduk. Aklıma gelen şey ile konuştum.

 

" Kahvaltı yaptın mı?" Büyük ihtimal o da benim gibi yapmamıştı.

 

" Hayır yapmadım" Bekle topçu, seni Menemen yemeğe götüreceğim.

 

" Menemen yemeğe gidelim mi o zaman?" Futbolcu çocuğu menemen yemeye götürmek kaçıncı seviyeydi...

 

" Olur bana uyar." Çıkış kapısına doğru yürürken, kalbim hala hızla çarpıyordu.

 

" Seni gördüm ama hala sakinleşemedim Ay Işığı" Ne kadar güzel Ay Işığı diyordu öyle.

 

" Bende öyle topçu. Son 1 haftadır heyecandan uyuyamıyorum." Gerçekten de uyuyamıyor, sürekli rüyamda Topçunun geldiğini görüyordum.

 

" Geçen gün uyurken, adını sayıklamışım" dediği şey ile adımlarım durdu. Ne demişti o

 

"Geçen gün uyurken, adını sayıklamışım"

​​

KALBİME İNDİ TOPÇU YAVAŞ

 

"Ö- öyle mi" onunda adımları benim gibi durduğunda konuştu. " Öyle"

 

Ardından tebessüm edip yola devam etti. Bende onunla birlikte yürürken, elini omzuma attı.

 

Ama topçu sen böyle yaparsan biz nasıl anlaşacağız koçum.

 

Yaklaşık 20 dakika yürüdükten sonra menemenciye varmıştık. Bir yere geçip siparişleri verdik. " Bu anın hayalini çok kurdum."

 

Nasıl yani oturup menemen yediğimiz anı mı hayal etmişti?

 

" Menemen yediğimiz anı mı hayal ettin?" Birden gülmeye başladı. Gülüşü de gerçekten çok güzeldi...

 

" Hayır, seninle burada oturup sohbet etmeyi çok hayal ettim. Telefonda mesajlaşarak değil de yüz yüze olmayı" derin nefes aldı ve devam etti. "Hayal ettim"

 

Bu konuda topçudan farksız değildim. Geceleri uyumadan önce hep onunla bu şekilde olmanın hayalini kurmuştum. Keşke Topçuyu çok önceden tanısaydım..

 

" Keşke çok önceden tanışsaydık Can" Keşke...

 

" Demek ki bizim için de hayırlısı buymuş" sohbetimizi bölen şey gelen menemenlerimizdi.

 

" Şey pardon, siz Can Mavioğlu musunuz?" Garsonun dediği şey ile gülümsememi gizleyemedim.

 

" Evet" Topçu da garsona karşı gülümseyip ayağa kalktı. Birlikte fotoğraf çekilince aklıma bir şey geldi.

 

Bizim Topçu ile hiç fotoğrafımız yoktu.

 

Garson gidince Topçuya döndüm. "Topçu, fark ettin mi bizim hiç fotoğrafımız yok"

 

" Az önce fark ettim." Son model telefonunu kaldırdı. " Hadi o zaman bu ilk olsun"

 

İkimizde 32 dış gülmüş, çok güzel bir fotoğraf çekilmiştik. " Bu arada instagramdan takipleşmiyoruz."

 

Aslında bunu fark etmiştim. Geçen gün Topçuyu stalklarken takip etmeyi düşünmüştüm ama tam tanışmadan etmemiştim.

 

" Fark ettim." İkimiz de telefonlarımızı açıp birbirimizi takip ettik.

 

Daha sonrasında menemen yemeğe başladık. " Ülkemin menemenini çok özlemişim." Topçunun dediği şey ile ona döndüm.

 

" Orada hiç yapmıyor musunuz?" Orada domates yok muydu?

 

" Hayır. Ben kahvaltımı tesislerde yapıyorum genelde."

 

" Anladım. O zaman buraya her geldiğinde ilk durağımız menemenci olacak " ikimizde kahkaha attık.

 

" Akşam 6 da uçağım var" sadece bir kaç saat birlikte olacaktık demek...

 

" Sadece bir kaç saat mi birlikte olacağız yani?" Bu söylediği beni üzmüştü.

 

" Maalesef maç yarın"

 

" Oyuna girecek misin peki?"

 

" Teknik direktörümüz 80. Dakika da oyuna gireceğimi söyledi" Topçuyu ilk kez izlemek bana çok farklı bir heyecan veriyordu.

 

" Ayy çok heyecanlıı"

 

Devamında iyice sohbet edip, bol bol birbirimizden bahsettik. Sonra sahile gidip orda biraz gezindik. Topçu bana kalpli, pembe ve çok fazla parlayan bir kolye almıştı.

 

Göz kamaştırıcı bir kolyeydi.

 

Sonrasında topçu bana balık tutmayı öğretti. Böyle böyle saatler geçmişti. Bu geçen saatlerde en az 30 kişi Topçuyu tanımış, fotoğraf çektirmişlerdi.

 

En sonunda bı parka gelip oturduk.

 

" Çok güzel bir gündü değil mi?" Çok fazla güzeldi...

 

" Evet. Bugün çok eğlendim topçu." Sanırım artık hediyesini verme zamanım gelmişti. Balık tuttuktan sonra tatlıcıya gittiğimizde orada gizlice pasta almış, çantama koymuştum.

 

" Bir dakika " hemen arkamı döndüm ve Topçuya aldığım küçük pastanın üzerine mum koydum. Fakat çakmak yoktu...

 

Artık idare edecektik. Topçuya doğru döndüğümde bakışları pastaya dönmüştü.

 

" Doğum günün kutlu olsun Topçu" Topçunun o an ki mutluluğu çok farklıydı. Sanki hayatın da ilk kez biri onun doğum gününü kutlamış gibiydi.

 

" Selinay" Derin bir nefes aldı. Konuşmakta zorlanıyor gibiydi. Derken gözünden bir damla yaş düştü. Pastayı yanıma koyduğumda hemen Topçunun gözlerini silmiştim.

 

" Topçu, ben sana pastayı ağla diye almadım ki ama. Gül diye aldım."

 

" Hayatım da ilk kez babam hariç biri doğum günümü kutladı." Nasıl yani?

 

Topçu Ocak ayında A takıma çıkmıştı. Yani takımı doğum gününü kutlamamıştı. Alt yapı da bile kutlamamıştı o zaman.

 

" Bu ilk olsun o zaman"

 

" Umarım son olmaz Ay Işığı" Yerim seni yaaa

 

" Bu arada mum yanmıyor ama idare edeceğiz işte " güldü. Bugün çok fazla gülmüştü.

 

Bugün çok fazla gülmüştük.

 

" Kalbimizde ki ateş bu mumu da yakar Ay Işığı"Dediği şey ile bayılacaktım..

 

" O zaman tekrar doğum gününün kutlu olsun Topçu." Topçuyla birlikte güldüğümüzde,elimdeki pastayı yedik.

 

Çantamdan ona yaptığım bez bebeği çıkardım." Bu da hediyen. Umarım seversin"

 

" Ben senden gelen her şeyi severim." Yaa bu sefer eridim...

 

Hediye paketini açtığın da gördüğü şey ile gözleri açıldı. " Selinay bunu sen mi yaptın?"

 

Eheh tabi ki ben yapmıştım.

 

" Evet. Beğendin mi?" Beğenmişti..

 

" Beğenmek ne kelime. Bayıldım." Kollarını açıp bana sarılması ile resmen kemiklerim kırılacaktı. Sanırım topçuya karşı hislerim hoşlantıdan daha fazlasıydı...

 

Ayrıldığın da konuştu

 

" Selinay benim sana bir şey söylemem gerek." Dediği şey ile nefesimi tuttum.

 

Geliyordu.

 

" Bak aramızdaki şeyin arkadaşlıktan öte olduğu çok belli. Selinay ben sana karşı bir hoşlantıdan daha fazlasını hissediyorum."

 

Tuttuğum nefesi geri veremiyordum. Öyle bir andı yani..

 

" Topçu, bende sana karşı aynı şeyleri hissediyorum. " Artık adını koymalıydık.

 

" O zaman benimle bütün bunların adını koymaya var mısın?" Ben seninle herşeye vardım yakışıklı...

 

" Ben seninle her şeye varım"

***

Yorum ve Beğenilerinizi unutmayınn :)

 

 

Bölüm : 20.11.2024 20:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...